• Sonuç bulunamadı

ÖRNEKLEMİN DİNDARLIK DURUMU VE ÇEVRE SORUNLARINA DUYARLILIK

1. ÖRNEKLEMİN DİNİ İNANÇ DURUMU İLE ÇEVRE SORUNLARINA DUYARLILIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Örneklemin inançla ilgili olarak Allah’a iman konusunda genel dağılım aşağıdaki şekildedir.

Tablo 52: Allah İnancı İle İlgili Durumlar

İFADELER S %

Allah’ın varlığına ve imanın gerçekliğine Kur' anın haber

verdiği gibi inanıyorum. 433 84,7

Aile ve çevremizde gördüğümüz şekilde Allah'a

inanıyorum. 47 9,2

Allah’a ve öteki dini inançlar hususlarına ancak akli ve

mantıki deliller bularak inanıyorum. 10 2,0

Allah’ın varlığı ve öteki dini inançların gerçekliğini akıl ve mantık yoluyla anlamak imkânsız olmakla birlikte inanıyorum.

11 2,2 Dini inançlar konusunda birtakım kuşkularım var, ancak

yine de inanıyorum. 9 1,8

Allah'a inanmıyorum. 1 0,2

TOPLAM 511 100,0

Allah inancı ile ilgili dağılıma baktığımızda Tablo 52 “Allah’ın varlığına ve imanın gerçekliğine Kur' an haber verdiği gibi inanıyorum” diyerek şüpheye yer bırakmayan kesin bir imanla inanan katılımcıların oranı % 84,7 olarak görülmektedir. Aile ve çevresinden gördüğü şekilde Allah'a inandığını belirten geleneksel inanca sahip olan katılımcılar % 9,2 oranındadır. Her şeye bir neden ve delil arama şeklinde görülen rasyonel inanca sahip katılımcıların oranı % 2, dinin inanç meselelerini ispatlamaya çalışmanın yersiz/gereksiz olduğunu kabul ederek dini inançlara bağlı olan katılımcıların oranı ise % 2,2 düzeyindedir. Problemli inanca sahip olan katılımcılar % 1,8 iken, inanmadığını belirten katılımcılar % 0,2 oranında yer alıp bir kişiden ibarettir.

Kutsal bir varlığı inanç bütün dinlerde mevcut olan bir olgudur. İnanç ilkeleri dinin teorik boyutunu oluştururlar.

İman kelimesinin kendisinden türediği “emn” kökü, güvenmek, güvenilir olmak, emin olmak, emniyette olmak, inanmak, (İbn Manzûr, 1990: 21-27) kendi

kendisiyle barışık olmak, içinde bir keder ya da sıkıntı hissetmemek (Fazlurrahman, 1997: 2) gibi anlamlara gelir.

İmanın terim anlamı ise, “Hz. Muhammed’in, Allah katından getirmiş olduğu dine kalp ile inanmak ve inanılan bu dine olan bağlılığı yeri geldiğinde dil ile söylemektir” (Cürcani, 1995: 40). Diğer bir ifadeyle “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, Yüce Allah’tan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde onu tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip, bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmaktır (Gölcük ve Toprak, 1991: 107; Kılavuz, 1987: 17). Bu inanca sahip bulunan kimseye mümin, inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişiye de Müslüman denir.

Sosyolojik ifadesiyle inanç normu, diğer büyük dinlerde olduğu gibi İslam’da da dinin temel normunu oluşturmaktadır (Köktaş, 1993: 77). “Dini grubun birleşip kaynaşmasında ise akide, her zaman için en başta gelen temel bir role sahiptir. Her dini grup içinde toplumsal bütünleşme ve ahengin temel faktörü, grup üyelerinin dinin inançlar ve değerleri ortaklaşa olarak paylaşmalarında yatmaktadır” (Günay, 1999: 71).

İslam dininde temel inanç ilkeleri, ‘Amentü’de ifadesini bulan altı iman esasına; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahret gününe ve kaza- kadere (hayır ve şerrin Allah'tan O'nun yaratması ve takdiri ile olduğuna) kesin olarak inanmaktır.

Altı esastan oluşan iman esasların bazı kelamcılar bire indirmektedirler ki bu da “Allah inanmaktır”. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan diğer iman edilmesi gereken esaslara zaten inanır (Gölcük ve Toprak, 1991: 107).

Allah’a imandan sonra gelen iman esaslarının ikincisi peygambere inançtır. Dinin ilk muhatapları peygamberler olmuştur. Dinin anlaşılması ve öğretilmesinde peygamberlerin müstesna yeri vardır. Peygamberlerin gönderiliş gayeleri İlahi buyruğu yaşayarak insanlara örnek olmaktır.

Toplumumuzda inanç konusunda Allah’a inanan bir kimsenin diğer inanılması gerekenlere de inandığı gözlenmektedir. İnsanların bu konuda davranışlarında farklılık arz etmediğini düşündüğümüzden dolayı inanç esaslarına ayrı ayrı araştırma alanımıza almadık.

Tablo 52 ‘de Allah inancı ile ilgili ifadeler ve örneklemin bu konudaki tutumları görülmektedir. Buna göre örneklemin genel toplamda % 84, 7’ si şüpheye yer bırakmayan kesin bir inançla Allah’a inandıklarını ifade ederken, % 9,2’si çevrenin etkili olduğu geleneksel, taklitçi bir inanca sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Araştırmamıza katılanların Allah inancı konusunda farklı anlayışlara sahip olmakla birlikte araştırma alanımızın inançlı bir toplumsal yapıya sahip olduğu görülmektedir. Celalettin Çelik’in Konya’da yaptığı Şehirleşme ve Din çalışmasında rasyonel ve irrasyonel inanca sahip olanların oranı % 81,5 düzeyindedir (Çelik, 2002: 199). M. Emin Köktaş’ın İzmir çalışmasında aynı soruya verilen cevaplarda ise kesin inanç % 83,7, problemli inanç % 7,7 ilgisiz inanma % 6,0 oranındadır (Köktaş 1993: 78). İnanç durumuna cinsiyet açısından baktığımızda geleneksel taklitçi bir inanca kadınların daha yatkın olduğunu görüyoruz. Problemli, her şeye delil arayan rasyonel ve ilgisiz inanca sahip olanların erkeklerde kadınlardan daha fazla olduğu görülmektedir.

Ek Tablo 4 ’de meslek gruplarına göre Allah’a inanç durumu arasındaki dağılıma baktığımızda ‘Allah’ın varlığına ve imanın gerçekliğine Kur' anın haber verdiği gibi inanıyorum’ diyen ev hanımı katılımcıların oranı % 85,8, işçi katılımcıların oranı % 87,3, memur katılımcıların oranı % 82,5, esnaf katılımcıların oranı % 83,7, işsiz katılımcıların oranı % 68,8, emekli katılımcıların oranı % 87,5, öğrenci katılımcıların oranı %79,1, öğretmen katılımcıların oranı % 97, serbest meslek sahibi katılımcıların oranı % 89,7, diğer katılımcıların oranı ise % 76,5 olarak tespit edilmiştir.

Tablo 53: Örneklemin Allah İnancına Göre Çevre Sorunlarına Duyarlılıkları 

ALLAH İNANCI DURUMU

Çevre sorunlarına duyarlı bir birey misiniz?

TOPLAM

Duyarsız• Duyarlı Allah’ın varlığına ve imanın gerçekliğine Kur' an haber

verdiği gibi inanıyorum.

S

137 296 433

% 31,6 68,4 100,0

Aile ve çevremizde gördüğümüz şekilde Allah'a inanıyorum..

S

20 27 47

% 42,6 57,4 100,0

Allah’a ve öteki dini inançlar hususlarına ancak akli ve mantıki deliller bularak inanıyorum.

S

2 8 10

% 20,0 80,0 100,0

Allah’ın varlığı ve öteki dini inançların gerçekliğini akıl ve mantık yoluyla anlamak imkansız olmakla birlikte inanmak gerekir. 6 14 20 % 30,0 70,0 100,0 Allah'a inanmıyorum. S 1 0 1 % 100,0 0,0 100,0 χ²:5,159 P:0,271 df:4 C:0,100

İnanç durumuna göre çevre sorunlarına duyarlık arasındaki dağılıma baktığımızda tablo 53 ‘de, Allah’ın varlığına ve imanın gerçekliğine Kur' an haber verdiği gibi inandığını belirten katılımcılar çevreye karşı duyarlı kategorisinde % 68,4 oranında yer aldıkları görülmektedir.

Allah’a geleneksel bir şekilde (aile ve çevresinde gördüğü şekilde Allah'a inanmak gerekir) inandığını belirten katılımcılar çevreye karşı duyarlı kategorisinde % 57,4 oranında yer almaktadırlar.

Dini inançlara ilgisiz ( Allah’ın varlığı ve öteki dini inançların gerçekliğini akıl ve mantık yoluyla anlamak imkânsız olmakla birlikte inandığını) bağlı olanların çevreye karşı duyarlı kategorisinde % 70 oranındadır.

Allah’a rasyonel bir şekilde ( Allah inancı ve öteki dini inançlara ancak akli ve mantıki deliller bularak) inandığını belirten katılımcılar çevreye karşı duyarlılık kategorisinde diğer katılımcılara göre en yüksek oranda % 80 yer almaktadırlar.

Örneklemin inanç durumuna göre çevre sorunlarına duyarlılık konusundaki algılamalarında ki-kare testi açısından anlamlı bir fark tespit edilmemiştir (p>0,271).