• Sonuç bulunamadı

Ölçek, belli bir amaç doğrultusunda, bir durum veya konunun sayısal (niceliksel) olarak ölçülebilmesi için geliştirilmiş, ifadelerden veya maddelerden oluşan, standardize edilmiş, geçerliği ve güvenirliği test edilerek belirlenmiş standart bir ölçme aracıdır. Uyarlama ise bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uydurma işidir (TDK, 2018). Ölçek uyarlama çalışması ise farklı kültürlerde geliştirilmiş olan ölçme araçlarının geliştirildikleri kültürlerin hem anlamsal olarak hem psikolojik olarak birbirlerine ne kadar yakın olduğu, birbirlerinin kültürlerini ne kadar yansıttığı gibi konulara açıklık getirme ve kültüre uygun dile çeviri yaparak geçerliği ve güvenirliği belirlemeye yardımcı olan bir süreçtir.

Yeni bir ölçek geliştirmek yerine bir uyarlama çalışmasının yapılmasının ise bazı nedenleri vardır. Bu nedenleri Hambleton ve Patsula (1999) şu şekilde özetlemişlerdir:

 Ölçek uyarlama çalışmalarının daha ucuz ve daha hızlı olması.

 Kültürel ya da ulusal bir değerlendirme yapma amacıyla uygulanacak testler için ikinci kültürde, denk bir test geliştirmenin en etkili yolunun ölçek uyarlaması olması.

 Başka bir kültürde test geliştirmek için bilgilerin yetersiz olması.

 Var olan bir ölçeğin uyarlanmasının vereceği güven duygusunun fazla olması.  Bir testten çok kültürlü olarak sonuçlar çıkacağı için doğruluk oranının da

çok olması.

Ölçek uyarlama çalışması karmaşık ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Bu anlamda uyarlama sürecinde standartlaştırılmış bazı aşamaların olması gerekmektedir. Nitekim Uluslararası Test Komisyonu (ITC) da bu anlamda bir çalışma gerçekleştirmiş ve ölçek uyarlama çalışması için gerekli olan adımları tek tek açıklamışlardır. Tüm bu adımları altı kategori ve 18 maddede toplayıp, sürece kılavuz olacak bu madde adımlarını detaylandırmışlardır (ITC, 2019).

 Bu kategorilerden ilki ön koşuldur. Ön koşulda; gerekli izinlerin alınması, dilsel, psikolojik ve kültürel farklılıkları göz önünde bulundurulması ve

kültürel ve dilsel farklılıkların etkisini en aza indirilmesi gibi yönergeler verilmiştir.

 İkinci kategori ise test geliştirmedir. Bu kategori, alanında uzman kişilerin dilbilimsel, psikolojik ve kültürel farklılıkları dikkate alması, uygun çeviri yapılması, yapılan çevirinin, puanlamasının, kurallarının herkes için anlaşılır olması ve pilot verilerin toplanması aşamalarını kapsamaktadır.

 Üçüncü kategori onaydır ve bu bölümde testin yapı, yöntem, madde eşdeğeri, güvenirlik ve gerçekliği gibi durumları kanıtlayan verilerin oluşturulmasını içerir.

 Dördüncü kategori yönetimdir. Bu kategori kültürel ve dil gibi uygulamada çıkabilecek problemleri en aza indirmek ve süreci takip edebilmek için test koşullarının ve talimatların hazırlanmasını içermektedir.

 Beşinci kategori puanlama ve yorumlama olarak adlandırılmıştır. Bu kategoride grupların puanlarının yorumlanması ve puanların karşılaştırılması adımlarının izlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

 Son kategori ise dokümantasyondur. Dokümantasyon kategorisinde uyarlanmış olan ölçeğin eş değerliliğinin kanıtlanması ve bu ölçeğin kullanılabilmesi için belgelerin sunulması adımlarını içermektedir.

Kısaca ifade etmek gerekirse ölçek uyarlama çalışmaları için planlama ve karar verme, gerekli izinlerin alınması, uzmanlar ile çevirinin yapılması, pilot uygulama yapılması, pilot uygulamanın incelenmesi ve örneklemin tamamı ile gerçekleştirilen bir uygulama yapılması, elde edilen sonuçların test edilerek geçerlik ve güvenirliğini kanıtlayacak verilerin oluşturulması adımlarından sonra ölçeğin son halini alması aşamalarını içerdiğini söylemek mümkündür.

Bu araştırmada da bu maddeler göz önünde bulundurularak uyarlama işlemi gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin uyarlaması sürecinde ilk olarak alan yazın taraması yapılmış E-öğrenme hangi alanlarda ve ne şekilde kullanılmış, özellikle eğitim ve öğretimde ne amaçla kullanılmış, eğitim ve öğretimde kullanımı durumu, ne tür akademik çalışmalar yapıldığı ile ilgili ayrıntılı veri toplanmıştır. Eğitimde E- öğrenmenin kullanımına yönelik teknolojik avantaj-dezavantajları, etkileşime yönelik avantaj-dezavantajları, kullanımına yönelik zorluğu, iş birlikli çalışmaya

yönelik avantaj-dezavantajları alanyazın taraması ile ortaya konulmuştur. Yapılan araştırmalar sonucunda ölçeğin uyarlanmasına karar verilerek, Kisanga (2016) tarafından geliştirilen ölçeği kullanabilmek için gerekli izinler alınmıştır (Ek-4). Gerekli izinler tamamlandıktan sonra ise Kisanga (2016) tarafından İngilizce geliştirilmiş olan ölçek Türkçe’ye çevrilmiş ve bir Türk Edebiyatı Bölümü, bir Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ve üç İngilizce dil editörü alan uzmanına kontrol ettirilerek uzman görüşü alınmıştır. Maddelerdeki anlaşılması güç ifadeler, ifade yanlışlıkları uzman görüşü alınırken düzeltilmiş, dolayısıyla ölçeğin dil geçerliliği sağlanmıştır. Sonuç olarak ölçek uygulamaya hazır hale getirilmiş ve çalışma grubu öğrencilerine uygulanmıştır. Uygulama sonucunda toplanan verilere gerekli olan doğrulayıcı ve açımlayıcı faktör analizleri yapılmıştır. Yapılan analizlerde hem örtüşen maddeler atılmış, hem de kapsam geçerliği açısından incelemeler yapılarak doğrulanmıştır.

Uygulama aşamasından önce son hali verilen orijinal ölçeğin tek boyutta 36 madde, uygulama sonrasında yapılan istatistik analizler (açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi) sonucunda, binişik yük değerleri olan maddeler, ölçeğin maddelerini dört boyut altında toplamış ve 23 maddelik son halini almıştır. Oluşturulan ölçeğin maddelerinin karşısına, maddelerde ifade edilen tutum düzeylerini belirlemek üzere dört dereceli likert tip seçenekler yerleştirilmiştir. Bu seçenekler; “(1) Kesinlikle Katılmıyorum”, “(2) Katılmıyorum”, (3) Katılıyorum” ve “(4) Kesinlikle Katılıyorum” şeklinde düzenlenmiş ve puanlanmıştır (Ek 6). Son hali verilen ölçek çoğaltılarak 1721 üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Toplanan veriler, istatistiksel olarak ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmak üzere SPSS 21 ve LISREL 8.71 programlarında analiz edilmiştir.