• Sonuç bulunamadı

ABD’de Kamu Sektöründe Stratejik Planlama

4.4. STRATEJİK PLANLAMA ÇALIŞMALARINA ÖRNEKLER

4.4.1. Dünya Örnekleri

4.4.1.1. ABD’de Kamu Sektöründe Stratejik Planlama

ABD’de kamunun kaynak kullanımının daha verimli kılınması, kamu kuruluşlarının uyguladıkları politikaların amaçları ve hedefleri doğrultusunda daha açık bir şekilde tanımlanması, kuruluşların belirlenen performans kriterleri doğrultusunda daha etkin çalışmaları amacıyla kamu kuruluşlarına yönelik yeni bir planlama yaklaşımı 1990’lı yıllarda gündeme gelmiştir. Özellikle Başkan Clinton döneminde, Başkanlık bünyesinde, bu alanda yoğun çalışmalar başlatılmıştır. Çalışmalar, Mart 1993’te başkan yardımcısı Al Gore’un başkanlığında bir komite tarafından başlamıştır. Ulusal Performans İnceleme Ekiplerinin çalışmaları 4 esas üzerinde yürütülmüş ve belirlenen her sorun için öneriler getirilerek, yapılması gerekenler ortaya konulmuştur. Buna göre; kırtasiyeciliği azaltmak, müşteriyi ön plana çıkarmak, sonuç elde edebilmek için personele yetki vermek ve gereksiz fonksiyonları azaltarak temel ihtiyaçlara dönmek şeklinde ortaya konan temel adımlar, Gore tarafından hazırlanan ayrıntılı bir raporla, kamuoyuna sunulmuştur.254

Bu rapordaki alt başlıklar paralelinde ABD kamu yönetiminin yeniden yapılanma çalışmaları şu başlıklar altında incelenmektedir: 255

253 Bahadır AKIN, a.g.m., s.319.

254 M. Akif Özer, “Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılmasında ABD Örneği: Al Gore Raporu ve

Alınacak Dersler”, Türk İdare Dergisi, Sayı:428, Ankara 2003, ss.106-107.

A-Kırtasiyeciliği Azaltmak

Kırtasiyeciliğe neden olan en önemli unsur, mevzuatın çok geniş oluşudur. Al Gore'un raporu bu olumsuzluktan hareketle, somut bazı örnekler verdikten sonra, kırtasiyeciliği ve bürokrasiyi en aza indirebilmek için şu altı adımı ortaya koymuştur:

1)Bütçe Sürecini Kolaylaştırmak, 2)Personel Politikasını Yerelleştirmek, 3) Satın Almayı Kolaylaştırmak,

4) Denetim Sistemini Yeniden Uyarlamak, 5) Aşırıya Kaçan Düzenlemeleri Azaltmak,

6) Eyalet Yönetimlerini ve Yerel Yönetimleri Güçlendirmek.

B-Müşteriye Öncelik Vermek

Kamu yönetiminin fonksiyonlarının hemen hemen tümü, özel sektörün yapamayacağı kamusal sorumluluklardır. Ancak, gelişmeler iş hayatının bazı unsurlarını kamusal alana kaydırabilir. Bundan dolayı kamu yöneticileri, özel sektör yöneticileri gibi, hizmetlerin iyileştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin arttırılması çabaları içine girmeye zorlanmaktadır. Bunun için de hizmetlerin sunulduğu müşterilere farklı bir bakışla yaklaşmak gerekmektedir.

C-Sonuç Elde Edebilmeleri İçin Çalışanları Yetkilendirmek

Kamu yönetiminde kalitenin sağlanması için, yönetim anlayışının değişmesi gerekmektedir. Yetkilerin dağıtılması, bu durumun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha fazla yetki verilmesi, daha fazla sorumluluğu doğurmaktadır. Yetkilerin gereği yerine getirildiğinde, gerçekleşenlerden de sorumlu olunur. Bunun için gerekli olan yönetim anlayışının değişmesi için yapılması gerekenler şunlardır:

1) Karar Verme Gücünü Yerelleştirmek,

2) Bütün Federal Yönetim Çalışanlarını Sonuçlardan Sorumlu Tutmak,

3) Bütün Çalışanlara İşlerinde Gereksinme Duydukları Tüm Araçları Sağlamak,

4) İş Yaşamının Kalitesini Arttırmak,

5) Bir Çalışan-Yöneten Ortaklığı Oluşturmak,

D-Temel Esaslara Geri Dönmek

Yararı kalmayan programların kaldırmak çok zor olmaktadır. Çünkü bundan yararlananlar mevcut sistemin devam etmesi için direnmektedirler. Bu birkaç kişinin özel yararı, kamunun genel yararına üstünlük sağlamaktadır. Çözüm kamu yönetimi genel kültürünü değiştirmektir. Bunun için; pazar dinamiklerini işletmek, tüm kurumlarda tasarruf yapılmasını sağlamak ve bu tasarrufları kurumlarla paylaşmak, gereksiz programları çok iyi analiz ederek, performans değerlendirmesi sonucu kaldırmak, kamu hizmeti alanların ihtiyaç duymadıklarını reddetmelerine olanak sağlamak gibi tedbirlerle sağlanabilir.

ABD’de, devletin yeniden yapılandırılması girişimi tarafından sloganlaştırılan iki ana hedef vardır: Daha iyi çalışan bir devlet (a government that works better) ve daha az maliyet (cost less). Girişimin başarısı bu çerçevede değerlendirilmelidir.256

ABD’de GPRA (Government Performance Results Act) ile Federal Hükümete bağlı kurumlarda uygulanmakta olan sistem incelenmiştir. Kamu kuruluşlarına yönelik yeni yaklaşım 1993 yılında GPRA (Government Performance Results Act of 1993) ile uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni yaklaşım ile ABD’deki kamu kuruluşlarının çoğuna stratejik plan hazırlamalarını zorunlu kılarak, kuruluşların stratejik planları ile bütçeleri arasında güçlü bağlar kurulmasını da gerektirmektedir. GPRA, kamu kuruluşlarının;

• Stratejik amaçlarını ve hedeflerini gösteren stratejik planların,

• Her yıl için gerçekleştirilecek amaçları ve performans ölçümünü içeren performans planının,

• Bu amaçların hangi düzeyde gerçekleştiğini gösteren raporların hazırlanmasını öngörmektedir.

GPRA gereğince, ABD’de, her kamu kuruluşunun kendi misyonunu, uzun vadeli stratejik amaç ve hedeflerini ve bu amaç ve hedeflerini başarabilmek için uygulayacağı

256 Osman Yılmaz, “Kamu Yönetimi Reformu:Genel Eğilimler ve Ülke Deneyimleri”, 2001, s.47.

stratejilerini hazırlaması gerekmektedir. Stratejik plan, kuruluşun belirlediği amaç setini ve performans ölçme sürecini oluşturabilmesi için bir başlangıç noktası işlevini görmektedir. İkinci aşamada, GPRA her kuruluşun yıllık performans planını hazırlamasını ve bunu yayımlamasını gerektirmektedir.257

Özellikle 1980 ve 1990’lı yıllardan sonra büyük bir ivme kazanarak devam eden ABD kamu yönetiminde yeniden yapılanma çalışmaları, diğer ülkelerin kamu yönetimleri açısından da örnek teşkil etmiştir. Clinton, yeniden yapılanma çalışmaları sonucunda, 138 milyon dolar tasarruf sağlandığını, bunun bütçe açıklarının kapatılmasından, ödemeler dengesinin sağlanmasına, mevduat faizlerinin düşmesine kadar birçok alanda olumlu gelişmelere neden olduğunu belirtmiştir. Clinton bir başka konuşmasında, son yıllarda yapılan yeniden yapılanma çalışmalarının, ülkede son 29 yılın en düşük işsizlik oranına, son 20 yılın en düşük yoksulluk oranına, son 42 yıldır ilk defa art arda bütçe fazlası verilmesine, tarihte en yüksek ev sahipliği oranının elde edilmesine neden olduğunu ifade etmiştir.258