• Sonuç bulunamadı

Aile içi etkileşim biçimleri: Kişi Odaklı Aile Konum Odaklı Aile

KURAMSAL ARTALAN

7. Edilgen çatı kullanımı

2.2.3. Aile içi etkileşim biçimleri: Kişi Odaklı Aile Konum Odaklı Aile

Bernstein dar kod ve geniş kod adını verdiği bu farklı iki dil kullanımı ile ilişkili olarak, toplumsal denetim ve aile içindeki rol ilişkileri temelinde iki farklı aile modeli geliştirmiştir. Bernstein’a göre geniş kod kullanıcısı olan kişi odaklı (person- oriented) aileler ve dar kod kullanıcısı olan konum odaklı (position-oriented) aileler olmak üzere, farklı toplumsal dayanışma biçimlerinden kaynaklanarak oluştuğu savlanan iki farklı aile türü vardır. Daha önce de söz ettiğimiz gibi, temelinde Durkheim’ın mekanik yani ilkel ve organik yani modern toplumları olan bu iki aile türlerinden, kişi odaklı aileler organik dayanışma, konum odaklı aileler ise mekanik dayanışma biçimlerinden beslenmektedir. Bu farklı dayanışma biçimleri de doğal olarak farklı anlam yönelimlerini düzenlemektedir. Kişi odaklı ailelerde etkileşim ve karar alma, tüm bireylerin katılımlarıyla sağlanmaktadır, kararlar tartışmaya açıktır ve bireylerin resmi statülerinin aile içi etkileşimde önemi yoktur. Bu türden ailelerde çocuklar kendi rollerini kendileri belirlemektedirler ve çocukların da ailelerini etkileyebilme, karar alma aşamasında söz söyleme hakları bulunmaktadır. Aileler de çocuklarının fikirlerine karşı son derece duyarlı ve saygılıdırlar. Öte yandan konum odaklı ailelerde, etkileşim örüntülerinde ve karar almada, resmi statülerin önemi büyüktür. Rol dağılımı, diğer bir deyişle kimin güçlü ve otoriter olduğu, sabit ve nettir. Davranışlar yaş ve cinsiyete göre belirlenmektedir. Bu iki farklı aile türü olan kişi ve konum odaklı aileler, otoritenin ifade ediliş biçimlerinde de farklılıklar sergilemektedir. Konum odaklı ailelerde otoritenin ifade edilişinde sıklıkla karşılaşılan ve çocuğun yaşına ve cinsiyetine de gönderimde bulunan ebeveynlerin kullandıkları dilsel yapılar, (12) ve (13) no’lu örneklerdeki gibidir:

(12) Little boys don’t play with dolls.

42 (13) You don’t talk to your father like that.

(Babanla öyle konuşma.)

Bu ailelerde çocuk tarafından kurallara uyulmadığı takdirde ilişkiler derhal farklılaşır, güç kendini gösterir ve sonuç ceza gerektirici olabilir. Konum odaklı ailelerde otoritenin ifade edilişindeki dilsel yapı, gücünü o dilsel yapıyı kullanan ebeveynin konumundan (position) almaktadır ve bu ailelerde dilsel olarak emir veren yapılara sıklıkla rastlanmaktadır.

Kişi odaklı ailelerin kullandıkları dilsel yapılar ise (14) ve (15) no’lu örneklerde görüldüğü gibi ebeveynin duygu ve düşüncelerine ya da çocuğun yaptığı eylemin önemine yöneliktir:

(14) Daddy will be disappointed if you go on doing this.

(Eğer bunu yapmaya devam edersen baban hayal kırıklığına uğrayacak/ üzülecek.)

(15) If you go on doing this, you will be miserable when the cat has a nasty pain.

(Eğer bunu yapmaya devam edersen kedinin kötü bir ağrısı olduğunda çok mutsuz olacaksın/ üzüleceksin.)

(14) ve (15) no’lu örneklerde denetim, çocuğa, yaptığı eylemin sonuçları sözel yolla ifade edilerek ortaya konmakta, duygu ve düşünceler de hareketten çok,

konuşma ile belirtilerek, diğer bir deyişle niyetin söze dökülmesiyle ifade

edilmektedir ve bu ailelerde dilsel olarak neden-sonuç ilişkisi belirten yapılara daha sıklıkla rastlanmaktadır. Başka bir örnek daha vermek gerekirse (Bernstein, 1971), büyükbabasını öpmek istemeyen bir çocuğa karşı iki farklı aileden gelen annelerin tepkileri de farklı olacaktır: Konum odaklı ailede anne çocuğuna “saçmalamayı kes ve büyükbabanı öp” ifadesiyle emir verirken; kişi odaklı ailede anne “büyükbabanı öpmek istemediğini biliyorum ama bak, o iyi değil ve sen onu öpersen çok mutlu olacak” ifadesini yeğleyerek çocuğuna yapmasını istediği davranışın nedenini ve sonucunu açıklayacaktır (Bernstein, 1971: 158). Dolayısıyla dar kod kullanılan ailelerde gücün egemen olduğu konum odaklı ifadelerin; geniş kod kullanılan ailelerde ise kişi odaklı dilsel yapıların daha sıklıkla gözlendiğini söylemek mümkündür (Bernstein, 1971).

43 Ammon da (1977), Bernstein gibi, yukarıdaki (12), (13), (14) ve (15) no’lu örneklerde olana benzer bir biçimde, ailelerin, üyesi oldukları toplumsal sınıflardan kaynaklanan farklı çocuk eğitimi biçemlerini içselleştirdiklerini; alt katmanlardan gelen ailelerde buyurucu, daha üst katmanlarda ise izin verici bir eğitim biçeminin egemen olduğunu öne sürmektedir. Ammon’ın örneğinde, bir annenin ve 4 yaşındaki çocuğunun cam eşyaların satıldığı bir dükkanda alışveriş yaptıkları görülmektedir. Çocuk cam bir eşyayı eline alınca, fabrikada çalışmakta olan ve eşi de işçi olan anne, hemen çocuğun elinden o cam nesneyi alır ve yerine koyar. Öğretmen olarak çalışan ve eşi de memur olan başka bir anne ise hemen hemen aynı yaşta olan çocuğu cam bir nesneyi eline aldığında önce “lütfen yerine koy” der ve ekler “yoksa kırılır ve biz de onun parasını ödemek zorunda kalırız”. Bu örneklerde de görüldüğü gibi işçi sınıfından gelen anne, çocuğunun davranışını dilsel açıdan düzenlemeyi denemeyip bedensel olarak müdahalede bulunmaktadır. Diğer anne ise çocuğun toplumsallaşma sürecinde dilin aracılığına başvurmaktadır ve böylece çocuklar, dilden yararlanmayı öğrenmektedirler (Ammon, 1977: 61).

Hatırlayacak olursak, Bernstein’ın toplumsallaşma sürecinin, çocukta ahlaki, bilişsel ve duyuşsal farkındalığın uyandırıldığı karmaşık bir biyolojik varlıktan

kültürel varlığa dönüşüm süreci olduğunu öne sürdüğünden ve ailenin bu süreçte

oynadığı rolün öneminden söz etmiştik. Bernstein’a (1972; 1974) göre, geniş kod kullanıcısı olan kişi odaklı ailelerde toplumsallaşma süreci karşılıklı etkileşim (diyalojik) aracılığıyla gerçekleşirken, dar kod kullanıcısı olan konum odaklı

ailelerde çocuğun toplumsallaşma sürecinin karşılıklı etkileşim aracılığıyla değil, tek taraflı (monolojik), yani ebeveynden çocuğa doğru gerçekleştiğini söylemek

mümkündür.