• Sonuç bulunamadı

4.2. Bir Sergi Modeli Olarak Kütüphane

4.2.2. Açık Kütüphane

“...Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, ilk kez sokağa bu kadar yaklaşıyor. Đlk kez çünkü sanat profesyonelleri, sanatçılar, öğrenciler dışında çoklarının bilmediği bilse de girmediği, girse de bakmaktan, dokunmaktan, araştırmaktan, çekindiği arşiv, şimdi bir alt kata, sokakla aynı seviyeye taşındı. Sokağın ritme/kültürü/enerjisiyle aynı düzeyden (yukarıdan değil) bir hesaplaşmaya girmeye başladı. Bir sanatçı projesi olarak değil, tam da kurumun kendi kendiyle hesaplaşması, geçmişini, varoluşunu önümüze açması anlamında önemli bir proje bu. Zira geçip giden onlarca serginin, konuşmanın, tartışmanın, projenin belleği, tam da olduğu yerde yeniden üretiliyor. Platform, bu güne kadar endini var ettiği-biriktirdiği ne varsa paylaşıma açıyor.”161

Azra Tüzünoğlu’nun ‘Açık Kütüphane’ projesini tanıtan yazısından alınan bu satırlarda altı çizilen şey; aslında arşivlerin, yarattığı izole, korumacı atmosfere ve bunun izleyiciyi dışlayan yapısına ister istemez bir vurgu yaptığı gerçeği. Yazarın söz konusu ettiği “mesafe” konu Türkiye'nin en kapsamlı güncel sanat kitaplığı ve sanatçı arşivine (140'ı aşkın sanatçı dosyası-klasörü) sahip olan Platform Garanti GSM gibi bir mekan da olsa, bir uzaklık belirtisi ve duruşsal tavır olarak arşivlerin bir öz niteliği olarak atmofere hakim gözmektedir.

Arşivler belgeleri biriktirip muhafaza ederek, geçmişe ışık tutarlar. Bu doğru bir yaklaşım klasik anlamda arşivler söz konusuysa özellikle. Bu tür arşivler, tarihsel değeri yüksek, müzelik evrakları, kayıtlı yıllanmış belgeleri saklarlar, hatta özel izinler eşliğinde ilgili kişilere gösterirler. Haklılardır ki o belge, örneğin 1930 yılında üretilmiş bir belgeyse ki (şu an yeniden basılma imkanı yoktur) o günkü yaşama dair bilginin ötesinde bize bir tanık nesne olarak da bir değer sunar. Tüm bu veriler

92 sonuçlanmış olaylara ve tamamlanmış tarihsel süreçlere ilişkin buluntular olarak önem taşırlar. Ancak arşiv bu günün kaydını tutma hedefinde ve özellikle Güncel Sanat gibi bir alan söz konusu olursa yukarıda kalıba uymuyor. Tamamlanmamış bir sürece ilişkin verilerin toplandığı ve zaman aşımına uğrama şansı bulunmayan son yıllara ait belgelere yer vermesi nedeniyle genişleyebilir ve müdahaleye açık bir tasnif alanı sunuyor bize. Bu bakımdan genelde devlete veya özel kuruluşlara ait arşivlerin kayıtlarını halka açık hale getirmek ve bu tür belgeleri göz önüne taşınmasını talep etmek bile imkansız gözükmektedir.

20 Mart – 9 Haziran 2007 tarihleri arasında Platform G GSM'nin galerisinde gerçekleşen “Açık Kütüphane” çalışması, kurgusal tasarımı Superpool mimari grubu tarafından yapılan, kitap rafları ve oturma birimleri ise Superpool'un önerileri doğrultusunda Quinze & Milan adlı tasarım grubu tarafından hazırlan bir projedir. Platform Garanti GSM projedeki amaçlarını etkinliğe ilişkin hazırladıkları basın bülteninde şu şekilde dile getirmiştir: “Bu yeni proje, kamusal mekanın en önemli

simgelerinden biri olan açık kütüphaneyi somutlaştırmaktır. Đstanbul’da Cadde seviyesinde kütüphaneler olmadığı gibi, kütüphaneler akademisyenlerin ziyaret ettikleri yerler gibi algılanagelmiştir. Oysa kamu kütüphaneleri, insanların okudukları, araştırma yaptıkları, kitapların çevresinde vakitlerini geçirdikleri, hayal kurdukları, uyukladıkları, ısındıkları, meraklarını giderikleri yerlerdir. Platform, bu geçici açık kütüphane üzerinden, böyle bir ihtiyacın gerçekliğini ve gerekliliğini de hatırlamaktadır.”162

Bu proje güncel sanatın Türkiye'deki kısa ve yakın geçmişten gelen tarihsel sürecini yazmak ve kayda geçirilmesi adına uğraşan insanlar için ön ayak olan bir kurumun, arşivini bütüncül şekliyle görünür kılmayı hedefliyor. Bu sayede arşivin kabuk kapalı yapısını, adeta mekanı içten dışa geçiriliyor. (Bir şekilde giysiyi, kıyafeti ters düz ediliyor.)

162 Açık Kütüphane, etkinliğin basın bülteni,

93 Platform Garanti GSM yapı itibariyle hem açık hem izoledir. Bunun sebebi arşivine ve galerisine ait iki farklı kapısının bululmasıdır. Galeri girişi, Đstanbul'un en aktif yerine, Đstiklal caddesinin tam ortasında, kapıdan içeriye tek bir adımla girebileceğimiz bir yerde oldukça davetkar gözükürken, ofisler ve arşivin bulunduğu diğer giriş kapısı ise ara sokaktadır, tamamen izoledir. Hatta insanların bu kapıyı bulamadan dönmeleri sık rastlanan bir durumdur. Galeri girişinin hemen yanındaki dar çıkmaz sokaktan yukarıya doğru yürüyüp bir canlı müzik barı, küçük bir çay evi ve ufak bir kafeyi geçtikten sonra karşılaştığınız binanın önce dış kapısını açtırmak için bir zile sonra ilk kattaki arşiv ve ofisin kapısının açılması için basacağınız ikinci bir zil ve sizden kim olduğunuzu neden geldiğinizi nazikçe soran bir ses ile muhatap olduktan sonra içerdesiniz. Đçerisi klasik arşiv girişlerinden biraz farklı ve huzurlu sizi istediğiniz araştırmayı yapmanız adına serbest bırakabiliyorlar ve buradaki kitap ve belgelere tahribat yapmamak kaydıyla dokunabiliyor, inceleyebiliyor hatta fotokopilerini çektirebiliyorsunuz.

“Superpool ekibinin Açık Kütüphane için hazırladığı mimari çözüm, kütüphanelerde eşine çok da rastlanamayacak bir oturma ve raf düzeniyle, projenin bir kütüphane olmanın ötesinde, bir sergi olduğunu da hatırlatıyor. Önceki sergilerde çoğunlukla bir vitrin olarak kullanılan bu anlamda caddedeki kafeleri içeri-dışarı-izle-n-me hissiyatını paylaştıran ön cephe, bu kez sokakla daha mahrem ama daha açık bir ilişki kuruyor. Video gösterimleri, konuşmalar, haftalık kitap-dergi küratörlükleri, saat 6'dan sonra çekilen perdenin üzerinde sürekli değişerek akan sanatçı işleriyle Açık Kütüphane... canlı, yaşan bir mekan olmayı amaçlıyor.”163

Superpool'un164 müdahalesi eşliğinde bu özel bölge bir anda galeri mekanı ile yer değiştiriyor. Bu sayede işin gizli mutfağında gördüğümüz geri plana itilmiş bir yapıyı, sanat üretimlerini çalışmaları görmeye alıştığımız bir yerde bütünlüklü olarak deneyimliyoruz. Bu bir çeşit bütüne dair ünlem vurgusu yapıyor. Çünkü genelde Platform'un arşivine bir ya da Birkaç olayı, durumu, sanatçıyı ya da anahtar kelimeyi aramaya gidiyoruz ve yardım alarak ya da kendimiz kafamızda işaretli olan şeye odaklı kitapları dosyaları inceliyoruz. Oradaki bütünden kopuyoruz. Belki de arşivin

163 AzraTüzünoğlu, Açık Kütüphane, Art-ist Güncel Sanat Dergisi, Đstanbul, 2007, y. 4, n. 6, s. 90 164 Superpool hakkında bilgi için: http://superpool.org/

94 aradığımız veri odaklı kapalı devre izole yapısından uzaklaşarak bilginin verinin bütünsel kolektif değerini nesnel monümental olarak bize kavratıyor. Belki de bu sebeple tıpkı anıtın açıklığı gibi kütüphane de yükselerek genişleyip açılarak anıtsallaşıyor.

“Açık Kütüphane, yıllar yılı kütüphanelerin önemini vurgulayan, kütüphane haftaları kutlayan ama gerçekte kütüphaneyi topluma mal olmuş bir projeye dönüştüremeyen ülkemizin kütüphane saplantısına da göndermede bulunuyor sanki çağdaş bir yaklaşımla kütüphanenin hayatımıza, özellikle gençliğin hayatına nasıl sızabileceğinin de bir tür örneğini oluşturuyor.” 165