• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlik Mesleği ve Önem

KURAMSAL TEMELLER VE ĠLGĠLĠ LĠTERATÜR 2.1 OKUL ETKĠLĠLĠĞĠ

2.6. Ġġ DOYUMU VE ÖĞRETMENLĠK 1 ĠĢ Doyumu

2.6.4. Öğretmenlik Mesleği ve Önem

Eğitim, doğumla baĢlayıp ömür boyu devam eden bir süreçtir. Ġnsan hayatını içine alan, öncelikle ailede baĢlayan, okul öncesi eğitimle devam eden, okulda ve iĢ yaĢamında etkililiğini sürdüren önemli bir kavramdır. Eğitim, bireyin gizil davranıĢlarını ve yeteneklerini ortaya çıkararak, istendik yönde geliĢtirmeye çalıĢır.

Eğitim bir etkileme ve etkilenme sürecidir. Bu bağlamda eğitimcilere büyük iĢ düĢmektedir. Çünkü etkileme mekanizmasının aktörleri onlar olup, bireyleri olumlu yönde etkilenmeleri beklenir.

Eğitin sistemlerinin nihai hedeflerinin baĢında, alan bilgisine sahip, donanımlı, çağın gereksinimlerini bilen, teknolojiyi kullanan, her alanda kendini yetiĢtirmiĢ nitelikli insan gücü yetiĢtirmektir. Bu insan modelini yetiĢtirmek için her ülke kendisinin eğitim modelini, sistemini ve eğitim felsefesini oluĢturarak geliĢtirmeye çalıĢır.

Eğitim sisteminin baĢlıca unsurları veliler, öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler, uzman kiĢiler, eğitim programları, eğitim politikaları, eğitim teknolojileri, finansman kaynakları ve yardımcı personellerdir. Bu unsurların görevleri ayrı ayrıdır. Ancak sistemin mutfağında öğretmen vardır. Hamuru yoğuran, ona Ģekil veren, ortaya bir eser çıkaran ana unsur öğretmenlerdir. Ayrıca sınıf ortamını canlandıran, eğitim öğretimi ilginç ve zevkli hale getiren, eğitim programını uygulayan kiĢi de öğretmendir. Bu bağlamda öğretmenin üstlendiği misyon önemlidir.

Duman (1991: 6)‟a göre, öğretmen, resmi ve özel eğitim kurumunda çocukların, gençlerin öğrenme hedeflerine ıĢık tutan, onların her türlü iĢ ve iĢlemleriyle ilgilenen ve bu amaçla yetiĢtirilmiĢ bireydir. Özden (1999: 9)‟e göre, birçok meslek gurubunu hayata hazırlayan, toplumun her kesimine hizmet veren insan gücünü yetiĢtiren öğretmendir. Toplumun Ģekillenmesinde, genç beyinlerin yetiĢtirilmesinde, yaĢanabilir bir ortamın sağlanmasında, bireylerin hayata hazırlanmasında öğretmenler görev üslenmektedir (Aktaran: Surada, 2015: 4). Kısaca öğretmen, insanı yoğuran ve insanın kiĢiliğini Ģekillendiren bir aktördür denilebilir.

Türkçeyi kullanma becerisi, sağlıklı beden yapısı, olumlu bakıĢ açısı, alan bilgisini enerjik Ģekilde kullanması, çocukları sevmesi, etkileĢim kurma becerisi, ani karar verebilme ve özgüveni, karanlık ortamda ıĢık yayması, öğretmeni nitelikli yapan unsurlardır. Demokratik sınıf yönetimini benimsemiĢ öğretmen, bilir ki olumlu ya da olumsuz, bütün davranıĢlar öğrenilerek kazanılır. Bu noktada olumsuz davranıĢlar ancak nedenleri belirlenerek çözümlenmeye çalıĢılmalıdır (Alıcıgüzel, 2003: 124-172).

Nitelikli öğretmen, iyi bir aktöre benzer, yani sınıfa atılan ilk adım bir oyuncunun sahneye çıkmasıyla benzerlik gösterir. Öğrenciler onu dikkatlice izler Ģayet gösteri iyi

ise ona katılır tersi durumda zevk almaz sıkılır. Öğretmen sınıf içi etkinliklerini yaparken bütün öğrencileri sistemin içine dâhil etmeli, aksi takdirse istenilen baĢarıyı yakalayamayabilir. Değerli ve sınırlı olan zamanını rasyonel Ģekilde planlayarak verimli Ģekilde kullanması beklenir (Ada ve Baysal, 2015: 116).

Yüksel (2010: 31-32)‟e göre öğretmenliğin bir meslek olduğu ve bu konuda bir eğitim alınması gerektiği düĢüncesi ilk olarak 17‟nci yüzyılda Batı Avrupa‟da baĢlamıĢtır. Bu dönemde eğitimin tüm vatandaĢlar için zorunlu olduğu düĢünülmüĢ ve bu düĢüncenin uygulanmasına baĢlanmıĢtır. 19‟uncu yüzyılın baĢlarında devletin eğitime ilgisi artmıĢ ve devlet destekli milli eğitim düĢüncesinin uygulanması, nitelikli öğretmen meselesini de gündeme taĢımıĢtır. Böylelikle Avrupa‟da istenen niteliklere sahip öğretmen yetiĢtirme çalıĢmaları baĢlamıĢtır. TaĢgın (2010: 13)‟a göre, ülkemizde ise, Osmanlı döneminde 1824 yılında II. Mahmut tarafından resmi bir giriĢim olarak “Mecburi Ġlköğretim Fermanı” yayınlanmıĢtır. 1848yılında ilk kez öğretmen okulu açılmıĢ ve öğretmenlik bir ihtisas mesleği olarak benimsenmiĢtir (Aktaran: Surada, 2015: 5-6).

Cumhuriyet kurulduktan sonra eğitim - öğretim boyutunda köklü yapılanmaya gidildi. Öncelikle 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin BirleĢtirilmesi) Kanununda, karma eğitime geçilerek öğretmenlik bir meslek olarak kabul edilmiĢtir. Bunun yanında 1926 yılında çıkarılan 789 sayılı Maarif TeĢkilatına Dair Kanununda ise “maarif hizmetinde asıl olan muallimliktir” ifadesi yer almıĢtır. Milli Eğitim Temel Kanununda ise öğretmenlikle ilgili “Öğretmenlik, devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. Öğretmenler bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlüdürler.” maddeleri Milli Eğitim Temel Kanununa eklenmiĢtir. Artık öğretmenlik kavramı, ilgili kanunun “eğitim – öğretim‟ sınıfı kapsamında bir meslek dalı olarak iĢlem görmektedir. Halen öğretmenlik mesleği; öğretmen, uzman öğretmen, baĢöğretmen unvanlarıyla varlığını sürdürmektedir.

Öğrenmenin gerçekleĢtiği, teknik olarak pekiĢtirilip geliĢtirildiği, tüm gereksinimlerin karĢılandığı eğitim öğretim faaliyetlerinin adresi okullardır ve yönetmeni de öğretmendir. Bunun için üzerinde durulması ve önem verilmesi gereken kiĢiler öğretmenlerdir.

Özü itibariyle öğretmen, her açıdan donanımlı, milli ve manevi değerleri kazanmıĢ sadakatli bireyler yetiĢtirmeyi hedeflemesi beklenmektedir. Bütün değerlerin üzerinde olan bir güçtür. Değeri para ile belirlenemez. BaĢarılı bir öğretmenin değeri, sahip olduğu niteliklerle ve alan bilgisiyle, toplumun eğitim kalitesinin yükselmesine verdiği katkı, yetiĢtirdiği öğrenci profili ve karanlık ortamda yaktığı ıĢık ile belirlenmesi gerekir.

ġahin (2011: 240), öğretmen, sahip olduğu bilgi, beceri ve tutumlarıyla öğrencileri yetiĢtirirken, davranıĢlarıyla da onları etkilemektedir. Öğretmenin, sabırlı, sevecen, anlayıĢlı olması öğrenciyi, velileri, toplumu olumlu yönde düĢünmeye sevk edecek; tersi davranıĢlar ise olumsuz etkiye sebep olacaktır. Atatürk‟ün dediği gibi çağdaĢ muasır medeniyetler seviyesine çıkma ölçülerinden biri nitelikli insan gücü yetiĢtirmektir. ĠĢte bu gücü yetiĢtirenlerin baĢında öğretmenler gelmektedir. Vural (2004: 47-48)‟a göre, öğretmenliği “kutsal” bir meslek olarak tanımlama, “ana meslek” sayma, toplumun kalkınmasında öğretmenlere bel bağlama, yeni nesilleri onların yetiĢtireceğine inanma gibi eğilimleri her zaman canlılığını korumuĢtur (Aktaran: Surada, 2015: 7).