• Sonuç bulunamadı

Dokunsal Öğrenme: Tahtanın fiziksel olarak etkileşime izin vermesi dokunarak öğrenen öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır Kullanıcıyla tahta arasındaki iletişim

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

3) Dokunsal Öğrenme: Tahtanın fiziksel olarak etkileşime izin vermesi dokunarak öğrenen öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır Kullanıcıyla tahta arasındaki iletişim

sağlayacak sayısız yazılım programları vardır. Bu öğrenme şekillerinin bir ders içinde kullanılması hem öğrencilerin derse katılımlarını sağlayacaktır hem de onları motive edecektir.

Görsel materyaller, kişilerin yönlendirilmesinde, dikkatini toplamasında, analiz ve sentez yapabilmesinde büyük rol oynamaktadır. Bu tür materyaller kullanılarak yapılan sunumlar ve eğitimlerde sözcüklerin tek başına yaratamayacağı bir kavrayış sağlanabilir ve hatırlama kolaylaşabilir. Etkileşimli tahtalar; ses ve animasyonlarla desteklenmiş görsel materyaller sunulmasını sağlayarak, daha kalıcı bir öğrenme ve hatırlama sağlamaktadırlar. Öğrenmenin görerek ve işiterek daha kalıcı olduğu düşünülürse, etkileşimli tahtaların ne kadar önemli bir araç olduğu ortaya çıkmaktadır (Ekici, 2008).

Etkileşimli tahtaların öğretimi geliştiren bir araç olarak kullanılmasındaki etkilerini Bell (2002), Moss vd. (2007) şöyle belirtmişlerdir;

• Gösteri ve modelleme tekniklerinin etkili kullanılmasında idealdir. Çünkü öğretmen tahtanın üzerinden etkinliği çalıştırabilir ve parmağını fare gibi kullanarak içeriğin önemli kısımlarını gösterebilir.

17

• Etkileşimli tahta çok renkli bir araçtır. Etkileşimli tahtanın hem yazı kalemi hem de fosforlu kalemi değişik renklerle yazabilmektedir. Böylece öğrenciler altı renk renk çizilen ve üzerine notlar yazılabilen içerikteki önemli kısımları rahatlıkla algılayabilmektedirler. • Etkileşimli tahta farklı öğrenme stillerine uyum göstermektedir. Dokunarak öğrenenler tahtaya dokunarak işlem yapabilirler; işitsel öğrenenler için etkileşimli tahtada sesli dokümanlar sunulabilir ve sınıf tartışmalarına katılabilirler. Görsel öğrenenler ise; tahtaya yansıtılan çeşitli görsel dokümanlardan faydalanabilirler.

• Tek bilgisayarı olan sınıflarda sınırlı olan bilgisayar erişimi etkileşimli tahta ile arttırılabilir.

• Tahtalar temiz ve göz alıcıdır. Öğrencilerin ve öğretmenin sağlığını bozacak tebeşir tozları olmamaktadır. Elektronik silgi ile tahtaya yazılanlar silinebilir.

• Sınırlı motor hareketlerini yapabilen ve fiziksel engelleri olan öğrenciler etkileşimli tahtayı kullanırken çok eğlenebilirler. Geniş çalışma alanı olması ve fareyle tıklamak yerine parmaklarıyla dokunması programları kolaylıkla çalıştırmalarına yardımcı olur. • Tahta etkileşimlidir. Hem tahtaya dokunarak hem de bilgisayarda veri girişi yapılabilir. Kamera, videoteyp gibi donanımlarla da sorunsuz çalışmaktadır.

• Tahtada yapılan bütün işlemlerin çıktısı alınıp öğrencilere dağıtılabilir.

• Tam bir çocuk mıknatısıdır. Bütün öğrenciler etkileşimli tahtada işlem yapmak, üzerinde çizim yapmak için çok heveslidirler.

• Etkileşimli tahtalar güçlü öğretim aracıdırlar. • Öğrencilerin motivasyonunu artırır.

• Öğrencilere birlikte çalışma ve derse katılım sağlama imkanı verir.

• Açık, etkili ve dinamik sunumlarla öğrencilerin karmaşık içeriklerin üstesinden gelmelerine yardımcı olur.

18

• Farklı öğrenme stillerinin kullanılmasına olanak tanıyarak öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin öğrenme kapasitelerini arttırır.

• Öğrencilerin akranlarıyla beraber sunum hazırlarken yaratıcı olmalarını sağlar.

• Etkileşimli tahta etkili soru sormaya teşvik ederek öğretimin değerlendirmesini ve etkileşimin kalitesini arttırır.

• Öğretimi planlamada kaynak oluşturur.

• Öğrenmenin ilerleme hızını ve kalıcılığını arttırır. • Herkesin görebileceği boyutta ekranı vardır.

• Etkileşimli tahta ile öğrenciler derse konsantre olabilirler ve derse dikkatlerini verebilirler.

• Etkileşimli tahta ile öğretmenin yazısı rahatlıkla okunabilir; çünkü geleneksel tahtalar genelde kirli olur ve öğretmenler hızlı yazarlar.

• Öğrenciler tahtaya gelip onu kullanmaktan ve fikirlerini tartışmaktan çok hoşlanmaktadırlar.

Öğrenciler diğer sunum araçlarında bulamadıkları etkileşim ve kontrol özelliği sayesinde derslere katılım sağlayarak, etkileşimli tahta ile etkileşime girerler ve bizzat kendileri tahtayı kullandıklarından deneyimleri kendileri yaşayarak elde ederler. Etkileşimli tahta ile kazanılacak olan deneyimler öğrenilecek olan konularla ilişkilendirilmelidir. Öğrencilere bu deneyimler planlı olarak kazandırılmalıdır (Bell, 1998).

Öğrenci etkileşimli tahta kullanıldığında bilgiyi yapılandırır ve bilgiyi öğrenme etkinliklerine transfer edebilir (Higgins vd., 2007). Yapılandırmacı yaklaşımda eğitim programında içerik olup olmamasından çok öğrenenin süreç içinde içerik ile etkileşimde bulunma ve onu anlamlandırabilmesi önemlidir (Şaşan, 2002).

19

Etkileşimli Tahta Kullanımında Öğretmenin Rolü

Her araç kullanıcısının kullanabilme yeteneğine bağlıdır. Eğer öğretmen etkileşimli tahtayı nasıl kullanacağını bilmezse, sınıfta etkileşimli tahtanın bulunmasının hiçbir anlamı olmayacaktır (Trench, 2007).

Bir teknolojinin sınıfta etkin kullanımı için, öğretmenlerin teknolojiye karşı pozitif tutum içinde olması ve eğitimde modern teknolojilerin kullanımı konusunda eğitim almış olmaları gerekmektedir (Cavas vd., 2009).

Armstrong vd. (2005) etkileşimli tahta teknolojilerinin öğrenme ve öğretmedeki rolünü incelemek üzere bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. İnteraktif eğitim projesi aracılığı ile öğretmenler ile araştırmacılar yenilikçi araştırma tasarımı geliştirmişlerdir. Araştırma sonuçları, etkileşimli tahtaların sınıflara dâhil edilmesinin fiziksel olarak etkileşimli tahtaların kurulması ve yazılımlarının yüklenmesinden daha karmaşık olduğunu ortaya çıkarmıştır. Öğretmenler yazılımları idare etmede, anlatıma dönüştürmede ve etkileşimli tahtaların etkin iletişim ve etkileşimi desteklemede önemli rol üstlendikleri vurgulamışlardır. Ayrıca, bu çalışmanın sonucunda etkileşimli tahta kullanımı konusunda öğretmenlerin hizmetiçi eğitime alınmaları ve öğretmen eğitimine yönelik destek materyallerin geliştirilmesi önerileri de getirilmiştir.

Araştırmalar etkileşimli tahtanın bütün olanaklarını etkili bir şekilde kullanmak için öğretmenin (Kennewell ve Morgan, 2003);

 Teknolojik kaynakları kullanma açısından kendisine güveni olması

 Etkileşimli tahtanın özelliklerini iyi bilmesi

 Öğretim programını iyi bilmesi

 İnteraktif öğrenmenin temel prensibini ve mantığını iyi bilmesi

 Bağımsız öğrenebilmeleri için öğrencilerin yeteneklerini ve kapasitelerini iyi bilmesi gerektiğini göstermektedir.

20 Dünyada Etkileşimli Tahta Kullanımı

Literatüre bakıldığında etkileşimli tahtaların ilk olarak nerde kullanıldığına dair değişik söylemler mevcuttur.

Bell’e (2002) göre ilk defa 1986’da Kanada’da bulunan Smart Teknologies Firması tarafından geliştirilmiş olan etkileşimli tahtanın farklı markalara ait olanlarının birçok benzer özellikleri vardır. İlk kullanımları şirketler tarafından iyi bir uzaktan görüşme aracı olarak küçük gruplarca olmuştur.

Yazar’a (2008) göre beyaz tahtaların dokunmatik bilgisayar ekranına çevrilmesini sağlayan ya

da çeşitli bilgisayar programlarının tahtada kullanılmasını sağlayan düzenek olarak tanımlanan etkileşimli tahtalar ilk olarak 1991 yılında ABD’de kullanılmıştır.

Son yıllarda İngiltere’de etkileşimli tahta kullanımına ilişkin büyük yatırımlar gerçekleştirilmiştir (Akdemir, 2009).

İngiltere’deki okullarda 2002 yılında 27000 etkileşimli tahta bulunurken 2004 yılında bu sayının 57000’e çıktığı görülmüştür (Beauchamp ve Parkinson, 2005). Dünyada etkileşimli tahta uygulamasına ilk geçen ülke olan İngiltere’de 2008 yılında yapılan bir araştırmada ilköğretimlerin tamamının ve orta dereceli okulların da % 98’inin etkileşimli tahtayı kullandığı tespit edilmiştir (Lai, 2010).

Lewin, Somekh ve Steadman (2008) İngiltere’deki ilkokullarda öğretme ve öğrenme için etkileşimli tahtaların etkisini değerlendirmek amacıyla 2004-2006 süresince hükümet tarafından yürütülen araştırmadan yararlanarak bir çalışma yapmışlardır. Çalışmalarında, 7-11 yaş aralığındaki çocuklara, etkileşimli tahta ile öğretim gördükleri zamana doğrudan bağlı olarak okuma yazma, matematik ve fende pozitif kazançlar sağladığını belirtmişlerdir.

21 Etkileşimli Tahtanın Faydaları

Etkileşimli tahta da her teknoloji gibi doğru bir şekilde kurulur ve etkili bir şekilde kullanılırsa eğitim ortamlarına getirisi, öğrencilere faydası daha fazla olacaktır.

Wall, Higgins ve Smith’e (2005) göre etkileşimli tahtanın olumlu yönlerinden bazıları;

 değişik bilgisayar yazılımları kullanmaya olanak vermesi,

 öğretimde bilgiyi görselleştirmesi,

 hayal gücünü etkileyerek öğrenilenlerin zihinde somutlaşmasına yardımcı olması,

 oyunların kullanılmasına olanak sağlaması,

 derslerin daha eğlenceli geçmesi,

 hatırlamaya yardımcı olması,

 motivasyon, dikkat, ilgi ve güven sağladığı için öğrenmeye başlamayı sağlaması,

 renk ve hareket kullanımı gibi değişik multimedya fonksiyonlarına sahip olması. Ekici’ye (2008) göre etkileşimli tahtaların sağladığı en önemli avantajlar şunlardır:

 Ders anlatımı sırasında not tutmaya gerek kalmadığı için, konunun daha kolay anlaşılabilmesi, böylece öğrencinin ve öğretmenin zamandan tasarruf sağlaması,

 Tebeşir ve ispirtolu kalem (board marker) gibi zararlı maddeler içeren ve

enfeksiyona neden olan ürünlerin kalkmasıyla daha hijyenik ve sağlıklı bir ortamda ders yapma imkanı,

 Etkileşimli tahtada işlenen derslerin bilgisayara kaydedilebilmesi ve ders notu olarak çoğaltılabilmesi,

 Derse katılmayan öğrencilerin konuları takibinin sağlanması,

 Öğrencilerin derse daha dikkatli ve istekli katılımının sağlanması,

 Öğretmen ve öğrenci için derslerin daha zevkli hale gelmesi,

 Farklı sınıf ve okulların internet üzerinden aynı anda birlikte ders işleyebilme imkânı,

 Mevcut şablonları kullanarak ya da yeni şablonlar oluşturarak (örn. çizim, şekil, şema vs.) her defasında tekrar tekrar aynı şekil ve şemaları çizmekten kurtulma (karnas.com.tr).

22 Etkileşimli Tahtanın Sınırlıkları

Öğretmenlerin ders sırasında teknik problemler ortaya çıktığında derhal soruna müdahale edecek bir desteğe de ihtiyaçları vardır. Bunlar ağla ilgili sorunlar olabildiği gibi, etkileşimli tahta kaleminden yavaş ve ya istenilmeyen yanıtlar alma, tahta ve kalem arasında sinyal problemi, tahtanın kalibrasyonunun bozulması gibi sorunlar da olabilir (Smith vd., 2005).

Uygun olmayan renkler ve fontların kullanılması ve ekranın ve ya projektörün lensinde bulunan tozlar görsel sorunları arttırmaktadır. Ayrıca tahtanın yerleştirildiği yükseklik de sorun olabilmektedir. Eğer tahta duvarda çok aşağıya konumlandırılırsa sınıfın en arkasında oturan öğrenciler ekranı göremeyeceklerdir. Eğer yükseğe monte edilirse bu kez de öğretmen tahtanın en üstüne yetişemeyecektir (Smith vd., 2005).

Bir çok öğretmen etkileşimli tahtanın ve ya projektör makinesinin hareket etmesinden yakınırlar. Özellikle tahta kalıcı olarak sabitlenmemişse, sık sık kalibrasyon yapmayı gerektirecektir (Bell, 2002).

Etkileşimli tahtada birkaç öğrenci aynı anda çalıştığında projeksiyon makinesinden gelen tahta üzerine öğrencilerin gölgesini vurabilmektedir. Rear türü projektör makineleri kullanılarak bu sorun çözülebilir ancak diğer türlere göre biraz daha pahalıdır (Levy, 2002; Higgins vd., 2005). Kalem ile kullanılan etkileşimli tahtalar birden fazla öğrencinin aynı anda çalışabilmesini engellemektedir. Ayrıca bazı öğrenciler etkileşimli tahta kalemini kullanmakta zorlanabilmektedir. Özel ihtiyaçları olan öğrencilerin etkileşimli tahtayı kullanmaları için bazı teknik değişikliklerin yapılması gerekir (Somekh vd., 2007).

Etkileşimli tahta ile yapılan öğretimde öğretimi etkileyen iki önemli etken vardır: Zaman sınırlaması ve sınıf yönetimi. Aktif öğrenme, grup çalışması, paylaşım ve teknoloji kararlaştırmaları için zaman ayırma, geleneksel bir derse göre ve ya gösteri yöntemiyle işlenen derse göre daha çok zaman harcayan etkinliklerdir. Etkileşimli tahta ile öğretim yapıldığında sınıf gürültülü ve aktif olmaktadır, bu da öğrencilerin sunum yapmasında bazı karışıklıklara sebep olur. Ama bu aktiflik ve gürültünün de öğretimin bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Sınıf yönetiminin ölçüsünü biraz azaltmak etkileşimli tahta ile yapılan öğretimin etkili olmasında faydalı olacaktır (Schroeder, 2007). Etkileşimli tahtaların diğer bir sınırlılığı ise maliyetidir.

23 Öz-yeterlik Algısı

Psikolojinin, diğer bilim dalları arasında yer almaya başladığı 20. yy’dan itibaren “özinancın” insan hayatında önemli bir yere sahip olduğu fark edilmiş ve bu tarihten sonra bu kavram üzerinde durulmaya başlanmıştır (Sağlam, 2007).

Öz-yeterlik, Bandura’ya (1986) göre bireyin belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri düzenleyip başarılı olarak yapma kapasitesine ilişkin inancıdır. Diğer bir deyişle, bireyin gelecekte karşılaşabileceği güç durumların üstesinden gelmede ne derece başarılı olabileceğine ilişkin kendisi hakkındaki yargısıdır.

Öz-yeterlik, bireyin becerilerinin bir fonksiyonu değildir. Bireyin, becerisini kullanarak yapabildiklerine ilişkin yargılarının bir ürünüdür, bir sonucudur (Senemoğlu, 1998).

Yeterlikle ilgili, “Bir kişiye belirli bir rolü oynayabilme gücünü kazandıran özelliklerin varlığı veya bu rolü oynayabilmesini engelleyen özelliklerin yokluğu” (Numanoğlu ve Erkekır, 2009) şeklinde bir tanım da yapılmıştır.

Sharp (2002) öz-yeterlik inancını, insan motivasyonunun, refahının ve kişisel başarılarının temelini oluşturduğunu vurgular. Çünkü insan, eylemlerinin istediği sonuçları doğuracağına inanmazsa hayattaki güçlüklere karşı durabilme ve reaksiyon göstermede isteksiz olur.

Bandura (1995) öz-yeterlik inançlarını belirleyen dört temel kaynağın olduğunu belirtir. Bunlardan en etkili olanının bireylerin doğrudan kendi deneyimlerinden kazandığı bilgiler olduğunu; diğer kaynakların ise bireylerin başarılı veya başarısız uygulamalarına ilişkin gözlemleri, toplum etkisinin başarabilmeye ilişkin etkisi ve başarıda psikolojik durum olduğunu vurgular.

Öz-yeterlik inancının kaynağı olan dört temel şunlardır (Say, 2005);

 Başarı deneyimi: Başarı deneyimi, amaca yönelik performans oluşumu sonucunda, düşünülebilir. Ayrıca öz-yeterlik inancının en etkin kaynağıdır. Kişiler davranışlarını ölçülendirebildikleri ve yorumlayabildikleri takdirde, öz-yeterlik inançlarının oluşumlarına olumlu etkide bulunurlar. Yani “Başarı, öz yeterliliği arttırır, başarısızlık ise azaltır” şeklinde düşünülebilir.

24

 Dolaylı deneyim: Dolaylı deneyim, öz-yeterlik bilgisine kaynaklık eden ikinci konudur. İçeriğini ise diğer insanlarla kurulan ilişkiden alır. Başarı deneyimine göre daha az bilgi vericidir. Bireyler sahip oldukları yetenekler konusunda emin olmadıklarında ya da kısıtlı sayıda birkaç deneyime sahip olduklarında daha duyalı olmaktadırlar.

 Sosyal inanç: Bireyler, öz-yeterlik inancını toplum içerisinde kişilerden aldıkları sosyal mesajlar sonucunda oluşturur ve geliştirirler. Kişilerin sözlü değerlendirmelerinin önemi vardır.

 Psikolojik durum: Stres, korku, karamsarlık ve yorgunluk, öz-yeterlik inancı konusunda bilgi verir. Çünkü bireyler kendi düşüncelerini çeşitlendirebilecek kabiliyete sahiptirler. Olumsuz duygulara kapılmış olmaları, onların kendi yetenekleri hakkında düşündükleri olumsuzluğa dikkat çeker (Sağlam, 2007). Öğretmenlerin yeterlilik düzeylerinin, öğrencilerin okula karşı tutum ve davranışlarını etkili bir şekilde yönlendirme konusuyla ilişkili olduğu söylenebilir. Bu bağlamda öğretmenlerin mesleki yeterlilik düzeyleri yükseldikçe, öğrencilerin okula ve öğrenme materyallerine karşı olan ilgilerini artırma konusunda daha başarılı olabildikleri (Tschannen- Moran vd., 1998’den aktaran Gürol ve Aktı, 2010) söylenebilir. Dolaysıyla öğretmenlerin etkileşimli tahta öz-yeterlik algılarını yükselterek, öğrencilerin okula karşı olan motivasyonlarının ve akademik başarılarının yükselmesine katkı sağlayacağı iddia edilebilir.

Bandura (1994) öz-yeterliği düşük olan kişilerin özelliklerini şu şekilde açıklamıştır (Korkmaz, 2002):

1. Kendi yetenekleri ve yapabilecekleri hakkında şüphesi olan insanlar kişisel tehdit olarak gördükleri zor görevleri almaktan çekinirler.

2. Olaylar karşısında güdülenecek güçlü amaçları yoktur ve kararsızdırlar.

3. Zor görevlerle yüz yüze geldiklerinde kişisel yetersizliklerini ve karşılaşacakları engelleri yollarına devam etmemek için sebep olarak gösterirler ve başarılı olabilmek için nasıl konsantre olabilirim diye düşünmektense devamlı olumsuz bakış açısı geliştirirler.

25

4. Kendilerini zorlayan olumsuz koşullarda gösterdikleri çabayı azaltırlar hatta güçlüklerle yüzleştiklerinde hemen çaba göstermekten vazgeçerler.

5. Yenilgiler ve başarısızlıklar sonrasında sahip oldukları öz-yeterlik duyusunu iyileştirmede yavaş hareket ederler. Çünkü bu kişiler yetersiz performansı eksik yetenek olarak görmektedirler ve onlar için kendi yapabileceklerine ilişkin inançlarını kaybetmek için başarısızlık gerekmemektedir.

6. Kolaylıkla stres altına ve depresyona girebilirler. 7. Olaylarla baş edemezler.

8. Umutsuz ve mutsuzdurlar.

9. Problemlerle karşılaştıklarında kendilerini yetersiz bulurlar.

10. İlk denemelerinde başarısız olurlarsa tekrar denemekten kaçınırlar. 11. Kendi gayretlerinin sonucu pek değiştiremeyeceğine inanırlar.

Öz yeterliği yüksek olan bireylerin özellikleri ise; 1. Karmaşık olaylarla baş edebilme,

2. Problemlerin üstesinden gelme, 3. Çalışmalarında sabırlı olma,

4. Başarmak için kendilerine güvenme,