• Sonuç bulunamadı

ABD’nin Politikaları İçin Etnik Unsurları ve Azınlıkları Kullanması

2.5. ABD’nin Orta Doğu Politikaları

2.6.3. ABD’nin Politikaları İçin Etnik Unsurları ve Azınlıkları Kullanması

2.6.3.1. Kürtlerin Kullanılması

ABD’nin BOP kapsamında Orta Doğu bölgesi ve Türkiye üzerindeki emellerinden yukarıda detaylı olarak bahsedilmişti. ABD bu emellerine ulaşabilmek için her türlü yolu denemektedir. Bu yollardan birisi BOP kapsamında bulunan ülkeler içindeki etnik unsurları ve azınlıkları kullanmaktır. “Orta Doğu ülkelerinde

farklı dinde olup aynı dili konuşan gruplar arasındaki uyuşma bir politik uzlaşmadır. Zaman zaman bu gibi dengeler politik gelişmelerle altüst olmaktadır. Mısır’da Kobtlarla Müslümanlar, Suriye ve Lübnan’daki gerilim ve çatışmalar buna

169

örnektir170.” ABD bölgedeki etnik unsurların ve azınlıkların bu hassas durumunu

kendi lehine kullanmak istemektedir. Bu etnik unsurlar içerisinde Türkiye’yi en çok ilgilendireni Kürtlerdir.

ABD’nin en yakın ilişkiler içerisinde olduğu ve en çok kullandığı Kürt grubu Kuzey Irak’ta olandır. ABD bu grubu kullanarak komşu ülkelerdeki Kürt gruplarını da örgütleyerek harekete geçirmek ve bu ülkelerde kargaşa ve ayaklanmalar çıkararak kendine müdahale ve kontrol alanları oluşturmak istemektedir. Mahir Kaynak ABD’nin Kuzey Irak’taki Kürt gruplar ile ilgili faaliyetleri hakkında şunları ifade etmektedir:

“Oradaki Kürtleri de kendilerine bir dayanak olarak kurduklarını da zannetmiyorum. Sadece bir çatışma unsuru olarak kuruyorlar. Burada bir çatışma olsun istiyorlar. Bu çatışmanın Türkiye’ye intikali oradaki yapılanmanın temel nedenlerinden bir tanesidir. Yoksa orada da demokrasi kurulsa, artık ırkçılık gibi bir mesele kalmaz. Ama onu muhafaza ediyorlar. Ve bunun günün birinde Türkiye’ye de sıçrayabileceğini hesaplıyorlar171.”

Mahir Kaynak’ın da ifade ettiği gibi ABD’nin bu Kürt politikası, yoğun bir Kürt nüfusun yaşadığı ülkemizi de yakından etkilemektedir. ABD bu Kürt nüfusu da kendi emelleri doğrultusunda huzursuzluk çıkartmak, ayrılığı ve bölücülüğü teşvik etmek için kullanmak istemektedir. ABD’nin bu isteği doğrultusunda Güneydoğu bölgemizde çalıştığı, siyasi, iktisadi, sosyo-kültürel ve diplomatik faaliyetler yürüttüğü bilinmektedir. Hatta ABD bu faaliyetlerini açık açık gösterir mahiyetteki Kürdistan haritalarını basın yayın organlarını kullanarak yayınlamaktadır172.

ABD’nin resmi yetkilileri de konuşmalarında bu ayrıştırıcı ve bölücü tutumlarını sergilemektedirler. California eyaleti milletvekili Brad Sherman Güneydoğu’ya Kürdistan diyerek buradaki Kürtlerin korunması gerektiğini, Türkiye’nin bu bölgede Miloseviç’in Kosova’da öldürdüğünden daha çok insan

170

İlber Ortaylı, a.g.e., s. 34.

171

Mahir Kaynak-Emin Gürses, a.g.e., s. 54.

172

öldürdüğünü, bu sebeple ABD’nin NATO marifeti ile Kosova’da yaptığı gibi Türkiye’de de Güneydoğu Anadolu Bölgesine müdahale etmesi gerektiğini iddia etmiştir173.

ABD’nin bölgedeki Kürtleri kullanarak yapmak istedikleri şu şekilde özetlenebilir:

a) Türkiye, İran, Irak ve Suriye deki Kürt nüfusu ortak paydalar bularak bir araya getirmeyi ve organik bağlar kurmayı planlamaktadır.

b) Irak’ın kuzeyindeki Kürtler ile Türkiye’nin içerisindeki Kürtlerin ilişkilerini ekonomik boyutta arttırarak hem Kürtlere ekonomik üstünlük sağlamayı hem de bu iki grubu birbirine yaklaştırmayı hedeflemektedir.

c) Güney Doğu Anadolu’yu Türkiye’den ayırarak Irak’ın Kuzeyi ile birleştirmeyi hedeflemektedir174.

ABD Kürtlerin bulunduğu Kuzey Irak bölgesini Irak’tan ayırıp bağımsız bir Kürdistan kurmak istemektedir. Çünkü bağımsız, ancak büyük oranda ABD’ye bağımlı bir Kürdistan ABD’nin bölgeye hâkimiyeti ve kontrolü için gereklidir. ABD Irak’tan çekilse bile bu sözde Kürdistan topraklarında varlığını sorunsuz sürdürebilecektir. Böylece, bölgede ABD’nin en sadık müttefiki bu sözde Kürt devleti olacaktır. ABD böyle bir kukla devleti şiddetle arzularken Türkiye daha şiddetli bir şekilde kendi toprak bütünlüğü ve geleceğini tehdit edecek böyle bir gelişmeyi reddetmektedir. ABD ile Türkiye ilişkilerinin geleceği açısından da bu kritik mesele önemli bir yer teşkil ettirecek potansiyeldedir175.

ABD’nin bu amaç için kullandığı etkili araçlardan bir tanesi PKK terör örgütüdür. PKK bölgede bir Kürt Devleti oluşturmak amacıyla desteklenmektedir. Böylelikle PKK terör örgütünün faaliyetleri terör olarak algılanmak yerine bağımsızlık mücadelesi olarak lanse edilmeye çalışılmaktadır176. PKK asıl olarak İslamcılık, tarikatçılık, ağalık, aşiretçilik gibi orta-çağ kalıntısı dinsel, yerel

173

Metin Aydoğan, a.g.e., s. 37.

174

Mahir Kaynak-Emin Gürses, a.g.e., s. 53.

175

Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, a.g.m., s .3.

176

baskıcılık öğeleri ile onları petrol ve pazar için kullanan Siyaset Batısınca, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesinin bir bölümünü Türk ulusunun yurdu olmaktan çıkarıp ‘Kürdistan’, yani tarihin hiçbir döneminde olmamış bir şey yapmak amacıyla güdümlenen bir terör hareketi olmasına ve dünyada bir terör örgütü olarak tanınmasına rağmen AB ve ABD PKK’yı alenen olmasa da desteklemekte ve bunlarla organik bağlar kurmaktadır177. PKK terörünü açıktan destekleyen ve özendiren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ABD şehirlerinde hoşamedilerle karşılanmaktadır. ABD’nin bu desteğinin Türkiye’ye yansıması Türk vatandaşları arasında kültürel ayrışmaya ve siyasi parçalanmaya zemin hazırlamaktadır178.

Sonuç olarak, günümüzde Kürtlerin yoğunlukla bulunduğu bölgelerin kontrolü ABD’nin elinde bulunmaktadır. ABD ise 19. yüzyıl başlarındaki egemen güçler İngiltere, Fransa ve İtalya’nın bölge üzerindeki politikalarına benzer politikalar yürütmektedir. Maksat aynı, değişen sadece zamana uygun stratejilerdir. ABD Avrupalı devletlerin yardımını da alarak bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurma gayretinde olup, bu hedefine de yaklaşmıştır. Birinci ve İkinci Körfez Savaşları Çekiç Güç ve Batılı sivil toplum kuruluşları unsurları kullanılarak ABD hedefine doğru ilerlemektedir. Bölgedeki Kürt nüfus sayısını arttırmak amacıyla farklı bölgelerden Kürt göçü sağlandığı ve Türkmenler gibi diğer etnik grupların resmi nüfus ve tapu kayıtları imha edilerek sayılarının azaltılamaya çalışıldığı bilinmektedir.

Bu durumda ABD’nin söz konusu Kürt topluluğundan bahsederken demokrasi ve özgürlükten bahsetmesi samimiyetten uzaktır. ABD’nin bağımsız bir Kürt devleti kurarak hedeflediği gaye; kendine bağımlı bir kukla devlet oluşturarak Orta Doğu bölgesinde stratejik bir noktada hâkimiyet ve kontrolü elde etmektir. Böylece hem bölgedeki petrol ve diğer enerji kaynaklarını kontrol altında tutabilecek

177

Özer Ozankaya, a.g.m., s. 1.

178

hem tehdit olarak algıladığı İran ve Suriye’ye yakın bir tampon oluşturabilecek hem de ezeli dostu ve müttefiki İsrail’e yakın durarak tam destek sağlayabilecektir179.

Özetle, ABD’nin Kürt oluşumlar üzerinde bu faaliyetleri açıkça göstermektedir ki ABD bölgedeki menfaatlerini teminat altına almak ve bölgedeki hâkimiyetini sürdürmek amacıyla Kürtleri ve PKK terör örgütünü kullanmakta ve bunları yaparken bölgede bulunan Türkiye, Suriye, Irak ve İran devletleri üzerinde milli birlik ve beraberliği bozucu, bölücülüğü körükleyici ve ayrıştırıcı faaliyetlerde bulunmaktan çekinmemekte ve geri durmamaktadır.

2.6.3.2. Ermenilerin Kullanması

ABD Kürtleri kullandığı gibi benzer olarak Ermenileri de kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye’de huzursuzluk çıkartmak, ayrılığı ve bölücülüğü teşvik etmek için kullanmak istemektedir. Hatta ABD Anadolu’da Ermeniler ile ilgili faaliyetlerine nerdeyse yüz yıl önce başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Anadolu Amerikan misyonerlerin Protestan propaganda ve faaliyetleri Ermeni cemaatinin bölündüğü, iç çatışmaya sevk edildiği ve bunların Osmanlı Devleti’nden ayrılmak üzere milliyetçi akımlara itildiği bilinmektedir180. Atatürk de Nutuk’unda, 1919 yılında Sivas’ta yirmibeş kadar Amerikan okulunun bulunduğunu ve buralarda binbeşyüz kadar Ermeni öğrencinin okutulduğunu anlatmaktadır181.