• Sonuç bulunamadı

Öğrencilere Uygulanan Öğrenci Görüş Formundan Elde Edilen Sonuçlar

SON OLARAK TEOG YERLEŞTİRME ESAS PUANININ HESAPLANMASI

5. SONUÇ ve TARTIŞMA

5.2. Öğrencilere Uygulanan Öğrenci Görüş Formundan Elde Edilen Sonuçlar

Aldığımız eğitimlerden edindiğimiz kazanımların derecesini sınavlar belirlemektedir. Dolayısıyla, bilgisini kanıtlamak ve bilgi sahibi olmanın mükâfatını almak isteyen her öğrenci için sınavların rolü oldukça büyüktür. Sınavlar, dünyanın birçok ülkesinde çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Türkiye, kullanılış amaçları bakımından sınav çeşitliliğine sahip bir ülkedir. Sınavların yapılış amacına uygun olarak geliştirilmesi ve sınavdan elde edilen puanların amaca uygun kullanılması önemlidir. TEOG sınavı öğrenci ve veliler için büyük önem taşımaktadır.

Gelecekte kaliteli bir yaşam sürdürmek isteyen öğrenciler ve velileri; bunun iyi bir meslekle iyi bir mesleğinde gerekli fiziksel imkânların var olduğu, kalıcı, etkili ve kaliteli öğrenmelerin gerçekleştiği okullarda öğrenim görmekle mümkün olacağına inanmaktadırlar. Bunun için öğrenciler kendilerini bir üst eğitim kademesine yerleştirilmelerini sağlayan sınavlarda başarılı olmak zorundadırlar. Bu tür sınavlarda başarılı olmak sadece sınava hazırlıkla değil komple bir hazırlık süreci içerisinde yapılması gerekenler ile ilgilidir. Başarıyı yakalamak için bu sürecin iki aşaması da dikkate alınmalıdır. Buradan yola çıkarak öğrencilerin başarılarındaki etkenleri belirlemek amacıyla araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların neticesinde, zekanın, akademiksel özyeterliliğin, öğrenmede kullanılan yöntemlerin, öğretmenin niteliğinin ve desteğinin, öğrencinin gerek tutumunun gerekse kaygı ve güdü düzeyinin, aile desteğinin, çevresel ve ekonomik faktörlerin, okul öncesi eğitimin ve bunlar gibi etkenlerin öğrencinin başarısı üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Bal ve Kutlu, 2010; MEB, 2010; Sevindik, 2009; Yılmaz, 2010).

145

Sınav başarısı üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda (Öğrenci Başarısını Belirleme Sınavı -ÖBBS-; Okuma Becerilerinde Gelişim Projesi -Progress in International Reading Literacy Study- PIRLS;

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Projesi -Program for International Student Assessment- PISA; Uluslararası Matematik ve Fen Bilgisi Çalışması Eğilimi -Trends in International Mathematics and Science Study- TIMSS) genellikle anketler kullanılmaktadır.

Araştırma sürecinde etkili olduğu düşünülen faktörlerin, sınava girmiş olan gruplarca belirlenmesinin daha etkili olacağı düşünülmektedir. Bu amaç doğrultusunda 2014- 2015 eğitim öğretim yılında TEOG fen dersi sınavına giren 8.

sınıf öğrencilerine TEOG’ da başarılı olmak için yapılması gerekenlere dair düşünceleri sorulmuştur. Araştırma sonucunda öğrenci görüşlerinden yola çıkarak sınavda başarılı olmak için yapılması gerekenler; sınav öncesi ve sınav anında yapılması gerekenler olmak üzere 2 aşamalı olarak ele alınmıştır.

Öğrenciler TEOG’da başarılı olmak için ‘sınavdan önce ders ve konu tekrarı yaparak, çok çalışarak, test çözerek, düzenli çalışarak, çok fazla soru çeşidi görerek, öğretmeni ve dersi dikkatli dinleyerek, kurs, özel eğitim gibi kurumlardan takviye alarak, kitap okuyarak, sınav anında ise sınav günü stres yapmadan, süreyi düzgün kullanıp sessiz olmakla’ TEOG sınavında başarılı olunacağı sonucuna ulaşılmıştır (Çizelge 4.48). Bu sonuçlardan hareketle TEOG’da başarılı olmak için daha çok öğrenciden kaynaklanan faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bal (2011) tarafından yapılan çalışmanın sonucu da bu bulguyu destekler niteliktedir. Bal (2011) yaptığı çalışmada öğrencilerin bireysel özellikler ile çalışma yöntemini ilk sıralara koymuş olmalarından dolayı SBS başarısında öğrenciden kaynaklanan faktörlerin etkili olduğu sonucuna varmıştır. Buna ek olarak SBS başarısını etkileyen faktörlerden; öğretmen desteği, özel ders alma, soru çözme, okul dışı kurumlara yönelme ve sosyal etkinlikler öğrenciler tarafından son sıralara konulduğu sonucuna varmıştır.

146

MEB (2015) tarafından TEOG sınavına girecek olan 8. sınıf öğrencilerine sınava dair bilgilerin yer aldığı kılavuz yayınlanmıştır. Kılavuzda Türkçe, Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Fen ve Teknoloji, İnkılap Tarihi/Atatürkçülük ve Yabancı Dil derslerine ait ipuçları, sınav tarihleri, birinci ve ikinci ortak sınav kazanımları, çalışma teknikleri ve sınavda başarılı olmak için yapılması gerekenlere dair bilgiler yer almıştır. Klavuzda özellikle her öğrencinin anlama ve çalışma yönteminin farklı olabileceğine vurgu yapılarak; öğrencilere planlı ve programlı çalışma sonucunda başarıya ulaşılabilineceğine dair tavsiyelerde bulunulmuştur. MEB bu tavsiyeleri; çalışma ortamını düzenlemek, çalışma sürelerini ve aralıklarını planlamak, not tutma, özet çıkarma, aktif dinleme, hafızayı güçlendirme ve güdülenme alt başlıklarında toplamıştır. Başarıya ulaşmak için yapılması gerekenlere ilişkin bu çalışmada da benzer sonuçlar elde edildiği görülmüştür.

Ortaöğretim kurumlarına öğrenci seçme ve yerleştirme konusunda yaşanan sorunların giderilmesi, genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi, 4+4+4 sistemi ile zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması gibi nedenlerle ülkemizde çeşitli sınavlar geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Ülkemizde en son geliştirilen TEOG sistemi ile daha önceki yıllarda yapılan uygulamalarda yaşanan bu sorunların giderilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda TEOG sınavına katılan 8. sınıf öğrencilerinin sınavı nasıl değerlendirdiklerinin, TEOG’un olumlu ya da olumsuz yanlarının nasıl tanımlandığının ve öğrenci üzerindeki etkilerinin ne olduğunun belirlenmesi amacıyla öğrencilere “Fen ve Teknoloji TEOG sınavı sisteminin değiştirilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz? Neden?” sorusu sorulmuştur. Ancak öğrencilerin büyük çoğunluğunun TEOG’un değiştirilmemesi gerektiği hakkında görüş bildirdikleri sonucuna ulaşılmıştır (Çizelge 4.49). Benzer sonuç araştırmanın nicel boyutunda öğrencilere, velilere ve öğretmenlere uygulanan anket formunda yer aldığı tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin %42,8’i (Çizelge 4.54, m:27) velilerin %52,5 (Çizelge 4.56, m:7) ve öğretmenlerin %48’i (Çizelge 4.59, m:18)

‘TEOG kaldırılmalıdır’ şeklindeki görüşe katılmadığı öğrencilerin %51,4’ünün (Çizelge 4.54, m:28) öğretmenlerin ise %52’sinin (Çizelge 4.59, m:17) TEOG’un gerekli bir sınav olduğuna ilişkin görüşe katıldıkları sonucuna ulaşılmıştır.

147

Öğrenciler ‘bu sistem iyi, soruları kolay, soruları hep MEB kitabından çıktı, yazılı gibi olması iyi, mazaret hakkı tanıyor, yanlış doğruyu götürmüyor, bizi fazla zorlamıyor’ şeklindeki nedenlerle TEOG’un değiştirilmemesi; ‘soruları zordu, eşit dağılım yapılmamış son konular ağırlıklıydı, TEOG karışık stres yapıyoruz, sorular anlaşılır olmalı, sorular kolay olsun’ şeklindeki nedenlerle de TEOG’un değiştirilmesi gerektiğini ifade ettikleri tespit edilmiştir (Çizelge 4.49). Öğrenci cevaplarından yola çıkarak TEOG’un sorularının kolay olması, mazeret hakkı tanıması, yanlış soruların doğruları etkilememesi, müfredatla uyumlu olması gibi olumlu özellikler taşıdığı düşünülebilir. Bu araştırma sonucuna benzer olarak Atila ve Özeken (2015); Coşkun ve Görmez (2015); Özdemir ve Özkan (2014) tarafından yapılan çalışmalarda da TEOG’un iki döneme yayılarak yapılması ve önceki sınav uygulamalarının aksine öğrencilere telafi hakkı tanıması, sınavdan kaynaklı stresi ortadan kaldırması, sınavların içeriğinin de müfredatla uyumlu olması TEOG’un olumlu özellikleri arasında olduğu ifade edilmiştir. Şad ve Şahiner (2016) de TEOG’un sınav kaygısını azalttığı yönünde benzer bir bulguya ulaşmıştır. Ancak yine de diğer katılımcıların aksine öğrenciler TEOG’un karmaşık olduğundan ötürü stres yaptıklarını dile getirmişlerdir. Bundan dolayı bir sınavın varlığının bile öğrenciler üzerinde kaygıya sebebiyet verebileceği söylenebilir. TEOG ile ilgili öğrenci görüşlerinin incelendiği benzer bir araştırmada Aksoy ve Öztürk (2014) başlı başına sınavların varlığının bir stres kaynağı olarak algılandığı sonucuna varmıştır.

Öğrencilere okuldaki dersleri TEOG Fen ve Teknoloji sınavına öğrenci hazırlamada yeterli görüp görmedikleri sorulduğunda öğrencilerin büyük çoğunluğu

‘öğretmenimiz iyi anlattı, işlediklerimizden çıktı, derste sürekli tekrar yaptık soru çözdük’ gibi nedenlerle yeterli (f=140) görürken bir kısmı da ‘öğretmen iyi anlatamıyor, MEB kitabı eksik, okulda yaşlı hocalar var sistemi bilmiyor bize karşı çok ilgisiz’ gibi nedenlerle yetersiz (f=101) gördükleri ve bu yetersizlikten dolayı takviye alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır (Çizelge 4.50). Öğrencilerin kitabı yetersiz görmeleri çalışmanın nitel boyutuyla uyuşmamaktadır (Çizelge 4.43).

Kitapta TEOG fen ve teknoloji dersi sorularının kazanımları birebir örtüşmekte soruların çözümü için gerekli olan bilgiler birçok etkinlikle öğrencilere kazandırılmaktadır (Çizelge 4.3 ve Çizelge 4.23). Ancak kitapta çoktan seçmeli sorulara az yer verildiği görülmektedir. Buradan hareketle sınavda çoktan seçmeli testin yer almasından dolayı kitabı yetersiz buldukları düşünülebilir.

148

TEOG sistemi ile ilgili nicel ve nitel bulgular karşılaştırıldığında benzer sonuçlara ulaşıldığı görülmektedir. Araştırmanın nicel boyutunda öğrencilerin %37,6’sı (Çizelge 4.53, m:17) ve velilerin % 37,5’i (Çizelge 4.56, m: 13) TEOG’da başarılı olmak için okul dışı kurumlara ve özel derslere ihtiyaç olduğunu dile getirdikleri görülmektedir. Ancak bunun dışında öğrencilerin %32,1’i ve velilerin %34,5’i okul dışı kurumlara ve özel derslere ihtiyaç olmadığını belirttikleri de çalışma sonuçları arasındadır. Araştırmanın nitel boyutunda bu görüş sistemin en çok vurgulanan zayıf yönü olmuştur. Araştırmanın her iki aşamasında da Bakanlığın beklentisinin aksine katılımcılar TEOG’da başarılı olmak için okul dışı kurumlara ve özel derslere ihtiyaç olduğunu dile getirdikleri görülmektedir. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar da (Coşkun ve Görmez, 2015; Özdemir ve Özkan, 2014; Sarıer, 2010; Şad ve Şahiner 2016) merkezi sınavlara hazırlık sürecinde özel eğitim kurumu, etüt merkezi, özel ders gibi okul dışı kaynaklara talebin arttığını göstermektedir. Uygulanan farklı sınav sistemlerine rağmen Bakanlığın beklentileri doğrultusunda okul dışı kurumlara olan talebin azalmadığı bu çalışmada bir kez daha görülmüştür.

Ülkemizde eğitim sistemimizi merkezli sistemden kurtarmak ve okulu merkeze almak amacıyla TEOG ve SBS, OKS, LGS gibi sınav sistemleri getirilmiştir.

Getirilen en son TEOG sistemi ile diğer sınavlarda yaşanan sorunların giderilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda öğrencilere ‘Size TEOG’un değiştirilmesi imkânı verilse liseye öğrenci seçmek için nasıl bir sistem geliştirirdiniz? Neden?’ sorusu sorulmuştur. Öğrencilerin çoğu ‘TEOG iyi değiştirmem’ şeklinde görüş bildirirken bir kısmı da ‘okul ortalamasına göre seçerdim, sadece bir sınav yapardım, SBS gibi olsun isterdim, öğrencinin kendi yeteneğine göre seçerdim, yazılı puanlarının toplamı olsun isterdim, okul ortalamalarını katmazdım, sınavı kolay yapardım, herkesin istediği liseye gitmesini sağlardım, kötü puanları yükseltme şansı olmasını isterdim, her lise kendi sınavını kendi yapmalı, iyi ve kötü derslere bakarak yerleştirme yapardım, sözlü ya da mülakat yaparak belirlerdim’ şeklinde görüş belirttikleri sonucuna ulaşılmıştır (Çizelge 4.51). Araştırmanın nicel boyutunda öğrencilerin büyük çoğunluğu not ortalamasının TEOG puanına eklenmemesi gerektiğini düşünmektedir (Çizelge 4.54, m:33). Öğrenciler öğretmenlerinin ise TEOG dışı yapılan sınavlarda not verirken objektif bir şekilde değerlendirme yapmadıklarını dile getirdikleri görülmüştür.

149

Öğretmenler ise öğrencilere not verirken objektif bir şekilde değerlendirme yaptıklarını dile getirmişlerdir (Çizelge 4.58, m:16). Bu durum öğrenci görüşleri ile uyuşmamaktadır. Bundan dolayı öğrencilerin okul ortalamalarının katılmadığı bir sınav sistemi geliştirmek istedikleri düşünülmektedir. Benzer durum Coşkun ve Görmez (2015); Karataş ve Özkan (2016) çalışmalarında da belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada öğretmenlerin objektif bir şekilde değerlendirme yapmadıkları bu yüzdende not ortalamasının etkisinin azaltılması gerektiği belirtilmiştir. Buna ek olarak devlet okullarında öğrenim gören öğrenciler; özel okullardaki öğretmenlerin öğrencilerine yüksek not verebileceği şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür. Öğrencilerden gelen bu görüşlerin dikkate alınması sonucunda eğitim sistemini sınav merkezli olmaktan kurtaracağı ve tamamen öğrencileri okuldaki derslere yönelteceği ek olarak, özel eğitim kurumlarına olan bağımlılığı azaltacağı düşünülebilir. Coşkun ve Görmez (2015); Karataş ve Özkan (2016) yaptıkları çalışmaların sonuçları da bu bulguları destekler niteliktedir.

Özellikle Argon ve Soysal’ın 2012 yılında yaptıkları çalışmada da okul programlarını içeren, bireysel farklılıkları dikkate alarak öğrencilerin bilgilerini değerlendiren bir sınav sisteminin gerekli olduğu belirtilmiştir. Araştırmanın nicel boyutunu oluşturan öğrenci anket formunda da öğrencilerin görüşleri de bu bulguları destekler niteliktedir. Araştırma sonucunda öğrencilerin %40,2’sinin ortaöğretim kurumlarına öğrenci seçmede TEOG’u yeterli gördükleri sonucuna ulaşılmıştır (Çizelge 4.54, m:26).

TEOG ortaöğretim kurumlarına yerleştirilme sisteminde de değişikliğe neden olmuştur. Bu değişikliğe öğrenciler, 6, 7 ve 8. sınıf yılsonu not ortalamaları ile 8.

sınıfta girmiş oldukları ortak sınavlardan aldıkları puanların ortalaması sonucu Yerleştirme Esas Puanı (YEP) elde etmektedirler (MEB, 2013).

Öğrenci, veli ve öğretmen anket formundan elde edilen sonuçlarda öğrencilerin

%42,2’si (Çizelge 4.54, m:29), velilerin %39,5’i (Çizelge 4.56, m:6) ve öğretmenlerin %48’i (Çizelge 4.59, m:19) liselere öğrenci yerleştirme sisteminin değiştirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu bilgiler ışığında sistemin değiştirilmesi gerekçesi olarak MEB’in adrese dayalı yerleştirmeyi öngörmesine rağmen pek çok öğrencinin evlerinden uzak okullara yerleşmesi sonucu ile mağduriyet yaşadığı düşünülebilir.

150

Yerleştirilme ve nakil sürecinin öğrenci, veli ve idareciler için yorucu bir süreç olduğu söylenebilir. MEB tarafından yerleştirme ve nakil sürecinde değişikliğe gidilmiş ve bu olumsuzluklar ortadan kaldırılmıştır.