• Sonuç bulunamadı

J. Ölünün Ardından Kuran Okumanın Hükmü

3) Ölünün Ardından Kur‟an Okuma

Kaynaklarda bir kimse öldüğünde, ardından Kur‟an okunduğuyla ilgili bazı rivayetler yer almaktadır. Bu konuda önce genel olarak, sonra da sure bazındaki nakillere yer vereceğiz. Suyûti‟nin naklettiği bir rivayette şu bilgiye yer verilmektedir. “Ensar, içlerinden biri

öldüğünde, onun kabrinde toplanırlar, ona Kur‟an okurlardı.”189

Bu bağlamda nakledilen diğer bir rivayet de şöyledir. “Bir gün Ahmed b. Hanbel ile Muhammed b. Kudâme, beraberce bir cenazenin defnine katılırlar. Ölü gömüldükten sonra, bir ama kabrin kenarında Kur‟an okumaya baĢlar. Ahmed b. Hanbel bu adama, kabrin kenarında Kur‟an okumanın bidat (dine sonradan giren bir unsur) olduğunu söyler. Mezarlıktan çıktıktan sonra, Muhammed b. Kudâme, Ahmed b. Hanbele, MübeĢĢir el-Halebi hakkında ne düĢündüğünü sorar. Ahmed, onun hadis ilminde sika güvenilir biri olduğunu söyleyince, kendisinden bir hadis yazıp yazmadığını sorar. Evet!‟ cevabını alınca MübeĢĢir‟in Abdurrahman b. el-Ala el-Leclac kanalıyla, babasının vefat ettiği zaman Bakara suresinin baĢ ve son taraftarının baĢucundaokunmasını vasiyet ettiğini, Ġbn Ömer‟in bunu vasiyet ettiğini duyduğunu söyler. Bunun üzerine Ahmed b. Hanbel ona, „Dön ve adama (Kur‟an) okumasını söyle! ‟ der.”190

Bakara suresi Yasin suresi, Mülk suresi, İhlas suresi, Felak süresi ve Nas suresiyle ilgili rivayetlerde gelmektedir.

Ölünün ardından Kur‟an okunmasıyla ilgili yukarıda belirttiğimiz hadislerin kaynaklarına bakıldığında, bir ikisi dışında, bunların İslâm bilginlerince sahih ve sağlam olarak kabul edilen Kütüb-i Sitte veya Kütüb-i Tis‟a gibi kitaplarda değil, ya tali derecedeki hadis kaynağı olan eserlerde veya Peygamberimiz adına sonraki dönemlerde uydurulan rivayetleri toplayan ve değerlendiren çalışmalarda yer aldığı görülmektedir.

Yukarıdaki hadislerin dışında, konumuza daha çok kıyas yoluyla delil getirilen bazı sağlam hadisler vardır. Bunlardan birinin anlamı şöyledir: “Ġnsan öldüğü zaman, üç Ģey

dıĢında, ameli kesilir: Sürekliliği olan bir sadaka, kendisinden yararlanılan bir bilgi, kendisine dua eden salih faydalı bir çocuk.”191

189Suyûti, ġerhu‟s-Sudur, s. 23.

190Gazâlî, Ġhyaü Ulumiddin, IV, 129; İbn Kayyim, Kitabu‟r-Rûh, s. 17. 191Müslim, “Vasıyye”, 3; Ebû Dâvud, “Vasaya”, 14; Tirmizî, “Ahkam”, 36.

69 Aynı şekilde değerlendirilen başka bir hadisin manası da şöyledir: “Sizden biriniz

nafile olarak bir sadaka verir, bunu anne-babası adına yaparsa, kendisinin sevabından bir Ģey eksilmeksizin, bunun sevabı onlara ulaĢır.”192

Okunan Kur‟an-ı Kerim‟in sevabının ölüye ulaşıp ulaşmayacağı konusunda bilginler, iki farklı görüş belirtmişlerdir:

1- Uygun görenler: Hanefî ve Hanbelî mezhebi bilginleri, ölüye Kur‟an okuyup sevabını ona bağışlamanın caiz olduğu görüşünü belirtmişlerdir. Ahmed b. Hanbel, yapılan her türlü iyiliğin ölüye ulaşacağını ileri sürmüştür.193

İnsanlar her yerde toplanarak Kur‟an okuyup sevabını bağışlamışlar, buna karşı çıkılmamış, bunda icma oluşmuştur.

2- Uygun görmeyenler: Şâfıî mezhebinin meşhur olan görüşüne göre, okunan Kuran‟ın sevabı ölüye ulaşmaz.194

İmam Şâfıî bu konuda, “İnsana çalışmasından başka bir

şey yoktur”195âyetiyle, “Ġnsan öldüğü zaman, üç Ģey dıĢında ameli kesilir: Sürekliliği olan bir

sadaka kendisinden yararlanılan bir bilgi, kendisine dua eden salih faydalı bir çocuk”196

hadisini delil getirmektedir.

1- Ölülere Kur‟an okumasıyla ilgili Kur‟an-ı Kerim‟de ne doğrudan, ne de dolayı bir bilgi mevcuttur.

2- Peygamberimizin sözlerini içeren makbul ve muteber hadis kitaplarında da, bu konuyu doğrudan ele alan sahih sağlam bir haber bulunmamaktadır. Kaynaklarda yer alan hadislerin tamamına yakını, ya zayıf ya da mevzu uydurmadır. Bu bağlamda sahih hadis kitaplarındaki tek hadis, EbûDâvud ve İbn Mâce‟de yer alan ve her iki kaynakta da Malkıl b. Yesar tarafından rivayet edilen Yasin suresinin okunmasıyla ilgili hadistir. İlk kaynakta cer edatıyla, ikinci kaynakta ise, mekân zarfıyla yer alan hadisin delaleti sorunludur.

3- Bu tür durumlarda, yukarıdaki örneklerde görüleceği gibi, okunan Kur‟an

bölümlerine bakıldığında, içerik olarak bunların Allah‟ın özellikleri ve ölüm sonrası hayatla ilgili oldukları görülecektir. Hal böyle olunca, Kur‟an okunan mecliste bunların anlamlarını açıklamak ve vermek istediği mesajlara değinmek uygun olacaktır. Bu yüce kitabın öteki dünyayla değil, bu dünyayla ilgili olması bakımından da önemlidir. Çünkü müminler bu

192Heysemî, Mecma‟u‟z-zevaid, III, 138-139.

193Ebû Hanife, Fıkh-ı Ekber, Aliyyü‟l-Kari ġerhi, s. 342.

194Nevevî, ġerhu Müslim, I, 205; Ebû Hanife, s. 342; İbn Kudâme, el-Muğni, II, 568. 195

Necm, (53), 59.

70 dünyadaki davranışlarına göre, ötede bir karşılık bulacaklardır. Kısacası, Kur‟an okunduktan sonra, bu kitabın yaşayan insanlar için gönderildiği hatırlamalı ve hatırlatmalıdır.

4- Kur‟an okumak bir ibadet olduğuna göre, bunun insanın kendisi tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Kur‟an-ı Kerim‟i yüzünden veya ezbere okumayı bilenler, ölen yakınları için bildikleri kadarını okuyabilirler. Bilmiyorlarsa, o zaman öğrenmeyi tercih etmelerine fayda vardır. İnsan, yakınlarına olan sevgi ve ilgisini, başkaları üzerinden değil, bizzat kendisi göstermelidir.197

71

SONUÇ

Orta Asya‟da yaşayan Türkler İslâmiyet‟le VIII. Yüzyılın başlarında karşılaştılar ve İslâm, kısa sürede onların hayat tarzına, kültürüne sanatına bilim hayatına, örfi uygulamalarına hakim oldu. Bölgede halk tarafından yeterince benimsenmemiş olan Yahudilik, Hıristiyanlık, Budizm ve Maniheizm gibi eski dinler İslâm karşısında bir varlık gösteremediler. İslâm buralarda canlılık kazanarak yüksek düzeyde bir uygarlık ortaya çıkarmayı başardı. Ancak XIII. yüzyılda başlayan Moğol istilası bu dönemi sona erdirmişti. Moğol istilasından sonra XV. yüzyılda ortaya çıkan Kazak Hanlığı‟nın bünyesindeki halkın hepsi müslümandı, ancak ilk devirdeki ilmi anlayış ve alimlerden yoksundu. Daha sonra Kalmukların saldırması Kazak Hanlığı müslümanlarının işini daha da zorlaştırdı. Orta Asya‟daki Türk boylarının içerisinde en çok Kazaklara büyük zarar veren Kalmuk istilası onları Rusların kucağına attı ve böylece Rusların Kazaklar üzerindeki yaklaşık üç asırlık hâkimiyeti başlamış oldu. Çarlık Rusyası‟nın Kazakları Hıristiyanlaştırma çabalarını Sovyet Hükümeti‟nin dinsizleştirme politikası takip etti. Kazakistan ancak 1991‟de bağımsızlığını kazanabildi.

İşte bağımsızlığa kavuştuktan sonra Kazaklar İslâmiyet‟le yeniden tanışmak zorunda kaldı. Yetmiş senelik dinsizleştirme süreci Kazak halkına çok büyük zararlar verdi. Ruslar, İslâm dinine zarar verdiklerini düşünürken Kazak halkının örfi uygulamalarının çoğunun İslâm‟la iç-içe olduğunu fark edemediler.

Sovyet Hükümetinin acımasız politikası sayesinde bir fetret dönemi geçiren Kazakların, eski kültürlerine, gelenek, âdet ve örflerine dönme zamanı gelmişti. Dolayısıyla İslâm dinini tekrar canlandırmaya yönelik faaliyetler sürmektedir. Tabii ki, ilk başlaması gereken yer aile ortamıdır. Günümüz Kazakistanın‟daki aile örflerini tez konusu olarak seçme amacımızda budur. Ailede düzen olursa ülkede düzen olur. Aile ortamının İslâm‟la ısınması gerekir. Aile dinamik bir ortam olduğu için sadece örfi uygulamalarla yetinmeyip, İslâm hukuku açısından örfleri yeniden gözden geçirerek güncelleyip sahih olan örfleri devam ettirip, sahih olmayan örfleri yani batıl olan örfleri ortadan kaldırma zamanı gelmiştir. Ayrıca kitap, gazete ve dergilerde İslâm‟la aile ortamına çok yer verilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Örfi uygulamaları İslâm açısından inceleyip halkımıza doğru olanını göstermemiz gerekir.

72 Kazak aile örflerini incelediğimizde bazı uygulamaların İslâm‟dan etkilenip kendi kültürlerine soktuğunu tespit ettik. Çocuğa isim koyarken ezanın okunması, çocuğun sünnet olması, çocuk terbiyesinde büyüklere saygı göstermek küçükleri sevmek v.s. gibi. Bazı uygulamalarda ise eski Mecusilik ve Şamanizm‟den hala kalıntıları olduğunu gördük. Kanıtlamak istediğimiz bu karmaşık örfi uygulamaları İslâm hukuku açısından doğru ya da yanlış olduğunu tespit ederek doğruyu ortaya koymaktı.

İslâmı doğru anladığı zaman halkımız örfi uygulamalarda kendilerini zor duruma sokacak yerlerden kurtulmuş olur. Kendi hayatlarına kolaylık, huzur ve refah kazandırmış olur. Dini hayatın yaşanacağı toplumun sosyal yaşantısına bir katkı sağlaması aşikârdır. Kazakistan Cumhuriyeti‟nin, Din İşleri Başkanlığı‟nın şunları yapması gerektiği kanaatindeyiz:

Camilerde görev yapan imamların dini bilgilerinin artırılması ve onlara aile hayatında örfi uygulamaların nasıl yapılması gerektiğini geniş bir şekilde anlatılması gerekir.

Üniversitelerde ilahiyat bölümlerinin artırılması ve böylece din ilimleri uzmanlarının yetiştirilmesi gerekir.

Okul ve üniversitelerde din derslerinin saatlerinin artırılması, bu derslere Kur‟an, sünnet yanı sıra İslâm‟da aile dersleri verilmesi gerekir.

Din İşleri Başkanlığı görevlileri tarafından üniversitelerde İslâmi aile ve Kazak halkının aile örfleri başlığında sempozyumlar ve konferanslar düzenlenmesi gerekir.

İşte bu konular ele alındığı zaman toplumda sağlıklı bir İslâmi aile, İslâm sevgisini oluşturan yeni bir nesil, huzurlu bir geleceğe sahip toplumun ortaya çıkacağına inanmaktayız.

73

BĠBLĠYOGRAFYA

ABDÜLKERĠM, Zeydan, Fıkıh Usulü, (Çev. Ruhi Özcan), İFAV Yayınları, İstanbul 1993. AHMED b. Hanbel (v. 241/855), el-Müsned, I-XX, Darul-Hadis, Mısır 1995.

AKYÜZ, Vecdi, Mukayeseli Ġbâdetler ilmihali, I-IV, İz Yayıncılık, İstanbul 1995. ARTIKBAYEV, J.O. Jeti Jargı, Almatı 2003.

ASIM EFENDĠ, Kamus Tercemesi, I-IV, İstanbul, ts.

ASIMGĠL, Sevim, Evlilik ve Mahremiyetleri, İpek Yayınevi, İstanbul 2003.

AYDIN, M. Akif, “Aile Hayatı”, Ġlmihal, I-II, Türkiye Diyanet Vakıf Yayınları, Ankara 2011.

BĠLMEN, Ömer Nasuhi (v. 1971), Hukuku Ġslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhıyye Kamusu, I-VIII, Bilmen Basım ve Yayın Evi, İstanbul 1969.

BOLATHANKIZI, Aygul, “Kelinnin Salem Saluı”, Ġman Dergisi, 2010, sy. 68. s. 24-25.

BUHÂRÎ, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail(v. 256/869), el-Cami‟u‟s-sahih, I-VIII, Çağrı yayınları, İstanbul 1992.

---el-Edebû‟l-Mufred, (Çev. Ali Fikri Yavuz), I-II, İstanbul 1981.

DÂRĠMÎ, EbûMuhammed Abdullah b.Abdirrahman (v. 255/868), es-Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.

DAVUDOĞLU, Ahmed, Selamet Yolları, I-IV, İstanbul 1967.

DÖNDÜREN, Hamdi, Delilleriyle Ticaret ve Ġktisat Ġlmihali, İstanbul 1993. --- Delilleriyle Ġslâm Hukuku, Konya 1977.

EBÛDÂVUD, Süleyman b. Eşa‟as es-Sicistani (v. 275/888), es-Sünen, I-V, Çağrı Yayınları, İstanbul 1987.

EBÛ HANĠFE, Numan b. Sabit,(v. 150/767), Fıkh-ı Ekber, Aliyyü‟l-Kari ġerhi, (Çev. Yunus Vehbi Yavuz), İstanbul 1979.

EBÛ SUNNE, Ahmed Fehmi, el-Urf ve‟l-Ade fi Re‟yi‟l-Fukaha, Kahire 2004. EBÛ ZEHRA, Muhammed, Ebû Hanife, (Çev. Osman Keskioğlu), Ankara 2005.

74 FARUKĠ, Muhammed Y.,“Hulefa-i Raşidin ve İlk Fukaha‟nın Kararlarında Örfün Etkisi”, Ġslâmi Sosyal Bilimler Dergisi, (Çev. F. Mehveş Kayani), 1994, cilt 2, s. 39-54.

FERAMUZ, Şarcı, Ġslâm‟da Örf ve Âdet, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa 1984.

GAZÂLÎ, Ebû Hamid Muhammed (v. 505/1111)Ġhyaü Ulumiddin,(Çev. Ahmet Serdaroğlu), I-IV, İstanbul ts.

GÖRGÜLÜ, Hasan Ali, Ġslâm Hukukunda EĢler Arası Sorunlar ve Çözüm Yolları, Fakülte Kitapevi, Isparta 2005.

HASAN, Pulaşlı, Hukukun Temel Kavramları, Nobel Kitabevi, İstanbul 2001.

HEYSEMÎ, Ebû‟l-Hasan Nûruddîn (v. 807/1405), Mecma‟u‟z-zevaid ve menba‟u‟l-fevâid,I- X, Beyrut 1994.

ĠBN ÂBĠDÎN, Muhammed Alâüddin(v. 1252/1836), Reddü‟l-muhtar ale‟d-Dürri‟l-muhtar, (Çev. Ahmed Davutoğlu), I-XVII, İstanbul 1982.

--- NeĢru‟l-Arf fi Binai Badi‟l-Ahkam Ala‟l-Urf, I-II, İstanbul, ts.

ĠBNÂġÛR, Muhammed Tahir, Mekâsydü‟Ģ-Ģerî‟ati‟l-Ġslâmiyye, Tunus 1978.

ĠBN KAYYĠM el-CEVZĠYYE, Ebû Abdillah Şemsüddîn Muhammed b. Ebi Bekr (v. 751/1350), Kitabu‟r-Rûh, Beyrut 1988.

--- Ġ‟lâmü‟l-muvakkı‟in, (nşr. M. Muhyiddin Abdulhamid), I-IV, Kahire 1955.

ĠBN KUDÂME, Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed (v. 620/1223), el-Muğni, Daru‟l-Fikr, I-XIV, Beyrut 1985.

ĠBN MÂCE,Ebû Abdillah, Muhammed b. İezîd el-Kazvînî (v. 273/886), es-Sünen, I- II,Kahire 1918.

ĠBN MANZÛR,Ebû‟l-Fazl Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem (v. 711/1369), Lisanü‟l- Arab, I-XV, Beyrut 1956.

ĠBRAHĠM, Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve ġerhi, I-XVIII, Akçağ Yayınları, İstanbul ts. ĠBRAHĠM, el-Kaysi, Ġslâm Ailesi ve Evlilik,(Çev. Nusrettin Bolelli), Hisar Yayınevi, ts. ĠSMAĠL, Mutlu, Günümüz Meselelerde Hanefî ve ġâfıî lere Göre Evlilik Aile, Mutlu Yayıncılık,İstanbul 1995.

75 KAĠYRJAN KAJI, Makin, Saltındı Sakta, Dasturindi Daripte, Tamır Yayınevi, Almatı 2009. KARAMAN, Hayrettin, Ġslâm‟ın IĢığında Günün Meseleleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2003.

--- Evlilik, İz Yayıncılık, İstanbul 2009.

--- Mukayeseli Ġslâm Hukuku, I-III, Nesil Yayınları, İstanbul 1991.

KÂSÂNÎ, Ebû Bekr Alaüddin b. Mes‟ud (v. 587/1191), Beda‟i‟u‟s-sanai fi tertîbi‟Ģ-Ģerâ‟i, I- VII, Beyrut 1986.

KIYICI, Selahattin, Ġslâm Hukukunda Örf ve Âdet, Ekev Yayınları, Erzurum 2002.

KÖSE, Saffet, “İslam Hukukuna Göre Evlenmede Velâyet” Ġslâm Hukuk AraĢtırmaları Dergisi, 2003, sy.2. s. 101-114.

MADANOV, Hamid, Kazak Medeniyet Tarihi, Almatı 1998.

MÜSLĠM, b. Haccâc Ebü‟l-Hüseyn el-Kuşeyrî (v. 261/874), el-Cami‟u‟s-sahîh, (nşr. M. Fuad Abdülbâkî), I-V, Kahire 1955.

NESAÎ, Ebû Abdirrahman b. Şuayb (v. 303/915),es-Sünen, I-VIII, Kahire 1964.

NEVEVÎ, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddîn b. Şeref (v. 676/1277), ġerhu Müslim, I-XVIII, Kahire1991.

ÖZEL, Mustafa, “Ölünün Ardından Kuran-ı Kerim Okunmasının Dini Dayanakları”, Ġslâm Hukuk AraĢtırmaları Dergisi, 2006, sy.7. s. 477-486.

RADLOV, Vasilyi, Altın Sadık, Almatı 1993.

SAVAġ, Rıza, “Hz. Aişe‟nin Evlenme Yaşı ile İlgili Farklı Bir Yaklaşım” Dokuz Eylül Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, 1995, sy. 9. s. 139-144.

SERAHSÎ, Şemsülimme Muhammed b. Ahmed b. Sehl (v. 483/1090),el-Mebsut, I-XXX, Daru‟l Ma‟rife, Beyrut 2001.

SERĠK, Ajigali, Kazak Halkının Dasturleri Men Âdet-Gurıptarı, I-II, Arıs Yayınevi, Almatı 2005.

SEYYĠD Sabık, Fıkhü‟s-Sünne, I-III, Beyrut 1987.

SUYÛTĠ, Celaleddîn, Abdirrahmân (v. 911/1505), ġerhu‟s-Sudur, I-V, Beyrut 1990. ġÂFĠÎ, Ebû Abdillah Muhammed b. İdrîs (v. 204/819), el- Umm, I-IX, Beyrut 1993.

76 ġENER, Abdulkadir, Kıyas, Ġstishan, Ġstislah, DİB Yayınları, Ankara 1974.

ġEYBÂNÎ, Muhammed b. Hasan, (v. 189/805), ġerhu Siyer‟l-Kebir, (Çev. M. Said Şimşek), İstanbul 1980.

TĠRMĠZÎ, Ebû İsa Muhammed b. İsa b. Sevre (v. 279/892), es-Sünen, I-V, Çağrı Yayınları, İstanbul 1981.

VELLER, Ç,BABASOVA, D, ve SAYLAYOV, G, Kazak Halkının Ulttık Madeniyeti, Almatı 2003.

YAMAN, Ahmet, Ġslâm Aile Hukuku, Konya 1998.

ZEBÎDÎ, Zeynüddin, Ahmed b. Ahmed b. Abdillatif (v. 863/1487), Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi, (Çev. Kamil Miras), I-XIII, Ankara 1991.

ZEKĠYYUDDĠN Şa‟ban, Ġslâm Hukuk Ġlminin Esasları, (Çev. İbrahim Kafi Dönmez), Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2006.

ZEYLA’Î, Ebû Muhammed Cemâlüddin Yûsuf b. Abdillah (v. 762/1360), Nasbu‟r-râye, I- IV, Beyrut 1987.

ZEYNEġ, İsmail, Kazak Türkleri, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.

ZĠMANOV, Salık, ve ÖSEROV, Nurali, Kazak Âdet Ğurup Zandarına ġariattın Aseri, Almatı 1998.

Benzer Belgeler