• Sonuç bulunamadı

IV. ELMALILI TEFSİRİ'NİN GENEL TANITIMI

3.1. Yahudiliğin İnanç Esasları

3.1.4. Ahiret İnancı

Yukarıda anlattığımız yahudi amentüsünün 11. ve 12. ilkeleri dolaylı, 13. ilkesi ise açık-seçik bir şekilde ahiret inancına vurgu yapmasına rağmen ne Torah'ta ne de Tanah'a ait diğer kitaplarda ahiret konusuna fazla yer verilmektedir.42

Ancak Babil esaretinden sonra, İran tesiriyle Yahudiler arsında kıyamet ve haşir inancının ortaya

37 Ahmet Çelebi, a.g.e., s. 216. 38 Şemsettin Günaltay, a.g.e., s. 320. 39

Sami Baybal, a.g.m., s. 343-345.

40 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 299. 41 Elmalılı, a.g.e., C. 2, s. 1100. 42 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 299.

çıktığı kanaati hakimdir.43

Böylece, Yahudiler cennet ve cehennemin varlığını öğrenip, bu inancı kendi dinlerine aktardılar.44

Tevrat'ta olmamasına rağmen Yahudi din bilgini rabbiler, bazı cümleler üzerine yorumlar yaparak ahirete imanın, Yahudiliğin esaslarından olduğuna karar vermişlerdir.45

Bu çerçevede yaşam sonrasıyla ilgili yapılan mülahazalarda ölümden sonra dirilme ve yargılanma inancı Yahudi düşüncesinin önemli konularının başında gelmeye başlamıştır.

Yahudililikte ahiret inancı, tarihi bir gelişme takip eder. Yahudi Kutsal Kitabı'nda, Daniel Kitabına kadar, ahiret inancı hakkında açık ifadelere pek rastlanmaz. İşaya'da ''Senin ölülerin dirilecekler; benimkilerin cesetleri kalkacaktır. Ey sizler,

toprak içinde yatanlar, uyanın ve terennüm edin... ve her yer ölüleri dışarı atacak''46 şeklinde yeniden dirilme inancına delil sayılabilecek ifadeler vardır.47

Daniel kitabında ise ebedi hayatla ilgili şu ifadeler yer almaktadır: ''Ve yerin toprağında uyuyanlardan

birçoğu, bunlar ebedi hayata ve şunlar utanca ve ebedi nefrete uyanacaklar. Ve anlayışlı olanlar gök kubbenin parıltısı gibi, birçoğunu salaha döndürtenler de yıldızlar gibi ebediyen ve daima parlayacaklar.''48

Ölümden sonraki hayat ilk Yahudi mezheplerinden Ferisilik ile Sadukîler arasında tartışılmıştır. Sadukîler, Tevrat'tan başka şer'i kaynak tanımadıklarından, Tevrat'ta ahiretle ilgili bir şeyin bulunmadığını iddia ederek ahireti inkar etmişlerdir. Ferisiler ise, Tevrat'ın dışında sözlü geleneğin de Musa'ya Sina'da verildiğini, şer'i kaynak olarak kabul gerektiğini, ölümden sonraki hayatın varlığına inanmanın zorunlu bulunduğunu kabul etmektedir.49

Günümüzde ise Reformcu Yahudiler fiziki olarak ölümden sonra dirilmeye inanmamakta ve buna bağlı olarak Tanrı'nın merhametiyle bağdaşmadığı için cehennemin varlığını kabul etmemektedir.50

Yahudi inanç düzenine göre; ölüm varlığın sonu değil, nicelik değiştirmesidir. İnsanın bir bedeni olduğu gibi birde ruhu vardır. Beden ölünce tekrar toprağa, yani aslına dönüşür. Ruh ise; aslındaki ebedi niteliğiyle varlığını sürdürmeye devam eder.51 Yahudi düşüncesinde oldukça farklı fikir ve açıklamalar olmasına rağmen, şu iki fikir

43

Ekrem Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 199.

44

Ahmet Çelebi, a.g.e., s. 197.

45 Baki Adam, a.md., s. 237. 46 İşaya, 26: 19.

47 Tümer-Küçük, a.g.e., s. 249. 48

Daniel, 12: 2-3.

49 Tümer-Küçük, a.g.e., s. 250. 50 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 301. 51 Yusuf Altıntaş, a.g.e., s. 143.

geleneksel Yahudi düşüncesinde merkezi yer işgal etmektedir: 1. Salih kimselerin gireceği Cennet'in yeniden tesisi anlamında bir ahiret hayatı vardır. 2. Çok az sayıdaki kişi hariç diğerleri için Cennete gitmeden önce on iki aydan fazla sürmeyecek kısa bir cezalandırma dönemi yaşanacaktır.52

Rabbilere göre ahirete inanmayanlar kâfirdir. Onlar cennet hayatından nasip alamayacaklardır. Fakat bir Yahudi ne kadar büyük günah işlerse işlesin, cehennemde ancak on iki ay kalacaktır. Kur'an-ı Kerim'de Ali İmran suresi 24. ayette Yahudilerin bu anlayışına işaret edilmiştir:53

''Onların bu tutumları: Bize ateş, sadece sayılı günlerde

dokunacaktır, demelerinin sonucudur. Onların vaktiyle uydurdukları şeyler de dinleri hakkında kendilerini yanıltmıştı.'' Yahudilere hitap edilen bu ayette onların yanlış bir

tutum içinde olduklarını ve yanılgıya düştüklerini açıkça ortaya koymaktadır. Bunlar kendilerini Allah'ın sevgilileri ilan etmişler. Zannediyorlar ki, amelleri ne kadar kötü olursa olsun, mutlaka cennete gideceklerdir. Bunlar cehennemde de çok kısa bir süre kalacaklarına, günahlarından arındıktan sonra da cennete varacaklarına inanıyorlar. Bu yanlış düşünce onları cüretkar ve arsız yapmıştır.54

Elmalılı, Yahudilerin ahiret inancını eleştirmektedir. Eleştirilerini Kur’ân-ı Kerîm’de Bakara Suresi 94. ayetini tefsir ederken yapmaktadır. Ayette Yahudilere hitaben “De ki Allah yanında ahiret yurdu (cennet) başkalarının değil de yalnızca sizin

ise, eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü dilesenize” buyurulmaktadır.

Âyetin devamında bunu hiçbir zaman temenni edemeyeceklerini çünkü önceden ahiret için hazırladıkları şeylerin ancak cürümler, cinayetler ve zulümler olduğunu görüyoruz. Elmalılı, onların zaten sabıkalı kimseler oldukları için elleriyle yaptıkları şeylerle ahirete varmaktan kaçınarak dünya cennetinden vazgeçemediklerini ve bundan ötürü ölümü istemediklerini bildirmektedir. Elmalılı, âyetin tefsirinde Yahudilerin ahiret inancı ile ilgili bize şu bilgileri sunmaktadır: "Burada 'dâr-ı ahiret sırf bizimdir' demekle ya herkesin yok olup sadece kendilerinin kalacağını ya da herkesin cehenneme kendilerinin ise cennete gideceklerini kastediyorlar. Dolayısıyla bu ruh hâlleri kaçınılmaz olarak iki sebepten birinden ileri gelmektedir. Ya onlar 'Ahiret saadeti sırf bizimdir, olsa olsa ateş bize sayılı birkaç gün dokunup geçecektir' derken bunun yalan olduğunu bilerek söylüyorlar. Böylece ahirete asla inanmıyorlar ve ahirete iman konusunda kendi kendilerini tekzip ediyorlar. Ya da bunların 'ahiret yurdu' sözünden

52 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 300. 53 Baki Adam, a.md, s. 237. 54 Mevdudi, a.g.e., C. 1, s. 258.

maksatları, gerçek ahiret değil de dünya hayatının sonunda tasavvur ettikleri mutlu bir gelecektir. Onların bütün dünyayı istila edip herkesi yok edecekleri, sadece kendilerine ait devleti kuracaklarına dâir Arz-ı Mukaddes ve 'Dünya Devleti' idealleri çelişkili bir idealden ibarettir. Eğer onlar, gerçek ahirete inanmadan buna inanıyorlarsa bu, yalan ve yanlış şeylere inanmaktan ibaret olan şeytani bir iman olur. Bugün bütün dünyadaki Yahudilerin bu ideal üzerinde birleşmek istedikleri de anlaşılıyor. Onlar buna inanmış olabilirler, lakin Allah Teâlâ, ahiret imanının bundan ibaret olmadığını, ahiretin böyle telakki edilmesinin câiz olmayacağını, ahiret inancının bu olmayınca böyle bir fikrin tahakkukunun da mümkün olmayacağını, ince ve hakimane bir üslup ile beyan buyuruyor ve ahiret inancının bütün yönlerini ve gerçeklerini ortaya koyuyor. Diğer taraftan Yahudilere göre, ahiret imanı yalnızca bu demekse, yani sayılı günlerde azap demek, söz konusu ideal gerçekleşmeden önce dünyadaki ömürlerinden kinaye olarak şimdiki hayat demekse, bu ideal gerçekleşinceye kadar onun uğrunda çalışıp can verenlerin hepsinin canı cehenneme gidecek, ondan başka bir yer görmeyecekler demektir. Bu ise haksızlıktır, zulümdür. Böyle bir telakkiyi veren din de zalimane bir din olur. Çünkü böyle bir inanç altında dünya sevgisi, cehennem muhabbetinden ibaret bir delilik demek olur. O halde bunlar için saadetin bir manası varsa, o da yok olmak için biran önce ölüp kurtulmaktır. Oysa bunlar kadar ölümden kaçan, bunlar kadar dünya hayatına hırsla sarılan hiçbir kavim yoktur. Demek ki, bu imanları da yalandır."55

3.2. Yahudiliğe Yöneltilen Eleştiriler