• Sonuç bulunamadı

Etkinliğimizi Değerlendirelim:

EK 16. Öğrenci F ile Yapılan Mülakat

Etkinlik Öncesi Mülakatı:

Araştırmacı: Fizik nedir? Fizik neyle uğraşır? Katılımcı: Fizik nedir klasik soru.

Araştırmacı: Her şeyi söyleyebilirsin. Ne düşünüyorsun bu konuda?

Katılımcı: Fizik hayat, hayatın kendisi bence. Yani her yerde var ve bu beni çok rahatsız ediyor.

Araştırmacı: Her alanda olması seni rahatsız mı ediyor? Neden rahatsız ediyor?

Katılımcı: Çünkü yapamıyorum. Anlayamıyorum o yüzden. Canımı sıkıyor yani bu durum. Araştırmacı: Canının sıkılmasının sebebi yapamaman mı yoksa heyecan veriyor fizik ama. Katılımcı: Evet aslında öğrenmek istiyorum ama hani olmuyor. Yani bir yerde bir eksiklik var.

Araştırmacı: Niçin yapamıyorsun peki? Neden yapamadığını düşünüyorsun? Katılımcı: Bilmiyorum yani.

Araştırmacı: Birçok şeyi

Katılımcı: Fizik kitabını açıyorum bakıyorum. Hani istiyorum aslında öğrenmek ama anlayamıyorum. Mesela bir yerden başlıyorum. Yok, yani bu nerden gelmiş, bu nasıl olmuş falan. Bir anlam veremiyorum yani.

Araştırmacı: Nereden geldiğini bilseydin anlar mıydın? Katılımcı: Herhalde anlardım hani bilmiyorum.

Araştırmacı: Anladığın dersi niye anlıyorsun mesela? Mesela hangi dersi iyi anlıyorsun? Katılımcı: Yani Türkçe dersinde falan iyiyimdir. Sözel derslerde iyiyim.

Araştırmacı: Sözel derslerde iyisin. Niye iyisin sözel derslerde? Katılımcı: Okuduğumu anlayabiliyorum yani.

Araştırmacı: Anladığın ölçüde yani. Katılımcı: Evet.

124

Katılımcı: Çünkü orada mesela bir formül var. Bu formül nereden gelmiş hani nasıl olmuş. Konuyu anlatıyor ve soru veriyor. Konuyu okuyorum tamam diyorum. Soruya gelince tıkanıp kalıyorum. Yani yapamıyorum soruyu. Nasıl yapacağım? Yani.

Araştırmacı: Yani formülle olunca anlamakta… Katılımcı: Olmuyor.

Araştırmacı: Güzel. Tamam.

Katılımcı: Yapamıyorum. Ya bir de bizim malum hani KPSS’de de çıkacağı için çalışayım diyorum. Kendim başlıyorum böyle. Yok yapamıyorum.

Araştırmacı: Anladım. En son fizik dersini ne zaman aldın? Katılımcı: Üniversite ikinci sınıf.

Araştırmacı: Peki sence aldığın bu dersler ya da alıyorsan şu an fizik dersi zevkli geçiyor mu? Ya da önceki aldığın, lisede olabilir üniversite olabilir zevkli geçti mi?

Katılımcı: Lisede zaten görmedim fizik dersi. Uygar hocamızın dersi de gayet eğlenceli geçiyordu. Yani diyorum hani daha önce de böyle bir hocamız olsaydı hani gerçekten anlayabilirdim.

Araştırmacı: Neresi eğlenceliydi?

Katılımcı: Hocam anlatımınız hani ne bileyim böyle insanlar hep fizik deyince formüller falan düşünüyor. Ama sizin anlatımınız hani hayatla bağlantılıydı biraz da. O yüzden biraz daha oturmuştu bir şeyler. Ben yine anlamakta tabi zorlandım. Arkadaşlarımla kıyasladığımda kendimi herhalde problem bende diyorum. Onlar daha iyi anlıyorlardı yani. Araştırmacı: Peki şu an?

Katılımcı: Bende hep eksiklik vardır.

Araştırmacı: Herhangi bir fizik dersi KPSS vs. alıyor musun? Katılımcı: Yok.

Araştırmacı: Henüz daha gitmiyorsun. Katılımcı: Yok gitmiyorum.

125

Katılımcı: Giden arkadaşlarım var işte dershaneye. Hani onlar görmüşler, almışlar ama pek bir katkısı olmamış söyledikleri kadarıyla.

Araştırmacı 2: Peki eğlenceli olmasının sebebi formülden uzak olması mı, günlük hayata uyarlanması mı?

Katılımcı: Günlük hayatın içinden olması. Hani örnek vermeniz daha iyiydi.

Araştırmacı: Peki geçmişte aldığın fen bilgisi olabilir, matematik, fizik, kimya, biyoloji. Bu derslerden hangisinde daha başarılıydın?

Katılımcı: Biyolojide. Araştırmacı: Biyoloji mi? Araştırmacı: Neden?

Katılımcı: Çünkü biraz daha sözel.

Araştırmacı: Sözel derken? Yani ifadelerle, ne bileyim

Katılımcı: Ya bir de hani şeydi. Dokuzuncu sınıfta, lise birinci sınıftayken biyoloji dersi almıştık. Hocamızı çok seviyordum ondan da hani. Biraz onun da etkisi vardı. Sevdiğim için çalışıyordum. O yüzden yani.

Araştırmacı: Yani hocayı sevince derse de motivasyon artıyor mu? Katılımcı: Evet öyle oluyordu.

Araştırmacı: Sana bir imkân verseler laboratuvarda olabilir, işte ne bileyim bilgisayarlarda animasyonlarla olabilir ya da uygulayarak ya da öğretmen merkezli sınıflarda günümüzdeki gibi olabilir. Nasıl bir fizik eğitimi almak isterdin?

Araştırmacı: Fiziği nasıl öğrenmek isterdin?

Katılımcı: Daha çok böyle. Hani ben hep şey isterdim. Hani böyle deneyler, yapalım bir şeylerle uğraşalım. Böyle hep soyut. Hep bir şeyler anlatılıyor ama yapılmıyor. Mesela kimya dersinde de öyle oluyordu hep. Bir şeyler anlatılıyor formül, ne bileyim işte. Formüller var, elementler var falan filan. Ama hani neyin ne olduğunu bir türlü anlayamıyorsun. Bu şey nasıl gerçekleşiyor falan. Ne bileyim daha çok uygulamaya yönelik olmasını isterdim hep. Deneylerin olmasını isterdim.

Araştırmacı: Peki hiç yaşadığın çevrede fizikle ilişkilendirdiğin bir olay oldu mu? Ya da fiziğin hiç günlük hayatında kullandın mı?

126 Katılımcı: Kendim mi kullandım mı?

Araştırmacı: Aklına gelen bir örnek varsa. Katılımcı: Kullanmışımdır herhalde.

Araştırmacı: Şöyle ben fiziği bildiğim için ya da fiziği bu günlük hayatta… Katılımcı: Bilinçli olarak kullanmamışımdır herhalde.

Araştırmacı: Bilinçli olarak kullanmadın. Kullanmak isterdin ama değil mi? Yani fiziği yapabilseydin.

Katılımcı: Yapabilmeyi çok istiyorum ama.

Araştırmacı: Yapamamanın sebebi bir matematiksel eşitlikler, formüller, nereden geldiğini bilmemek dedin.

Katılımcı: Evet.

Araştırmacı: Başka ne olabilir yapamamanın sebebi?

Katılımcı: Kendi zekâm. Zekâm olabilir. Hani bence fizik biraz da zekâ gerektiriyor diye düşünüyorum.

Araştırmacı: Nasıl bir zekâ? Yani zeki olan herkes fiziği yapabilir mi? Ya da zekilik sana göre ne demek mesela? Zeki insan yani Einstein gibi mi?

Katılımcı: Daha çok soyut düşünebilen.

Araştırmacı: Daha çok soyut düşünebilen. Niye somut düşünenler zeki değil mi? Katılımcı: İşte fizik onu gerektiriyor diye düşünüyorum.

Araştırmacı: Soyut düşünebilen kişiler diyorsun daha başarılı olabilir.

Araştırmacı: Peki fiziği seviyor musun? Seviyorsan sevmendeki en büyük etken nedir? Katılımcı: Yani şöyle bir şey hani seviyorum. Hem seviyorum hem sevemiyorum işte. Öyle bir durum. Hani yapmak istiyorum ama hani işte dediğim gibi böyle şeyler ortaya çıkınca yapamadığım için kitabı kapatıp bir kenara atıyorum, sevemiyorum.

Araştırmacı: Sen sonuç odaklısın. Yapabildiğim sürece severim. Katılımcı: Biraz öyle galiba.

127 Etkinlik Sonrası Mülakatı:

Araştırmacı: Peki ne düşünüyorsun bu etkinlikler fizik öğretimi için faydalı olabilir mi? Yani bunu uygulamamız gerekir mi? Tavsiye eder misin uygulamamızı?

Katılımcı: Kesinlikle tavsiye ediyorum hocam.

Araştırmacı: Bilim tarihinden bu ilk denemelerle etkinlikler yapmak öğrencilerin feni kavramalarına katkı sağlayabilir mi?

Katılımcı: Evet hocam sağlar. Kesinlikle. Araştırmacı: Emin misin?

Katılımcı: Bir de ben şeyi soracaktım hocam. Hani mesela bunu özkütlede yaptık ama diğer bütün fizik konularında böyle etkinlikler yapabiliyor muyuz? Hani var mı?

Araştırmacı: Bilim sence öyle gelişmiş olabilir mi? Yani ilk insanlar bu deneyleri yaparken saatleri dahi yoktu, ölçekleri yoktu değil mi? Hemen hemen çoğuyla yapılabilir. Çünkü ilk kavramı ortaya atan kişi kuvvet diyen kişi bu deneyleri buna benzerleri kimileri zihinsel, düşünsel deneyler yapmışlardır. Şöyle olursa böyle olur. Onlar sonra test edilmiştir. Kimileri de bu tip görsel etkinlikler yapmışlardır ki Arşimet hakikaten çok değerli bir bilim insanı. Düşünsene öldükten sonra kaç yıl hatırlanabiliriz. Torununuzun torununun torunu hatırlasa, işte 100, 150, 200, 300 yıl diyelim. 300 yıl hatırlanıyor muyuz? Mesela sen büyük büyük büyük dedeni hatırlıyor musun? Büyük baban hayattaysa, hayatta değil mi? Allah daha uzun ömür versin onun büyük babası. Biliyor musun onun büyük babasını? Bak kaç yıl geçmiş aradan. Bu adam 2300 yıldır hatırlanıyor. Gerçekten. Zor bir şey mi yapmış peki? Yani şunu yapmak, bunları suyun içine atıp şey yapmak, zor bir şey mi? Değil mi? Katılımcı: Değil.

Araştırmacı: Peki sen bu tip bilimsel etkinliklerle ve ilk denemelerle fenni öğrenmek ister miydi?

Katılımcı: İsterdim.

Araştırmacı: Yani daha erken yaşlarda lisede böyle karşılaşsaydık ya da çocukların ilgisini çeker mi bu tip etkinlikler?

128

Araştırmacı: Yani senle yaklaşık 1 saat 45dakikadır beraberiz. Katılımcı: Hiç anlamadım.

Araştırmacı: Benim dersimde 40 dakika olunca hadi hocam bitti gidelim diyorlardı. 1 saat 45 dakika bak 2 saat. Uzun bir zaman. Ama nasıl geçtiğini…

Katılımcı: Evet. Hani bir de sürekli ben burada hani bunu yapıyoruz. Mesela hadi onu getir falan böyle. Hani hep bir şey geliyor böyle.

Araştırmacı: Ya şöyle kalabalık sınıflarda belki uygulama. Ama şöyle… Katılımcı: Merak ettim ne gelecek ne getiriyor falan.

Araştırmacı: Mesela bu etkinlikte senin en çok dikkatini çeken ya da heyecan uyandıran neydi senin için?

Katılımcı: Hepsi.

Araştırmacı: Tabi kalkıp da burada işte Arşimet’in hikâyesi şu hamamdan sonra Eureka! Eureka! deyip, Buldum! Buldum! deyip, krala heyecanla koşuyor. Hani sen Kızılay’a kadar koşmadın, Buldum! Buldum! deyip öyle bir heyecan yaşamadın ama düşünsene bu soruya cevap veremeyeceğini ve kellenin gideceğini ve o güne kadar bulunmamış bir problemi çözdüğünde insan neye Buldum! Buldum! demez ki. Olayın heyecanını anlamak hakikaten çok farklı bir şey Arşimet için. Başka etkinliklerimiz de olsa gelmek istersin herhalde.

Katılımcı: Evet.

Araştırmacı: Artık bir yapabilirim havası oluşmuştur herhalde sende.

Katılımcı: O konulara karşı hala bir önyargım olabilir. Bilemediğim için illa ki bir tedirginlik oluyor.

129

ÖZGEÇMİŞ

Benzer Belgeler