• Sonuç bulunamadı

1.7. Kısaltmalar

2.1.2. Örtük Program

Programa iliĢkin alanyazın daha çok açık program ile ilgilenmiĢtir. Ancak bir de örtük ya da gizli program kavramı ortaya çıkmıĢtır. Örtük program, resmi olmayan öğretim etkinliklerini kapsayan bir programdır. Örtük program, eğitim alanyazınında yer alan pek çok kavrama göre daha yeni bir kavramdır. Eğitim programının amaçları, eğitim durumları ve sınama durumları yazılı olarak belirlenmiĢ olmasına karĢın örtük programda yazılı bir belge bulunmamaktadır (Yüksel, 2005).

Kavramın ilk olarak ne zaman ortaya çıktığı konusunda çeşitli görüşler vardır. Genelde kavramın ilk olarak 1968'de Jackson tarafından "Life in Classrooms" adlı eserinde kullandığı kabul edilmektedir. Öğrenilenleri etkileyen resmi olmayan bir sistemin varlığını açıklayan ve örtük program öğelerine ilişkin çalışmalar yapan ilk kişi olmamasına rağmen “örtük program (hidden curriculum)” kavramı ilk defa Phillip Jackson tarafından kullanılmıştır (Margolis, 2001: 4).

Okullarda resmî anlamda uygulanan ve "Yazılı Program" ya da "Formal Program" adı verilen eğitim programlarının dıĢında kalan, ancak yine de öğrencileri etkileyen değiĢik birçok öğe bulunmaktadır. Üstelik bunların yazılı metinleri veya ortamdan ortama değiĢiklik göstermeyen ortak özellikleri de olmadığı için onlara "Saklı Program", "Örtük Program" gibi tanımlamalar getirilmektedir.

İlkeleri, uygulamaları, amaçları açıkça yazılmamış olan bu programı okulun fiziksel koşulları, psikolojik ortamı, yöneticilerin ve öğretmenlerin yazılı olmayan,

hatta kararlılık içinde olmayan tutum ve davranışları oluşturmaktadır. Bu tutum ve davranışların, eğitilmek için okula gönderilen öğrenciler tarafından algılanış biçimi son derece önemlidir. Bir başka iddiaya göre de örtük program dediğimiz bu belirlenmemiş ilkeler çoğu zaman bilinçsizce öğretilmekte, öğrenciler de bunları farkına varmadan edinmektedirler (Cemiloğlu, 2006).

Örtük programı Paykoç (1995) "okulda bilinçli ve açık olarak uygulanan programların, kararların, ilkelerin dıĢında kalan okul ortamı ve yaĢamı" olarak tanımlamaktadır.

Örtük program okul kültürünün hem sembolik (okul logosunun olması vb.) hem de okulun toplumsal etkileşiminin oluşturduğu örgüt havasını kapsar. Öğretmenlerin tutum ve beklentileri, öğrenme ortamı, çatışmalarla baş etme biçimleri, fiziksel çevre, aile ve yerel çevre ile ilişkiler, iletişimin niteliği, çocukların okul işlerine ve kararlarına katılımı, okuldaki disiplin uygulaması, öğretmenin sınıf yönetim stilleri, okulun genel politika ve felsefesi, hepsi okulun kültürünü oluşturur. Bu bağlamda örtük program, toplantılar, kıyafet düzenlemeleri, öğrenciyi izleme ve diğer bütün kültürel özellikleri aracılığıyla okulun öğrencilere dolaylı olarak öğrettiği her şeyi kapsamaktadır (Sarı, 2007: 18).

Yazılı kuralların ötesinde doğrudan uygulama ile ortaya çıkan bu algılamalara genel olarak "mesaj" adı verilmektedir. Bu mesajların öğrenciler tarafından yazılı olan kurallardan daha çok benimsendiği ve bunlara yönelik değer yargılarının, alışkanlıkların ve becerilerin geliştirildiği de bir başka gerçektir. Çünkü kural öğrenmede zaman zaman onu açıkça söylemenin ve uyulmasını istemenin etkili olmadığı, öğrencilerin yönetici ve öğretmenlerin davranışlarından bunu çıkardıklarında onlara eğilimlerinin daha çok arttığı söylenmektedir (Cemiloğlu, 2006).

Her ülkenin eğitim sisteminde açık olarak yazılan programın yanında bir de örtük program vardır. Örtük program, resmi olmayan öğretim etkinliklerinin oluĢturduğu programdır. Açıkça belirtilmemiĢ, fakat öğrencilerin ulaĢmalarının istendiği mesajlar, öğretmen ve aileler tarafından öğrencilere kazandırılması amaçlanmıĢ değer ve normlar ile okulun beklentileri olarak düĢünülebilir (DemirtaĢ, 2008: 99).

Bu konudaki araĢtırmalar daha çok ders kitaplarının içerik çözümlemesi biçiminde sosyologlar tarafından yapılmaktadır. Daha çok ―çatıĢmacı sosyologlar‖ bu konu ile ilgilenmiĢtir (Tezcan, 2005: 175).

Jackson 1968‟de, sınıfta gerçekte yaşananların aslında tam olarak anlaşılmadığını iddia etmiş ve devlet okullarında yaptığı araştırmalarla sınıf yaşamının keşfedilmemiş sosyal karmaşıklığını saptamaya çalışmıştır. Sınıfın örtük programının temelini oluşturduğunu ileri sürdüğü kalabalık, övgü ve güç olmak üzere sınıftaki yaşamın üç özelliğini tanımlamıştır. Sınıfların kalabalık yapısı öğrencilerin, gecikmelerle, isteklerinin reddedilmesiyle ve dikkat dağıtıcı sosyal öğelerle başa çıkmalarını gerektirir. Okulun değerlendirici olma özelliği öğretmenlere ve yöneticilere tutarsız bir bağlılığı talep eder; eşit olmayan güç ilişkileri öğretmene emretme yetkisini verir. Okulda ödüllendirilmek, yaratıcı olmaktan çok konulmuş kurallara uygun hareket etmeye bağlıdır. Okullar yaratıcılıktan ziyade uyumu öğretir. Çünkü uyum okul yaşamında iyi iletişimi sağlar. Uyumu öğretmek, resmi programın amaçlarına antitez olsa da öğrencileri gerçek dünyanın hiyerarşik güç ilişkilerine hazırlamaktadır. Çünkü ona göre bunlar her insanın uyum sağlaması gereken yaşamın gerçekleridir. Okul eğitiminin sosyal ve kurumsal gereklerinin eğitimle ilgili amaçları birçok yönden ters düştüğü görüşünü ortaya atmıştır. Okulların kurumsal beklentileri ve okul yaşamının öğrencilere kazandırdıklarının eğitim amaçlarının beklentileri ile tam olarak örtüştüğünün söylenemeyeceğini ileri süren Jackson, örtük programı gizli mesajlar yolu ile iletilen okulların resmi olmayan beklentileri olarak tanımlamıştır (Jackson, 1990).

Örtük programın etkileri zararlı olduğu kadar yararlı da olabilir mi? Seddon'a (1983) göre örtük program, çoğu zaman kurallar, rutinler ve düzenlemeler olarak ifade edilen tutumların, normların, inançların, değerlerin ve varsayımların öğrenilmesini içermektedir. Örtük programın olumlu ya da olumsuz olarak ele alınmasında kiĢinin sahip olduğu değerler bütünü önemli rol oynamaktadır (Akt: Marsh, 1997: 35). Öğretmenin sahip olduğu değerlerin olumlu ya da olumsuz olması da öğrencilerin davranıĢlarının niteliğini etkileyebilir.

Örtük program, öğrenciye yaĢamı anlatır. Okullarda açık programın yaptığı bilgi aktarımından daha fazlasını yapar. Bunun arkasında toplumsal değiĢiklikler, siyasi temeller, modern eğitim uygulamalarının kültürel sonuçları yatar. Toplumdaki geleneksel değerler, egemen sınıfın kontrolündedir ve okul, egemen sınıf merkezli değerleri öğreterek, alt sınıflar üzerinde de ideolojik kontrol sağlamanın kurumsal aracına dönüĢür. Okul, toplumdaki var olan sınıfsal yapıları korur, üstelik bu farklılıkları, ayrılıkları pekiĢtirir ve yeniden üreterek sürekli kılar (Türedi, 2008).

Ġlgili alanyazın incelendiğinde örtük programın ögelerinin durağan bir özellik taĢımadığı görülmektedir. Ancak açık ve belirgin olarak örtük programın öğelerinin beĢ tane olduğu görülebilir. Örtük programın öğeleri her yeni araĢtırmada zenginleĢerek çoğalabilir.