• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: BÖLGESEL KALKINMA AKTÖRLERİNDEN

3.7. Üniversite ve Fayda

İşletmecilik mantığının temel hareket noktası olan fayda söz konusu hizmet üreten bir kurum olarak üniversite olduğu zamanda göz önünde bulunması gereken bir kavramdır. Üniversitelerde alınan yüksek öğrenimin bireye, ülkeye, sektöre olan faydası tartışılmaz boyuttayken üniversitelerin bünyesinde kuruldukları şehirlere de faydaları büyüktür. Aslında üniversitenin içinde kurulduğu şehre faydası insanların birbirleriyle olduğu kadar yaşadıkları mekânla da ilişki kurarak mekânda meydana getirdikleri değişimler sonucunda değerlendirilmektedir.

Fayda ise piyasadaki mal ve hizmetlerin kişi ihtiyacının karşılama özelliğidir. İhtiyaç karşılandıkça artan tatmin mal ve hizmetlere karşı “faydalı” tanımını arttırmaktadır. Fayda kavramının üniversiteler dâhilinde sınırlandırdığımız zaman karşımıza çıkan sıralama ise; bireysel, toplumsal ve ekonomik faydalar şeklinde oluşturulur.

Dünya’daki üniversite-şehir ilişkisi incelendiğinde “üniversite şehri” olarak anılan,

şehirden önce Üniversitesi’nin adıyla hatırlanan şehirler mevcuttur. Bu gibi durumları sağlayan şüphesizdir ki üniversitenin şehre sağladığı çok yönlü fonksiyon ve faydadır, örneğin İngiltere’deki Oxfort ve Cambrige üniversitelere bu konuda birçok kişinin

aklına gelen ilk örnekler arasındadır. Fakat ülkemize baktığımızda “üniversite şehri” örneğini Dünya’daki örnekler statüsünde görememekteyiz. Bizim ülkemizdeki üniversitelerin kurulma sebepleri de kent çok yönlü fayda sağlamakla birlikte ilk üniversitelerin çok fonksiyonlu şehirlere kurulmasının bu yapılanmaya engel olduğu kanaati baskın bir görüştür (Sargın, 2006)

“Ayrıca üniversiteler istihdam etkileri idari ve akademik personel, sahip oldukları öğrenci yoğunluğu ve yörede farklı sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerle yapmış oldukları ilişkiler nedeniyle yöre ekonomisine büyük katkılar sağlamaktadır” (Gültekin ve diğ. 2008:264). Dolayısıyla üniversitelerimiz bünyesinde kuruldukları şehirde yarattığı imkân fazlalığı ile şehirlerin çekim gücünü arttırmakta, geleneksel kalıpların, davranış şekillerinin değişimini ve gelişimini hızlandırmakta ve şehirlerin nüfus potansiyellerini, birikimlerini arttırmaktadırlar.

Üniversitenin çok yönlü fayda, çok yönlü eğitim ve çok yönlü amaç birliği içinde olmasını Clark Kerr daha net bir tanımla “üni-versiteden mülti-üniversiteye geçiş olarak isimlendirmektedir”(Timur, 2000: 258). 1930’lu yıllarda ortaya çıkan bu kavram daha o dönemde Kerr tarafından şu şekilde tanımlanmaktadır;

Mültiüniversite türdeş olmayan bir kurumdur. Bir değil birçok cemaatten oluşur: öğrenciler ve lisansüstü öğrenciler; insan bilimleri mensupları cemaati; toplum bilimciler cemaati; doğa bilimciler cemaati; hukuk, tıp ve diğer meslek okulları; yardımcı personel ve yöneticiler. Her cemaatin kendine özgü yöntem ve amaçları vardır ( Timur, 2000: 258).

Bu yaklaşımlardan da anlayacağımız gibi üniversite çoğulcu bir örgüttür. Üniversitesin bu çok yönlülüğü hem bünyesinde yetiştirdiği farklı bilim dallarından, hem bu dallarda eğitim gören farklı insanlardan hem de bu bireylerin farklı ihtiyaç, farklı bakış açısı, farklı kültürleri ve toplum hayatına farklı katkılarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla günümüzde göstermektedir ki üniversite kendisini oluşturan tüm unsurlarla içinde yer aldığı toplumdan, bu toplumun performansından ayrı düşünülemez.

3.7.1. Bireysel Faydalar

Üniversitelerde verilen yüksek eğitimin bireye katkıları arasında birçok unsur bulunmaktadır. Öncelikli olarak alınan eğitimin dönüştüğü iş imkânı bireylerin yaşam kalitesini ve dolaylı yoldan da yaşam standartlarını yükseltir. Bunun yanında akademik

“kalifiye”leşir. Üniversite eğitiminin bireysel açıdan yarattığı faydalardan bir diğeri de “eğitimli” insanların tüketim alışkanlıkları ve zevklerinde gözlemlenebilen çeşitliliktir. Bu açıdan eğitimli bir insanın tüketim zevk ve alışkanlıkları hem tiyatro, hem sinema, hem spor olarak çeşitlenebilir.

Günümüzde iyi üniversitelerden, iyi derecelerle mezun olan öğrencilere açılan iş kapıları, çalışma imkânları ve beraberinde gelen kazanç artışı eğitimin önemli bir ekonomik sonucu olup dolaylı yoldan bireye fayda sağlayan bir unsurdur. “Eğitim düzeyine göre kazanç farklılaşması ise bir ülkedeki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin bir göstergesidir” (Akalın, 1981:89). Eğitimin kişilere sağladığı gelir yanında prestij de göz ardı edilemeyecek bir faydadır. “Yüksek öğretimle elde edilen bilgi ve uzmanlık her toplumsa saygı görür” ( Korkmaz, 1975:16).

3.7.2. Toplumsal Faydalar

Eğitimin her kademesi bireyin kişisel gelişiminin yanında sosyal gelişimine de büyük katkı sağlamaktadır. “Eğitim aynı zamanda yetenek ve kapasiteye göre sosyal görevlerin belirlenmesinde dolayısıyla da üretkenliğin arttırılmasında etkin bir faktördür” (Özarslan, 1989:63).

Borland ve arkadaşları “Returns to Investment in Higher Education” adlı çalışmasında üniversitelerin yarattığı sosyal faydaları şu şekilde sıralamıştır:

• Mezunların öğrenim kapasitelerinin yüksekliği çerçevesindeki insanlara da bilginin yayılması esasına göre bilgi sağlar,

• Üniversiteler tarafından oluşturulan sosyal ve kültürel standartlar toplum ve ekonominin uyumunu destekleyen sosyal altyapıyı geliştirir,

• Farklı ülkelerdeki insanlar ve topluluklarla ticari, sosyal ve kültürel ilişkiler kurulur,

• Kamu politikasına katılım artar,

• Toplum içinde sosyal mobiliteyi sağlar (Borland, 2000:76).

Toplumsal açıdan değerlendirildiğinde; üniversitenin kurulduğu şehre birçok faklı

şehirden, ülkeden gelen öğrenciler de düşünüldüğünde farklı kültürlerin bir araya gelerek oluşturduğu bu çok renkli yapı toplumu birçok açıdan renklendirmektedir.

Üniversitelerin gerçekleştirdiği çeşitli etkinliklerin topluma yarattığı kültürel ve sosyal fayda büyüktür. “Etkinlikler toplumda devletin/kurumun kültürü ve ideolojisiyle bütünleşme duygusunu yükseltip, aidiyet düşüncesini pekiştirirler” (Alptekin, 2007: 16). Mehmet Ali Kılıçbay’ın belirttiği gibi “hemşehrilik duygusu üretirler” (Kılıçbay, 2000:41).

3.7.3. Ekonomik Faydalar

“Üniversiteler, bir ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişimini doğrudan etkileyerek ülkenin ekonomik gelişimine katkı sağlarlar” ( Korukoğlu, 2003:79).

Üniversiteler bireysel ve sosyal gelişimin yanında günümüzde ekonomik gelişimde de rolü büyük olan aktörlerdir. Yüksek eğitim kurumlarının ekonomik faydalarını irdelerken karşımızda üniversite personeli(akademik&idari), üniversite öğrencileri ve üniversitenin ana bünyesi olmak üzere birden fazla değişken bulunmaktadır. Şehirlerde kurulan üniversiteler bu üç kaynaktan yapılan harcamalarla doğrudan şehir, dolaylı yoldan da ülke ekonomisini etkilerler. Dolayısıyla “üniversite bünyesindeki bu üç farklı grup tarafından yapılan tüketim harcamalarını tetikleyici ve ekonomide genişletici bir etki yaratacağı varsayımı üzerinde durulur” (Tuğcu, 2003).

“Üniversitelerin yerel ekonomiye sağladığı katkılar, üniversite sayısının hızla arttığı ülkemizde de beklenen temel faydadır” (Atik, 1999:101).

Munnich ve Nelsin üniversitelerin bünyesinde kuruldukları şehrin ekonomisine aşağıda sıralanan yollarla katkıda bulunduğunu belirtmektedir;

• İş İmkânı Yaratma: Birçok akademik çalışma kent tabanlı üniversitelerin yerel işgücü yaratıcıları olduğunu göstermektedir. Üniversitelere bağlı meslek yüksekokullarının da yerel üretim ve potansiyeller doğrultusunda oluşturulması da bu duruma güncel bir örnektir.

• Genel Bilgi, Üretim ve İşgücü Gelişimi: “Günümüz iş dünyasında her sektörün kalifiye personel gereksinimi vardır, yüksek eğitim almış öğrenciler genellikle eğitimleri sonrasında eğitim gördükleri bölgede kalmayı tercih ederler.”(Görkemli, 2011).

• Satın Alma: Üniversiteler hem öğrencileri, hem personeli, hem de kendi ana bünyesinin tüketim ihtiyaçlarının şehirden alınmasını sağladığı için, şehirde ciddi tutarda harcama yapılmasına neden olur.

• Teknoloji Transferi: Özellikle araştırma üniversiteleri, teknolojinin transferi için büyük imkânlar sunarlar.

• Marka Değeri: kalitesi yüksek olan üniversiteler şehirlerin imajlarını da değiştirirler. Kaliteli üniversitelerin varlığı sağladığı kaliteli iş gücü ve diğer birçok imkân sayesinde işletmeler için cazipleşen mekânlardır.

• Vergi Yaratımı: üniversiteler sağladıkları eğitimle insanları iş sahibi yaparak ekonomiye kazandırırlar bu da bölgelerin, şehirlerin, ülkelerin vergi tabanının yükselmesine yardımcı olur. (Munnich ve Nelson, 2003).

Üniversite öğrencilerinin yaşamlarını sürdürdükleri mekânlarda harcamaları üzerine ulusal ve uluslar arası boyutta birçok akademik çalışma yapılmış olsa da üniversite kurumunun şehre ekonomik katkısı söz konusu olduğunda bu katkı sadece öğrenci harcamalarından oluşmamaktadır. Öğrenci ailelerinin dönem aralarında, mezuniyet törenlerinde, kayıt dönemlerinde şehre geldiklerinde yaptıkları harcamalar, bazı üniversitelerde uygulanan yaz okulu ve lisansüstü programları, düzenlenen bilimsel kongre, sempozyum ve paneller gibi pek çok unsurlar dolayısıyla yapılan harcamalar da üniversitelerin şehir ekonomisine katkıları arasındadır.

“Üniversite bağlantılı harcamaların etki ettiği sektörler, tarım ve hayvancılık, giyim, kırtasiye, sağlık, ulaşım, telekomünikasyon, elektrik-gaz gibi hizmetler bankalar, barınma, yiyecek ve içecek sektörü gibi çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır” (Akçakanat ve diğ. 2010:176).

“Az gelişmiş bölgelerde kurulan yüksek öğretim kurumları bölgeye sağladığı ekonomik katkı ile gelir dağılımını düzenleyici bir etkiye sahiptir”(Albeni, 2001:140).

Kentlerin çok yönlü gelişimim gözetilerek kurulan üniversiteler sayesinde şehirlerin ekonomik hayatın risklerine karşı dirençleri artmıştır. “2008 yılında patlak veren küresel krizin etkilerinin en ağır biçimde hissedildiği ve toplam talebin önemli ölçüde azaldığı ortamda, görece esnek olmayan üniversite kaynaklı harcamalar kent ekonomileri için önemli bir enjeksiyon kaynağıdır” (Çalışkan, 2010:170).