• Sonuç bulunamadı

2.5. Sınıf Yönetiminin Boyutları

2.5.4. Öğretimin planlanması ve yönetimi

Sınıf yönetimi ve etkili öğretim birbirini etkileyen ve bir bütünün ayrılmaz iki parçası gibidir. Etkili bir öğretim olmadan sınıf yönetimi, etkili bir sınıf yönetimi olmadan ise etkili bir öğretimden söz etmek mümkün olmamaktadır. Etkili bir sınıf yönetiminin birçok bileşeni olduğu gibi etkili bir öğretim süreci yaratmak için öğretmenlerin dikkat etmesi gerek birçok nokta bulunmaktadır. Bunlardan ilki öğrenci katılımına dayalı bir öğrenme çevresi yaratmaktır. Hayatla ilişkisi kurulmuş, iyi planlanmış bir ders ortamı öğrencilerin dikkatini canlı tutmada etkiliyken, öğrenciye sınırlı katılım fırsatı tanıyan tek düze dersler sıkıcı ve monoton olup, yönetim problemlerine neden olmaktadır (Evertson ve Emmer, 2013). İyi planlanmış ve öğrenci

43

katılımını destekleyen başarılı bir öğretim süreci öğrencilerin akademik başarılarını arttırmakta ve istenmeyen davranışların ortaya çıkmasını engellemektedir (Munk ve Repp, 1994; Westbrook-Spaniel, 2008).

Öğrencilerin ders dışı şeylerle ilgilenmesine zaman tanımayacak ve dikkatlerini sürekli kılacak dersler etkili öğretimin anahtar noktalarından biridir. Ancak sorunlu davranışlar üzerine yapılan çalışmalar öğretmenlerin öğrencilerin dikkatini derse çekebilme noktasında sorun yaşadığını göstermiştir. Öğretmenlerin öğrencilerin dikkatini çekememesinin altında yatan temel sebeplerden birinin etkili öğretim yöntemlerini kullanmamaları olduğu söylenebilir. Tuncay-Yıldız (2012), öğretmenlerin geleneksel öğretim yöntemlerinden kopamadığını materyal kullanımı konusunda eğitim almış olmalarına rağmen derslerini işlerken farklı materyallerden yararlanmadıklarına dikkat çekmektedir. Benzer şekilde Gergin (2010), öğretmenlerin düz anlatım, soru- cevap ve tartışma yöntemlerini yoğun bir şekilde kullandığını ancak laboratuvar çalışmalarını az uyguladıklarıyla da hiç uygulamadıkları sonucuna ulaşmıştır. Bu bağlamda öğretmenlerin, öğrencilerin ilgisini çekme, etkili ve verimli bir eğitim ortamı sunma, eğitim araç gereçlerini ders konuları ile koordine etme, öğrencileri ilgi ve yeteneklerine göre uygun etkinliklere yönlendirme konularında eğitim almaya ihtiyaçları olduğu görülmektedir (İlgar, 2007; Uçar, 2004).

Öğretmenler, farklı öğretim yöntemleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmalı ve bunları sınıflarında kullanmaktan çekinmemelidir. Bunun en etkili sebebi öğrencilerin sadece öğretmeni dinlemek, not almak, ödev yapmak yerine etkin bir şekilde katıldıkları, dikkatlerini çeken etkinliklerin yer aldığı dersleri tercih ediyor olmalarıdır. Bu nedenle, öğrencilerin ilgisini ve derse katılımını arttıran öğretim etkinliklerinin kullanılması önemlidir (Emmer ve Gerwels, 2006). Sınıf etkinliklerinde çeşitliliği sağlamaya dönük derslerin planlamasında öğretmenlere büyük sorumluluk düşmekte ve sadece müfredata bağlı kalmaması önerilmektedir. O’Connell Schmakel (2008), öğrencilerle yapmış olduğu görüşmelerde; sınıfta karşılaşılan temel problemlerin sıkıcı bir öğretim, ilgisiz müfredat ve boşa harcanan zamana bağlı olarak ortaya çıktığı sonucuna ulaşırken, Marzano (2003), etkili öğretmenlerin uygun öğretim stratejilerini başarılı bir şekilde kullanma, müfredatı düzenleme ve uygulama rollerine vurgu yapmaktadır. Bu noktada öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verecek esnek bir müfredatın önemi ortaya çıkmaktadır. Öğretmenler değişen sınıf koşulları ve öğrenci ihtiyaçlarına göre müfredatı uyarlayabildikleri takdirde etkili birer yönetici olabilmektedir. Öğretmenlerin sadece müfredatı uygulayan olma rolünden uzaklaşarak,

44

öğrencilerin ihtiyaçlarına ve içinde bulundukları şartlara göre müfredatı uyarlayan olması etkili bir öğretim sürecindeki önemli bir adımken tek başına yeterli değildir. Bu bağlamda bir çok çalışmada esnek bir müfredatın yanısıra işbirlikçi öğrenme stratejilerinin, mizah ve coşkunun öğretime dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekilmektedir (Gettinger ve Kohler, 2006; O’Connell Schmakel, 2008).

Kounin (1970), öğretim sürecini üç temel aşamada ele almıştır. (i)uygun olmayan davranışı önleme aşaması; öğretmenlerin sınıf içindeki farkındalık düzeyi ile eş zamanlı etkinliklerle başa çıkabilme becerileri ile ilişkilidir. (ii)Hareketliliği yönetm aşaması, dersin uygun bir hızda sürdürülmesi ve akıcı bir şekilde devam ettirilmesine odaklanmaktadır. (iii)Grubun odaklanmasını devam ettirme aşamasında grubu uyanık tutma, hesap verebilirliği arttırma (derse katılımlarının izlendiği izlenimi verme) ve yüksek katılım yer almaktadır. Ders sırasında öğrencilerin uzun süre dikkatini canlı tutabilmesini sağlamak öğretim sürecindeki zorlu adımlardan biridir. Öğrencilerin dikkatini uzun süre sürdürmesi yaşça büyük öğrenciler için zor, çocuklar için ise neredeyse imkânsız hale gelmekte özellikle beş dakikadan daha uzun süren aralıksız açıklama bölümleri ilkokul öğrencileri için tavsiye edilmemektedir (Cangelosi, 2016, s. 248). Öğrencilerin dikkatini canlı tutma birçok araştırmanın odağında yer alırken, öğretmenlere kullanılabilecekleri farklı stratejiler sunulmaktadır. Kunter, Baumert ve Köller (2007), ortaokul öğrencilerinin derse yönelik ilgisini arttırmada öğretmenlerin kuralları net bir şekilde oluşturması, ders süresince öğrencileri izlemesi ve onlarla olumlu ilişkiler geliştirmesinin önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Öğrencilerin dikkatini derse çekmede etkili olan yollardan bir diğeri dikkati dağıtan unsurların ya da olayların neler olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Dikkat dağıtıcı unsurlardan bazıları öğretmenin dışında gelişirken, bazıları öğretmenlerin uyguladığı öğretim yöntemlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkabilmektedir. Öğretmenin ses tonunu etkin kullanamaması, monoton bir ders anlatımı, öğrencileri derse katmama, öğrencilerin konuyu anladığından emin olmadan yeni bir konuya geçme, geri bildirim vermeme, destekleyici bir öğretim sağlamama gibi pek çok farklı sebepten öğrencilerin dikkati dağılmakta ve öğretim süreci kesintiye uğramaktadır (Cangelosi, 2016; Evertson ve Emmer, 2013; Gettinger ve Kohler, 2006). Cangelosi (2016), öğrencileri ilgisini çekecek öğretim etkinlikleri planlama ve uygulamada öğretmenlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalara vurgu yapmaktadır. Öğretmenlerin ses tonunu etkin bir şekilde kullandığı, göz teması kurduğu, öğrencilere isimleriyle hitap ettiği, hareket halinde

45

olduğu, teknolojiden ve eğlenceden yararlandığı derslerin öğrencilerin dikkatini daha çok çektiği vurgulanan noktalardandır (s. 251-253).

Sınıfta etkili bir ders planı nasıl hazırlanır sorusuna yönelik farklı stratejiler sunan Finger ve Bamford (2010), öğretmenlerin dersin amacını bildiklerinden emin olmaları, öğrencilerin hazırbulunuşluk seviyesini dikkate almaları, gerekli materyalleri hazırlamaları, dersi düzenlemeleri (uygun bir giriş, tekniği belirleme, dersin kapanışı…) ve öğrencilerin amaçlanan bilgileri kazanıp kazanmadığını kontrol etmeleri gerektiğine dikkat çekmektedir. Öğretimi etkili bir şekilde planlama derslerin sorunsuz bir şekilde sürdürülebileceği anlamına gelmemektedir. Dersin akışını bozabilecek pek çok unsur yer almaktadır. Etkili bir öğretim sağlamada öğretimin yeterince açık bir şekilde sunulması birçok araştırmada vurgulanmaktadır (Evertson ve Emmer, 2013; Gettinger ve Kohler, 2006), Bu bağlamda, yeni konuya geçmeden önce öğretmenler bir önceki konunun tam olarak anlaşıldığından emin olmalı, öğrencilere gerekli rehberliği sağlamalıdır.

Etkili öğretmenler ilerlemeyi izlemek ve gerektiğinde yardım sağlamak için sınıf içinde gezinmekte, öğrencilerin öğrenme faaliyetlerine üretken ve bağımsız olarak katılması için gereken yardımı sağlamakta, açıklama yapmakta, modelleme ve koçluk etmektedirler (Gettinger ve Kohler, 2006). Evertson ve Emmer (2013), yeni bir içeriğin sunulmasında öğretmenlere öncelikle dersin amaçlarını açıklaması, öğrencilerin anlama düzeyini kontrol etmesi ve mutlaka geri bildirim sağlamasını önermektedir. Öğretime açıklık getirme, (i)yeni bilgilerin öğrencilerin mevcut bilgilerine bağlanmasını;

(ii)amacı belirtmeyi, (iii)öğrenmeye elverişli bir düzende bilgileri sıralama veya

düzenlemeyi; (iv)yeni kavramları örnekler, resimler veya benzerlikler yoluyla açıklamayı ve (v)uygun ses tonu, hızı ve üslup kullanmayı içermektedir (Gettinger ve Kohler, 2006).

Öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verebilme, gerekli yardımı sağlama ve sınıfta olan biteni etkili bir şekilde yönetebilme öğrencilerin davranışlarının farkında olmayı bu sebeple iyi birer gözlemci olmayı gerektirmektedir. Öğrencilerin davranışlarının farkında olma ve öğretim sürecini iyi bir şekilde yönetebilme öğretmenlerin sınıf içinde hareket halinde olmasını gerektirmektedir. Cangelosi (2016), öğrencilerin ne düşündüğünü ve ne yaptığını öğrenciler arasında dolaşırken gözlemlemenin, sınıfın belirli bir noktasından (tahtanın önünde ya da öğretmen masasından) gözlemlemekten daha kolay olduğuna vurgu yapmaktadır. Bu nedenle, öğretmenler ders etkinliklerini buna göre organize etmeyi, büyük sınıflar da bile sınıfın için de hareket etme olanağına

46

sahip olmalıdır (s. 240). Öğretmenlerin sınıf içinde hareket halinde olması öğrencilerin ihtiyaçları oldukları her anda yanında olabilecek bir öğretmen algısı, güven duygusu ve otonomi inşa etmede önemlidir. Öğrencilerin otonomisini destekleyen bir sınıf yönetimi kontrole odaklanmak yerine etkili bir öğretim gerçekleştirmek için öğrencilere fırsatlar sunmaya odaklanmaktadır. Böyle bir sınıf iklimi yaratma öğretim etkinliklerini oluşturma sürecinde öğrencilerin endişelerini dinleme, anlayış gösterme, problemlerini ve ihtiyaçlarını dikkate alma dolayısıyla kendilerini o derse ait hissetme duygusu uyandırmayı içermektedir (Wallace, Sung ve Williams, 2014).

Öğrencilerin aktif katılımını teşvik eden, çıkarlarına, ihtiyaçlarına ve geçmişlerine yönelik olan dersler sadece akademik başarıyı teşvik etmekle kalmaz; verimli bir öğrenme ortamı için gerekli olan saygı ve işbirliğini arttırmaktadır (Hoy ve Weinstein, 2006). Ancak etkili bir öğretim süreci öğretmelerin; öğrencilerin özelliklerine, öğretimin türüne ve sunulan içeriğe uygun yöntem, kaynak ve stratejiler seçmesini gerektirmekte, tek bir yaklaşımın etkili olmadığını göstermektedir (Gettinger ve Kohler, 2006). Öğretmenler içinde bulunduğu koşulları iyi değerlendirmeli, öğrencilerin özelliklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak uygun öğretim yöntem ve tekniklerini seçebilmelidir. Öğretmenlerin etkili birer sınıf yöneticisi olması için, öğretim yöntem ve teknikleri hakkında bilgi sahibi ve alan bilgisine yeterince hakim olmasının gerekli olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda herkesi derse katan, öğrencilerin ilgisini sürekli kılan, onları motive eden ve ödüllendiren bir öğretim çevresi yaratma sınıf yönetiminde önemli adımlardan biridir.