• Sonuç bulunamadı

Şah İsmail’in Safevi Devleti ve Maraş’la İlişkileri

Belgede Pazarcık Türkmen Alevileri (sayfa 46-54)

I. BÖLÜM

1.6. Şah İsmail’in Safevi Devleti ve Maraş’la İlişkileri

Yapılan alan çalışmasında Maraş bölgesi Alevilerinin bilhassa dini hayatında ve cemlerde Şah Hatayi yani Şah İsmail’in büyük bir yer tuttuğu görülmektedir.131 Bu etki sadece Alevileri kapsamamakta Şah İsmail’in Alâüddevle Bozkurt Bey için söylediği “Eledan”132 (avam, sıradan ya da Ala dana133) tanımlaması Maraş Sünni’lerini de etkileyerek, Alâüddevle’nin türbesinin bulunduğu yere “Aladan” demişlerdir. Ayrıca Şah İsmail’in çocukluğundan, ölümüne kadar ki hayatında sürekli Maraşlılar yakınında bulunmuş, 6 yaşlarında olduğu dönemde dayılarının takibinden kurtulmak için Erdebil’in Rum(Anadolu) mahallesinde oturan134 ve

126

İlyas Gökhan,Selim Kaya, Maraş Emirleri,Kahramanmaraş:Ukde Yayınları,2008,14.

127

Refet Yinanç,Mesut Elibüyük,Maraş Tahrir Defteri, Cilt 1,Ankara: A.Ü Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları,1988,XIII.

128

Abû’l-Farac, Abû’l-Farac Tarihi,564

129

Sümer, Ağaç-eriler, Belleten, 521-528

130

Turan, Selçuklular Zamanında..,496

131

Rıza Zelyut,Türk Aleviliği, 8.Baskı, Ankara:Kripto Basım Yayım, 2013, 363.

132

Kazvinî, 44

133

Yaşar Bedirhan, Alaüddevle Bozkurt Bey Devrinde Maraş’ın Sosyal,Ekonomik,Kültürel Durumu,I.Kahramanmaraş Sempozyumu Cilt 1,Kahramanmaraş Belediyesi, İstanbul 2005,385

134

Faruk Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, Ankara: TTK, 1992, 15.

cerrahlık yapan Uba,135veya “Aba-Ebe Hatun” adlı bir Dulkadirli kadınına emanet edilirken136 bundan annesi dahi haberdar edilmemiştir.137 Osmanlı kaynakları da Dulkadir bölgesinde Kızılbaşların çokluğuna dikkat çekerek; “Bazı kimselerin

evlerinde Şah’tan gelen mektuplar ve sâir emanetler bulunup haklarından gelindiği, fakat Zulkadriye’de Kızılbaş muhubbi râfızîlerin pek çok olduğu bildirilmekte, teftişe memur Beşir Çavuş’la birlikte tecessüs edilip ele girenlerin şer’ile haklarından gelinmesi hakkında Zulkadriye Beylerbeyi’ne hüküm verildiği” görülmektedir.138 Aslen Oğuzların Bozok koluna mensup bulunan Dulkadirliler’in Beydilli, Bayat, Avşar boylarından meydana geldiği bilinmekte genel ekseriyet Bayatlar’da olduğu için beylerinin de Bayatlara mensup olduğu düşünülmektedir. XIII. Yüzyılda Moğol saldırılarından kaçan Türkmenler genelde Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’ye yerleşmiş ve 1298 yılında Memlüklar’ın Halep valilerinin yaptığı akınlarla Maraş bölgesi ele geçirilerek, bu Türkmenlerin arasında bulunan Dulkadirliler Maraş’tan başlayarak Elbistan’a kadar olan bölgeye yerleşmiş ve o tarihten sonra giderek varlıklarından söz ettirmeye başlamışlardır.139

Şah İsmail’in kurduğu Safevi Devleti’nin ana kaynağı olarak Erdebil tekkesi gösterilse de, başlangıçta Türk ve Moğol hükümdarları tarafından büyük saygı duyulan ve desteklenen140, Osmanlı Devleti tarafından da çerağ akçesi verilen bu tekkenin bir devlet oluşturmak ya da yönetimi değiştirmek maksadıyla kurulduğunu düşünmek zordur. Ayrıca Alevi Kızılbaşlar tarafından kurulan ama daha sonra Şiiliği bir devlet dini haline getiren Safevi Devleti’nin dini görüşleriyle Erdebil Tekkesi’nin dini görüşlerinin aynı olduğu konusunda da bir fikir birliği yoktur. Kuruluş döneminde İran’da hâkim olan Sünnilik mezhebinden ve Şafi olduğu düşünülen tekkenin bazıları Hanefi olduğunu söylemiş141 Şah İsmail döneminde görülen Ebubekir, Ömer, Osman ve Ayşe’ye yapılan küfür ve lanet okumaların Şeyh Safiyüddin döneminde yapılmadığı hatta Safiyüddin’in rüyasında Hz. Muhammed’le

135

Walther Hınz ,Uzun Hasan Ve Şeyh Cüneyd ,2.Baskı,Tevfik Bıyıklıoğlu (çev.) Ankara: TTK, 1992,83.

136

Refet Yinanç, Dulkadir Beyliği, Ankara:TTK,1989,89

137

Tufan Gündüz, Son Kızılbaş Şah İsmail, 4.Baskı,İstanbul: Yeditepe Yayınları,2013,39

138

Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-İran Siyasî Münâsebetleri (1578-1612),İstanbul:İstanbul Fetih Cemiyeti,1993,11.

139

Yinanç, Dulkadir Beyliği,7,8

140

Gündüz, Son Kızılbaş,21

141

beraber dört halifeyi ayrıca Hasan ve Hüseyin’i gördüğü Hz. Ayşe için “müminlerin anası” dediği ifade edilmiştir.142

Şah İsmail daha çocukluk çağlarından beri dayılarının hâkim bulunduğu Akkoyunlu Devleti tarafından sürekli takip edilmiş bunun sonucu dört yılı aşkın bir süre zindana atılmış, ayrıca altı yıl boyunca kaçmak ve saklanmak zorunda kalmıştır.143 Bu sıkıntılı süreç onun karakterini de etkilemiş en başta Akkoyunlu Devleti olmak üzere kendine muhalefet gördüğü tüm gruplara karşı çok sert muamele etmiştir.144 Onun Kızılbaşların liderliğine geçmesi biranda birçok Kızılbaş Türkmen Aşireti’nin etrafında toplanmasına yol açmış ve süratle kuvvet sayısı artmıştır.145 Anadolu’nun dört bir yanından gelen Kızılbaş’ın etrafında toplanmasıyla ilk başta sadece 7 kişi olan Şah İsmail yandaşları, Şamlu, Avşar, Tekelü, Varsak, Dulkadir, Kaçar ve Karacadağ sufilerinin katılımıyla biranda 7000 kişiye ulaşmıştır. Şah Kulu Halife Mühürdar’a göre, “Şah’ın daveti fermanı Dulkadir taifesine gelince sabahtan akşama kadar 5000 kişi toplanıp yola koyulmuş, düğün yapmakta olan ve akşam gerdeğe girecek olan bir genç de aynı yolu izlemiştir.146Bu olay, “her şeyi bırakıp Şah’ın yoluna koştu.” Şeklinde anlatılmışlardır.147Safevi kaynakları Dulkadirlileri çoğunun Şah İsmail müritleri olduğunu belirterek Şahın cülusunda ona koştuklarını belirtmişlerdir. Buna karşılık Alâüddevle Bozkurt Bey, Dulkadirlilerin Şah İsmail’e katılmasını önlemek maksadıyla birçok tedbir almış ama tam başarılı olamamıştır.148Çünkü Dulkadirliler’in, Safevi devleti kurulmadan çok önce Erdebil Tekkesi’ne bağlı olduğu bilinmektedir.1491501 yılında Erzincan’da müritleriyle toplanan Şah İsmail’in o dönem Tebriz’den çok az bir kuvvetler Erzincan’a geldiği, Erzincan’daki toplantıdan sonra Şirvanşahlar üzerine babasının intikamını almak için saldıran Şah İsmail’in toplam kuvvetlerinin 7000 civarında olduğu düşünüldüğünde 5000 kişilik bir katılım yapan Dulkadirlilerin ilk Kızılbaş güçlerine ne büyük oranda

142 Gündüz, Son Kızılbaş,16 143 Gündüz, Son Kızılbaş,47 144 Kazvinî, 28 145 Gündüz, Son Kızılbaş,47 146 Sümer, Safevî..,18 147 Gündüz, Son Kızılbaş,50 148 Sümer, Safevî..,25 149

Tufan Gündüz,Dulkadirli Türkmenleri, I.Kahramanmaraş Sempozyumu Tebliğleri, Kahramanmaraş 2004,451

destek verdiği anlaşılmaktadır.150Tebriz’e giden Dulkadirliler’e Şiraz’ın idaresi verilmiş, Sultan Halil, Ali Sultan, Murad Sultan, Hamza Sultan, Kadı Han, İbrahim Han, Şah Veli Sultan, Berhurdar Sultan, Muhammed Can Sultan, Veli Sultan gibi Dulkadirli Beyleri görev almışlardır. Dulkadirli beylerinden Alâüddevle Bozkurt Bey’in torunu Şahruh Bey’in oğlu Muhammed Han151 Şah Tahmasb’ın yanında çok itibarlı olmasına rağmen1533-1534‘de Sultan Süleyman’ın gelişiyle Osmanlı Ordusu’na geçmiş, Rumeli Beylerbeyi yapılmış ve orada ölmüştür. Bu olayı Şah Tahmasb çok içerlemiş; “Dulkadiroğlu’na oğlum demiştim ancak o bin kişi ile

kaçarak Rûmîlerin tarafına katıldı” demiştir.152 Diğer ünlü Dulkadirli beylerinden biri olan Şah Kulu Halife, ilk önce Şah Tahmasb’ın Kurcibaşısı153 daha sonra eşik ağası ve mühürdarı olmuştur. Dulkadirli Şahruh Han ise Şah II. İsmail ve Muhammed Padişah döneminde mühürdarlık yapmıştır.154 Şah İsmail’in Safevi Devleti’nde en üst düzeydeki makamlarda hep Dulkadirli beyleri görev almaktadır. Fars eyaletinin idaresi, Dulkadirli Keçel Bey’e verilmiş ancak halka iyi davranmadığı gerekçesiyle bir süre sonra idam edilmiştir. Yine Korucubaşı Dulkadirli Abdal Bey şeyh Haydar’a karşı savaşanları tespitle görevlendirilmiş ve Tabersaran’a gönderilmiştir.155

Şah İsmail taraftarı birçok Dulkadirli beyine rağmen 1507 yılında Dulkadirlilere savaş açması çok enteresan görünmekte, birçok neden öne sürülmesine rağmen gerçek gerekçesi konusunda düşünmek gerekmektedir. Ancak Türk devlet geleneğindeki ilk sebep hiçbir zaman dini ve itikadı alan olmamış her zaman birinci öncelik Cihan hâkimiyeti iddiası ve güç mücadelesine dayanan taht kavgası olmuştur. Bu önemli sebebi bilhassa ekonomik kaygılar takip etmiş dini gerekçeler ise genelde savaşın bahane kısmında kendine yer bulmuştur.

Akkoyunlu Devleti’nin bu dönem iyice zayıflaması bölgede ciddi bir güç halinde bulunan Dulkadirli beyi Alaüddevle’nin dikkatinden kaçmamış ve ülke sınırlarını

150

Remzi Kılıç,Şah İsmail’in Dulkadiroğlu Devleti Üzerine Yaptığı Orta Anadolu Seferi(1507) ve Sonuçları,I.Kahramanmaraş Sempozyumu Tebliğleri,Kahramanmaraş 2004,410.

151

Gündüz,Dulkadirli Türkmenleri, 453

152

Şah Tahmasb-ı Safevî,Tezkire, Hicabi Kırlangıç (çev.)İstanbul:Anka Yayınları,2001,39,44

153

Kurcibaşı:Safevi ordusunda korucubaşı, yakın korumaların başı olarak görev yapan kişi.

154

Deniz, Asadi,Kızılbaşlığın Tarihi,70

155

Diyarbakır’a doğru genişletmeye çalışmıştır. Ayrıca Akkoyunlunun son Sultanı Murad Bey’i himayesine alarak kızıyla evlendirmiş ve Akkoyunlarla akraba olmuştur. Safevi kaynakları bu seferin gerekçesi olarak Alaüddevle’nin İran’a yürüyeceği haberi almalarına bağlamakta,156 Osmanlı Kaynakları ise Dulkadirli hükümdarı Alâüddevle’nin kızını Şii Şah İsmail’e vermek istemediği bu yüzden bu savaşın çıktığını belirtmişse de157 bu savaşın gerçek sebebinin Safevilerin yayılma istediği ve Maraş bölgesindeki müritlerini güvence altına alarak onları kazanma istediği olmalıdır.1581507 yılında başladıkları Maraş seferini normalde Diyarbekir üzerinden yapmaları beklenmekteydi. Çünkü Diyarbekir’den doğruca Dulkadirli topraklarına geçebilmekteydi. Ancak onlar Sivas üzeri Osmanlı topraklarını geçerek varmak istemişler bu sebeple sultan II. Bayezid’den izin istemişlerdir. Bu rotanın iki nedeni olabileceği düşünülerek, birincisinin Osmanlı’ya gözdağı vermek ikincisinin ise etraftaki Kızılbaşların desteğini kazanmak olduğu ifade edilmiştir.159Sarız üzerinden Elbistan’a giren Şah İsmail kuvvetlerinin başında yine bir Dulkadirli olan Dede Bey bulunmaktadır. Bu ilk öncü birliklere Alaüddevle’nin oğlu Sarı Kaplan lakaplı Kasım’ın yaptığı gece baskınıyla birçok Kızılbaş öldürülmüş ancak Alaüddevle esas birlikleriyle Turnadağı’na saklanmıştır. Bu saldırı karşısında Alaüddevle matbu bulunduğu Memlüklulardan ve Osmanlılardan yardım istemiş ancak yardım talebi karşılıksız kalmıştır. Şah İsmail ortada savaşacak birini bulamayınca Alaüddevle’ye “Ala dana” lakabını takarak Hoy’a dönmek üzere yola çıkmış160 ancak bu sırada Maraş ve Elbistan bölgesini yakıp yıkmıştır.161 Şah İsmail Elbistan’da iken Akkoyunluların önemli beylerinden Diyarbekir valisi Musullu Emirhan emrindeki kalabalık bir Türkmen grubuyla gelerek şehrin anahtarını ve Akkoyunlu sarayından kalma kıymetli mücevherleri Şah’a takdim edip, itaatini bildirmiştir. Ancak daha sonra Diyarbekir’e yardıma giden sarı Kaplan Kasım Bey Kızılbaşlar tarafından öldürülünce bunun intikamı için oğulları Kör Şahruh Bey ve Ahmet Bey’i göndermiş, fakat bu iki oğlu da Kızılbaşlar tarafından 1513 yılında öldürülmüştür. Böylece Alâüddevle Bozkurt Bey, Şah İsmail’le yapılan savaşlarda üç

156

Gündüz, Son Kızılbaş,85.

157

J.Von Hammer,Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, İstanbul:Söğüt Yayınları,2008,s.363; İsmail Hami Danişmend,İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi ,Cilt 1,Türkiye Yayınevi,İstanbul 1971,413

158

Nejat Birdoğan, Şah İsmail Hatai, 2.Basım, İstanbul:Kaynaka Yayınları, 2001, 15.

159

Gündüz, Son Kızılbaş,85

160

Gündüz, Son Kızılbaş,87

161

oğlunu kaybetmiş bu olaylardan kısa süre sonra Safevilerle barış tesis edilip Alaüddevle Bey’e Şah İsmail gösterişli bir çadır hediye etmiştir.162

Şah İsmail, kendisine en çok destek veren Türkmenler olan Dulkadirlilerin devletini işgal etmiş ancak daha sonra onlarla sulh yapmıştır. Ayrıca sultan II. Bayezid’e yazdığı mektupta ondan “bütün Müslümanların halifesi olan hazret” şeklinde bahsederek163 dini anlamda onun pozisyonunu kabul etmiş gözükmektedir. Ayrıca diğer bir ilginç ayrıntı, Safevi kaynaklarından Tarih-i Kızılbaşan’da Sünni Selahaddin Eyyübi’nin Şii Fatimi Devleti’ni ele geçirmesini, “Selahaddin fatihane

kılıcını çekip o vilayeti kısa sürede din ve devlet düşmanlarından temizledi” diyerek

anlatması, bazı Safevi yazarlarının Şii taassuba sahip olmayıp olaylara mezhebi değil milli açıdan baktıklarını göstermesi açısından önemlidir.164

II. Bayezid’in, Şah İsmail’e karşı takındığı tavır onu çok cesaretlendirmişti. Çünkü bir yandan Anadolu’dan Kızılbaşların İran’a gitmesi engellenmeye çalışılırken diğer yandan da Şah İsmail’in Akkoyunlulara karşı başarılarını kutlamak için elçiler gönderilmiştir. Ayrıca Anadolu’nun ortasına kadar gelip Osmanlı topraklarına giren ve Dulkadirli Beyi Alaüddevle’nin ülkesini işgal ederek, oğlunu öldüren Şah İsmail sadece uzaktan izlenmekle yetinilmiş ancak II. Bayezid dönemindeki bu soğukkanlı tavır tahta geçen Sultan Selim döneminde bambaşka bir seyir izlemiştir.

Şah İsmail ile Sultan Selim arasındaki husumet Selim’in şehzadeliği dönemine rastlamakta, Şah İsmail’in halifelerinin faaliyetlerini gören Selim bunları önlemek maksadıyla daha Trabzon sancağında bir şehzade iken Şah İsmail taraftarlarını tenkil etmek için Erzincan’ı işgal etmiş bu işgal Şah İsmail tarafından sultan II. Bayezid’e şikâyet edilmiştir.165Şah İsmail, 1512 yılında tahta çıkan Sultan Selim’i tebrik etmemiş166 ancak bu dönem Anadolu’daki olaylarla yakından ilgilenmiş Karamanlu Ahmet’i halife olarak Anadolu’ya göndermiştir.167

162 Gündüz, Son Kızılbaş,89 163 Gündüz, Son Kızılbaş,51 164 Deniz,Asadi,Kızılbaşlığın Tarihi,62 165

İ.Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu’da Kızılbaş Faaliyetleri, Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi Cilt 2, Ankara: TTK, 2011, 259.

166

Feridun M.Emecen,Yavuz Sultan Selim, 3.Baskı,İzmir:Yitik Hazine Yayınları,2014,92

167

Çaldıran Savaşı’nın temel nedeni olarak Osmanlılar mezhepsel nedenler öne sürmüş Şiiliğin İslâm memleketleri için büyük bir tehlike olduğunu ifade etmiştir.168 Safevi kaynakları ise bu savaşın nedeni olarak Diyarbekir beylerbeyi Muhammed Han Ustaclu’nun bölgede kazandığı zaferlerden cesaret alarak, Osmanlılara karşı meydan okur bir tavra girmesini ve Nur Ali Halife’nin sınır boylarını tahrip edip Tokat’ı yakmasını Osmanlı-Safevi savaşının başlıca nedeni olarak gösterir.169 Ancak işin aslı Çelebi Mehmed’in Şahruh’a verdiği cevapta yatmakta “on derviş bir seccadede uyurken iki hakan bir cihana sığmamaktadır.”170 Savaş hazırlıklarına başlanır başlanmaz öncelikle bir Müslüman ülkeye sefer düzenlemek için geçerli fetvaya ihtiyaç duyulmuş,171 İbn Kemal172 ve Hoca Sadeddin Efendi gibi ulemalar bu gerekli fetvaları vererek173, Safevîlerin mülhid ve zındık bir topluluk olduğunu, sahabeye küfrettikleri söyleyerek, onlarla savaşmanın fesat kapılarını kapayacağından vacip, kanlarının dökülmesinin helal, köle ve cariyelerinin yağmalanmasının mübah olduğunu söylemiş,174Kızılbaşlarla yapılacak savaşın kâfirlerle yapılacak savaştan efdal olduğunu belirtmişlerdir.175 Osmanlıların Safevilere karşı bu kadar aşırı tepki göstermesinin bir nedeni de, bâtıni bir anlayışa sahip aşırı Şii Haşişiler’in, Selçuklu Devleti’ne verdiği büyük tahribat olmalıdır.

Maraş bölgesinin Safeviler açısından önemi Tezkire’de de gözükmektedir. Kanuni Sultan Süleyman’ın batıya yaptığı sefer bahane edilerek Anadolu’ya hücum etmeyi

168 Emecen,92 169 Gündüz, Son Kızılbaş.,116 170

-Timur’un oğlu Şahruh’un Çelebi Mehmet’i kardeşleri şehzadeleri öldürülmesinden dolayı protesto ederek bu olayın töre-i İlhan’a uymadığını belirtmesine, Çelebi Mehmet’in verdiği cevap önümüzdeki dönemde Osmanlı Devleti’nin izleyeceği yolu göstermesi açısından önemlidir. Çünkü hem eski Türk geleneklerine hem de Şeriata uygun olmadığı halde siyaseten katil devletin bekası için olmazsa olmaz olduğunu izahla bu seviyeye atalarından tecrübe ettikleri olaylar neticesinde geldikleri beyan eder ve ‘’on derviş bir kilim üzerinde uyurda,iki padişah bir iklime sığmaz ‘’cevabını verir.bakınız;Aras,Osmanlı Devleti’nde.,

171

Suraiya Faroqhi,Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Ercan Ertürk(çev.), İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları,2013,4.

172

Halil İbrahim Bulut,Osmanlı-Safevi Mücadelesinde Ulemanın Rolü:Kemal Paşazâde Örneği.http://dergipark.ulakbim.gov.tr/da/article/viewFile/5000151519/5000137476;İbn

Kemâl,Tevârîh-i Âl-i Osmân VII.Defter ,Şerafettin Turan(haz.),Ankara:TTK,1991,XIV

173

Karpat,413.

174

Gündüz,Son Kızılbaş.,119

175

Müneccimbaşı Ahmet Dede, Müeneccimbaşı Tarihi, Cilt 2, İsmail Erünsal (çev.),Tercüman 1001 Temel Eser, 37,456.

planlayan Safeviler önce Sivas’a gitmeyi bölge halkı kendilerine katılırsa yanlarına alıp şehri yağma etmeyi düşünmekte sonra Maraş’da durmayı planlayarak, buranın halkını yanlarında toplamayı sonrada burayı çöl etmeyi tasarlayarak “gelmek isteyenleri getirelim gelmeyen herkesi katledip yağmalayım” demiş, ancak Kızılbaşların bu görüşlerini Şah Tahmasb’ın Osmanlı sultanı Süleyman’ın küffarla savaşa gittiği gerekçesiyle kabul etmediği belirtilmesine rağmen176 Safeviler neredeyse tüm batılı ülkelerden Osmanlılar’a karşı hep müttefik aramışlardır.177

Alâüddevle Bozkurt Bey’in Dulkadirli Ülkesi, Şah İsmail’den sonra bölgenin diğer büyük devleti Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Bu feth uzun süreli bir güç mücadelesinin sonu olup bölgenin hâkimiyeti konusunda söz sahibi olmak isteyen altı Türk Devleti’nden dördü olan Akkoyunlu, Karakoyunlu, Dulkadirli ve Memlükler bu çekişme sonucu tarih sahnesinden çekilirken, Osmanlı-Safevi mücadelesi devam etmiş ancak mücadele sahası genelde Diyarbakır’ın doğusu olmuştur.

Osmanlı-Dulkadirli savaşında işi son noktaya getiren Çaldıran Seferi esnasında yaşanan gelişmeler olsa da, bu husumetin evveliyatı geçmişe dayanmakta bilhassa Dulkadirlilerin Osmanlı’ya karşı Memlüklulardan yana durması Osmanlı’yı sürekli rahatsız etmektedir. Ayrıca izlediği denge politikasıyla bölgede varlığını güçlendirerek doğuda Safevi sınırına dayanan Dulkadirliler, Safeviler açısından da potansiyel bir tehlike olarak görülmüşlerdir. Safeviler, Alâüddevle Bozkurt Bey’in bu denge politikasını “İki tavuğum var, biri altın, diğeri gümüş yumurtlar” şeklinde yorumlamışlardır.178

Dulkadirli Beyliği’nin 1515’de Osmanlı hâkimiyetine girmesinden hemen sonra bölgede peş peşe baş gösteren isyanların sebebi o dönemin genel sosyal ve ekonomik problemleri başta olmak üzere, Alevilik-Kızılbaşlık inancı kaynaklı olması muhtemel olmakla beraber Osmanlı hâkimiyetine karşı Dulkadirli ulusunun gösterdiği bir direnç olma ihtimali de yüksektir. Dulkadirlilerin bu durumu ilerleyen yıllarda da devam etmiş onların bölgedeki hâkimiyetini kırmak maksadıyla Yavuz Sultan

176

Şah Tahmasb-ı Safevi,33.

177

Uzunçarşılı,Safevi Devleti’nin Zuhuru.,43.

178

Selim’in Çaldıran Savaşı dönüşünde Doğu Bayezid’in önemli ahalisinden İskender Bey Osmanlı hizmetine alınmış, Dulkadir seferine katılan ve kendilerine birçok arpalık verilen Bayezid ailesi179 Maraş bölgesine iskân edilerek Dulkadirlilere karşı bir rakip vücuda getirilmek istenmiştir.180

Belgede Pazarcık Türkmen Alevileri (sayfa 46-54)