• Sonuç bulunamadı

ŞEFAAT’İN HIRİSTİYAN DUALARINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

I. ARAŞTIRMANIN AMACI, ÖNEMİ, METODU, SINIRLANDIRILMASI VE

1.3. ŞEFAAT’İN HIRİSTİYAN DUALARINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Her insanın sıkıştığında yardım istediği, sığındığı, içini döktüğü, teşekkür ettiği bir kapı vardır. İnsan hayatının her anında yer alan dua, bu kapıda farklı şekillerde tezahür etse de insanın sonlu ve aciz olduğunun, sonsuz kudret sahibi bir varlığa inanma ihtiyacı hissettiğinin bir göstergesidir. Kimi ayakta, kimi diz çökerek, kimi secde halinde bu kapıda yer alır.223 Hangi dinde olursa olsun duanın ayrı bir önemi vardır. Dua bazı dinlerde Rab’den aracısız istekte bulunmanın adıyken, bazısında ise insan Rab’be ulaşmak, onun huzuruna çıkmak için bir aracıya ihtiyaç duyar. Çünkü insan günahlarıyla uzaklaştığı kapıya ancak bir aracı ile ulaşabilir. İşte bu dinlerden biri de Hıristiyanlıktır.

Hıristiyanlığa göre dua; övgü, şükran, dilek ve Tanrı’ya bağımlılığın ifadesidir. Kutsal Kitap duanın inanan için sürekli bir eylem olması gerektiğine işaret eder.224 Tanrının kim olduğunubulma isteği inananın dua etmesinin nedenidir. Dua ruhsal savaşın önemli bir parçasıdır.225 Dua biçimi (diz çökerek, ayakta durarak vb.)

isteğe bağlı olup duanın içeriği Tanrı’nın karakterine ve iradesine uygun olmalıdır. Tanrı inananları dua etmeye çağırır.226Alçakgönüllülük ve iman dua için gerekli olan

niteliklerdir.227

Hıristiyanlık’ta dua, dinî hayat açısından büyük önem taşır. Dua Tanrı’ya ulaşma, O’nu tanıma ve vicdanın sesi olarak nitelendirilir. Duanın temelinde

221 Doğu Hristiyanları ikonaları öperken, Batı da İncil, Kadeh ve kutsal Eşyalar öpülür. Yine bazı

günler İsa’nın çarmıh’taki yara resimleri, aziz heykellerinin ayakları, yağ takdisinde de yağ kabı öpülmektedir. Rahiplerin eli, piskoposların yüzüğü, papanın ayakkabısında ki haç’ta öpülmektedir. Bk. Sarıkçıoğlu, a.g.e, s. 125.

222a.g.e,s.60.

223Osman Cilacı, “Dua”, DİA, İstanbul, 1994, IX, 529. 224 Pavlus’tan Selanikliler’e Birinci Mektup 5/17. 225 Pavlus’tan Efesliler’e Mektup 6/18-20. 226 Mezmurlar 65/6.

Tanrı’ya güven ve yüce bir inanış vardır. İsa, Hıristiyanlara her gün belirli zamanlarda, yüzlerini belirli bir yöne çevirerek İbrani ya da Yunan dilinde tekrarlamaları gereken dualar vermemiştir. Bunu yapacak yerde onlara, Tanrı’ya bir baba gibi yaklaşmalarını, diledikleri zamanda ve yerde kendi ana dillerinde o’na yüreklerini açmalarını söylemiştir. Bir gün Samiriyeli bir kadın ona ataları gibi bulundukları dağda mı yoksa Kudüs’te mitapınılması gerektiğini sorar. İsa cevap olarak ona şöyle der: “Kadın inan bana, öyle bir saat geliyor ki Peder’e ne bu dağda ne de Kudüs’te tapınacaksınız….Tanrı ruhtur ve ona tapanlar ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar. 228

Bunun için, Hıristiyanlık’ta önemli olan ne yer, ne saat, ne istikamet ne de fiziksel duruştur; zihniyet ve niyet, yani ruhun gerçekten Tanrı’ya doğru yönelmesidir. Bedensel duruş ise ruhun duruşunun ifadesidir.229

Dua arzuların Tanrı’ya230 Mesih’in adında231 Kutsal Ruh’un yardımıyla232 günahların itirafıyla233 ve onun merhametini umarak şükranla sunulmasıdır234. Kutsal

Ruh ve Mesih’in başkâhinlik hizmeti, inanan kişiye dua yaşamında yardımcı olur.235 Hıristiyan kişi tek Tanrı’ya, Kutsal Üçlü Birliği içeren Tanrı’ya dua eder. Genellikle Yeni Antlaşma’da özel ya da genel tüm dualar, Mesih İsa aracılığıyla ve Kutsal Ruhta, Tanrı’ya yapılır. Hıristiyan kişi, Kutsal Üçlü Birliğe dua edebileceği gibi, üçlü birliğin bir kişisine de yönelebilir. Yeni Antlaşma’da ( Yuhanna’nın Birinci Mektubu 14/14 “Benim adımla benden ne dilerseniz yapacağım.”, Elçilerin İşleri 7/59 “İstefanos taş yağmuru altında, Rab İsa ruhumu al diye yakarıyordu.”, Pavlus’tan Timoteos’a Birinci Mektup 1/12 “Beni güçlendiren Rabbimiz Mesih

228 Yuhanna 4/19-24.

229 Xavıer Jacob, Sorabilirmiyiz?Hıristiyanlık Hakkında En Çok Sorulan Sorular, İstanbul, 2015, s.84-

85.

230 Mezmurlar 57/1-11.

231 Yuhanna 16/23 “…Size doğrusunu söyleyeyim, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz, size

verecektir.”

232 Pavlus’tan Romalılar’a Mektup 8/26 “……Ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeliyiz, ama

Ruh’un kendisi, sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için aracılık eder.”

233 Mezmurlar 32/5-6 “Günahımı açıkladım sana suçumu gizlemedim……..”

Daniel 9/4 “RAB Tanrım’a dua edip günahlarımızı itiraf ettim……..”

234 Pavlus’tan Filipililerê Mektup 4/6 “ Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrıya dua

edip yalvararak şükranla bildirin.”

İsa’ya şükrederim.”) ya da Missa Ayini236sürecinde, dualar Mesih İsa’ya yönelir.

Aynı şekilde, “Gel, Kutsal Ruh” cümlesinde olduğu gibi kimi dualar Kutsal Ruh’a çevrilir.

İkinci Vatikan Konsili bütün duaların eninde sonunda Tanrı’ya yöneldiğini açıkça belirtmiştir. Göklerdeki Meryem Ana’ya, meleklere ve azizlere yapılan dualarda onların Tanrı katında diğer insanlara bağışlanma dilemeleri içindir.

Göklerdekilerde birlik, kutsal imanın ışığında anlaşılması gerekir ve bu, Mesih İsa aracılığıyla, Kutsal Ruhta, Tanrı’ya tapınmayı hiçbir şekilde zayıflatmaz tam tersine bu tapınmayı daha verimli kılar. “Bize Merhamet Eyle” diyerek Tanrı’ya yapılan duada Kutsal Meryem Ana ve Azizler değişik biçimlerde onurlandırılır ya da onlara bağlılık gösterilir, “Bizim için dua et” denilerek arabuluculuk istenir.237

Bu bilgilerden anlaşılmaktadır ki, Hıristiyanlar genelde tek başına dua etmeyip genelde başta İsa olmak üzere Peygamber, azizler vb. kutsal kişilerin şefaatine, arabuluculuğuna ve yardımına başvurmaktadırlar. Dolayısıyla şefaat

anlayışının Hıristiyan dualarındaki yeri büyük ve önemlidir.

236 Evharistiya/ Komünyon veya Missa( Katoliklerde) da denilir. Bk. Christian W.Troll, Müslümanlar Soruyor Hristiyanlar Yanıtlıyor, tr. Robert Kaya, Sent Antuan Kilisesi, İstanbul, s. 72.

237 İannitto, a.g.e., s. 274-275. Ayrıca bk. Aydın, Hıristiyan Genel Konsilleri ve II. Vatikan Konsili,

İKİNCİ BÖLÜM

HIRİSTİYANLIK’TA KURTULUŞ DÜŞÜNCESİNİN ŞEFAAT İLE İLİŞKİSİ VE KUTSAL KİŞİLERİN ŞEFAATİ

2.1.HIRİSTİYANLIK’TA KURTULUŞ DÜŞÜNCESİNİN ŞEFAAT İLEİLİŞKİSİ

İnsandaki kurtuluş ihtiyacı dünyadaki ıstırap, acı çekme ve kötülük tecrübelerinden kaynaklanmaktadır. Istırap birçok şekilde ortaya çıkabilir. Mesela fakirlik ve çalışma-didinme, hastalık ve talihsizlik, yetersizlik ve günah şeklinde olduğu gibi.Ayrıca fanilik ve ölüm gerçeklerinde de bunun ifadesini bulmak mümkündür.238Bu gibi ihtiyaçlar her dönemde insanları bir kurtarıcı aramaya, acı ve

ıstıraplardan kurtulmak için farklı reçeteler sunmaya sevk etmiştir.

İnsandaki bu kurtuluş fikri dünyevi olduğu kadar ahiret hayatını da kapsamaktadır. Özellikle Hıristiyanlık’ta kurtuluş (salvation), Yeni Ahit’te de vurgulandığı şekliyle “ruhun kurtuluşu, günahlardan arınma ve sonsuz mutluluk” anlamlarında kullanılan dini bir kavram üzerine bina edilmiştir. Günahkâr olan insanın kurtuluşu ve ebedi mutluluğa ulaşması ise ancak günahsız bir kurtarıcı yani İsa Mesih ile sağlanabilmektedir. Çünkü günaha teşebbüslerle bozulan Tanrı ve insan arasındaki ilişkide günah işleyen bir kimsenin kendi eksikliğini ve yetersizliğini fark etmesi ve bunun yanı sıra Tanrı’nın karşısındaki değersizliğini de anlaması, o kimsenin günahkârlığının bilincine varmasına ve Tanrı ile insan arasındaki uzaklık duygusuna kapılmasına yol açmaktadır.Bir İlahi lütuf sayesinde gerçekleştirilen kurtuluş, bir aracının varlığıyla bu uzaklığı iyice kapamakta bu durumda kurtuluş, Tanrı 'ya karşı tüm yabancılaşmaları alt eden ve yetkinsizligi ortadan kaldıran bir inayet durumu halini kazanmaktadır. Öyle ki, sonuçta kurtuluş ya kutsanmış bir yakınlık ya da Tanrı'yla birleşme haline kadar gelmektedir.239Hıristiyanlık’ta da bu

görevi üstlenip Tanrı insan arasındaki uzaklığı ortadan kaldıran aracı İsa Mesih’tir. Hıristiyanlara göre Onun çarmıh’a gerilerek insanların günahlarının kefaretini kanı ile ödemesiyle Tanrı ve insan arasındaki ilişki düzelmiş, uzaklık sona ermiş ve insan ebedi saadete kavuşmuştur.

238Joachim Wach, “Din ve Felsefede Kurtuluş Düşüncesi”, çev. Ali Coşkun, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 13-15, İstanbul, 1997,s.257.

Hıristiyanlığa göre kurtuluş ve şefaat anlayışı birbiriyle bağlantılı olduğu için İsa’nın mutlak bir kurtarıcı yani şefaatçi olduğu ve diğer kişilerin şefaatinin önemi hakkında kilise şu görüşleri dile getirmektedir; Allah kimseyi şefaatçisi olmadan cehennemden kurtarmaz. İnsan soyu kesinlikle mutlak bir şefaatçiye muhtaçtır. Mutlak şefaatçinin tam ilah ve tam insan olması gerekir. Bu mutlak şefaatçi Mesih İsa’dır. Mutlak şefaatçinin yanında başları Meryem olmak üzere Mikail, Cebrail ve diğer meleklerle beraber Havariler, Azizler, Şehitlerin şefaatine de başvurulmalıdır. Ayrıca yedi sırrı240 gerçekleştiren ruhbanlar dahi şefaatçidir. Rahipsiz katiyen

kurtuluş yoktur.Kilise’nin önemle üzerinde durduğu bu şefaat kavramı başkalarının rica edici duası yani ibadetidir. Bu ibadet, gizli veya açık şekilde yapılan hemen hemen bütün Hıristiyan ibadetinin bir parçasını ve özellikle de bütün geleneksel Komünyon (ekmek şarap) ayininin şeklini oluşturur. Şefaat isteme, sözle açık bir şekilde istekte bulunma, düşünceleri yönlendirerek zihinsel dua etme, belirli bir istek için hizmet veya eylem sunma olarak üç şekilde yapılabilmektedir.241Bu ve buna

benzer görüşler, Hıristiyanlarda şefaat ve kurtuluş düşüncesinin birbirinden ayrılmaz iki kavram olduğunu göstermektedir. Ayrıca Hıristiyan ibadet ve dualarında da bu iki kavramın yakın ilişkisi göze çarpmaktadır.242