• Sonuç bulunamadı

Dershaneler öğrencilerin, okulda almış oldukları derslerin dışında özel ders alma ihtiyaçlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı döneminde de özellikle bazı sanat dallarında tanınmış hocalardan özel ders almanın gelenek halini alarak bir ayrıcalık olarak görülmesi, dershanelerin doğmasında önemli rol oynamıştır. Türk toplumunun bu geleneksel özelliği halen devam etmektedir. Okuldaki eğitimin yanında, daha çok ve daha iyi öğrenme isteği ile dershanelere olan ilginin artması, dershaneciliğin bir sektör olarak doğup gelişmesine neden olmuştur. (Coşkun, 2005: 24)

Toprak’a göre, dershaneler sınav sistemi ve eğitim sistemindeki günümüze kadar birikmiş sorunlar nedeniyle doğmuştur (Yıldız, 2005: 119).

İnsanların öğrenme ihtiyacı ve isteği insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Eski çağlarda örgütlü bir öğretim sistemi olmadığı için, ilk öğrenmeler bire-bir yöntemi ile gerçekleşmiştir. Zamanla öğreticinin tek, öğrenenlerin birden fazla olması ile örgütlü öğretim sistemine diğer bir ifadeyle okullaşmaya doğru gidilmiştir. (Karagüzel, 2008: 49)

Dershanelerin varlığı Cumhuriyetin ilk yıllarına hatta Cumhuriyet öncesine kadar uzanmaktadır. Cumhuriyet öncesi dönemde özellikle İstanbul’da yabancı dil, biçki-dikiş, daktilo, moda, muhasebe vb. konularda kısa süreli kurslar düzenleyen dershanelere rastlanmaktadır. 1924-1950 yılları arasında eğitimin ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kademelerinde hem okul sayısı hem de öğrenci ve öğretmen sayıları bakımından büyük artışlar olduğu görülmüştür. 1940’lı yıllarda öncelikle ev ekonomisi, yabancı dil, muhasebe vb. alanlarda kısa süreli kurslar düzenleyen dershanelerin; öğrencileri yetiştirmeye ve onları sınavlara hazırlamaya yönelik kurslar da düzenlemeye başladıkları görülmektedir. Bu dönemde dershanelerin sayısının hızla artması üzerine MEB, 26.7.1943 tarih ve 1081 sayılı genelgesi ile bir “İç Yönetmelik” hazırlayarak dershanelerin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin uyulması gereken kuralları belirlemiştir (Nartgün, 1998: 23-24).

Başlangıç döneminde bazı sanat faaliyetlerine ilişkin derslerin verildiği dershaneler, 625 sayılı kanunun kabul edilmesiyle birlikte, takviye kursları veren kurumlar olarak faaliyet göstermiştir. Dershaneler 1970 yılından itibaren, merkezi sınavların yaygınlaşması ile takviye kurslarının dışında öğrencileri, merkezi sınavlara hazırlayan kurumlar olarak faaliyetlerine devam etmiştir. Bu gelişmeler sonucunda 1970'li yıllarda Türkiye’deki illerin hemen hemen yarısına yakınında, dershanelerin kurulduğu görülmektedir. (Coşkun, 2005: 25)

12 Eylül 1980 ihtilâlinden sonra dershanelerin kapatılması gündeme gelmişti. 1981 yılından 1983 yılına kadar konu kamuoyunda tartışıldı. 1983'te özel dershanelerin kapatılması ile ilgili bir yasa tasarısı kurucu mecliste gündeme getirildi. Uzun tartışmalardan sonra yasa tasarısı reddedildi. Ancak Milli Güvenlik Kurulu bu kararı veto ederek, 625 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirerek 16.06.1983 tarih ve 2843 sayılı yasayı kabul ederek dershanelerin bu yasanın yürürlüğe giriş tarihinden bir yıl sonra, yani 31.07.1984 tarihinden itibaren kapatılmasına karar verdi.

1983 yılında yapılan seçimler sonucunda kurulan Özal Hükümeti'nde bu konu yeniden tartışmaya açıldı. O sıralarda Türkiye genelinde faaliyet gösteren 174 dershane, bir taraftan tasfiye işlemleri yaparken, bir taraftan da bu kapatma işleminin

haksızlığını dile getirmek için bir araya geliyorlardı. Eğer yeni bir yasa çıkmasaydı dershaneler 31 Temmuz 1984 tarihinden itibaren kapanacaktı. Bu ortamda, Özal Hükümeti, dershanelerin faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan, 11 Temmuz 1984 tarih ve 3035 sayılı yasayı kabul etti. Bu yasa ile yine 625 sayılı özel öğretim kurumları yasasının bazı maddeleri değiştiriliyor ve bir yıl önce 2843 sayılı yasa ile getirilen kapatma hükmü iptal ediliyordu. Böylece dershaneler fiilen kapanmadan (kapanmalarına 20 gün kala çıkan 11.07.1984 tarih ve 3035 sayılı yasa ile faaliyetlerine devam etme olanağı buldu (Uysal, 2009: 31- 32).

1984 yılında 174 olan dershane sayısı bugün 4000’i aşmıştır ve tüm Türkiye'ye yayılmıştır. (Uysal, 2009: 32) 1984 yılında ilk kez tanıştığımız ve o yıl 174 adet olan dershanelerin sayısı aradan geçen 20 yılda 15 kat artarak 2 bin 876’ya ulaşmıştır. 1993 yılında 297 bin 234 bin olan öğrenci sayısı da 735 bin 540’a çıkmıştır. Dershaneler, eğitim sistemimize girdiği ilk yıllarda, sadece lise son sınıf öğrencilerinin üniversiteye hazırlık için tercih ettikleri kurumlardı. Bugün eğitim hemen her kademesine yönelik dershane hizmeti veriliyor (Öner, 2007: 55).

Dershaneler özellikle 1985 yılından sonra “diploma vermeyen okul” disiplinine ulaştırılmıştır. Sayıları da gün geçtikçe azımsanmayacak bir şekilde artmaktadır (Çolak, 2006: 67).

Dershaneler bugünkü statülerine 08.06.1965 tarih ve 625 sayılı yasa ile kavuşmuştur. Bu tarihten sonra, merkezi sınavların da yaygınlaşması ile özel dershanelerde de gelişmeler olmuş, 1970'li yıllarda, illerin yarısından fazlasında özel dershanelerin ortaya çıktığı görülmüştür. 1970'li yıllarda özel dershanelerin durumu tartışma yaratmaya başlamıştır. 1980 yılında Türkiye genelinde 174 özel dershane faaliyet göstermektedir. 12 Eylül 1980 ihtilâlından sonra daha da yoğunlaşmış, 1983 'de özel dershanelerin kapatılması ile ilgili bir yasa tasarısı kurucu meclis gündemine getirilmiştir. Uzun tartışmalardan sonra, kapatılmayı öngören bu yasa tasarısı reddedilmiş, Ancak, Milli Güvenlik Konseyi bu kararı veto ederek, kapatılma ile ilgili önergeyi kabul etmiş ve çıkarttığı 16.06.1983 tarih ve 2843 sayılı yasa ile özel dershanelerin, bu yasanın yürürlüğe giriş tarihinden bir yıl sonra, yani 31.07.1984 tarihinden itibaren kapatılmasına karar vermiştir (Dağlı, 2006: 8).

Türkiye genelinde faaliyet gösteren 174 özel dershanenin 100 den fazla kurucusunun toplantıya katılımıyla 08 Ağustos 1985'te oluşturulan 7 kişilik geçici yönetim kurulu ile Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) kurulmuştur. 39 maddeden oluşan dernek tüzüğü İçişleri Bakanlığı’nın 06.12.1985 tarih ve 06-28- 104/11165 sayılı yazısı ile onaylanmış, Ankara'da yayınlanmakta olan bir gazetenin 08.12.1985 tarihli nüshasında yayınlanmıştır. Bundan sonra, dershaneler hem nicelik olarak hem de nitelik olarak gelişmeye başlamıştır (ozdebir.org.tr).

Türk Milli Eğitim Sistemi içinde önemli bir yer almaya başlayan dershaneler, hızlı bir gelişme süreci içine girdiler. 1984 yılında 174 olan dershane sayısı bugün 3000'e ulaşmış ve tüm Türkiye'ye yayılmıştır. Tüm illerde ve pek çok ilçede bugün dershaneler vardır (Özdebir, 2005).

Benzer Belgeler