• Sonuç bulunamadı

2. DIŞ KAYNAK KULLANIMI VE TAŞIMACILIK

2.1. DIŞ KAYNAK KULLANIMI (OUTSOURCING)

2.1.2. Tedarik Zinciri Faaliyetlerinde Dış Kaynak Kullanımı

2.1.2.2. Üçüncü Parti Lojistik Kullanımının Sebepleri

Günümüzün yoğun rekabet ortamında dış kaynak kullanımı artmış ve giderek tüm faaliyet alanlarında uygulanmaya başlamıştır. Tedarik zinciri yönetiminde de faaliyetlerin bazılarının veya tümünün dış kaynağa devredilmesi uygulaması yaygınlaşmaktadır. Genel olarak dış kaynak kullanımının sebepleri, tedarik zincirinde dış kaynak kullanımının tercih edilmesinde de geçerlidir.

Bu sebepleri kısaca özetlemek gerekirse (Onay ve Kara, 2009; Craig, 2003);

• Maliyet liderliği sağlamak,

• Temel işletme faaliyetlerine odaklanmak,

• Teknolojik gelişmeler ve değişimlere uyum sağlayabilmek, • Rekabet üstünlüğü sağlamak,

• Küçülmeye gitmek, • Satışları artırmak, • Hizmetleri geliştirmek,

• Nakit akışını geliştirmek,

• Değişken maliyetleri sabit maliyete çevirmek.

Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, özellikle işletmelerin temel yeteneklerine odaklanmaları ve temel yetenekleri olmayan işleri başka işletmelerden almaları ve sonuçta rekabetçi avantaj elde etmek istemeleri sebebiyle uygulanmaktadır (Keskin, 2014). Bu alanda dış kaynak kullanımının artışı, taşımacılıktaki sınırların ortadan kalkması, stok kontrolünün öneminin artması ve tedarik zinciri yönetimi ile ilgili bilgisayar programlarının gelişmesi ile de ilgilidir (Leenders ve ark., 2002).

Bir işletmenin hammadde alıp, üretim yapıp, depolama, taşıma ve nakliye işlerini de aynı anda sorunsuz yürütmesi oldukça zor olduğundan; bu durumu fark edip temel yeteneklerine odaklanan, diğer hizmetler konusunda ise dış kaynaklardan yararlanan işletmeler, maliyet ve dolayısıyla da rekabet avantajı elde edebileceklerdir (Ataman, 2002). Zaten tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynaklardan yararlanmayı tercih eden işletmeler, dış kaynak hizmeti sunan işletmelerden hem tedarik sürecini iyi yönetmelerini istemekte hem de maliyet avantajı elde etmeyi beklemektedir. Tüm faaliyetlerde çok iyi bir maliyet takip sistemine, analiz becerisine ve altyapıya sahip olan hizmet sağlayıcılar, aynı araçla birden fazla müşterinin mamullerini daha kısa sürede taşıyıp, bunları aynı depoda muhafaza edebilir. Dolayısıyla buradan elde edeceği maliyet tasarrufunu müşterilerine de yansıtabilir (Çınar, 2010). Böylece; dış kaynak kullanan işletmenin depolama, stok yönetimi ve bu konuyla ilgili olarak personel maliyetleri azalır. Bununla birlikte taşıma ve depolama sırasında oluşabilecek çalınma, hasar görme gibi olumsuz durumlar, 3PL firmasına devredilmektedir (Genç, 2009). Böylelikle işletmeler, üçüncü pati lojistik firmasının kaynağına, kullandığı kadar ödeme yapacağından sabit maliyetini değişkene çevirme olanağı bulmuş olur (Sevim ve ark., 2008). Çünkü 3PL kullanılması; depo, kamyon, forklift gibi ekipmanlar, işgücü ve tedarik zinciri yazılımlarına kaynak aktarılmaması, sermayenin bağlanmaması anlamına gelmektedir (Çancı ve Erdal, 2009). Dış kaynak hizmeti alınan işletmenin kaynaklarından yararlanmak, maliyeti tahmin edilemeyen yeni yatırıma kaynak aktarmaktan daha iyi bir yoldur (Keskin, 2014).

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde lojistik kararların sayısı tam zamanlı lojistik uzmanı çalıştıracak kadar çok değildir. Bu işletmelerde taşımayla ilgili kararları satın alma yöneticisi verir. Ancak satın almacının teslim şekilleri, rota seçimi, nakliye türü, hazırlanması gereken dokümanlar gibi konularda tüm bilgilere sahip olması çok zor olacağından (Leenders ve ark., 2002), tedarik zinciri süreci ile ilgili kararların doğru olabilmesi açısından bu faaliyetlerin uzman işletmelere devredilmesi daha doğru olabilir.

Günümüzde giderek artan sayıda uluslararası pazarlara açılan işletmeler için daha karmaşık tedarik zincirleri, daha karmaşık taşımacılık ve dağıtım yönetimi söz konusu olmaktadır (Razzaque ve Sheng, 1998). Bu işletmeler, yeni pazarın koşulları ve düzenlemeleri hakkında da yeterli bilgiye sahip olamadıklarından (Keskin, 2014) farklı ülkelerdeki altyapı ve gümrük bilgilerinin eksikliğini tedarik zinciri faaliyetleri konusunda dış kaynaklardan yararlanarak gidermektedirler ve böylece rakipleriyle uluslararası pazarlarda rekabet edebilmektedirler (Baki, 2004).

Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, işletmelerin sermaye yatırımlarını korumalarına ve böylece finansal risklerini azaltmalarına katkı sağlamaktadır. Fiziksel dağıtım merkezleri ve bilgi ağları gibi lojistik varlıklara yatırım, genellikle finansal risk içeren büyük ve yığın toplam maliyet yaratmaktadır. İşletmeler bu riski 3PL firmalarıyla paylaşırken, 3PL firmaları da bazı işleri taşeronlara devrederek riski onlarla paylaşmaktadırlar (Aktaş ve Uluengin, 2005).

Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, tam zamanında üretim yapan işletmeler için de uygun bir yöntemdir. Üçüncü parti lojistik sağlayıcı sayesinde hammaddeler ve mamuller zamanında teslim alınabilir. Üretimde aksama olmaz. Ayrıca zamanında teslim; stok miktarlarını azaltır, yöneticilere sevkiyat zamanını tam olarak bilme imkânı sağlar ve işgücünü optimize edip işgücü maliyetlerinin azalmasına imkân tanır. Aynı zamanda mamulleri, müşterinin istediği zamanda teslim ederek kayıp satış maliyetini düşürmekte ve böylelikle müşteri memnuniyetini artırmaktadır (Çancı ve Erdal, 2009).

Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanan işletmelerin bu uygulamadan beklentileri önem sırasına göre şu şekildedir (Laskowska ve Poznanska, 2007):

• Daha fazla güvenilirlik, • Daha düşük toplam maliyet, • Noktadan-noktaya hizmet,

• Küresel anlamda fark edilebilirlik, • Hız,

• Esneklik,

• Endüstri uzmanlaşması,

• Optimizasyon ve veri depolama,

• Müşteriler ve ortaklar ile daha derin bir işbirliği.

3PL kullanımını günümüzde yaygın bir uygulama haline getiren unsurlar; işletmelerin temel yeteneklerine konsantre olma güdüsü, maliyet düşürme isteği, işletmenin yeniden yapılandırılması, 3PL kullanan işletmelerin başarısına ulaşma isteği, küreselleşme, hizmetlerin ve etkin operasyonların gelişimi vb. isteklerdir. Dış kaynak kullanımının en önemli sebeplerinden biri 3PL firmalarının müşterilerini aksi durumda elde edilmesi zor veya maliyetli olacak uzmanlık ve tecrübe ile destekleyebilme becerileridir (Bing ve Zhongying, 2009).

3PL’in kullanım sebepleri bir yandan da 3PL kullanan işletmelerin bundan bekledikleri faydayı gösterir. 3PL kullanan bir işletmenin dış kaynak kullanımından elde ettiği fayda, her zaman aynı olmayacağı gibi her işletmenin bu işlemden elde ettiği fayda da aynı olmayacaktır. Çünkü 3PL’den elde edilen fayda işletmenin büyüklüğüne, faaliyet gösterdiği sektöre göre değişebilir. Nitekim yüksek pazarlık gücünü elde etme konusunda büyük işletmeler daha iyi bir pozisyonda olabilirler ve dolayısıyla dış kaynak kullanımından daha fazla fayda elde edebilirler. Yine büyük işletmeler piyasada daha fazla yer ettikleri ve rakipler ve tedarikçiler hakkında daha küçük işletmelere göre daha iyi bilgi sahibi oldukları için daha düşük araştırma maliyetleri ile yüz yüze gelebilirler (Görg ve Hanley, 2004).

Lieb ve ark. (1993)’ne göre, birçok endüstride tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, rekabetçi avantajı ve lojistik maliyetlerden tasarrufu hızlı bir şekilde artırmaktadır. Bu yazarların çalışmasında, bazı işletmelerin tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımının bir sonucu olarak lojistik maliyetlerinde %30 ila %40 azalma sağladıkları ve küresel süreçlere büyük oranda uyum sağlamakta oldukları tespit edilmiştir. Fakat diğer bazı çalışmalar, bazı dış kaynak kullanımlarının başarısızlıkla sonuçlandığını göstermektedir. Bu başarısız ilişkiler genellikle açık olmayan amaçlar, gerçekçi olmayan istekler, yöneticiler tarafından dış kaynağa yönelik yapılan sabotajlar, kontrat düzenlenmesi sırasında yapılan hatalar gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır (Ackerman, 1996; Greco, 1997).

Üçüncü parti lojistik, bazı işletmeler tarafından kendilerine aşırı yük getirecek bir uygulama gibi görülmekte ve bu nedenle de tercih edilmemektedir. Çoğu işletme tedarik zinciri faaliyetlerini zaten başka faaliyetleri için de kullandığı binaları, taşıtları ve işgüçleri ile yürüttükleri için dış kaynağa devretmekten kaçınmaktadırlar. Kendilerine ekstra maliyet doğurmadığını düşünmektedirler. Ancak bu işletmeler, tedarik zincirindeki diğer faaliyetlerin maliyetlerini göz ardı etmektedirler. Bazı işletmeler ise tüm süreçlerde kontrolü elinde tutmak isterler. Bu nedenle başka işletmelere iş devretmekten kaçınırlar (Bilmedik ve Tapçı, 2004).