• Sonuç bulunamadı

Ġstihbarat Faaliyetine ĠliĢkin Bilgiler

1.2. Devlet Sırrının Kapsamı

1.2.2. Ġstihbarat Faaliyetine ĠliĢkin Bilgiler

Türkçe de “Haber alma” anlamına gelen istihbarat, yapı olarak Arapça kökenli bir kelimedir ve “yeni öğrenilen haber, bilgi” anlamına gelmektedir. Haber ve bilgi alma anlamına gelen “istihbar” kelimesinden türemiĢtir. Bu kelime içinde yine Arapça kökenli olan haber kelimesi temel oluĢturmaktadır. (Özkan, 2003, s. 24) Sözlük anlamı olarak istihbarat; bilgi toplama, haber alma, duyum, yeni öğrenilen bilgiler anlamındadır.12

12

80

Ġngilizce konuĢulan ülkelerde ise istihbarat kelimesinin karĢılığı “intelligence” zeka, akıl, bilgi gibi anlamlara gelmektedir. Örneğin, ABD‟de Central Ġntelligence Agency (CIA), Ġngiltere‟de Millitary Intelligence (MI). Bu ülkelerde, kelimenin etimolojisi ile iliĢkili olarak istihbarat, entelektüel bir faaliyet olarak algılanmaktadır. Rusya ve diğer bazı Slav kökenli ülkelerde ise güvenlik kelimesi istihbarat faaliyetlerinde kilit kelimedir. Örneğin, eski KGB (Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti) örgütünün açılımı, “Devlet Güvenlik Komitesi”dir. Diğer eski Doğu Bloğu ülkelerinde de, istihbarat kuruluĢları adlandırılırken güvenlik sözü tercih edilmiĢtir. Bu tercihte hep, dıĢ tehlike veya tehdit psikolojisi etkili olmuĢtur. (Özkan, 2003, s.25)

Ġstihbarat kelimesi, günlük konuĢma dilinde sadece “Bir haberi elde etme, duyma” gibi anlam taĢımasına rağmen, teknik açıdan sadece haber ile sınırlı olmayıp bir fonksiyonu, bir iĢlemi ifade etmektedir. Bu noktada istihbarat; nakledilen, iĢleme tabi tutulan, değerlendirilmiĢ bilgi, belirli metotlarla elde edilen haberler, haber toplamak için yapılan bütün gayretler, bir bilgi özetini elde etmek için sarf edilen faaliyet anlamında kullanılır. Aslında haber ile istihbarat kavramları birbirinden farklıdır. Haber denildiğinde; düĢman, düĢman olması muhtemel, tarafsız hatta dost ülkelerle ilgili her türlü bilgiler, ülke içindeki legal nitelikli siyasal faaliyetlere iliĢkin duyumlar anlaĢılır. Ġstihbarat ise; düĢman veya düĢman olması muhtemel devletlerin; niyetleri, planları ve kapasiteleri hakkında hür türlü imkân ve vasıtalarla haber derlenmesi ve bunların belirli iĢlemlere tabi tutularak yorumlanması suretiyle bir sonuca varılmasıdır. Dolayısıyla haber, istihbaratın ham maddesi olup, belirli iĢlemlere tabi tutulduktan sonra istihbarat haline gelmektedir. (ġenel, 1997, s. 32) Ġstihbarat, temelde bir süreçtir. Bu süreç süreklilik gösteren bir süreçtir, herhangi bir yerde bir kesinti ile karĢılaĢmadan devam eder.

Ġstihbarat, bir devletin ya da herhangi bir kuruluĢun güvenliği ile ilgili alanda devlet ya da özel kiĢiler tarafından toplanan, baĢka bir devlete, hükümete, siyasal bir gruba, partiye, askeriyeye ve herhangi bir harekete ait olan bilginin toplanması, analizi, üretimi, yayılması ve bu bilginin kullanımı olarak tanımlanabilir.

81

Ġstihbarat, insanların doğasında var olan tecessüs (merak, öğrenme arzusu) ile doğmuĢtur. (Avcı, 2004, s. 5) Bilginin güç ve istenileni elde etmenin vazgeçilmez bir anahtarı olduğunu keĢfeden insanoğlu, tarihi boyunca, “gizli‟‟yi öğrenmenin yollarını aramıĢtır. Bu nedenle, istihbarat faaliyeti “gizli”nin bilinmesi için dünyanın en eski mesleklerinden birisidir. (Özkan, 2003, s. 25)

Yazılı metinlere bakıldığında, istihbaratçılığın kökeninin çok eskilere dayandığı görülür. Ġlk organize istihbarat örgütünün Göktürklerin hızla yükselmesi, bölgede güç olması ve Çin‟in gelirlerine el koyması üzerine 570‟li yıllarda Çin‟liler tarafından kurulduğu kabul edilir. Osmanlılarda ise, istihbarat faaliyetleri, kuruluĢ döneminde baĢlar. Osmanlılar, modern istihbaratçılık olarak tanımlanabilecek “Martolos ve Voynuk” teĢkilatlarını kurarak dıĢ ve iç geliĢmeleri takip altına almaya çalıĢmıĢlardır. Bu teĢkilatlarda, özellikle devĢirmeler arasından yetiĢtirdikleri “Martolos” adını verdikleri ve ağırlıklı olarak gayri müslim tebaa casus olarak çalıĢtırılmıĢtır. Gerileme döneminde yaĢanan iç ve dıĢ olaylar, II. Abdülhamid‟i Yıldız Hafiye TeĢkilatı‟nı kurmaya yöneltmiĢ ve bu teĢkilat faaliyetlerini sürdürmüĢtür. II. Abdulhamit Yıldız Hafiye TeĢkilatı marifetiyle gerek yurtiçinde gerekse Jön Türkler tarafından yurtdıĢında tahtına yönelik yapılan komploları ortaya çıkartmıĢtır. TeĢkilat sayesinde Ģehir ve kasabalardan düzenli olarak haber almasına rağmen kırsal kesimden çok az ve yetersiz haber alınabilmekteydi. Bunun üzerine Jandarma TeĢkilatı kurularak kırsaldan da düzenli olarak haber akıĢı sağlanmıĢtır. (ġimĢek, 2012, s. 33-34) Modern anlamda ilk Türk gizli servisi olarak kabul edilen TeĢkilat-ı Mahsusa‟nın kuruluĢ tarihi tam olarak saptanamamaktadır. 1913 veya 1914‟de batı tarzında politik ve askeri istihbaratı sağlamak amacıyla kurulduğu kabul edilir. TeĢkilat-ı Mahsusa‟nın amaçları; yıkıcı faaliyetlere karĢı mücadele etmek ve imparatorluk içindeki ayrılıkçı ve milliyetçi grupların düĢmanla olası iĢbirliğine engel olmak, eğitilmiĢ ve tecrübeli ajanları oluĢturulacak hücrelere temel olmak üzere Ġngiliz ve Fransız sömürgeleri ile Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun düĢman iĢgaline uğraması muhtemel yerlerine yerleĢtirmek, Rus Orta Asya‟sında Müslüman Türklerin ayaklanmasına yol açacak adımları atmak, çeĢitli türlerde askeri harekâtlar yaparak casusluk faaliyetlerinde bulunmaktır. (Stoddard, 2003, s. 54-58) Osmanlı Devletinin çöküĢ dönemlerinde, Milli Mücadele sırasında cephe ve cephe gerisi

82

askeri ve genel istihbaratı sağlamak için ilk olarak, TeĢkilat-ı Mahsusa‟ya mensup ve ittihatçılardan oluĢan “Karakol Cemiyeti” kurulmuĢtur. Ankara Hükümeti adına istihbarat toplama ve istihbarata karĢı koymakla görevlendirilen ilk milli kuruluĢ olarak, KurtuluĢ SavaĢı yıllarının karıĢık, emniyetsiz günlerinde iç ve dıĢ düĢmanlara karĢı sorumluluğu ağır bir görev yüklenmiĢ olan “Askeri Polis TeĢkilatı” kurulmuĢtur. (Pehlivanlı, 1992, s.13-14) Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurulmasından sonra istihbarat görevleri ve sorumlulukları Genelkurmay BaĢkanlığı Haberalma ġubesi‟ne devredilmiĢtir. 1926 yılında Genelkurmay BaĢkanı MareĢal Fevzi Çakmak‟ın yazılı emri ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk istihbarat ve istihbarata karĢı koyma teĢkilatı olan “Milli Emniyet Riyaseti” kısa adı ile MEH/MAH adlı örgüt kurulmuĢtur. 1965 yılına kadar devam eden bu kuruluĢ 22 Temmuz 1965 tarihinde T.B.M.M. tarafından kabul edilen 644 sayılı yasa ile “Milli Ġstihbarat TeĢkilatı” kısa adıyla MĠT adı altında yeniden yapılandırılmıĢtır. Bugün halen, MĠT bütün faaliyetlerini 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe giren 2937 sayılı Devlet Ġstihbarat Hizmetleri ve Milli istihbarat TeĢkilatı Kanunu‟nun hükümleri çerçevesinde yürütmektedir. (Milli Ġstihbarat TeĢkilatı, 1996, s. 11-13)

Ġstihbaratın gerekli olmasının baĢlıca sebepleri arasında, güvenlik endiĢesi ya da tehdit algılamaları gelmektedir. Bu endiĢenin kaynağı, bir bakıma baĢkalarının eylem ve iĢlemlerinin barıĢçıl amaçlara yönelik olmadığı ve düĢmanlara sahip olunduğu ya da düĢmanca davranıĢlarda bulunulduğu düĢüncesinde yatmaktadır. Güvenlik endiĢesi, hiç yoktan ortaya çıkmaz. Bu endiĢeye sebep olacak bazı belirtiler vardır. Örnek olarak, hasım ya da muhtemel hasmın silahlanması ya da yapılan faaliyetlere karĢı giriĢimleri gösterilebilir. Bu giriĢimler bir bakıma o kiĢi ya da kuruluĢun devlete zarar vermesi konusunda gerekli yeteneğe sahip olduğunu da ortaya koymaktadır. Güvenliğe yönelik tehdidin ciddiyeti, tehdidin eylem olarak gerçekleĢtiğinde sebep olacağı zararın derecesine bağlıdır. BaĢka bir nedeni de meraktır. Fakat merakın asıl kaynağı da yine gelecek endiĢesidir. Bunun yanında, dostların ve düĢmanların, tam olarak kimlerden oluĢtuğunun bilinmesinin de söz konuĢu endiĢenin oluĢmasında etkisi vardır. (Çınar, 1997, s.102) Ġnsanlarda ve devletlerde gelecek endiĢesi ve baĢkaları hakkında kötü düĢünme duygusu olduğu sürece, istihbarata her zaman ihtiyaç vardır. BaĢkalarının ne yaptıkları ve neleri sana

83

karĢı yaptıkları konusunda bilgi sahibi olunca rahat yaĢanabilir ve ona göre karĢı tedbirler alınabilir. Kısacası güvenlik endiĢesi devleti baĢkalarının (diğer devletler ve vatandaĢ örgütlerinin) ne düĢündüklerini, neler planladıklarını bilmeye zorlamaktadır. Bu zorunluluk devlete, kendi güvenliğinden ve vatandaĢlarının güvenliğinden sorumlu bir kurum olarak kendi sorumluluğunu yerine getirmesini sağlayacaktır.

Devletler, vatan denilen toprak parçaları üzerinde milletleri, bayrakları ve bağımsız hükümetleri ile milli sınırları içerisinde yaĢarlar. Her devletin zengin veya fakir yeraltı ve yerüstü zenginlikleri olabilir. Bazı devletler büyük, güçlü ve zengindir. Bazıları ise küçük, zayıf ve fakirdir. Yine bazı ülkelerde nüfus gayet fazla, ülke toprakları da kısır ve verimsizdir. Dolayısıyla devletlerin sahip olduğu bütün bu imkân ve imkânsızlıklar, varlık veya yokluklar, ideolojik farklılıklardan dolayı, tarihin her döneminde, ülkeler birbirleriyle çatıĢmak zorunda kalmıĢlardır. Bu nedenle, devletin varlığı ve devamı için, diğer devletler bizim hakkımızda ne gibi niyet besliyorlar, gelecek için planları var mı, bu niyeti gerçekleĢtirecek planlarını uygulamaya yetecek güçleri yani kapasiteleri var mı, gibi temel konuların bilinme ihtiyacı duyulacaktır. Ayrıca, ülke sınırları içerisinde de benzer Ģekilde mevcut rejim ve yönetimden memnun olanlar olacağı gibi çeĢitli sebeplere bağlı olarak memnun olmayan kitleler de var olacaktır. Bunlardan bazıları mevcut rejimin kuralları içerisinde memnuniyetsizliklerine çözüm ararken, bazıları da tamamen hukuk dıĢı, Ģiddete dayalı yollarla sonuca ulaĢmak isteyeceklerdir. Devletin sahip olduğu, bütün bu imkân ve imkânsızlıklar, varlık veya yokluklar, ideolojik farklılıklar, bir devletin diğer bir devlet üzerinde kötü emeller beslemesine neden olabilir. Tarih boyunca ülkelerin yöneticileri, belirsizlikleri azaltacak ve karar almada önemli avantajlar sağlayacak bilgilerden yararlanmak suretiyle, tehdit ve tehlikeler konusunda önceden uyarılmaya ve hazırlıklı olmaya önem vermiĢlerdir. Ġstihbaratın yapılmasının amacı da, karar vericilerin bu konularda bilgi ihtiyaçlarının karĢılanmaya çalıĢılmasıdır. Devletler, iyi teĢkilatlanmıĢ bir istihbarat sistemi olmadan yaĢayamazlar. Devletler milli çıkarlarına ulaĢmak için düĢmanları hakkında bilgi toplamak ve kendi stratejilerini geliĢtirmek zorundadırlar. (Acar-Urhal, 2007, s. 157) Bir milletin varlığı ile yakından ilgili gördüğümüz istihbarat hizmeti ile düĢmanın niyet ve maksadını evvelden öğrenmek ve savaĢ gücü hakkında yeteri kadar bir bilgiye sahip olmak

84

suretiyle sonradan doğacak felaketleri zamanında önlemek mümkündür. (Akkor, 1966, s.3) Ġstihbarat, çeĢitli tehlike ve tehditlere karĢı uyanık olarak, milli gücümüzün devamı, her Ģart ve durumda milli politikamızın belirlenmesi için gereklidir. Politikacıları ve karar alıcıları, duygu, düĢünce ve kanaatleri ile hareket yerine, kanıt ve analize dayanan bir düĢünce ve çalıĢma tarzına ancak istihbarat ulaĢtırabilir.

Yıkıcı faaliyette bulunan grupların faaliyetleri hakkında yeterli ve gerekli bilgileri öğrenmek, bu gruplarla mücadeleyi kolaylaĢtırmaktadır. Bu nedenle bu grupların içine girerek onların faaliyetlerini öğrenmek önemli olmaktadır. Bu ise özel yöntemleri gerektiren bir çalıĢma ile olmaktadır. Teknik tabiriyle, buna “hulul” denmektedir. Hulul hem iç hem de dıĢa yönelik olarak ikiye ayrılır. Ġç hulul, kontrol altına alınması planlanan kurumda önceden görev almıĢ personelden birinin ya da daha fazlasının istihbarat amaçlı kullanılmasıdır. Bu kiĢileri kullanmak için değiĢik vaatler ve yardımlar yapılabileceği gibi kurum içindeki durumu-makamı yükseltilerek de güçlendirilebilirler. DıĢ hulul, kontrol edilmek istenen kiĢi ya da kurumlar hakkında bilgi toplamak için özel olarak yetiĢtirilmiĢ kiĢilerin herhangi bir yolla sokulmasıdır. KiĢiler kuruma sokulurken, asıl kimlikleri ve yetenekleri gizlenir ve baĢka ad ya da unvanla o kuruma sokulmaya çalıĢılırlar. Kurumun niteliğine göre, o kuruma yerleĢtirilecek kiĢi değiĢebilir. Örnek olarak, bu kiĢi o kuruma çaycı olarak sokulabilir, ya da o kurumun ihtiyaç duyduğu bir kiĢi olarak iĢe baĢlayabilir. (Çınar, 1997, s.87)

Devlet güvenliği ve istihbarat denildiğinde; uluslararası iliĢkiler disiplini içerisinde istihbarat üretimi, psikolojik savaĢ temelinde örtülü operasyonlar ve faaliyetler, propaganda ile koruyucu güvenlik fonksiyonlarının yer aldığı bir yapıyı ve uygulama alanlarını düĢünmeliyiz. (Acar-Urhal, 2007, s. 161) Bütün dünya milletlerinin fazlasıyla önem verdikleri gizli haber alma hizmeti, iktisadi ve ticari alanlarda da kullanılarak rakip tarafın yaptığı iĢler ve hazırladığı plânlar, özel casuslar tarafından öğrenilmektedir. ÇeĢitli kaynaklardan toplanan bilgiler bir araya getirilmek ve değerlendirilmek suretiyle ortaya çıkan sonuçlar, gizli istihbarat

85

hizmetinin ana görevini teĢkil etmektedir. Toplanan haberler aĢağıda belirtilen dört ana faktöre göre iĢlem gördükten sonra ilgililer tarafından kullanılmaktadır.

1) Haberlerin toplanması,

2) Doğruluk derecelerinin incelenmesi,

3) Toplanan haberlerin iĢleme tabî tutularak yorumlanması, 4) Elde edilen istihbarat sonuçlarının yayımı ve kullanılması.

Yapılan bütün bu iĢlemlerin hepsine birden istihbarat adı verilmektedir. BarıĢta toplanacak haberler arasında bir milletin iç ve dıĢ politikası ile rejimi, idarecilerin kabiliyeti, millî sorumluluklar ve askeri sırlar bulunmaktadır. SavaĢta ise, kuvvet ve insan zayiatından tasarruf etmek isteyen taraf, düĢmanın silâh ve planlarını evvelden öğrenmeye mecburdur. (Akkor, 1966, s.5)

Kabul gören ortak tasniflere göre; istihbarat “Faaliyetin niteliği bakımından”, “Tehlikenin kaynağı bakımından”, “Aktiflik bakımından” “Elde edildiği süreye göre istihbarat” ve “OluĢturma yöntem ve fonksiyonlarına göre istihbarat” olarak çeĢitlere ayrılmaktadır. (ġenel, 1997, s. 9-35; Yılmaz, 2006, 165-170)

Faaliyetin Niteliği Bakımından; Askeri plan, program ve politikanın

hazırlanmasına esas olacak bilgilere ihtiyaç olan Askeri İstihbarat; devletin milli güvenlik politikası ile ilgili planların hazırlanmasına esas olacak konulardaki istihbaratı devletin karar almaya yetkili makam ve kurumlarına ulaĢtırmak, istihbaratla uğraĢan daire ve kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak, psikolojik savunmanın gerekleri için yürütülen faaliyete Milli İstihbarat ve bilgilerin espiyonaja, madde ve tesislerin çalınma ve sabotajlara, personelin yıkıcı faaliyetlere karĢı korunması, milli güvenlik açısından tehlike yaratabilecek hoĢnutsuz, küskün fert veya grupların, zararlı faaliyetlerini zamanında teĢhis ve tespit ederek zararsız hale getirmeyi gerektiren çalıĢmalar ise İstihbarata Karşı Koyma (ĠKK) olarak üçe ayırabiliriz.

Tehlikenin Kaynağı Bakımından, Devletlerin yönetim biçimini bozmak,

rejimini değiĢtirmek, fertler arasına düĢmanlık sokmak, hükümete olan güveni sarsmak, halk arasında etnik, din, mezhep, tarikat ayrılıkları veya ideolojik ayrılık

86

yaratmak amacıyla yapılan faaliyetleri ortaya çıkarıp zararsız hale getirmek ve casuslukla mücadele etmek amacı güden istihbarat faaliyetleri olan İçe Dönük

İstihbarat ve devletin, topyekûn gücünü kabiliyetini ve niyetini ortaya çıkarmak için

yürütülen faaliyetler olan Dışa Dönük İstihbarat olarak iki kısma ayrılmaktadır. DıĢ istihbaratın içine, casusluk, propaganda, psikolojik harekât ve sabotaj faaliyetleri girer. Genel olarak, daha çok geliĢmiĢ devletlerde, iki temel istihbarat birimi bulunmaktadır. Bu istihbarat birimlerinden birisi, daha çok stratejik istihbarat yapan ve devletlerin sınırları dıĢında faaliyet gösteren ve devletlerin dıĢ iĢlerine bağlı olarak çalıĢan birimler; diğeri ise devletin sınırları içinde faaliyet gösteren ve devletlerin içiĢleri bakanlıklarına bağlı olarak çalıĢan birimlerden oluĢmaktadır. (Çınar, 1997, s.104)13

Aktiflik Bakımından; devletin geleceğini güvenlik altına almak, hoĢ olmayan

muhtemel sürprizleri önlemek, askeri kuvvetlerini gerektiğinde en verimli ve faydalı Ģekilde kullanmak için bilimsel metotlarla çalıĢan istihbarat görevlileri aracılığıyla haber toplanması, bunların iĢleme tabi tutularak değerlendirilmesi ve yorumlanması faaliyeti olan Pozitif İstihbarat ve ülkenin gizli bilgilerini ve dokümanlarını almaya teĢebbüs edenleri tespit ederek zararsız hale getirme amacı güden faaliyetler olan

Negatif İstihbarat olarak ikiye ayrılmaktadır. Negatif Ġstihbarat, “Ġstihbarata KarĢı

Koyma” faaliyeti olup, “KarĢı casusluk” adı da verilmektedir. Kendi üzerinde bilgi toplanmaya çalıĢılanların bu faaliyetlerini engelleme de istihbaratın görevleri arasındadır. Bir ülkenin kendi diplomatik ve askeri sırlarını saklayamamasının bu ülke için ne kadar büyük bir felaket olacağı ortadadır. DüĢmanlar bu gizli bilgileri öğrenirlerse devletin tüm stratejilerine zarar verecek ve tamamen etkisiz kılacaktır. (Köseli, 2011, s.30) Ġstihbarata karĢı koymada aktif önlemler olarak, hedefin casusluk, sabotaj, anarĢi ve terör eylemlerini gerçekleĢtirmek amacıyla kullandığı malzeme, araç ve gereçler ile kiĢileri tespit etmek ve bunların hedef tarafından kullanılmasını engellemek sayılabilir. Buna karĢılık pasif önlemler olarak, daha çok savunmaya yönelik çalıĢmalar sayılabilir. Bunlardan birisi aldatmadır. Aldatma, gerçek planlara ve stratejilere uygun olmayan davranıĢ içine girmek; evrak ve belgeler üzerinde tahrifat yapmak, yanlıĢ ve yanıltıcı bilgiler sunmak olarak

13; Ġç istihbarattan ABD‟de FBI, Ġngiltere‟de MI5 (Intelligence and Mobilization Department) sorumlu

87

tanımlanabilir. (Çınar, 1997, s.120) Türkiye‟de olduğu gibi birçok ülkede pozitif ve negatif istihbarat faaliyetleri aynı teĢkilatlar tarafından yürütülmektedir. Ancak, baĢta ABD olmak üzere bazı ülkelerde bu faaliyetler ayrı ayrı teĢkilatlar tarafından yapılmaktadır. ABD‟nde pozitif istihbaratı CIA, negatif istihbaratı ise FBI yapmaktadır. (Yılmaz, 2006, s.166)

Elde Edildiği Süreye Göre İstihbarat; uluslararası düzeydeki politikayı ve

planları oluĢturmak için ihtiyaç duyulan, büyük ve önemli olaylarda, uzun vadeli planlamalarla ortaya konan Stratejik İstihbarat; güncel konularla ilgili ve güncel olaylar üzerine yapılan, stratejik seviyeye göre daha sınırlı ve belirgin bir alanda, (kiĢi, olay, çevre) daha kısa süreli olarak kullanılan istihbarat olan Taktik İstihbarat, eylem özelliği olan daha küçük kurum ve birimlerin belirli bir operasyonu gerçekleĢtirmeye yönelik olarak ihtiyaç duyduğu istihbarat çeĢidi olan Operasyonel

İstihbarat olarak üçe ayrılmaktadır. Stratejik istihbaratla yapılmak istenen hasım

devlet ve kuruluĢların ya da hedef dost devlet ve kuruluĢların milli güçleri, milli hedefleri, siyasetleri ve diğer politika ve hedeflerine iliĢkin stratejilerine ait bilgilerin toplanmasıdır. Bu istihbaratla, söz konusu devlete ve kuruluĢlara yönelik faaliyetler planlanmasında, milli ve diplomatik politikaların belirlenmesinde yardımcı olmak da bu istihbarat biriminin görevidir. Ayrıca, devletin milli politika ve stratejilerinin tespitinde de bu istihbarat önemli rol oynamaktadır. (Çınar, 1997, s.118-119)

Oluşturma Yöntem ve Fonksiyonlarına Göre ise; insan unsuru kullanılarak

yapılan İnsan İstihbaratı, çeĢitli araçlarla görüntü alınarak yapılan istihbarat olan

Görüntü İstihbaratı, kamuoyuna açık yazılı, görsel ve iĢitsel araçlar ile, yayınlanan

bilgilerin belirli bir hedefe göre kıymetlendirmeye tabi tutularak istihbari amaçlı kullanılması olan Açık Kaynak İstihbaratı; hedef ülkede bulunan iletiĢim imkan ve yetenekleri hakkında gerekli stratejik değerlendirmelerin yapılmasına imkan sağlayan Sinyal İstihbaratı olarak kısımlara ayrılmaktadır. (Acar-Urhal, 2007, s. 211- 213)

Ġstihbarat, devlet güvenliği için en önemli meseleleri ele almakta, bunu yaparken de çok gizli faaliyetler yürütmektedir. Görevini yerine getirmek için pek

88

çok farklı gizli haber toplama yöntemine baĢvurmaktadır. Bu özelliğinden dolayı, ellerindeki imkânlarında katkısıyla, hükümet liderlerini tehdit etme ve demokratik yönetimleri, vatandaĢın temel hak ve hürriyetlerini tehlikeye düĢürme ihtimalleri hep tartıĢılmıĢtır. Ġstihbaratın doğasında gizlilik olsa da, demokrasilerde istihbarat teĢkilatları güvenilir olmalıdır. Demokratik toplumlarda istihbarat teĢkilatları ve güvenlik güçleri iktidardaki parti adına politik güç kazandıracak faaliyetlerde bulunmamalıdır. Bu nedenle istihbarat birimlerinin sürekli kontrol altında tutulması gerekliliği ifade edilmiĢtir. Ġstihbaratın kontrolü ve denetimi, bir tarafta demokratik haklar diğer tarafta da güvenlik ihtiyacı dengesini çok iyi koruyabilmeyi gerektirmektedir. (Caparini, s.151)

Ġstihbaratın elinde bulundurduğu güçler dıĢ tehditlere karĢı kullanıldığında vatandaĢların haklarının ihlal edilmesi genellikle söz konusu olmamaktadır, ancak bu güçlerin ülke içi konularla ilgili kullanılması vatandaĢların haklarına karĢı tehlikelerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, pek çok demokraside istihbarat teĢkilatlarının iç istihbaratla ilgili konularda güçleri ve fonksiyonları sınırlandırılmıĢtır. Sınırlamanın asıl gayesi, insan haklarının korunması ve istihbarat birimlerinin sahip oldukları yetkileri politik emeller için kullanılmasının önüne geçilmesidir. (Born, 2002, s.152)

Özellikle terörün pek çok ülkenin güvenliğine tehdit oluĢturur bir hal almasıyla daha da önem kazanan ve büyüyen bir alan olan istihbaratın kullandığı hemen hemen bütün yöntemler ve terörle mücadelede kullandığı geliĢmiĢ teknolojiler demokrasiler için büyük bir tehdit oluĢturmaktadır. Ġnsanların tüm faaliyetlerinin gözlendiği bir devlet yapısının mevcut olması elbette vatandaĢları rahatsız eden bir husustur. Öte yandan, teröristler demokrasileri kendi faaliyetleri açısından avantaj olarak kullanmaktadır. Çünkü, demokratik yapıların vatandaĢlara verdiği özgür hareket edebilme imkanı onlarında faaliyetlerini daha rahat uygulayabilmelerini sağlamakta, bunun yanında teknolojinin verdiği internet ve diğer haberleĢme imkanları, propagandalarını daha özgürce yapabilme ve örgütlere eleman temininin daha kolay biçimde sağlamaları sonucunu doğurmaktadır. (Sims, 2002, s.152-153) Mevcut teknolojik imkânlarla vatandaĢlar hakkındaki verileri elde eden kötü niyetli kiĢilerin meydana getirebileceği sorunlar bir yanda, diğer yanda ise teknolojik

89

imkânlardan yeterince istifade edilmemesi halinde teröristlerin ve diğer düĢmanların toplum içerisinde daha rahat hareket etmelerine müsaade edilmesi diğer yanda bulunmaktadır. Bu bağlamda, özgürlük- güvenlik dengesinde hassas davranılmalıdır. Bir tarafta ulusal güvenlik birçok ülkenin meĢru ve öncelikli endiĢelerini