• Sonuç bulunamadı

AHİRETTE KÂFİRLER İÇİN HAZIRLANANLAR

2.2. AHİRETTE İYİLER VE KÂFİRLER İÇİN HAZIRLANANLAR

2.2.6. Âyetlerin İhtivâ Ettiği Bazı Konular

2.2.6.1. AHİRETTE KÂFİRLER İÇİN HAZIRLANANLAR

ektedir.

2.2.6.1.AHİRETTE KÂFİRLER İÇİN HAZIRLANANLAR

İnsanı yoktan var eden ve imtihân edilmesi amacıyla gönderildiği bu dünyada onu başı boş bırakmayıp yolun eğrisini de doğrusunu da açıklayan Yüce Allah, bu ikramı karşılığında insanoğlunun yapacağı nankörlüğün karşılıksız kalmayacağını ve onlar için ahirette hazırladığı çok şiddetli bir azabın varlığını haber vermekte ve insanları bu kötü

370 Bkz. Kutub, Kur’ân’da Kıyâmet Sahneleri, s.14-41; Şahin, M.Süreyya, Cennet, T.D.İ.A., 7/374-376.

371 Tahâvî, Ebu Ca’fer, Akîdetü’t-Tahâvî, s.26.

372 Âlûsî, a.g.e., 29/103; Elmalılı, a.g.e., 8/196.

son için uyarmaktadır. Nankör kullarını ahiret hayatında bekleyen dehşet verici bu azabı Cenâb-ı Hakk İnsan sûresinde kısa bir âyet ile dile getirmekte ve şöyle buyurmaktadır; “ اﺮﻴﻌﺳو ﻻﻼﻏأو ﻼﺳﻼﺳ ﻦﻱﺮﻓ ﺎﻜﻠﻟ ﺎﻥﺪﺘﻋأ ﺎﻥإ” (Biz, nankörler için zincirler, demir halkalar ve

alevli bir ateş hazırlamışızdır.)374

Nankör kullar için ahirette hazırlanmış olan bu azaba şu âyetlerde de işaret edilmektedir; “Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sıcak suya

sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.”375, “Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve

elem verici bir azap vardır.”376

“ﻼﺳﻼﺳ”, cehennemde ehlinin ayaklarına bağlanıp ateşte hapsedildikleri uzun zincirlerdir377, nitekim “Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğundaki zincire vurun!”378 âyeti bu zincirlerin uzunluğuna işaret etmektedir. Ayrıca Allah Resûlü de cehennemdeki zincirler hakkında “Beş yüz senelik yol mesafesinde olan yerle gök

arasını akşama kalmadan kat eden bu büyüklükte bir kuşun, şâyet cehennemdeki zincirin bir ucundan bırakılsa, kırk yıl düşer yine de öbür ucuna ulaşamaz.”379

buyurarak bu zincirlerin korkuçluğuna işaret etmektedir.

“ﻞﻏ” kelimesinin çoğulu olan380 “لﻼﻏأ” ise cehennem ehlinin ellerinin boyunlarına asıldığı halkalar veya kelepçelerdir381, nitekim “Boyunlarına öyle boyunduruklar

koyduk ki, onlar çenelerine dayanmaktadır. Boyunları yukarı, çeneleri kalkık, gözleri havada bir durumdadırlar.”382 âyetinde de “لﻼﻏأ”lin boyuna takılan bir nesne olduğu açıkça bildirilmektedir. Ayrıca “Allah cehennem bekçilerine emir verir; tutun bağlayın

onu, kelepçeleyin!”383, “İşte onlardır boyunlarında tasmalı olanlar.”384,

“O inkârcıların

374 İnsan, 76/4.

375 Ğâfir,24/71,72

376 Müzzemmil, 73/12,13.

377 Taberî, a.g.e., 28/129; Kuşeyrî, a.g.e., 3/661; Razî, a.g.e., 30/240; Kurtubî, a.g.e., 19/123; Hasan Han, a.g.e., 14/459; Zuhaylî, a.g.e., 29/286.

378 Hâkka, 69/32

379 Münzirî, Ebu Muhammed, et-Terğib ve’t-Terhîb, 4/462 (Cehennem Azabı, 49).

380 İsfehânî, a.g.e., s.364.

381 Taberî, a.g.e., 28/129; Begavî, a.g.e., 8/293; Razî, a.g.e., 30/240; Kurtubî, a.g.e., 19/124; Hâzin, a.g.e., 3/1636; Bikâî, a.g.e., 21/135; Şevkânî, a.g.e., 5/459.

382 Yâsîn, 36/8.

383 Hâkka,69/30.

boyunlarına ateşten demir halkalar takarız.”385, ve “Boyunlarında demir halkalar,

ayaklarında zincirler olarak önce kaynar suya sürüklenecek...”386 âyetleri de cehennemde kâfirler için hazırlanmış olan bu halkaların mâhiyeti hakkında bilgi vermektedir.

“ﺮﻴﻌﺳ” de yakılıp, kızgın hale getirilen ve içerisinde cehennem ehlinin yakıldığı ateş manasınadır387. Kur’ân’ın değişik âyetlerinde de cehennem ateşi aynı kökten türeyen kelimelerle haber verilmektedir388. Bunu yanında cehennem ateşinin dehşetini haber veren bir çok hadis bulunmaktadır. Nitekim Resûlüllah (s.a.v.), şöyle buyurmaktadır “Yaktığınız ateş var ya, bu cehennem ateşinin yetmiş parçasından bir parçadır.” buyurmuştu. Yanındakiler; “Zaten bu ateş, vallahi (asileri cezâlandırmaya ahirette)

yeterliydi.”dediler. Allah Resûlü; “Cehennem ateşi öbürüne altmış dokuz kat üstün kılındı. Her bir katının harareti bunun mislindedir.”389 buyurmuştur. Cehennem ateşinin ne derece şiddetli olduğunu haber veren bir diğer hadis de şöyledir; “Cehennemliklerin

azap cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı tencerenin kaynaması gibi, başındaki dimağı kaynar. Öyle tahammülü güç bir azap duyar ki, azapça insanların en hafifi olduğu halde, kendinden şiddetli azap çeken olmadığını zanneder.”390

Âyet ve hadislerde dehşeti bariz bir şekilde anlatılan cehenneme kâfirler, nankörlüklerinin bir bedeli olarak, elleri ve ayakları bağlı olduğu halde, küçümsenerek ve nefret duyularak atılacaklardır391. Orası ateşten bir dünyadır. Yiyecekler, içecekler, meyveler ve bütün tüketim maddeleri ateşten olan bir dünya392.

Kur’ân’nın daha bir çok âyetinde çeşitli vesilelerle cehennemden bahsedilmektedir. Zira Yüce Allah, kullarının o elem verici azaptan ve varılacak en kötü yer olan cehenneme dûçar olmaktan korunmalarını istemektedir. Çünkü oradaki bu azaptan onları,

385 Sebe’, 34/33.

386 Ğâfir, 40/71.

387 Taberî, a.g.e., 28/129; Razî, a.g.e., 30/240; Zuhaylî, a.g.e., 29/286.

388 Bkz. Hac, 22/4; Lokmân, 31/21; Sebe’, 34/12; Mülk, 67/5; Şûrâ, 42/7; Nisâ, 4/10; Ahzâb, 33/64; Fetih, 48/13.

389 Buhârî, “Bed-ü’l-Halk” 10; Müslim, “Cennet” 30; Muvattâ, “Cehennem” 1; Tirmizî, “Cehennem” 7.

390 Buhârî, “Rikâk” 8; Müslim, “İmân” 363; Tirmizî, “Cehennem” 12.

391 Bkz. Secde, 32/20; Duhân, 44/47-50.

kurtaracak ölüm dahi yoktur. “O, ateşte ne ölür ne de yaşar”393 âyeti bu gerçeği haber verirken dehşeti zaten korkunç olan bu azabı daha da korkunç kılmaktadır.

Alimler, insan sûresindeki bu âyeti, cehennemin zincirleri ve bukağılarıyla birlikte hâl-i hazırda yaratılmış olduğuna delil getirmektedirler. Zira cehennem haktır, yaratılmış ve şu anda mevcuttur394. Çünkü âyetteki “hazırladık” (ﺎﻥﺪﺘﻋأ) kelimesi, mazide bir işin yapılmış olduğunu haber veren bir ifadedir395. Bunun yanında “Bunu yapamazsınız, ki

elbette yapamayacaksınız, yakıtı insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.”396 ve “Kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten

sakının”397 âyetleri de cehennem için “hazırladık” ifadesini kullanmakta ve onun hâli hazırda mevcut olduğuna işaret etmektedir.

Allah Resûlünden nakledilen şu hadis de cehennemin hâli hazırda yaratılmış olduğuna ve “cehennem kıyâmet günü yaratılacaktır” diyenleri reddeder mâhiyette delil kabul edilmektedir398; “Cehennem Rabb’ine (Ey Rabb’im! Bir kısmım diğer bir kısmımı yiyor diye) şikâyette bulundu. Bunun üzerine Allah Tealâ ona yılda iki kere teneffüs etmesine

izin verdi: kışta bir nefes, yazda bir nefes.”399

Cehennem şu an için yaratılmış olmakla beraber ebedidir ve hiçbir zaman son bulmayacak, içindekiler de yok olmayacaktır400. “Onlar (o inkâr edip kâfir olanlar ve zulmedenler) orada (cehennemde) ebedi kalacaklardır.”401 âyeti, bunu haber vermektedir.

Ancak Mu’tezile, cennet ve cehennemin sonradan yaratılacağını düşünmekte, Cehmiyye ise bunların ebedi olmadığını kabul etmektedir402.

393 A’la, 87/13.

394 Nesefî, Ömer, Akâid, s.116; Taftazânî, Sa’duddin Mesûd b. Ömer, Şerhu’l-Akâid, s.258.

395 Razî, a.g.e., 30/240; Zuhaylî, a.g.e., 29/291.

396 Bakara, 2/24.

397 Âl-i İmrân, 3/131

398 Canan, İbrahim, Hadis Ansiklopedisi, 7/411.

399 Buhârî, “Mevâkît” 8; Muvattâ, “Vukût” 27.

400 Nesefî, Ömer, a.g.e., s.116; Tahâvî, a.g.e., s.26; Taftazânî, a.g.e., s.259; Gölcük, Şerafettin, Kelam, s.405.

401 Nisâ,4/169.