• Sonuç bulunamadı

II. 2.11 1923-1938 Dönemi DıĢ Politikaların Mizaha Yansımaları

II.2.12. Ġsmet Ġnönü Dönemi Politikalarının Mizaha Yansımaları

Atatürk‟ün ölümünden sonra CumhurbaĢkanı seçilen ve 1950 yılına kadar ülkeyi tek baĢına yöneten Ġsmet Ġnönü bu döneme damgasını vurmuĢtur140

.

Ġsmet Ġnönü “değiĢmez genel baĢkan” ve “milli Ģef” unvanlarını alarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinin çok önemli bir siyasi kiĢiliği olmuĢtur. Böylece hayatının her

138

Dumlupınar, a.g.t., s.199.

139

Akbaba, 25 TeĢrinievvel 1933, sa.55, s.3.

140

alanında, politikayı bizzat ve doğrudan doğruya Ġsmet Ġnönü‟nün idare ettiği bir dönem baĢlamıĢtır141

.

Ġsmet Ġnönü‟nün CumhurbaĢkanlığının ilk yıllarına rast gelen II. Dünya SavaĢı sebebiyle bu dönemde tüm ekonomik ve siyasi politikalar savaĢtan olumsuz etkilenmemek için gerçekleĢtirilmiĢtir. SavaĢın etkisiyle birlikte çok sayıda gencin silah altına alınması ve temel ürünlerdeki stoklar nedeniyle iç piyasada darlık yaĢanmıĢ, ürün fiyatları artmıĢ, rüĢvet ve karaborsacılık meydana çıkmıĢtır. Fırsatçılarla mücadele adilmiĢse de bu mücadele halkı memnun edecek düzeyde baĢarıya ulaĢılamamıĢtır142

.

Bu dönemde çıkarılan 1942 tarihli Varlık Vergisi de ciddi tartıĢmalara sebep olmuĢtur. Ancak daha sonra istenilen düzeyde baĢarıya ulaĢılamamıĢ ve 15 Mart 1944 yılında yürürlükten tahsil edilemeyen borçlar silinerek kaldırılmıĢtır143

.

Bu dönemde basın üzerinde uygulanan politika iç geliĢmeler konusunda fazla karikatür yayımlanmamasına sebep olmuĢtur denilebilir. Ġç politika konusunda ekonomik geliĢmeler çizgilere taĢınmıĢtır. Özellikle ağır vergi yükü ve karaborsacılık çizgilerle eleĢtirilen konular olmuĢtur144

.

Karikatür dergisi Refik Saydam hükümeti zamanında çıkarılan Milli Koruma Kanunu ve vurgunculuğa karĢı gösterilen mücadeleyi Ģu Ģekilde çizgilerine taĢımıĢtır145

.

141

Cemil Koçak, Türkiye’de Milli ġef Dönemi I (1938-1945), Ġstanbul, Cem Yayınevi, 1996, s.103.

142

Koçak, a.g.e., s.75.

143

Osman Akandere, Milli ġef Dönemi, Ġstanbul, , Ġz Yayıncılık, 1998, s.173.

144

Dumlupınar, a.g.t., s.220.

145

Ġsmet Ġnönü döneminde eğitim konusunda en önemli geliĢme Köy Enstitülerinin kuruluĢudur. Ġlkokul öğretmeni yetiĢtirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihinde Hasan Ali Yücel‟in çalıĢmaları eĢliğinde kurulmuĢtur146.

Köy Enstitüleri mizah basınında çok yer bulamamıĢtır. Bunu nedeni olarak da II. Dünya SavaĢı‟nın tüm basında etkili olduğu söylenebilir.

Türkiye dünyayı yaklaĢık altı yıl ateĢ içerisinde bırakan ve harap eden II. Dünya SavaĢı‟nın baĢından itibaren savaĢın dıĢında kalmayı ilke edinmiĢ ve buna göre bir politika izlemiĢtir147. Fakat Türkiye‟nin stratejik konumu nedeniyle savaĢ süresince Mihver

146

Nedim MenekĢe, KapatılıĢlarının 50. Yılında Köy Enstitüleri Gerçeği, Ġzmir, Aday Basım, 2005, s.31- 34.

147

Mustafa Balcıoğlu, “ Ġkinci Dünya SavaĢı ve Sonrası” , Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk AraĢtırma Merkezi, Ankara, 2004, s.452.

ve Müttefik devletler Türkiye‟yi yanlarında savaĢa sokabilmek için büyük bir mücadele sergilemiĢlerdir148

.

Müttefiklerin ağır baskısı üzerine Türkiye prensipte savaĢa girmeyi kabul etmiĢtir. Amerika ve Ġngiltere‟nin isteği üzerine 2 Ağustos 1944 Almanya ile 30 Ocak 1945‟de Japonya ile tüm iliĢkilerini kesmiĢ, bunun üzerine 23 ġubat 1945‟te iki ülkeye savaĢ ilan etmiĢtir149

. Ancak bu karar BirleĢmiĢ Milletlere üye olmak için alınmıĢ formaliteden bir karardır.

II. Dünya SavaĢı mizah basınımızda çok geniĢ bir yere sahip olmuĢtur. Bu dönem karikatürlerinde genellikle Türkiye‟nin tarafız politikası ve savaĢın içine sokulmak istenmesi çizgilere taĢınmıĢtır.

Hoca Nasreddin dergisi savaĢ sırasında halkın moralini yüksek tutmak ve Türkiye‟nin barıĢçıl politikasını göstermek için Ģu karikatüre dergisinde yer vermiĢtir150

. 148 Armaoğlu, a.g.e., s.407. 149 Armaoğlu, a.g.e., s.412. 150

Karikatür dergisi ise Almanya‟nın Türkiye‟nin savaĢa girmemesi karĢısındaki çaresiz kalıĢını Ģu Ģekilde çizmiĢtir151

.

151

SavaĢtan sonra dünyayı etkisi altına alan demokrasi ve özgürlük hamleleri Türkiye‟yi de etkisi altına almıĢtır. Mizah basını demokrasiye geçiĢ sürecini yakından takip edip desteklemiĢtir. 18 Temmuz 1945‟te Milli Kalkınma Partisi‟nin Nuri Demirağ tarafından kurulmasıyla Türkiye çok partili yaĢama geçmiĢtir152

. Fakat MKP dikkate alınmayarak varlık gösterememiĢtir153. Bundan sonra 14 Mayıs 1946‟da Türkiye Sosyalist

Partisi kurulmuĢtur. Bunu 20 Haziran 1946‟da Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi‟nin kuruluĢu izlemiĢtir. Fakat 13 Aralık 1946‟da yöneticileri tutuklandıktan sonra her iki partide kapatılmıĢtır154. Bu dönemde Türkiye Sosyalist ĠĢçi Partisi (24 Mayıs 1946),

152

Yavuz Abadan, Türkiye’de Siyasi Partiler ve Tazyik Grupları, A.Ü.S.B.F. Yayınları, Ankara, 1959, s.87.

153

Cemil Koçak, Yakınçağ Türkiye Tarihi, Ġstanbul, Milliyet Yayınları, 2004, s.177.

154

Emre Kongar, Ġmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı (cilt I) , Ġstanbul, Cem Yayınevi, 2003, s.160.

Liberal Demokrat Parti (11 Mart 1946), Çiftçi ve Köylü Partisi (24 Nisan 1946), Türkiye Sosyal Demokrat Partisi (26 Nisan 1946), Ġslam Koruma Partisi (19 Temmuz 1946), Türk Muhafazakar Partisi (8 Temmuz 1946), Türkiye Yükselme Partisi (3 Temmuz 1946), Toprak, Emlak ve Serbest TeĢebbüs Partisi (30 Eylül 1946), gibi bir çok parti kurulmuĢ fakat etkili olmamıĢtır.

Çok partili siyasi hayata geçiĢ için en ciddi geliĢme Ģüphesiz Demokrat Parti‟nin kuruluĢu olmuĢtur. Bu koĢullarda 1945 yılı içinde CHP içindeki dört milletvekili CHP‟nin uygulamalarına karĢı ilk büyük giriĢimi baĢlattılar. Parti içinde demokrasinin geliĢtirilmesi ve özgürlüklerin yaygınlaĢtırılması gerektiğini içeren ve siyasal tarihimizde Dört Takrir adı verilen önerge, Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü tarafından CHP‟ne verildi. Bu hareket CHP‟deki muhalefet hareketini hızlandırmıĢtır. Bu önergeye sadece dört vekilden değil diğer partilerden de önemli tepkiler gelmiĢ ve komisyonda ciddi bir muhalefetle karĢılaĢan bir tasarıya dönüĢmüĢtür155

.

Celal Bayar‟ın önderliğinde geliĢen muhalefet 7 Ocak 1946‟da Demokrat Parti‟nin kuruluĢu için ĠçiĢleri Bakanlığına baĢvuruda bulundu. Partinin kurucuları Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan olmuĢtur156

. 21 Temmuz 1946‟da yapılan seçimlerde de TBMM‟ne girilmiĢtir.

Mizah basını savaĢ sonrası özgürlük döneminde artık daha rahat çizgilerini kullanmaya baĢlamıĢlardır. Partilerin seçim için birbirileri ile yarıĢı sıkça çizgilere yansımıĢtır.

155

ġevket Süreyya Aydemir, Ġkinci Adam I, Ġstanbul, Remzi Kitabevi, 1967, s.347-349.

156

Karikatür dergisi bu durumu Ģu karikatürüyle betimlemiĢtir157

.

1945-1950 Arasının en önemli mizah olayı, “MarkopaĢa” hareketidir. MarkopaĢa, Bizim markopaĢa, Malum PaĢa gibi çok değiĢik adlarla sık sık kapanıp yeniden çıkan MarkopaĢa, iktidardaki partiyle açıkça mücadele eden ilk mizah dergisi olur. “MarkopaĢa” hareketini yürütenler Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Mim Uykusuz‟dur. Gerçekte MarkopaĢa hareketi, sosyalist bir kadronun hareketidir. Ancak bu dönemde sol, genel bir muhalefet içerisinde tek partiyi devirme eğilimini omuzladığından MarkopaĢa‟nın sayfalarını karıĢtıranlar, Sabahattin Ali‟nin baĢyazıları dıĢında, sosyalist hiçbir tavır, söz ve bakıĢla karĢılaĢmazlar. MarkopaĢa geleneksel partiler gibi günün

157

baĢbakanı ile, bakanları ile uğraĢmıĢ, günlük gazetelerin söz konusu dert ve Ģikayetlerini ele almıĢtır158

.