• Sonuç bulunamadı

Silahları susturan Dayton BarıĢ AntlaĢmasıyla BoĢnak, Sırp ve Hırvatlar, tek bir çatı altında, ülkenin kurucusu olarak görev aldılar. Ancak ülkenin üç kurucu etnik topluluktan oluĢması ve kendine özgü siyasi yapılanması, Bosna-Hersek'i dünyanın en karıĢık idaresinin hüküm sürdüğü devletlerden biri haline getirdi. Ülkede üç cumhurbaĢkanlığı konseyi üyesi, üç baĢbakan, 13 hükûmet, 16 parlamento, 300'ü aĢkın bakan, bunların hepsinin baĢında ise uluslararası toplum tarafından atanan yüksek bir temsilci bulunmaktadır. Bir kararın çıkartılması için BoĢnak, Sırp ve Hırvat üç etnik topluluğun da onay vermesi gerektiği için çoğu zaman iĢlerin yürümesini engellemiĢtir.

"Bağımsız bir cumhuriyet" gibi hareket eden Bosna Sırp Cumhuriyeti Bosna- Hersek'in Ģu anda en büyük sorunu olarak görülüyor. Bosna Sırp Cumhuriyeti BaĢkanı Milorad Dodik'in sık sık baĢvurduğu "ayrılıkçı" söylemler; kafa karıĢıklığına sebep olmaktadır. Son aylarda milliyetçi Hırvat partileri ise üçüncü entite olma yönündeki istemlerini dile getiriyorlar. Bunun hayata geçirilmesi halinde Bosna-Hersek Federasyonu'nun bölünmesi durumu ortaya çıkıyor80.

Devlet yapısı, eğitime de yaınsımıĢ durumdadır. Birçok okulda her etnik mensuba ait öğrencilere farklı müfredatta eğitim verilimektedir. Yani aynı okulda okuyan üç etnik mensuba ait öğrencilere farklı sınıflarda, farklı müfredatta kendi etnik mensuplarına ait öğretmenlerce ders okutulmaktadır. Sağlıkta da aynı problem yaĢanmektadır. Ülkenin birçok bölgesinde her etnik mensup kendi kimliğine uygun doktorların görev yaptığı hastanelerde tedavi görmektedir81

.

Son yıllarda Bosna-Hersek Federasyonu‟ndaki bu karıĢık siyasi yapının sadeleĢtirilmesi, baĢta AB ve ABD olmak üzere birçok ülke tarafından istenmektedir. Ancak “ülkenin anayasası” konumundaki Dayton BarıĢ AntlaĢması‟nda ilgili

80 Ganic, aynı eser, s. 62. 81 Galbraith, aynı eser, s. 288.

değiĢikliklerin yapması zarureti ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Bosna-Hersek‟te yaĢayan birçok siyasetçi, “ikinci bir Dayton'un şart olduğunu” vurguluyor82

.

Ġdari Yapılanma

Dayton BarıĢ AntlaĢması, devlet tipinin ne olduğu belirtilmeyen Bosna-Hersek içinde bir “cumhuriyet” bir de “federasyon” yaratmıĢtır. Yeni kurulan Bosna-Hersek Devleti‟nin ne derece savaĢ öncesindeki Bosna-Hersek Cumhuriyeti olduğu tartıĢılabilir83. Buna ek olarak, savaĢ öncesi ve sonrası kurumlar arasında ciddi bir

devamlılık olmaması da bir sorun olarak ileri sürülmüĢtür84

. Bu yeni yapılanmada Bosnalı Sırplar savaĢ esnasında güç kullanımı ve etnik temizlikle elde etmiĢ oldukları, “Republika Srpska” adı altında “Bosna Sırp Cumhuriyeti”ne kavuĢtular. Ülkenin kalan kısmında da BoĢnak-Hırvat Federasyonu adı altında bir alt birim iĢlerlik kazandı. Sırp Cumhuriyeti merkezî bir yönetime sahipken, Federasyon 10 adet kantondan oluĢmaktadır. Her iki birim de ayrı parlamentolara sahip olduğu gibi, bu kantonlar da kendi meclislerine sahiptirler. Ülkenin her kurumunda üç kurucu ulus olarak tanımlanan BoĢnak, Sırp ve Hırvatların temsiline özen gösterilmektedir. Böylece, örneğin cumhurbaĢkanlığı üçlü bir yapıya sahiptir ve her toplumun temsilcisi ayrı seçilmektedir. Bu etnik temelli yapı elbette çok ciddi eleĢtiriler almıĢtır. Bu yapının ortak devlet kurumları ve etnik olmayan kimlikler konusunda zayıflığına iĢaret kabul edilmiĢtir85

. Aslında Dayton BarıĢ AntlaĢması ile üç ayrı devlet türü ile barıĢ koruma anlayıĢını kombine etmeye çalıĢtığı öne sürülmüĢtür: Birincisi, Uluslararası Toplum‟un askerî-siyasi dengeyi değiĢtirme konusunda oldukça isteksiz olması nedeniyle savaĢ sırasındaki durum olduğu gibi kabul edildi. Ġkincisi, BoĢnak, Sırp ve Hırvatların eĢitliği üç uluslu bir devlet yapısı içerisinde sağlandı. Üçüncüsü, Bosnalılık, yani etnik kökenden bağımsız yurttaĢlık esası geterildi86

. Bunların sonucunda da Dayton BarıĢ AntlaĢması‟yla gelen kurumsal yapıya “consociational” bir düzenleme ve asimetrik bir çokuluslu federasyon denilebilir. Ancak bu anlayıĢla Bosna-Hersek‟in federal bir devlet olduğunu söylemek oldukça zor görünmektedir. Çünkü federal devletlerde merkezi

82 Ançiç, aynı eser, s. 35. 83

Dragisa Pavlovic, Olako Obecana Brzina, Zagreb 1988, s. 91.

84 Dimitrij Rupel, Od Vojnog do Civilnog Drustva, Zagreb 1990, s.78. 85 Filandra, aynı eser, s. 73.

otoritenin, alt birimler arasındaki uyuĢmazlıkları yasalarla çözmeye yetkisi vardır. Federe devletlerdeki hukuksal düzenlerin farklılığına rağmen, devletin birliği bir Ģekilde korunuyor. Bosna-Hersek‟in hukuksal yapısı ise oldukça zayıftır. Çünkü devlet kurumları düzeyinde ciddi esneklikler bulunmaktadır. Ayrıca Federe Cumhuriyetleri‟n alt birimleri merkezî devletten daha güçlü durumdadır. BaĢka deyiĢle, merkezî otorite yok sayılamayacak kadar belirgin bir yapıya sahip görünmektedir87. Bununla birlikte alt birimlerin kendi anayasal yetkilerini artıramayacağı, Dayton BarıĢ AntlaĢması‟nda yer almaktadır88

.

CumhurbaĢkanlığın federativ yapıya uyduğu söylenemez. Çünkü seçimler alt birimlerde yapıldığı için etnik temelli bir temsil yapısı ortaya çıkmaktadır. Sırp üye Bosna Sırp Cumhuriyeti topraklarından, BoĢnak ve Hırvat üye de Federasyon topraklarından seçilmektedir. Böylece, bu üç grup dıĢında kalan etnik gruplar, karıĢık evlilik çocukları, tanım itibariyle, temsil edilememektedir. Bu durum çeĢitli tahminlere göre ülkede yaĢayan yaklaĢık 1,6 milyon insana, yani toplam nüfusun üçte birine sıkıntı yaĢatmaktadır. Dolayısıyla, aslında yurttaĢların ülkenin tüm topraklarında eĢitliği sağlanmıĢ değildir89

. Bu durum anayasanın, yurttaĢlar için değil, kurucu uluslar için idarede yer verdiği söylenebilir. AntlaĢma ile kamu görevlilerinin seçiminde etnik ayrımcılık yapılmıĢ90

, bu durum yeni sıkıntılara yol açmıĢtır.

Dayton BarıĢ AntlaĢması‟nın Ģartları oluĢturulan yapılanma, temelinde etnik temelli iĢlevsiz devlet yapısı nedeniyle, Bosna-Hersek‟in “gerçek bir devlet”ten ziyade Uluslararası Toplum‟un sembolik bir kurgusu olduğu söylenebilir91

. Sonuçta demokratik görüntünün ardında Yüksek Temsilcilik üzerinden bir ABD-AB ortaklığı tarafından yönetilen, bütün kamu iĢletmeleri de dâhil olmak üzere ekonomisi IMF ile Avrupa Ġmar ve Kalkınma Bankası arasında bir iĢbölümü ile idare bir sömürge düzeyine düĢürüldüğü ileri sürülmüĢtür92

. Bu bir ölçüde ülkenin tanımlanmamıĢ bir himaye rejimi altına girmiĢolduğunu göstermektedir93

. Birçok uluslararası gözlemci de bunu

87

Stjepan Radic, Zivo Hrvatsko Pravo Na Bosnu i Hercegovinu, Ljubuski 1993, s. 36.

88 David Owen, Balkanska Odiseja, Zagreb 1998, s. 215. 89 Ganic, aynı eser, s. 67.

90 Rupel, aynı eser, s. 76. 91

Valenta, aynı eser, s. 32.

92 Slavo Kukić-Kožul Franjo, Država i nacija, Bosna i Hercegovina – posljednji prostor konsolidacije

Europe, Mostar- Sarajevo 1999, s.129.

doğrulamaktalar, hatta en üst düzey yetkili sayılabilecek olan Yüksek Temsilci de açıkça bu gerçeği ifade etmektedir94

.

Sonuçta, Dayton BarıĢ AntlaĢması ile Bosna-Hersek‟te etnik temellerde, karmaĢık ve iĢlevsiz bir idari yapıya sahip, bir çeĢit uluslararası himaye altında bir devlet kurulmuĢtur.