• Sonuç bulunamadı

1.2. ĐKTĐDAR FELSEFESĐ BAKIMINDAN SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESĐ

1.2.3. Gencine-i Adalet’in Đktidar Felsefesi Bakımından Söylem Çözümlemesi

1.2.3.3. Đktidarın Denetim Aracı Niteliğiyle Panopticon

1.2.3.3. Đkti 1.2.3.3. Đkti

1.2.3.3. Đktidarın Denetim Aracı Niteliğiyle Panopticon:darın Denetim Aracı Niteliğiyle Panopticon:darın Denetim Aracı Niteliğiyle Panopticon: darın Denetim Aracı Niteliğiyle Panopticon:

Đktidarın varlığını koruma ve güçlendirme amaçlı yaptırımlarına ilişkin söylem özelliklerini yine iktidar felsefesi bağlamında değerlendirecek olursak, post fordist düşüncenin “pelican bay” kurgusunun G.A.’nın söyleminde görülmediğini belirtebiliriz. Bir yaptırım betimleme metaforu niteliğiyle “palican bay”da, temel yaptırım araçları, ayrıştırmaya ve ötekileştirmeye dayalıdır. Đktidar, erk sahibi kıldıklarına âdeta; “bizim gibi olmak istemeyebilirsin ancak o halde aramıza giremezsin’ diyerek, kurguladığı tek tip egemen sınıfın dışındakileri ikinci plana iten anlayışa karşın empatik toplum yapısı ve ilerideki çözümlemelerimizde ulaşılan bireyselleşme karşıtlığı, G.A.’nın söyleminin önemli odak noktalarındandır. Belirtilen bağlamda, G.A.’da iktidarın temel denetim ve yaptırım özelliğinin felsefî düzlemde Michel Foucault’un “panopticon” metaforu ile ifade edilebileceğini belirtebiliriz. Gözetime ve doğrudan denetime dayalı bu kurgu ile kendisini güçlü kılabilen iktidar yapısının çevresindeki herşeyden haberdar olabilmesi gerekmektedir. G.A.’nın söyleminde kullanılan “

pādşāh śāĥib-i intibāh olına niėāb-ı

ricāl, ve Ǿadūl-ı ehl-i faŜldan ve kemālden nice muħbir-i śādıė. ve münhā-yı aħbār gerek

ki reǾāyāsınuñ aĥvāli maǾlūm, ŜaǾfādan kimesne maŜlūm, ve füŜelādan hiç ahd-i

terbiyetinden maĥrūm olmaya

(075a/07-10)” ifadesi ile belirtildiği üzere adaletin varlığı

sâdık muhbirlerce de doğrulatılmaktadır. Bu sürekli denetim mekanizmasının yanı sıra ekin temsilcilerinin doğrudan gözlemde bulunmalarının gerekliliğine yönelik söylem özelliği de, yine iktidarın panopticon kurgusunu kanıtlamaktadır. “

eyā şāh-ı āāfil agāh

ol endįşe ėıl ecel dehānūñı baālamadan düşmenlerüñ gelüp dostlaruñ aālamadan gözüñ

aç olma gözü aç senemile žulmetde ėalan miskįn ü mažlūma nur-ı Ǿadıl u merĥametden

śāc ħazįneǿyi mālla pür ābādān iderüm diyüp memleket u raǾiyyeti ħarāb virān iden

vezįr-i nādānuñ sözüyile Ǿāmil olup žālimlere bāŧıl Ǿāmillere ruħśata rıŜā virmeden ėaç

kendüñ biźźāt raǾiyyet ü Ǿasker aĥvālini diėėat birle tefaĥĥus u tecessüs itmezseñ ĥelāl

olur mı alduguñ bāc u ħarāc hey pādşāh-ı śāĥib-i tāc

(171a/17-171b/03)” ifadesinde

doğrudan gözlemin gerekliliği ve bu denetim mekanizmasının padişah tarafından vezirine dahi devredilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu ifadeyi, belirttiğimiz üzere panopticon yapısının G.A.’nın söylemindeki yansıması özelliğiyle değerlendirmekteyiz. Panopticonun söylemdeki işletimi, salt iç denetime yönelik değildir. Foucault’un iktidar-denetim kurgusuna ek olarak dış denetim de G.A.’nın söyleminde somutlanmaktadır. Eserimizin bu söylem özelliğini “

aĥvāl-i düşmeni daħı

bilmek pādşāha mühim Ǿažįmdür, ve nice pādşāhlaruñ düşmen aĥvālini bilmek lāzım

olup Ǿadem-i taėayyüd ile tāc u taĥtı berbād oldı. ve düşmenüñ ŧaraf-ı mekāyid ü efkār-

ārā-yı ħafiyyesi maǾlūm gerekdür

(076b/06-09)” ifadesinden dayanak alarak

somutlayabilmekteyiz.

Gerek iç gerekse dış denetim aracı niteliğiyle kurgulanmış, ve panoticon terimi içerisinde değerlendirebileceğimiz yapıda, her türlü bilginin edinimi iktidarca uygun görülmemektedir. Her ne kadar yönetenin panoptikcona dayalı denetim ve kontrol mekanizmasının temeli, yine bilgi edinimine dayansa da bilginin doğruluğu yanında bir niteliği daha iktidar açısından “değer” taşımaktadır. Yönetenin sadık muhbirler aracılığıyla da edinmiş olduğu haberlerin yönetilen kişilerin ayıplarına yönelik bilgileri

kesinlikle içermemesi gerekmektedir: “

ħalėuñ Ǿaybın açmaė isteyen kimesneleri yanuña

getürüp sözin diñleme zįrā ħalėda baǾŜı Ǿayblar vardur ki anı setr itmege vāliden āayrı

kimesne yoėdur bir Ǿaybı saña diseler sen anı açmaāa saǾy itme senüñ üzerüñe lāzım

olan fesādı örtmekdür senden āāyib olanuñ ĥākimi allahdur ėudretüñ irdükçe ħalėuñ

Ǿaybın setr it ki ĥaėė taǾ daħı senüñ Ǿaybuñ setr ide ve göñlüñde ħalėa olan Ǿuėdeǿyi

ĥall it ve kįneye sebeb olaçaė nesneleri ėalbüñden çıėar ve işüñe gerekmez nesnelerden

tecāhül eyle her kimesne saña gelüp āħiri āamz itse anuñ taśdįėinde Ǿacele eyleme zįrā

ėovlayıcı ehl-i āarazdur iǾtimād cāiz degildür

(125a/01-11)” Böylelikle iktidarın

denetim aracı olarak kullandığı muhbirin, salt iktidarın korunmasına ve güçlendirilmesine yönelik bir işeve sahip olduğu vurgulanmaktatır. Yönetilenlerin kişisel ayıplarının ifşası ise iktidarca olumsuzlanmakta ve böylelikle kişisel mahremiyete duyulan saygıyı alğılayan bireylerin kendisinin mahremine saygı gösteren iktidara özgür iradesiyle tâbiyeti sağlanmaktadır. G.A.nın söyleminde iktidarın kullanacağı haberin yanında bu haberin kaynağının da özellikleri belirtilmiştir: “

şol

kimesneler ki žālimlere muǾāvenet itmemiş ola bil ki anlaruñ žulminden ictināb itmiş

olalar anlaruñ senüñ üzerüñe meǿūneti ve ünsi ziyāde olur anları ħavāś idinüp

ħalvetlerüñde ve meclislerüñde anlaruñıla muśāĥabet eyle anlaruñ daħı muħtārı ve

güzįdesi şol kimesneler olsun ki ĥaė sözi saña eger acı daħı olurısa āayrıdan artuė

söyleye ve kendü hevāna tābiǾ olup ĥaėė taǾ kendü dostlarına kerih gördigi nesnelere

irtiėāb itmek istesüñ saña müsāǾadesi āayrıdan az ola ve daħı perhįzkār ve śāĥibü’l-ėavl

kimesne ile muśāĥib ol ve muśāĥiblerüñe taǾlįm it senüñ medĥünde ifrāt u mübālaāa

öznel niteliğe değil, nesnel niteliğe sahip olması gerektiği bildirilmiştir. Böylelikle iktidarın gerekleri, uygulayıcıları olan bireylerden ve onların benliklerinden, özelliklerinden arınmış bir yapı içerisinde sunulmuştur.

Mutlak iktidar sahibinin gözleminin yanı sıra, onun yeryüzündeki gölgesi olarak tanımlanan padişah da astı olan yöneticileri gözetletmektedir. Bu panopticona dayalı denetim mekanizması; yönetimin her aşamasında uygulanmakta, böylelikle büyük (makro) ve küçük (mikro) düzeydeki denetim işletilmektedir. Ayrıca ara yöneticilerin bir üst basamaktaki yöneticilerce maddi doyuma ulaştırılması da gözlem sonucu elde edilmiş bilgi niteliğiyle yine iktidarca önerilmektedir. G.A.’nın söyleminde somutlanan “

Ǿaśl Ǿāmillere rızėın çoėça vir ŧā ki nefslerin ıślāĥ itmekde ėavį olup elleri altında

reǾāyānuñ mālından müstaānį olalar ve emrüñ olıcaė muħālefet idüp ve emānetde

taėśįrlıė itse anlaruñ üzerlerine saña ĥüccet ola andan śoñra anlaruñ Ǿamellerin yoėla

yer yer śādıė gözçiler ėo ve vefādārlar ėo anlaruñ aĥvālin tecessüs idüp saña ħaber

vireler zįrā sen ānlaruñ emrin bu vechle gözledügüñ emānete ve raǾiyyete rıfė itmege

sebeb olur böyle itdükden śoñra anlaruñ biri ħıyānete el uzatsa ve gözçilerüñ saña ħaber

virseler bu deñlü şāhid eyle iktifā idüp bedenine Ǿuėūbet idesin ve ol Ǿamelden aña Ǿāid

olanı elinden alasın ibtiźāl idesin ve Ǿalāmet-i ħıyānetile anı müttehem idesin tā kim biri

daħı görüp Ǿibret duta ve emrinden ihtimām ide

(128a/15-128b/06)” ifadesi, savımızın

dayanağı niteliğindedir.