• Sonuç bulunamadı

Etkinliğimizi Değerlendirelim:

EK 15. Öğrenci E ile Yapılan Mülakat

Etkinlik Öncesi Mülakatı:

Araştırmacı: Fizik nedir? Fizik ne ile uğraşır?

Katılımcı: Fizik doğadaki materyallerin nasıl yere düştüğünü, kuvvetli atışlarda kaç saniyede yere düşeceğini ya da bir savaş anında uçaktan bırakılan bombanın yere düşeceğini hesaplamak gibi hayatımızdaki her şeyin fizikle açıklanabileceğini düşünüyorum.

Araştırmacı: Hayatında ki her şeyi mi?

Katılımcı: Yani, organlarımızın nasıl çalıştığını açıklayamayız belki ama. Araştırmacı: Onu da açıklarız.

Katılımcı: Biraz daha biyolojiye giriyormuş gibi geldi bana. Ama şunu söyleyebilirim etrafımızda oluşan her şeyin nedenini çocuklara daha iyi anlatabilmem için fiziği daha iyi bilmem gerektiğini anlıyorum. Fizik bence doğada hayatta, etrafımda, evrende olan her şeyin nasıl oluştuğunu anlayabilmemiz hatta matematikteki teoremlerinden yararlanarak daha güzel kavramlara oturtup, anlayıp böyle mutlu olabileceğimiz bir şey fizik.

Araştırmacı: Yani fizik, fizikle uğraşanlar mutlu olmak için mi yapıyor bu işi?

Katılımcı: Yani ben öyle yapıyorum. Biraz daha mutlu olmak. Üniversitedeyken böyle düşünmüyordum ama öğrencilerimi gördükten sonra nasıl daha fazla bilgi edinilebilir, nasıl daha böyle ilgi çekici şekilde anlatabilirsem, deneylerle daha etkili olabilir. Ya da yapamasak bile materyallerimiz olmasa bile olduğu kadarıyla bir anlattığımda öğrencilerin ilgisini çekiyor. Fizik benim sevdiğim bir şey.

Araştırmacı: Ama fen bilgisi mezunuyuz değil mi? Katılımcı: Evet, fen bilgisi.

Araştırmacı: Peki en son fizik dersini ne zaman aldın?

Katılımcı: İki sene önce aldım. Çok fazla ayrıntı hatırlamıyorum. Şunu söyleyebilirim; o dönemler, unutmak istediğim dönemlerdi. Hep böyle düşük notlar aldığım belki yeterince uğraşmadığım, üstüne eğilmediğim değerini anlayamadığım bir dersti.

Araştırmacı: Peki sizin için fizik dersleri zevkli geçiyor muydu? Ya da eskiden aldığın fizik dersleri zevkli miydi?

117

Katılımcı: Lisede de bunun hakkında konuşabilirim. Lise ve üniversitede de hiçbir zaman zevkli geçmedi. Genellikle nedeni, niçini anlatılmadan formül üzerinde çok ağırdı. Düşünüyorum şuan ki ortaokul düzeyindeki çocuklarına hiçbir formül vermememiz gerekiyor. Sadece nedenini, niçinini kavratmamız gerekiyor. Beklide bizler de o şekilde yetişseydik. Biz hep d=m/v aldık ve bunu bile ortaokullarda vermiyorlar. Çocuğun baştaki kavramları Türkçe olarak kavramasını sağlıyoruz. Formül, formül. Bence fiziği zorlaştıran şey ya matematik. Matematiği yapamayan çocuk oradaki formülleri görünce 3/2 ne yapacağım, virgülü nasıl böleceğim dedikçe çıldırıyor. Yani fiziği zorlaştıran şey için matematiği sokmamız. Doğru cevap…

Araştırmacı: Yok, bu sorularda doğru cevap yok. Biz senin zihnindekini merak ediyoruz. Görüşünüzü alıyoruz. Peki, üniversitede senin için zevkli geçen ya da lisede olabilir zevkli geçen bir dersin içeriği nasıl olunca sen dersten hoşnut…

Katılımcı: Daha çok yaparak yaşayarak öğrenmeye katılıyorum. Yani ne kadar çok öğretmen anlatıp gittiğinde sadece tahtada kalıyordu ya da deftere yazıyorduk ve kapatıyorduk. Finalde çalışırız ya da lisedeyken sınav öncesi bir bakarız. Soruların altından kalkamadığımız gibi içimizden soru çözmekte gelmiyordu. Ama şuan KPSS sürecinde alan sınavında girildiği için düzenli fizik çalışmaya başladım. Nedenini ve niçinini kavramaya çalışınca soruları biraz daha yapabildiğimi görüyorum. İşte neydi bunun formülü demek yerine mantıken düşün bakalım, nasıl olur diye ezbere gitmek yerine kendi kendime anlatarak daha çok anlayabildiğimi düşünüyorum. O konu hakkında belgesel izlemek bile hakikaten çok daha iyi ve derse yakın hissetmemi sağlıyor.

Araştırmacı: Yani fiziksel olarak etkin olmak istiyorsun. Katılımcı: Evet.

Araştırmacı: Peki her fiziksel etkinlik ya da aktivite senin iççin anlamlı öğrenmeye katkı sağlıyor mu?

Katılımcı: Böyle bir sorunla henüz karşılaşmadım. Ama karşılaşabilirim şuan beni de düşündürdünüz doğrusu.

Araştırmacı: Şöyle ki, anladığımız kadarıyla bu güne kadarki dersleriniz genellikle pasif… Katılımcı: Evet, aktif öğrenme yoktu.

118

Katılımcı: Daha kalıcı olacağının iddia edebilirim ben. Öğrencilerimde de bunu gördüğüm için söylüyorum.

Araştırmacı: Bir derse ilgi duyman senin için o dersi zevkli kılıyor mu?

Katılımcı: Kendi açımdan konuşursam benim ilgim, bir şeyi öğrenmek noktasında başlıyor. Yeni bir şey öğrenmek. Karşımdaki insan bildiğim şeyleri bana söyleyip duruyor ve eben bildiğim şeylerle sınavda karşılaşınca hiçbir şey yapamıyorum. Ama farklı en küçük bir bilgiyi ekledin mi, mesela gezegenleri güneş sistemini anlatırken “Biliyor musunuz, galakside elmastan oluşan bir gezegen var” diyorum. Bu küçücük bilgi tüm öğrencilerin ilgisini çekiyor ve onları araştırmaya sevk ediyor. Discovery Channel’i açın ve falan programı izleyin bakalım, galakside neler varmış? Daha sonra bana anlatın diyorum. O zaman çocuklar o üniteyi silip süpürmüş gelebiliyorlar. Yani aile durumları uygun olan çocuklardan bahsediyorum. Ben kendim içinde bunu söyleyebilirim.

Araştırmacı: Yani ilgini arttırdığımız zaman.

Katılımcı: Arttıracak materyallerde mevcut mesela belgesel izlemekte buna bir örnek. Araştırmacı: Peki bu sayısal dersler içerisinde fen bilgisi olsun, fizik, kimya, matematik ya da geometri olsun bunlardan hangisinde daha başarılıydın? Lise dönemi için olabilir, üniversite dönemi için olabilir.

Katılımcı: Hepsinde eşit diyebilirim. Bir daha asla bakmamak üzere sınav öncesi çalışıp gereken notu almak. Hep böyle geçti benim hayatım.

Araştırmacı: Senin için özel olan. O ders fizik, kimya, biyoloji, matematik içerisinden karşılaştırdığında yapabilir. Yani zorlayarak değil de.

Katılımcı: Şunu söyleyebilirim. Fizik biraz daha eğlenceli geliyordu. Ama matematik ve kimyadan, özellikle kimyadan çok sıkıldığımı ve zorla çalıştığımı hatırlıyorum. Bir dersi dört defa, dört senede aldığımı çok iyi hatırlıyorum. Fizik sanırım; birazcık bir şeylerle uğraşmak, sonucunu merak etmek benim daha çok hoşuma gidiyor. Kimyada kalıp oluyor ve hep aynı şekilde çözülüyor. Ama fizikte farklı bakış açıları, farklı çözüm yöntemleri daha çok. Mesela hem şuradan buluyorsun hem buradan. Arkadaşlarınla tartışabiliyorsun. Zaten biriyle tartışmak bence çok daha iyi öğrenmeyi sağlıyor.

Araştırmacı: Peki sana imkân verilseydi fiziği nasıl öğrenmek isterdin? Öğretmen merkezli olur, laboratuvarda olur, teknolojik aletlerle olur, bilgisayarda olur ya da böyle deney yaparak olur.

119 Katılımcı: Deney isterdim.

Araştırmacı: Yani zevkli ve heyecanlı bir fizik dersinin şartı senin için nedir? Az önce yaparak yaşayarak dedin.

Katılımcı: Deney çok önemli ama sadece deneyden de insan bir şeyler çıkaramayabilir. Onun yönlendirilmesi gerekebilir. Öğretmen her şeyi anlatmasın. Bir yolu vardır, bir şeyi versin ama sonucunu çocuk bulsun. Bir başlangıcı versin. Çocuk nasıl bulacağını düşünerek bulamaca gibi yapsın. İşte onu kendisi yapsın. Öğretmende alsın sence öyle değil mi, sence şöyle değil mi şeklinde yönlendirsin. Hani bunu yanlış yapmışsın çiz üstünü ya da sıfır notla değil. Bir düşün bakalım sence neden burada böyle düşündün? Öğrenci doğru cevaba birazcık sevk etmeli. Buda çok zaman gerektiren bir şey.

Araştırmacı: Yani bizim amacımız doğruları mı buldurmak?

Katılımcı: Evet. Doğruları? Zaten bilimde doğru diye bir şey yoktur. Her zaman değişebilir. Ancak şimdilik doğru kabul edilen yargıları aynı bilim adamları gibi düşünülebileceğini, onların insan olduğunu ve uzaydan gelmediklerini ve oturup düşünmüş. Ne oluyor diye düşünmüşler. Sen de doğruyu o şekilde bulabilirsin. Zaten bilimde doğru diye bir şey yoktur. Ama şuan ki kabul ettiğimiz doğrular var.

Araştırmacı: Güzel. Peki, fiziği hiç günlük hayatında kullandın mı? Ya da çevrendeki gelişen olayları yorumlamada fiziğin etkisi oldu mu?

Katılımcı: Kesinlikle oldu. Bence her şey fizikle alakalı. En son şunu öğrendim. Otobüste giderken, otobüs hızlanırken biz böyle geriye gidiyoruz. Bizi geriye doğru iten bir kuvvet var ve biz onun adını eylemsizlik olarak biliyorduk. Bir arkadaşımla eylemsizlik diye bir kuvvet olmadığını tartıştık. Böyle hayattaki örnekler üzerinden anlatıldığında, çocuk merak ederek daha çok çalışmaya, daha çok yorum yapmaya daha çok katılmaya teşvik edilebilir. Yani günlük hayattaki örnekler çok etkili olabilir. Mesela çocuklara kaldırma kuvvetiyle ilgili şu batar, şu batmaz anlatıyoruz. Gemi kocaman bir şey, nasıl batmıyor? Daha sonra çocuklar uğraşıyorlar, didiniyorlar, tartışıyorlar yine de bulamıyorlar. Dediğim gibi bir örnek vermek bile onların dersi iyi dinlemelerini sağlıyor. Bunu bağlamam gerekirse günlük hayatta birçok örnek var ve bu örnekleri ne kadar çok derste çocuklara verirsek o kadar ilgilerinin arttığını düşünüyorum.

120 Etkinlik Sonrası Mülakatı:

Araştırmacı: Sence bilim tarihinden ilk denemelerle fen öğretimi anlamlı olur mu?

Katılımcı: Daha anlamlı olacağı kesin. Kalıbımı basarım. Gerçekten daha anlamlı olacağı kesin çünkü dediğim gibi kâğıt üzerinde, tahta üzerinde anlatarak çocuğa ezberden bilgi öğretiyoruz.

Araştırmacı: Biz başka deneyler yaparak, portakal kabukları kullanarak Katılımcı: Ama sorgulamasını sağlıyoruz. Evet yapabiliriz.

Araştırmacı: Evet deney yaparak yapabiliriz. Ama bilim tarihindeki ilk denemeyle mi yapmamız anlamlı olabilir? Sonuçta sen bu deneyleri geçmişte farklı şekillerde yaptın. Farklı şekillerde bu tip etkinliklere katılmışsındır ya da yapmışsındır. Derslerinde de yapmışsındır. Ama bilim tarihinden ilk örneklerle yapmak sence nasıl?

Katılımcı: Öğrenciye şunu hissettirir ve öğrenci açısından kazanımı şu olur: “Benim o bilim adamlarından bir farkım yok. Bende bir şey bulabilirim.” Birde çocuklarda şu yanılgı var: Her şey bulundu, biz ne bulacağız? Zaten her şey yapıldı, biz ne yapacağız? Yani vizyon dar. İlk olarak, ilk deneyim, ilk deney ya da sizin dediğiniz gibi ilk çalışmanın çocuklara yaptırılması avantajlı olur ve onların da bir gün bir şeyi bulabileceğini, etrafını dikkatli gözlemlemesi gerektiğini anlayabileceklerini düşünüyorum.

Araştırmacı: Yani diyorsun ki bir bilim insanı olmaları… Katılımcı: Çok zor değil.

Araştırmacı: Motive edici etkinlikler olabilir diyorsun. Kavramları öğrenmek için katkı sağlayabilir mi?

Katılımcı: Kavramları öğrenmek için tabii ki katkı sağlar.

Araştırmacı: Sağlamaz dediğin noktaları da rahatlıkla söyleyebilirsin. Şurada şu, burada bu olsaydı daha iyi olurdu diyebileceğin şeyler.

Katılımcı: Şunu söyleyebilirim. Şimdiye kadar birçok sene fizik dersi gördüm ama ya bu kadar basit bir şeyi ben yapmadım. Doğrusunu söylemek gerekirse ancak videolardan görmüşümdür ki, bu benim kişisel ilgi alanım. Araştırayım, şu mu yapılmış, bu mu yapılmış hiçbir öğretmende görmedim. Hocam izlediniz mi? Bakın şu nasıl oluyormuş? Bakın bu çok basitmiş, derste yapalım dediğinizde öğretmenler, ne olacak diyor. Öğretmenlerde gerçekten bir bıkkınlık var. Çok basit bir deney ya da etkinlik olmasına

121

rağmen hem öğretmende hem de öğrencide bıkkınlık var. Bence bu yaklaşım değişik bir bakış açısı getirebilir. Hepimiz gerçekten güzel öğrenciler, başarılı öğrenciler yetiştirebiliriz ve öğrenciler de hiç düşünülmemiş şeyleri bulabilirler. Bence bu kadar basit bir şeyden bunu sağlayabilmek güzel bence.

Araştırmacı: Yeni nesil dikkat çekici şeylerden hoşlanıyor. Bu tip bir etkinlik çocuklarda merak uyandırır mı? Mesela bu taç demirden mi değil mi deyip onlarda heyecan uyandırabilir mi? çünkü günümüzün teknolojisinde ipadlar, etkileşimli telefonlar vs. ortamlar varken böyle bir etkinlik katkı sağlar mı?

Katılımcı: Bence videodan izlemek yerine yapmak çok daha etkili olur. Bir de esas konu şu: rehber olan öğretmene düşüyor. Çocukların dikkatini çekecek şekilde davranmalı. Yani oturup şu olur mu, bu olur mu sıkıcı sıkıcı davranmamalı. Yani öğretmene gerçekten rol düşüyor. Oturup gitmek bir yol değil.

Araştırmacı: Peki sen bu etkinlikte böyle bir şey hissettin mi? Katılımcı: Etkinliği yapın dediğinizde yeterli olmayacaktır tabii.

Araştırmacı: Bu etkinlikte o gelenekselliği ya da o özgürlüğü hissettin mi?

Katılımcı: Evet ben o özgürlüğü hissettim gerçekten ve özellikle sizin bana sorduğunuz soruları ben öğrencilerime yönlendireceğim çünkü kavram yanılgılarına yönelik soruları ve bizim en büyük sıkıntımız kavram yanılgıları. Bunu eğer çocuklara sorabilirsem, dikkatini çekebilirsem belki ders vaktimi az ama öğretmenlere de büyük bir yük düşüyor. Elinden geleni yapmaları gerekiyor. Yani herhangi bir problemi varsa onu dışarıda bırakıp sınıfa girmesi gerekiyor. Bu bir sürü çocuğun hayatını etkilediğinin farkında olması gerekiyor. Ben üç yıldır Mamak’ta çalışıyorum ve çocukların hiçbiri öyle ipadler bilmem neler görmüş çocuklar değiller.

Araştırmacı: Ama dikkatlerini çekiyor o tip şeyler.

Katılımcı: Tabii ki durumu iyi olan çocuklarda var ama onların bile dikkatini çekmeyi başarabilirsiniz.

Araştırmacı: Bu etkinlik veya bu tür etkinlikler çeker mi?

Katılımcı: Bu tür etkinlikler çeker ve biz Türkiye ortalamasını düşünüyoruz. Herkes de çok öyle tabletlerle büyümüyor. Şuanda yani çok az bir kısım tabletlerle büyüyor. Ankara’da olmamıza rağmen bizim okulumuz ısınmıyor. Bizim ülkemiz biraz maddi açıdan sıkıntılı.

122

Sosyoekonomik düzeyi düşük olan insanlar zaten mevcut. Düzeyi sağlamak kaydıyla normal öğretmen kalıbından çıkıp biraz arkadaşımsı davranarak ilgilerini çekebiliriz. Hem öğretmene çok büyük bir görev düşüyor hem bu deney bence çok güzel yapılabilir. Çok da ilgilerini çeker. Çünkü gerçekten çocuklar bir şeyler yapmaya hasretler.

123

Benzer Belgeler