• Sonuç bulunamadı

1. GĐRĐŞ

1.5. Đlgili Araştırmalar

Tıp eğitimi ile ilgili literatürde, tıp eğitimine başlayacak adayların seçimi ve fakülte başarılarının kestirilmesi konusunda yurtdışında pek çok yayın bulunmaktadır. Türkiye’de ise bu konuda yapılmış sınırlı sayıda yayına ulaşılabilmiştir. YÖK Tez Merkezi’nde yapılan taramada, tıp fakülteleri arasında yalnızca Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) eğitim görmekte olan askeri tıp fakültesi öğrencileri ile ilgili bir tez çalışması yapıldığı saptanmış olup, genel kontenjanla öğrenci alan tıp fakülteleri için bu konuda yapılmış bir tez çalışmasına rastlanmamıştır.

Keskin (1999) tarafından yapılan çalışmada; GATA Askeri Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören askeri lise ve sivil lise kaynaklı öğrencilerin ÖYS fen puanlan ile fakültedeki başarıları arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amacıyla ÖYS fen tavan ve taban puanları birbirinden farklı olan bu iki ayrı öğrenci grubunun ÖYS fen puanları ile bu okuldaki başarıları arasındaki ilişkinin sınıflara göre gösterdiği değişim, ÖYS fen puanları ile fakülte başarıları ilişkisi arasındaki fark araştırılmıştır. Araştırmada GATA Askeri Tıp Fakültesine 1993-1994, 1994-1995, 1995-1996 eğitim-öğretim yıllarında kayıt olan 253 askeri lise, 162 sivil lise olmak üzere toplam 415 öğrenciye ait ÖYS fen puanları ile alan dersleri (tıp dersleri) ana sınav notları ve alan dersleri genel başarı korelasyonları ve bu korelasyonların farkı incelenmiş; 1., 2. ve 3. sınıfta dönem kaybetmeden öğrenim gören askeri lise ve sivil lise kaynaklı öğrencilerin ÖYS puanları ile alan derslerine ait genel başarı korelasyonları, 1. ve 2. sınıfta askeri liseler; 1. ve 3. sınıfta sivil liseler için manidar bulunmuştur. Askeri lise ve sivil lise kaynaklı öğrencilerin ÖYS puanları ile alan derslerine ait genel başarı korelasyonları farkı ise korelasyonlar farkı hesaplandığında, 2. sınıfta askeri liseler lehine manidar bulunmuştur. Üçüncü sınıftaki derslerden sadece birinde manidar sonuç çıkmasının nedeni yıllar içinde ÖYS'nin derslerdeki başarı

ilişkisinin azalması ile açıklanmıştır. Sonuçta; askeri lise ve sivil lise öğrencilerinin GATA Askeri Tıp Fakültesine girişte ÖYS fen puanları ile alan dersleri ana sınav notları ve alan dersleri genel başarı notları ilişkisi arasında dikkate değer bir farklılık görülmeyerek bu durum, sivil lise kaynaklı öğrencilerin ÖYS puanının askeri lise öğrencilerinden daha yüksek olmasına rağmen, okul başarılarının ÖYS ile ilişkisinin askeri lise öğrencileri ile benzer olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Tıp fakültesi öğrencilerinin ÖSS puanlarıyla fakülte başarılarını karşılaştıran ve tıp eğitimi kongrelerinde sunulan bazı bildiriler aşağıda özetlenmiştir:

Aktuğ ve arkadaşları (2004) tarafından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 2002 yılında giren öğrencilerin Dönem 1 ve Dönem 2’de katıldıkları kuramsal ve uygulamalı sınavlardaki başarıları ile tıp fakültesine girişte dikkate alınan ÖSS puanları ve sıralama değerleri karşılaştırılmış; ÖSS puanları ile kuramsal yeterlilik sınavları arasındaki korelasyon değerleri Dönem 1 için 0,15, Dönem 2 için -0,04; ÖSS puanları ile uygulamalı yeterlilik sınavları arasındaki korelasyon değerleri Dönem 1 için 0,01, Dönem 2 için 0,12 bulunmuş, grupların hiç biri için istatistiksel olarak önemli bir regresyon saptanmamıştır. Buna göre yalnızca kuramsal sıralama sınavı sonuçlarına göre girilen meslek eğitiminde başarının garantilenemediği, sıralama ve yeterlilik sınavlarında başarılı olmak için gerekli temel kişisel özelliklerin farklı olabileceği sonucuna varılmıştır.

Öğüş ve arkadaşları (2004) tarafından Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1998-2002 yılları arasında öğrenim gören 185 Dönem 1 öğrencisinin yıllara göre başarı durumları ile ÖSS puanları, Orta Öğretim Başarı Puanı ve tercih sıraları karşılaştırılarak, okul başarıları ile tercih sıraları arasında yüksek, pozitif korelasyon

(p<0.05) olduğu, ÖSS ve OÖBP’larının yüksek olmasının başarı durumunu olumlu etkilediği belirlenmiştir.

Öğüş ve arkadaşları (2006) tarafından Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ilk ve ikinci mezunlarının girdikleri Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) puanları ile tıp eğitimi süresince aldıkları notlarının karşılaştırılması çalışmasında ÖSS puanı ve OÖBP parametreleri de kullanılmış; ortalama TUS puanı ile öğrencilerin tıp eğitimi süresince aldıkları notların bazıları ile anlamlı korelasyonlar bulunurken, TUS puanı ile ÖSS puanı arasında (r=0,22) ve TUS puanı ile OÖBP arasında (r=0,09) bulunan korelasyonların anlamlı olmadığı saptanmıştır.

Gülpınar ve arkadaşları (2006) tarafından Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrencilerin ÖSYS yerleşme puanı, fakülte başarı puanları ve TUS başarı puanları arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için yapılan çalışmada, mezuniyet notu sıralamasına göre ilk 10’da yer alan öğrencilerle son 10’da bulunan öğrenciler karşılaştırılmış, yapılan çoklu doğrusal regresyon analizinde sadece ÖSYS yerleştirme puanları açısından anlamlı bir fark bulunmamış (ÖSYS için p=0,86, diğerleri için p=0,00), TUS’daki klinik ve temel puanı tahmin ettiren değişken ise mezuniyet notu olarak saptanmıştır.

Başak ve arkadaşları (2004) tarafından Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin tıp fakültesini seçme nedenlerini ve bunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılan çalışmada, öğrencilerin yarısının tıp fakültesini seçme kararını kendilerinin verdiği, büyük çoğunluğunun tıp mesleğine ilgi duydukları ve geçerli bir meslek olduğunu düşündükleri için seçtikleri ve lisede en başarılı oldukları ve sevdikleri derslerin matematik ve fen dersleri olduğu saptanarak; öğrencilerin mesleğin gereklerine uygun özellikler dikkate alınarak tıp fakültesine seçilmediği, tıp fakültesine öğrenci alırken yalnızca fen bilimlerindeki

ortaöğrenim başarısının değil, özellikle davranış bilimlerindeki, insan ilişkilerindeki ve kendi dilini kullanmadaki başarılarının ve buna uygun özelliklerin dikkate alınması gerektiği belirtilmektedir.

Yükseköğrenimin diğer alanlarındaki öğrenciler için benzer çalışmalar bulunmaktadır:

Onay, 1970-1971 Öğretim Yılı'nda Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin lise başarıları ile üniversite giriş puanları; üniversite giriş puanları ile üniversite başarıları ve lise başarıları ile üniversite başarıları arasındaki ilişkiye bakmış, lise başarısı ile üniversiteye giriş puanları arasında ve giriş puanları ile üniversitedeki başarı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı; lise başarıları ile üniversite başarıları arasında ise anlamlı bir ilişkinin bulunduğu sonucuna varmıştır (Aktaran; Keskin, 1999).

Çetin (1985), ortaöğretimdeki başarı ve üniversiteye giriş puanlarının Maliye Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin bu okuldaki başarılarını ne ölçüde yordadığını, öğrencilerin mezun oldukları ortaöğretim kurumlarının farklılığının üniversiteye giriş puanlarını ve bu okuldaki başarıyı ne derecede etkilediğini araştırmış, öğrencilerin ortaöğretim başarıları ile giriş puanları arasında manidar bir ilişki bulunmadığı;

yüksekokul öğrencilerinin ÖYS Türkçe ve Matematik ağırlıklı puanları ile bu okulda okudukları Kamu Ekonomisi ve Kamu Yönetimi dersleri arasında manidar bir ilişki bulunduğu; öğrencilerin ortaöğretim başarıları ile derslerdeki başarıları arasında da manidar bir ilişki bulunduğu; farklı okullardan gelen öğrencilerin giriş puanları arasında ve birinci sınıftaki başarıları arasında manidar bir farklılık bulunmadığı sonucuna varmıştır (Aktaran; Demirok, 1990).

Aşkar, 1981 yılında yapılan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nda yer alan test ya da alt testlerden elde edilen puanlarla, bu puanlardan seçme ve yerleştirme kararlarında kullanılmak üzere hesaplanan ağırlıklı ÖYS puanlarının yükseköğretimdeki başarıyı

yordama gücünü belirlemeye çalışmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; ÖSYS içindeki test veya alt test puanlarından her biri ile bu test ya da alt testle ilgili ortaöğretim dersinin devamı sayılabilecek birinci sınıf dersinden alınan not arasındaki bağıntının biçimi genellikle doğrusaldır. Tıp ve ziraat fakültelerine öğrenci seçerken fen ağırlıklı, elektrik-elektronik, makina ve inşaat mühendisliği programlarına öğrenci geçerken matematik ve fen eşit ağırlıklı, Đngiliz dili ve edebiyatı ve Amerikan edebiyatı bölümlerine öğrenci geçerken de yabancı dil ağırlıklı ÖYS puanının kullanılması isabetli görünmektedir. Ancak idari bilimler programları, siyasal bilgiler ve hukuk fakülteleri ile basın yayın yüksekokuluna öğrenci seçerken eşit ağırlıklı ÖYS puanının kullanılmasında isabet olup olmadığı, bu programlara seçilen öğrencilerin fazlaca homojenleşmiş olması yüzünden iyi bir şekilde test edilememiştir. Ayrıca araştırmada, Sosyal Bilimler, Türkçe ve Sosyal Bilimler ve Türkçe ve Matematik ağırlıklı ÖYS puanlarının yordama gücüne ilişkin kanıt elde edilmemiştir (Aktaranlar; Keskin, 1999 ve Demirok, 1990).

Özdoğan (1988), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu'na alınan öğrencilerin Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı puanları ile lise başarılarının üniversitedeki başarıyı yordamada etkililiği ve öğrencilerin mezun oldukları programlara göre Sosyal Hizmetler Yüksekokulu'ndaki başarıları arasında fark olup olmadığını araştırmış, lise ve dengi okul son sınıfta okunan derslerden sadece psikoloji dersindeki başarı ile eşit ağırlıklı ÖYS puanı arasında anlamlı bir ilişki olduğu; lise ve dengi okul son sınıf derslerinden araştırmaya konu olan tüm ders veya ders gruplarına ait ortalama başarı ile yüksekokul birinci sınıf güz yarıyılı derslerindeki ortalama başarının sadece Edebiyat Sosyal Bilimlere ait birleşik başarı ile anlamlı ilişkide olduğu; eşit ağırlıklı ÖYS puanı ile yüksekokul derslerindeki başarılar arasında yüksek düzeyde bir ilişki olduğu sonucuna varmıştır (Aktaran; Demirok, 1990).

Kuran (1988) tarafından yapılan çalışmada, Çukurova Üniversitesi Adana ve Hatay Eğitim yüksekokullarına 1987 yılında alınan öğrencilerin ÖSS puanlarının ve lise başarı ortalamalarının, yüksekokuldaki akademik başarıyı önceden ne derecede etkili kestirdiği araştırılmış; ÖSS puanları ile akademik başarılar arasında bir ilişki bulunmayarak, ÖSS sınavlarının Eğitim Yüksekokulları için uygun öğrenciler seçmede yeterli bir ölçüt olmadığı sonucuna varılmıştır. Buna göre öğretmen yetiştiren kurumlara öğrenci alınmasında ÖSS sonucuna ek olarak bazı değerlendirme ve eleme işlemleri yapılması önerilmiştir. Ayrıca öğretmen lisesi mezunu adaylara ayrılan %20 kontenjandan yararlanarak eğitim yüksekokullarına yerleştirilen öğrencilere sağlanan puan avantajının yüksekokuldaki akademik başarılarına yansımadığı görülerek söz konusu kontenjanın kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.

Demirok (1990) tarafından Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme (EÖD) , Eğitim Programları ve Öğretim (EPÖ) , Eğitimde Psikolojik Hizmetler (EPH) anabilim dallarında öğrenim gören ikinci sınıf öğrencilerinin ÖSS, ÖYS puanları ve ortaöğretimdeki başarı ile 1988-89 Eğitim-Öğretim Yılı'ndaki (EÖY) başarıları arasında nasıl bir ilişki olduğu araştırılmıştır. Araştırmada, ÖSS ile üniversitedeki başarılar arasındaki korelasyonlar, 1., 2., 3., 4. sömestreler için ve genel akademik ortalama için hesaplanmış, bu iki değişken arasındaki korelasyonlardan hiçbiri anabilim dallarına göre 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmamıştır. ÖYS TM, TS, S puanları ile üniversitedeki başarı arasındaki korelasyonlarda hesaplanmış, bu korelasyonlardan TM puan türü ile EPÖ anabilim dalındaki başarı arasında olanı 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. ÖYS puanları ile EÖD, EPÖ ve EPH anabilim dallarındaki başarı arasındaki korelasyonlara her sömestre için ayrı ayrı bakılmış, bu korelasyonlardan, TM puan türü ile EPÖ anabilim dalının 2. sömestresindeki başarı arasındaki ve TS puan

türü ile EÖD anabilim dalının 2. sömestresindeki başarı arasındakiler 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Lise ve dengi okul başarısı ile ÖSS puanları arasındaki korelasyonlar ise hiç bir anabilim dalı için 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmamıştır. Lise ve dengi okul başarısı ile ÖYS TM, TS, S puanları arasındaki ilişkiye her anabilim dalı için bakılmış bulunan korelasyon katsayılarından, TM puanı ile EPH öğrencilerinin lise ve dengi okul başarıları arasındaki;

TS puanı ile EÖD öğrencilerinin lise ve dengi okul başarıları arasındaki; S puanı ile EÖD öğrencilerinin lise ve dengi okul başarıları arasındakiler 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. EÖD, EPÖ ve EPH anabilim dalları öğrencilerinin bu anabilim dallarındaki başarıları ile lise ve dengi okul başarıları arasındaki korelasyonlardan da EÖD ve EPÖ öğrencilerine ait olanları 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur. Lise ve dengi okul başarısı ile üniversitedeki başarı arasındaki korelasyonlara her sömestre için de sırayla bakılmış, EÖD öğrencilerinin 2. ve 3. sömestrelerdeki başarıları ile lise ve dengi okul başarıları arasındaki ve EPÖ öğrencilerinin tüm sömestrelerdeki başarıları ile lise ve dengi okul başarıları arasındaki korelasyonlar 0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.

Karaman (2001) tarafından yapılan bir çalışmada ise; Erzurum Đl merkezindeki dört lisenin 1999 ve 2000 yılı mezunlarının ortaöğretim başarı ölçütleri ile ÖSS puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Benzer Belgeler