• Sonuç bulunamadı

Örgüt Teorilerinde, Sosyal Sermaye ve A÷ Açısından Yöneticilerin Hareket

Bu analitik düzlemde iliúkilerin geliúebilece÷i alanlar, iki uç nokta olarak yatay eksene yerleútirilmiútir. Örgüt teorileriyle uyumluluk göstermesi adına en küçük hareket alanı örgütün kendisi kabul edilmiútir. En geniú alan ise, kurumsal alanın analiz biriminden esinlenerek makro alan kabul edilmiútir.

øliúkiler bireylerce kurulup geliútirildi÷i için iki hareket noktası arasında örgüt içi, örgütler arası ve örgüt üstü seviyelerde gerçekleúebilmektedir. Ancak örgüt teorilerinde iliúkilerin nasıl kurulaca÷ı ve yürütülece÷i noktasında yöneticilere eú düzeyde güç ve

Görece Aktif Aktör

Mikro Alan Makro Alan

øMT

YKBT

KBT

KT

ÖET

imkan verilmedi÷i görülmektedir. Astley ve Van de Ven (1983) 22’e ait çalıúmadan da esinlenerek hareket alanı içinde yöneticilerin farklı hareket kapasiteleriyle donatıldıklarını söylemek yanlıú olmayacaktır. Özellikle sosyal ve ekonomik iliúkilerin yönetiminde, yöneticiler bazı örgüt teorilerinde görece aktif rol üstlenebilmektedir. øliúkilerde aktif rol sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımları açısından önem arz etti÷inden analitik düzlemde y ekseninin iki ucuna da yöneticilerin görece aktif ve pasif olma hâlleri yerleútirilmiútir. Analitik düzlemde sıfır (orijin) noktasının hareket alanı açısından meso seviyeye denk geldi÷i ve aktif olma açısından da ortalamayı temsil etti÷i söylenebilir. Daha sonra, genel de÷erlendirme tablosu, Astley ve Van de Ven’in çalıúmaları ve sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımları dikkate alınarak örgüt teorileri analitik düzleme yerleútirilmiútir. øMT ve YKBT ile ÖET ve KT arasında, hareket alanları açısından bölgesel saptama yapılmıú ancak detay farklılı÷ı ortaya çıkarmak mümkün olmamıútır. Ancak KBT teorisi di÷er teorilere göre daha kolay düzleme yerleútirilebilmiútir. Açıklamaları, kabulleri, yöneticiye biçti÷i rol ve verdi÷i hareket alanı nedeniyle KBT’nin sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarıyla daha açıklayıcı bir form kazandı÷ı, di÷er teorilere göre daha kolay söylenebilmektedir.

Böylesi bir analitik düzlemden faydalanmayı anlamlı kılan bir di÷er nokta, ikinci bölümün sonunda sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımları için önerilen yeni sınıflandırma ve analitik düzlem de÷erlendirmesinin karúılaútırılmasına imkan tanıyacak olmasıdır. øki analitik düzlemden elde edilen resmin uyumlu olması, iki alanın birlikte ele alınmasını ve birbirini destekleyici olarak kullanılmasını kabul edilebilir kılacaktır.

22 Astley ve Van de Ven (1983), çalıúmalarında örgüt teorilerinde dört temel tartıúma alanından bahsetmektedirler. Bu dört alan ve alanlarda yöneticilerin rolleri úu úekilde belirlenmiútir: do÷al seleksiyon yaklaúımı-pasif, kolektif eylem yaklaúımı-etkileúimci, sistem-yapısal yaklaúım-aktif ve stratejik seçim yaklaúımı-proaktif. Ancak bu çalıúmada farklı olarak yöneticilerin örgütleri için sosyal iliúkileri kurma ve yararlanma noktasında aktif ve pasif olma hâlleri de÷erlendirilmektedir.

BÖLÜM 2:SOSYAL SERMAYE VE Aö YAKLAùIMLARINDA

ÖRGÜT TEORøLERøYLE UYUMLU YENø BøR

SINIFLANDIRMA ÖNERøSø

Sosyal a÷lar, minnettarlık ve beklenti dürtüleriyle kasti bir sonuca yönelik kurulmuú ba÷lantılar setidir. “Biz kendimizden iyi olanlara

nadir olarak bel ba÷larız. Daha çok onların toplumundan kaçarız. Tersine, ço÷u zaman kendimize benzeyen ve zayıf yanımızı paylaúan kimselere açarız içimizi. Demek ki kendimizi düzeltmeyi ya da iyileútirmeyi istemeyiz”

Albert Camus- ølk Adam Giriú

ølk bölümde, örgüt teorileriyle ilgili imaları aranan sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımları ikinci bölümde detaylı olarak ele alınmaktadır. Sosyal sermaye ve a÷ alanı uzun zamandır araútırmacıların ilgisini çekmektedir (Simmel,1950). Literatürde, bu alanda geliúim sa÷lamak adına farklı konularla iliúkilendirilerek yapılan çalıúmalara rastlamak mümkündür.23 Alan, çok geniú ve henüz geliúimini tamamlamamıú oldu÷u için oldukça zengin bir içeri÷e sahiptir. Bu nedenle ikinci bölümde bütün sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarına yer vermek imkansızdır. Özellikle örgüt teorileriyle uyum gösterecek altyapıya sahip olan (analiz birimi, kavramlara yüklenen anlamlarda benzerlik vb.) ve açıklamaları açısından örgüt teorilerini zenginleútirecek yaklaúımlara yer verilmesi hedeflenmektedir. Bu do÷rultuda öncelikle sosyal sermaye ve a÷ kavramlarının ne ifade etti÷ine, analiz biriminin bu alan için önemine ve alandan seçilen bazı yaklaúımlara de÷inilip, bölüm sonunda sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarının örgüt teorilerinde bir araç olarak kullanılmasına imkan veren yeni bir sınıflandırmaya yer verilmektedir. Ancak bu bölümde yer verilen alt baúlıkların anlamlı olabilmesi, iki temel sorunun cevaplanmasını gerekli kılmaktadır:

23 Özellikle son dönem araútırmalarda sosyal sermayenin ve a÷ların güç (Brass, 1984; Brass ve Burkhardt, 1993; Kilduff ve Krackhardt, 1994), liderlik (Brass ve Krackhardt, 1999; Pastor, Meindl ve Mayo, 2002; Sparrowe ve Liden, 1997), hareketlilik (Boxman, De Graaf ve Flap, 1991; Burt, 1997; Seibert, Kraimer ve Liden, 2001; Seidel, Polzer ve Stewart, 2000), istihdam ( Fernandez, Castilla ve Moore, 2000; Krackhardt ve Perter, 1985,1986), performans (Baldwin ve Bedell, 1997; Mehra, Kilduff ve Brass, 2001; Sparrowe ve Liden, Wayne ve Kraimer, 2001) , yaratıcılık (Burt, 2003; Perry-Smith ve Shalley, 2003),

giriúimcilik (Baron ve Markman, 2003; Renzulli, Alrich ve Moody, 2000; Shane ve Stuart, 2002) ve takım performansı (Hansen, 1999; Tsai, 2001) gibi konularla iliúkilendirildi÷i görülmektedir (akt.,

ølk olarak cevaplanması gereken soru “örgüt teorileriyle iliúkisinin sorgulandı÷ı sosyal

sermaye ve a÷ alanında ‘teorik düzeyde’ bir bilgiden bahsetmenin mümkün olup olmadı÷ıdır”. Bacharach’ın ifadesi ile teori, sınırlı varsayımlar seti ile çeúitli kısıtlar

altındaki kavramlar arasında var olan iliúkileri ortaya çıkarmaktan ibarettir (akt. Parkhe vd.,2006). Sosyal sermaye ve a÷ alanı, merkezîlik24, yapısal eúde÷erlilik25, klikler ve çok daha fazlasının tartıúıldı÷ı ve bunların çok çeúitli metotlar koleksiyonu ile araútırıldı÷ı çalıúmalara ev sahipli÷i yapan bir alandır. Yararlanılan bu metotların bir teori inúası için yeterli olup olmadı÷ı ise süregelen bir tartıúmadır. Kesin olan úey, sosyal sermaye ve a÷ alanının analitik araçlar açısından oldukça zengin bir alan oldu÷udur. Bu nedenle kimilerine göre sosyal sermaye ve a÷ analizi teori de÷il bir metotlar seti iken (Scott, 2000: 37), kimilerine göre de sosyal yapı teorilerinden birini oluúturmaktadır (Degenne ve Forse, 1999: 12). Gerçek bir sosyal sermaye ve a÷ teorisinden bahsedilebilmesi için Parkhe ve arkadaúlarına (2006) göre araútırmanın ölçek ve misyonunun net olarak belirtildi÷i, teorinin temel kavramlarını oluúturan ontolojik unsurların ortaya kondu÷u; temel kavramlar arasındaki iliúkilerin açıklandı÷ı; de÷er / zaman / mekan gibi kısıtların belirtildi÷i; mantıksal, ampirik ve tahmin gücündeki belli bir yeterlilik düzeyine eriúildi÷i bir zeminin varlı÷ı úarttır. Sayılan bu úartlar ba÷lamında henüz net, salt bir sosyal sermaye ve a÷ teorisinden bahsetmek mümkün olmamakla beraber betimlemelerin yapıldı÷ı, biçimlerin açıklandı÷ı ya da çeúitli kavramların karúılıklı olarak ele alındı÷ı yaklaúımların varlı÷ından söz edilebilmek mümkün görünmektedir (Kilduff ve Tsai, 2003; Baum ve Rowley, 2007).

24

Merkezîlik a÷daki bir noktayı temsil eden aktör ile di÷er aktörler arasındaki tüm kısa yolları ifade etmektedir. Di÷er bir deyiúle, a÷ içinde stratejik bir konuma sahip olma derecesi ile ilgilidir ki bu da do÷rudan ba÷lı olunan ba÷ sayısıyla ölçülebilir (Freeman, 1979). Herkes birbirine eúit uzaklıktaysa merkezîlik 0’ dır, bir nokta üzerinden tüm ba÷lantılar gerçekleúiyorsa da 1’dir.Merkezî konuma sahip olmak pek çok avantajı beraberinde getirmektedir. Özellikle bir bilginin sa÷lanmasında (eriúmek, zamanlama, yönlendirme konusunda), kontrolün oluúturulmasında (güç) ve ö÷renme alanında etkili olmaktadır (bilgiye olabildi÷ince hızlı ve de÷iúime u÷ramadan sahip olma) (Gulati, 1999). Merkezî konumda olmanın temelde üç göstergesi vardır: Yakınlık (verili iki nokta arasındaki mesafenin az olması), betweenness (arasındalık) -a÷ içindeki farklı bölümlerle iletiúim kurulmasını sa÷layabilme-, eigenvector (ba÷lantısallık) -bir noktanın, kaç tane çok tanıdı÷ı olan noktaya ba÷lı oldu÷uyla ilgilidir- ve geçiúlilik -ba÷ın, kümelenme niteli÷indeki ba÷lara eriúecek nitelikte olmasıdır- (Gulati vd., 2007). Ancak bir aktörün merkezîli÷i, a÷ın toplam merkezîli÷ine denk de÷ildir, ikisinin arasında önemli bir fark vardır (Vera ve Schupp, 2006).

25 Yapısal eúde÷erlilik, bir di÷er ifadeyle, biçimsel açıdan yapısal denklik, bir a÷daki benzer rol ya da pozisyondaki aktörleri ilgilendiren bir kavramdır. A÷ içindeki konumların aktörler için hem ba÷lantı sayısı, hem de ba÷lantıların nitelikleri açısından benzerlik göstermesidir. Örne÷in Burt (1982) aktörlerin davranıú ve tutumlarını faklı konumda olup da kendilerinin do÷rudan iliúki hâlinde olduklarından çok, benzer rolleri iúgal eden di÷er aktörler ile karúılaútırıp úekillendirdi÷ini iddia etmektedir.

Cevaplanması gereken ikinci soru “Sosyal sermaye ve a÷ alanındaki ‘teorik giriúimler’

beslendikleri kaynaklara göre farklılık göstermekte midir?” sorusudur. Sosyal sermaye

ve a÷ alanındaki çalıúmalar düúünsel kuramlar ve araútırma yöntemlerine göre üç kategoriye ayrılabilmektedir. Bunlar farklı disiplinlerden açıklama ya da yöntem ithal etme yoluyla teori oluúturma giriúimleri, içerden kaynaklı yeni giriúimler ve örgüt alanındaki mevcut teorilerden yararlanılarak gerçekleútirilen giriúimlerdir.

ølk kategori çeúitli disiplinlerden ithal edilen yaklaúımlar ile geliútirilen teorik giriúimleri içermektedir. Örne÷in matematik alanından ‘Graph Teorinin’ imkanlarından faydalanılarak sosyal a÷ların incelendi÷i ve bu kaynak üzerinden teorik zemin oluúturulmaya çalıúıldı÷ı bilinmektedir. økinci kategori, alanın kendi içinden geliútirilen yaklaúımları içermektedir. Bu kategoride ‘heterofil teoriler’ (zayıf ba÷ların güçlülü÷ü ve yapısal boúluk görüúlerini içeren giriúimlerdir ve bunlar çeúitli bilgi ve di÷er kaynaklara eriúimin sa÷landı÷ı sosyal grupların nasıl oluúturulup geliútirildikleri ile ilgilenmektedirler) ve sosyal rol teorileri (sosyal eúde÷erlilik, sosyal ba÷lılık ve rol eúde÷erlili÷i görüúlerini içerir ve aktörlerin di÷er aktör davranıúlarını ve tutumlarını nasıl etkileyebildikleri üzerinde dururlar) yer almaktadır.

Üçüncü kategoride ise, mevcut örgüt teorilerinden faydalanarak alanın teorik zeminin zenginleútirilmesi hedeflenmektedir. Mevcut örgüt teorilerini ele alan araútırmacılar sosyal sermaye ve a÷ perspektifinden onları kritik etmektedirler. Sosyal sermaye ve a÷ mantı÷ı ile sentezleme giriúiminde bulunmaktadırlar. Bu kategoride önemli buluúma örnekleri olarak kaynak ba÷ımlılı÷ı (Baker, 1990), yapısal boúluk ile örgütsel popülasyon arasında kurulan ba÷ (Burt, 1995), zayıf ba÷lar ile yapısal koúul ba÷ımlılık arasındaki ba÷ (Hansen, 1999) ve son olarak iúlem maliyet teorisi ile sosyal a÷ düúüncesinin buluútu÷u (Granovetter, 1985; Uzzi, 1996) çalıúmalar sayılabilir. Bu çalıúmalarda belirli bir çevreyi paylaúan örgütlerin yerleúik oldukları iliúkiler a÷ı ile di÷er örgütlerle olan kaynak akıúı arasında bir iliúkinin var oldu÷u iddia edilmektedir. Sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarında örgüt teorilerinden faydalanıldı÷ı gibi örgüt teorilerine dair yapılan araútırmalarda da sosyal sermaye ve a÷ konusundan faydalanıldı÷ı bilinmektedir. Ancak bu çalıúmaların, iki alan arasındaki iliúkiyi oldukça basite indirgedi÷i görülmektedir. Örne÷in, çalıúmalardan birinin sahibi olan Salancik (1995)’e göre sosyal a÷ analizi örgütlerin anlaúılması için bir araç olmasından ziyade

sadece örgütler hakkında veri toplamada kullanılabilecek bir araçtır. Salancik’in bu iddiası, sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarının önemini örgüt teorileri açısından azımsamak olarak de÷erlendirilmelidir. Çünkü örgüt teorilerinin açıklayıcılı÷ının arttırılmasında sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarının daha kapsamlı bir araç olarak hizmet kabiliyetine sahip oldukları düúünülmektedir.

Sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımlarının neden ‘teori statüsüne’ eriúemedi÷ini ve niçin örgüt teorileriyle olan iliúkisinin keúfedilmesine ihtiyaç duyuldu÷unu açıkladıktan sonra, bu bölüme özünü veren son noktaya ulaúılmaktadır. Amaç sadece örgüt teorileri ile sosyal sermaye ve a÷ arasındaki iliúkinin keúfedilmesi de÷il bunun yanında kesiúim alanını ve sınırlarını da belirlemektir. Bu nedenle sosyal sermaye ve a÷ yaklaúımları literatüründe var olan farklı sınıflandırmaların (Payne vd. 2010-bireysel ve kolektif; Raider ve Krackhardt, 2007- yapısal biçimlerle ilgilenenler ve iliúkisel niteliklerle ilgilenenler; Adler ve Kwon, 2002- içsel ve dıúsal ) yanında yeni ve örgüt teorileriyle uyumluluk gösteren bir sınıflandırmaya yer verilmektedir.

2.1. Sosyal Sermaye ve Sosyal A÷ Kavramları ve Bu Kavramlar Arasındaki øliúki

Bireyler, tek baúına baúaramayacakları úeyleri -ki bunlar bireysel ihtiyaç ve arzuları tatmine yönelik úeylerdir- gerekçeleútirmek için toplumsal bir varlık olmanın avantajını kullanarak iliúkilerinden yararlanmaktadırlar. øliúkilerden yararlanmak için a÷lara ve bu a÷ları bir arada tutan, onların oluúmasına zemin hazırlayan de÷erlere gerek duymaktadırlar. A÷lar, bireyler için bir nevi kaynak teúkil etmektedir. Özellikle ekonomik açıdan bazı fırsatların yakalanmasında ya da kriz olarak yorumlanabilecek durumların fırsata dönüútürülmesinde etkin rol oynadıkları görülmektedir. A÷ların sundu÷u kaynak ve oluúturdu÷u imkanlar, bireyler ve hattâ toplumlar için bir çeúit sermaye oluúturur ki buna kabaca sosyal sermaye denilmektedir. Ancak burada sosyal sermaye ve sosyal a÷ arasında basitçe kurulan iliúkiye dair literatürde oldukça karmaúık tartıúmalar süregelmektedir.