• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

D. Ne tür öğrenme çeşidini tercih edersiniz? 1 Bütün sınıfla

3.3. Programların Tasarım Unsurları Açısından Değerlendirilmes

3.3.3. Yapısal-Biçimsel Elemanların Kullanım İlkeler

3.3.3.4. Şekil-Form

Şekiller nesnelerin dış çizgilerini gösterirler ve bir yüzey üzerinde oluşturulan iki boyutlu biçimlerdir. Farklı şekiller bir araya getirilerek anlamlı bir bütün oluşturulabileceği gibi bazı şekiller tek başlarına da bir anlam içerebilirler. Şekiller birbirlerine bağlanarak yeni şekiller ortaya çıkarılabilir ve bunlara bir üçüncü boyut eklenerek üç boyutlu anlatımlar elde edilebilir.

Şekiller geometrik, doğal ve soyut olmak üzere üç gruba ayrılır. Geometrik şekiller üçgen, çember, kare, dikdörtgen vb. gibi şekillerdir. Bu şekiller düzenli ve planlıdırlar. Doğal şekiller insan, hayvan, ağaç, çiçek v.b. varlıklardır ve doğal şekiller geometrik şekillerin aksine düzensiz şekillerdir. Soyut şekiller ise doğal şekillerin basitleştirilmiş halleridir. Örneğin insan, hayvan ve çiçeklerin bir kâğıt üzerine çizilmiş halleri soyut şekillerdir.

Şekillerin tasarımda birçok işlevi vardır. Örneğin bir programda yer alan metinden daha çok öğrencinin dikkatini ve ilgisini çekebilir ve bu sayede tasarımcı vermek istediği mesajı birçok metin kullanarak vermek yerine şekil sayesinde kolayca verebilir. Bu durum hem programı sadeleştirerek kalabalığın önüne geçmiş olur hem öğrencinin içeriği daha kolay anlamasına yardımcı olur.

Şekillerin algıyı kolaylaştıracak bir şekilde tasarlanmaları önemlidir. Bunun için yapılacak en önemli durum gözün bir şekilden diğerine kolaylıkla geçiş yapmasını engelleyecek durumlara meydan vermemektir. Bu konuda yapılan en sık hataların başında şekiller arasında geniş boşluklar bırakılması gelmektedir. Bu durum gözün bir şekilden diğerine kayarken zorlanmasına neden olmaktadır ve görsel etkiyi zayıflatarak mesajın algılanmasını güçleştirmektedir.

Bir tasarımda şekillerin birbirlerine göre yerleşimine form denilmektedir. Şekiller belli formlarda sunulmaktadırlar. Eğer belli bir formda sunulmazlarsa algıları zayıflar

ve verilmek istenilen mesajın etkisi azalır. Uzmanlar şekiller hazırlanırken gözün bir şekilden diğerine rahatlıkla kayabildiği formda hazırlanmasını önermektedirler. Bu durum şekillerin etkisini artırarak hem akıcılığı sağlayacak böylelikle öğrencinin dikkatinin dağılmasının önüne geçilecek hem programı ilgi çekici hale getirerek motivasyonu üst düzeyde tutacaktır.

Aşağıda Mingoville programından bir etkinlik örneği yer almaktadır. Bir boyama etkinliği olan bu ekranda farklı hayvan şekilleri kullanılmaktadır. Bunlar farklı formlarda sunulmuştur. Örneğin kaplan ve maymun oda içerisinde dolaşan gerçek canlılar olarak resmedilirken fil bir odaya sığamayacağından tablo olarak sunulmuştur.

Şekil 19. Şekil-Form Örneği

3.3.3.5. Doku

Nesnelerin yüzeyini oluşturan dış yapıya doku denir. Her nesnenin kendine has bir dokusu vardır ve bu doku nesnelerin dış görünüşlerindeki farklılığı meydana getirir. Bir nesnenin yüzeyine dokunduğumuz zaman sert veya yumuşak pürüzler hissederiz. Bu pürüzler o nesnenin dokusudur. Nesnelerin özelliklerine göre değişkenlik gösteren dokular genelde iki boyutludurlar; fakat çeşitli desenler kullanılarak üç boyut elde edilebilmektedir.

Tasarımında doku görselin daha gerçekçi görünmesi amacıyla kullanılmaktadır. Şekil ve zemin arasında oluşan farklılık şekli daha belirgin bir hale getirir. Bu durum öğrencide görsel bir his uyandırır ve o şekli daha rahat algılamasına olanak sağlar. Çünkü insan belleği tıpkı koku algısında olduğu gibi bakılan nesneyi algılayabilecek bir yeteneğe sahiptir.

Aşağıda Dyned programından alınmış dünyamızın anlatıldığı bir etkinlik ekranı görmektesiniz. Buradaki dairenin içerisinde yer alan çizgiler, şekiller ve farklı renkler bu dairenin dokusunu oluşturmaktadır. Eğer bu elemanlar olmasa şekil sıradan bir daire olarak algılanacaktı ve bunun dünyamız olduğunu anlamak zorlaşacaktı.

Şekil 20. Doku

Doku üzerine yapılan araştırmalarda dokunun farklı psikolojik etkilerinin de olduğu ortaya çıkmıştır. Değişik doku türlerinin yakınlık, uzaklık ve keskinlik etkileri mevcuttur. Doknun kullanım kolaylığı sağladığını belirten Ekinci’ye göre, “Nesnelere dikkat çekmek veya nesnelerin doğal görüntüsünü yansıtmak amacıyla kullanılan dokunun rengi, yapısı, parlaklığı ve işlenişi nesnelerin algısını etkilemektedir. Örneğin sıcak renkli, parlak görünümlü ve sert dokulu yüzeyler yakınlık; soğuk renkli, yumuşak ve mat dokulu yüzeyler uzaklık etkisi yaratır” (2006, s.3).

Yukarıda belirtilenlere ilaveten dokuların psikolojik etkilerinin daha da genişletilebileceğini belirten Çellek (2003b) bunları şöyle sırlamaktadır: “Yumuşaklık- sertlik, ağırlık-hafiflik, sessizlik-gürültü, huzur-tedirginlik, durgunluk-hareketlilik, sakinlik-heyecanlılık, rehavet-kasvet gibi psikolojik etkiler de yaratır. Yumuşak dokulu yüzeyler; sükünet, rahatlık, monotonluk, soğuk, güçsüz etkiler yaratır. Sert dokulu yüzeyler, dinamik, uyarıcı, ilgi çekici, güçlü, daha sıcak, heyecan verici etkiler yaratır.”

3.3.3.6. Boyut

Boyut nesnelerin uzunluk, yükseklik, genişlik ve derinliği ile ilgilidir. İnsandaki boyut algısı kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bu durum kişinin kendisinden kaynaklandığı gibi nesnenin konumundan da kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı boyut algısının nesneler hakkında sahip olunan bilgiyle alakalı olduğu söylenebilir.

Boyut algısını etkileyen bazı faktörler mevcuttur. Çizgilerin şeklinin boyut algısını etkilediğini belirten Yalın’a göre, “Bir nesnenin boyutunu tahmin etmeye çalıştığımızda algımızı en çok yatay çizgiler veya yatay uzunluk etkiler… Ayrıca renk ve gri derecesi boyut algısını etkiler. Aynı büyüklükteki açık ve parlak renkli şekiller, kapalı ve koyu renkli şekillere göre daha büyük algılanır” (2010 s.110). Nesneler farklı boyutlarda kullanılarak farklı etkiler elde edilebilir. Ayrıca farklı boyuttaki biçimler ölçü bakımından zıtlık oluşturduklarından armoni ve zıtlık elde etmek için kullanılabilir.

Boyut seçimi programın kullanımı ve etkililiği açısından önemlidir. Boyut seçimi yapılırken bazı kıstaslara dikkat etmek gerekir. Bunların en başında gelişim düzeyi gelmektedir. Örneğin ilköğretim çağındaki çocuklara hitap eden bir programda yer alan nesnelerin boyutları öğrencilerin kolay algılayabilecekleri bir şekilde olması gerekir. Ayrıca öğrencinin kolay tanıyabileceği nesneler tercih edilmesi önemlidir, zira öğrenci nesne hakkında bir bilgiye sahip değilse o nesnenin gerçek boyutunu algılayamaz ve verilmek istenilen mesajın etkisi azalır.

Çellek, tasarım boyutlamasında insan boyutunun önşart olduğunu belirterek bunun sebebini şöyle açıklamaktadır:

Boyutlandırmada insan modül olur. Günlük kullanım eşyalarının işlevsel yapısıyla insan boyutunun sıkı bir ilişkisi vardır. Oturma birimleri, aletler, eşyalar vs. insan yaşamıyla ilgili tüm nesnelerin boyutları insana bağlıdır. Boyutun büyüklüğü insana, etkili bir güç ve inanç duygusu verir. Heybet, korku, saygı, baskı, egemenlik, üstünlük vs. gibi psikolojik etkiler için insanı aşan boyutlar gerekir. İnsan boyutundan küçük boyutlar ise sevimli bir yaklaşımla duygusallığı doğurur (2003c).

Aşağıda Mingoville programından alınmış bir ekran görüntüsü yer almaktadır. Kevin’ın odasındaki eşyaların anlatıldığı bu etkinlikte öğrenci eşyalar üzerine tıklamakta ve eşyaların isimlerini yazılı ve sözlü olarak öğrenebilmektedir. Eşyaların boyutları birbirleriyle uyum içersindedir ve rahatlıkla algılanabilecek boyutlardadır.

Şekil 21. Boyut

Programlarda kullanılacak görsellerin boyutuna rastgele ve görsel güzel görünsün diye karar verilmemeli, verilmek istenilen mesajın durumuna göre karar verilmelidir. Zira nesnelerin boyutlarının yarattığı etki programın verimliliğini dolayısı ile öğrencinin başarısını doğrudan etkilemektedir.