• Sonuç bulunamadı

4.1. Geri Kabul Anlaşması

4.1.2. Önemi

Uluslararası hukuk prensiplerine göre bir devlete yasa dışı yollarla giren başka bir devlet vatandaşı, ilk devletin talebi üzerine diğer devlet tarafından geri kabul edilir. Genel kabul gören bu prensip, söz konusu üçüncü dünya ülke vatandaşları olunca değişmektedir. Uluslararası hukukta üçüncü dünya vatandaşlarının geri kabulüyle ilgili açık bir hüküm bulunmamaktadır.281 Uluslararası

hukukta üçüncü ülke vatandaşlarının ilgili devletten transit geçmeleri durumunda geri kabul edileceklerine dair açık bir hüküm olmadığı da üzerinde durulması

277 Daphne Bouteillet-Paquet, “Passing the Buck: A critical Analysis of the Readmission Policy

Implemented by the European Union and Its Member States”, European Journal of Migration and

Law, Cilt 5, 2003, s.364. içinde Kerem Batır, a.g.m., s.589.

278 Daphne Bouteillet-Paquet, a.g.m., s.365. 279 Kerem Batır, a.g.m., s. 594.

280 Marion Panizzon, “Readmission Agreements of EU Member States: A Case For EU Subsidiarity or

Dualism?”, Refugee Survey Quarterly, Cilt 31, Sayı 4, 2012, s.131., içinde Kerem Batır, a.g.m., s.594.

281 Deria Rumina Yenidoğan, Turkey as a safe third country?: A Study on the safe third country

concept and its compliance with non-refoulement, (Lund University, Faculty of Law, Basılmamış

gereken bir konudur.282 Ancak Hailbronner, bunun aksini iddia ederek devletlerin topraklarını kullanarak başka bir ülkeye yasa dışı yollarla giren üçüncü dünya ülke vatandaşlarını geri kabul etmesi gerektiğini savunmaktadır.283 Hailbronner, bu

iddiasını ülkeler arası iyi ilişkiler prensibine dayandırarak savunmaktadır.284 Batır,

uluslararası hukukta açık bir hüküm bulunmadığından Hailbronner’ın bu iddiasının zorlama olduğunu düşünmektedir.285

Özellikle AB ve AB üye devletleri, uluslararası hukukta açık bir hüküm olmadığı için topraklarına bir devletin topraklarını yasa dışı yollarla transit geçerek topraklarına giren üçüncü ülke vatandaşlarını geri gönderememektedirler. Devletler, bu sorunu çözmek için “güvenli üçüncü ülke” hükümlerini göz önünde bulundurarak geri kabul anlaşmaları ile üçüncü ülke vatandaşlarını geri göndermektedirler. Geri kabul anlaşmalarının önemi, bu işlevi görmelerinden kaynaklanır.286 Bu bağlamda bir

diğer önemli nokta ise “güvenli üçüncü ülke” kavramının ne işlev gördüğünün bilinmesidir.

Bir AB ülkesi tarafından iltica hakkı verilen kişiler ile iltica talebi işlem görmekte olanlar, gerek AB’nin mülteciler hukuku gereği gerekse geri kabul anlaşmaları uyarınca (madde 18) geri gönderilemezler. 287 Bununla birlikte, insan

hakları açısından tartışmalı olsa da AB Konseyi’nin uluslararası koruma hakkındaki 2013/32/EU sayılı direktifi, sığınmacıların üçüncü ülkelere geri gönderilmelerini sağlamaktadır. Bu direktif, “AB topraklarına belirli asgari şartları haiz bir üçüncü ülkeden geçerek geldiği tespit edilen sığınmacıların iltica başvuruları üye ülkelerce

282 Annabelle Roig-Thomas Huddleston, “EC Readmission Agreements: a Re-evaluation of the

Political Impasse”,

http://www.migreurop.org/IMG/pdf/European_Journal_of_Migration_and_Law9_2007_.pdf,

(14.05.19), s.364.

283Kay Hailbronner,“Readmission Agreements and the Obligation on States under Public International

Law to Readmit their Own and Foreign Nationals”, Zeitschrift Für auslandisches öffentliches Recht

und Völkerrecht, Cilt 57, 1997, s. 45., içinde Kerem Batır, a.g.m., s.587.

284 Kay Hailbronner, a.g.m., s.46. 285 Kerem Batır, a.g.m., s.587.

286 Deria Rumina Yenidoğan, a.g.m., s.12.

287 Mehmet Uğur Ekinci, “Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ve Vize Diyaloğu”, Siyaset, Ekonomi ve

Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA),

http://file.setav.org/Files/Pdf/20160521180027_turkiye-ab-geri-kabul-anlasmasi-ve-vize-diyalogu- pdf.pdf, (14.05.19), s.29.

reddedilebilir ve bu kişiler ‘ilk sığınma ülkesi’ ya da ‘güvenli üçüncü ülke’ adı altında bu ülkeye geri gönderilebilirler” (madde 33-38) hükmünü içermektedir.288

“İlk sığınma ülkesi” kavramı, BMMYK tanımına göre sığınmacılara etkin koruma sağlamış olan üçüncü ülkeleri işaret etmektedir.289 “Güvenli üçüncü ülke” kavramı

ise sığınmacının geliş güzergâhı üzerinde iltica başvurusunda bulunabileceği ülkeleri karşılamaktadır.290 Bir ülkenin “güvenli üçüncü ülke” olarak tanınabilmesi için belli

kriterlere sahip olması gerekmektedir. Avrupa Birliği Asgari Standart ve Usuller Yönergesi’nin 27. Maddesi bu kriterleri düzenlemiştir. Bu yönergeye göre bu kriterler şunlardır:

1 Kişilerin hayatları ve özgürlükleri tehlike altında olmayacaktır.

2 Cenevre Sözleşmesi gereğince geri gönderilememe (non-refoulement) ilkesine uyulacaktır.

3 Uluslararası hukukta şart koşulan haklar ihlal edilmeyecektir.

4 Mülteci statüsü talep edilmesi durumunda Cenevre Sözleşmesi’ne göre hareket edilecektir.291

Bu şartlara haiz ülkeler, AB ya da AB üye ülkeleri tarafından “güvenli üçüncü ülke” veya “ilk sığınma ülkesi” olarak ilan edilerek bu ülkelerden gelen sığınmacılar ya da düzensiz göçmenler, geri kabul anlaşmaları kapsamında geri gönderilebilmektedirler. Bu bağlamda geri kabul anlaşmaları önemli bir görevi yerine getirmektedirler.

Güvenli üçüncü ülke kavramına eleştirel yaklaştığımızda, üzerinde durulması gereken noktaların olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle Peker ve Sencar’a göre AB, mültecileri “güvenli” olarak değerlendirilen başka bir ülkede iltica başvurusunda bulunabileceği gerekçesiyle onların ülke seçimi yapmalarını

288 Gös.yer.

289 Mehmet Uğur Ekinci, a.g.m., s.30. 290 Gös.yer.

engellemektedir.292 İkinci olarak, güvenli ülke uygulaması verilecek siyasi kararlarla kötüye kullanılabilecek durumdadır. Bu ihtimal, ülkelerin çıkarları uğruna kriterleri karşılamayan bir ülkeyi güvenli üçüncü ülke olarak tanımladığında gerçeğe dönüşebilmektedir.293 Nitekim böyle bir olay, göçmenler söz konusu olduğunda en

katı tutumu sergileyen ülkelerden biri olan Macaristan’ın BMMYY’ce güvenli ülke olarak değerlendirilmeyen Sırbıstan’ı Temmuz 2015’te güvenli üçüncü ülke ilan edip kendi ülkesine başvuran sığınmacıların taleplerini dikkate almayarak onları Macaristan’a gönderme teşebbüsüyle yaşanmıştır. 294 Macaristan’ın bu kararı,

Sırbistan’ı güvenli bir ülke olarak görmeyen insan hakları örgütleri tarafından eleştirilmiştir.295