• Sonuç bulunamadı

2.4. İlgili Araştırmalar

2.4.1. Çocuk Hakları İle İlgili Yapılan Araştırmalar

Çocuk hakları konusunda yapılan araştırmalar oldukça sınırlıdır. Bu sınırlı çalışmalar da daha çok öğretmenlerin, yöneticilerin, velilerin, öğrencilerin, öğretmen adaylarının konuya bakış açısı üzerinde yoğunlaşmıştır. Fazlıoğlu (2007) yüksek lisans tezinde ilköğretim okullarında çalışan öğretmen ve yöneticilerin çocuk hakları konusundaki bilinç düzeylerini ortaya çıkarmak için İstanbul ili Maltepe ilçesi devlet okullarında çalışan 318 öğretmen ve 50 öğrenciye anket uygulamıştır. Araştırma sonucunda, öğretmen ve yöneticilerin çocuk hakları bilinç düzeyleri arasında farklılık görülmediği, öğretmen ve yöneticilerin çocuk haklarının önemini kavramış olmalarına rağmen uygulamada yeterli düzeyde olmadığını

57

ortaya koyulmuştur. Kaya (2011) ise yüksek lisans tezinde öğretmen adaylarının çocuk haklarına ilişkin görüşlerini ortaya koymuştur. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından geliştirilen veri toplama aracı ile Afyon Karahisar Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin İlköğretim Bölümü ve Türkçe Öğretmenliği Bölümünde öğrenim gören 492 öğrenciden elde edilmiştir. Araştırma sonucuna göre öğretmen adaylarının büyük bir çoğunluğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni okumamış, çocukların en önemli hakkı olarak yaşama hakkını belirtmiş, katılım hakkı ise önemli haklar arasında görülmemiştir. Ersoy (2011) ilköğretim öğrencilerinin çocuk haklarına ilişkin algıları belirlemek amacıyla yaptığı çalışmasında öğrencilere yarı-yapılandırılmış görüşme formu uygulamıştır. Görüşme sonucunda; öğrencilerin ilgi ve isteklerini hak olarak düşündüklerini, sosyo-ekonomik düzeylere göre öğrencilerin hak olarak düşündükleri durumların değiştiğini aynı zamanda görsel ve yazılı basının bu konuda yetersiz kaldığı ortaya konmuştur.

Çocuk haklarının eğitim programlarında yerini inceleyen araştırmalara ender de olsa rastlanılmaktadır. Eğitim programlarında çocuk haklarını inceleyen çalışmaların çoğu tez niteliğindedir. Uçuş (2009) çalışmasında ilköğretim programlarında Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilke ve hükümlerinin yer alma düzeylerini incelemiş ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin okullarda ne derece uygulandığını ortaya koymak için öğretmenlerin ve yöneticilerin görüşlerine başvurmuştur. İlköğretim birinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar olan eğitim programlarını kazanım, içerik, öğretme-öğrenme durumları açısından tarayan araştırmacı, 2005’ten bun yana uygulanan programın çocuk merkezli olduğunu ve çocuk yararını göz önünde bulundurma ilkesine bağlı olarak hazırlandığı sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca program öğrencilerin katılım haklarını, bireysel haklılıklarını, ayrımcılığın engellenmesi, engelli çocuklarının önemsenmesini göz önünde bulundurarak hazırlanmıştır. Ancak araştırmaya göre programda savaşa, depreme ve benzeri durumlara maruz kalan çocuklarla, çalışan çocuklar, mülteci çocuklarla ilgili bir bulguya, çocukların korunma haklarına, dernek kurma ve barışçıl bir şekilde toplanma özgürlüğü, sömürü ve istismarlara yönelik kazanım, içerik ve etkinliklerle ilgili yeterli bulguya rastlanılmamıştır. Öğretmen ve okul yöneticileri ise çocuk hakları konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını, doğrudan çocuk haklarına yönelik uygulamalar yapmadıklarını, ders programında ele alındığı zaman öğrencilerle paylaştıklarını ifade etmişlerdir Masallarda, kitaplarda, evde ve okulda çocuk haklarının durumunu inceleyen araştırmalarda mevcuttur. Aynı zamanda Türk Eğitim Sistemi’nde çocuk haklarını inceleyen araştırmalarda vardır.

58

Karadayı (2000) çalışmasında ülkemizdeki durumu ortaya koymayı amaçlamış ve fırsat eşitliğine vurgu yapmıştır. Gelir ve statü bakımından önemli avantajlar sağlayan yükseköğretime daha çok üst sosyo-ekonomik tabakadan gelen ailelerin çocuklarının yerleştiğini belirtmiştir. Eğitim sistemimizin yetenekleri seçebildiğini fakat yetenekleri ortaya çıkarıp geliştirmediğinden bahsetmiştir. Özdemir Uluç (2008) doktora tezinde çocuk haklarının ilköğretim programlarındaki yerini geniş bir biçimde incelemiş, ilköğretimde zorunlu derslerin programlarında çocuk haklarına yer veriliş biçimlerini betimlemiştir. Nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmış, ilköğretim programlarına araştırmacı tarafından hazırlanan çocuk hakları kategorilerine göre içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre çocuk hakları eğitimi bir yasal zorunluluk olarak uluslar arası ve ulusal hukukta ve politikalarda yer bulmakla beraber, sistemli bir strateji konusu yapılmamıştır. İlköğretim programlarında yer alan çocuk hakları konu ve kazanımları belli bir sistematik içinde değil, rastgele verildiği izlenimi edilmiş, konular ve kazanımların önerilen etkinliklerde yeterince içselleştirilmediği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda programların yüzeysel bir çocuk hakları farkındalığı ile hazırlandığı ifade edilmiştir. Merey (2012) ise doktora çalışmasında Türkiye ve ABD’deki sosyal bilgiler ders kitaplarında çocukların katılım haklarına ne düzeyde yer verildiğini ortaya koymayı amaçlamıştır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması, veri toplama aracı olarak doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın analiz ünitesi ise “çocukların katılım hakkı” olmuştur. Araştırma sonucunda, Türkiye ders kitaplarında BM’nin çocuklara tanıdığı katılım hakkının toplam sıklığı 1611’dir.Bunun %30.04’ünü “ders içi etkinlikler” %27.26’sini “ders kitaplarındaki metinler” oluşturmaktadır. ABD sosyal bilgiler kitaplarında BM’nin çocuklara tanıdığı katılım hakkının toplam sıklığı 554’tür. Bunun %57,9’unu “ders kitaplarındaki metinler” %22,2’sini “ders içi etkinlikler” oluşturmaktadır. Turan (2011) ise çalışmasında masallarda çocuk haklarına ne düzeyde yer verildiğini belirlemek amacıyla “Her Güne Bir Masal” adlı masal kitabını içerik çözümlemesi tekniğini kullanarak incelemiştir. Çözümleme kategorisi olarak “çocuk hakları” alınmış, bu da kendi içerisinde çocuğun “yaşamsal hakları”, “gelişme hakları”, “korunma hakları” ve “katılım hakları” olmak üzere 4 alt kategoriye ayrılmıştır. İncelenen 70 masalda çocuk hakları ile olumlu anlatımları %60.58, olumsuz anlatımlara %39.42 oranında yer verildiği görülmüştür. Masallarda ne fazla korunma haklarının olumsuz kullanımına %26.58 oranında yer verildiği ifade edilmiştir.

59

Literatürde çocuk haklarını başka değişkenlerle ilişkilendiren araştırmalara da rastlanılmaktadır. Ay Zög (2008) çalışmasında genel lise ve meslek lisesi öğrencilerinin çocuk haklarını algılama düzeyleri ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. İstanbul ili Beyoğlu ilçesinde 840 öğrenciye araştırmacı tarafından hazırlanan “Çocuk Hakları Ölçeği” uygulanmıştır. Araştırma sonucunda kişilik ve korunma hakları ile not ortalamaları arasında istatiksel olarak .05düzeyinde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki ve yine kişilik ve korunma hakları alt boyutları ile zayıf sayıları arasında negatif yönlü bir ilişki ortaya çıkmıştır. Peker (2012) araştırmasında ilköğretimde okullarında görev yapan sınıf öğretmenlerinin demokratik tutumları ile çocuk haklarına ilişkin tutumlarını değerlendirmiştir. Araştırmada Karaman Kepenekçi (2006) tarafından geliştirilen “Çocuk Hakları Tutum Ölçeği” ile Gözütok (1995) tarafından geliştirilen “Demokratik Tutum Ölçeği” kullanılmış ve iki ölçek arasında ilişki sınanmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenler demokratik tutum olarak en yüksek “uygulanmayan demokrasi öğrenilemez” ve “insanların amaçlarına saygılı olma demokratik bir insanın en temel özelliğidir” maddelerine katılım gösterirken, çocuk haklarına yönelik tutum olarak en yüksek “çocukların savaşlardan korunmaları gerektiğine inanıyorum” maddesine katılım göstermişlerdir. İki ölçek arasında istatistiksel olarak .01 düzeyinde düşük düzeyde, pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki ortaya çıkmıştır.

Ayrıca çocuk hakları öğretiminin nasıl olması gerektiğini araştıran, çocuk hakları öğretimi için proje çalışmaları da literatürde yer almıştır. Yurtsever (2009) doktora tezini anne ve babaların çocukların haklarına yönelik tutumlarını ve bu tutumları etkileyen etmenleri ortaya koymak amacıyla planlamıştır. Araştırmada İstanbul ilinde bulunan resmi ve özel okullara devam eden 6-14 yaş grubu çocuğu olan anne ve babaların çocuk haklarına ilişkin tutumlarının belirlenmesine yönelik “Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeği”nin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ikinci bölümünde ise; aile ve çocuğa ait bazı değişkenlerin ebeveyn çocuk tutumlarına etkisi incelenmiştir. “Ebeveyn Çocuk Hakları Ölçeği” 63 maddeden oluşan 5 dereceli likert tipi bir ölçektir. Ölçek anne ve babaların çocukların haklarına ilişkin tutumlarını “Bakım ve Koruma” ve “Kendi Kendine Karar Verme” olmak üzere iki temel faktör altında değerlendirmektedir. Ölçeğin uygulanması sonucunda elde edilen önemli sonuçlar anne ve babaların çocukların hakları konusunda çocuğun cinsiyetine bağlı olarak farklı tutumlar benimsedikleri, kız çocuğu olan hem annelerin hem de babaların “Bakım ve Koruma”dan yana tutum sergiledikleri, erkek

60

çocuğu olan babaların “Kendi Kendine Karar Verme”den yana tutum sergiledikleri, yetkili anne ve babaların “Kendi Kendine Karar Verme”den yana tutum sergiledikleri görülmüştür. Peker Ünal (2010) çalışmasında ilköğretim sınıf öğretmenleri için, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 13. ve 28. maddelerinin eğitimini amaçlayan bir öğretim programı tasarlamayı, bu programı web tabanlı olarak sunmayı, sınıf öğretmenlerinin ve öğretim üyelerinin görüşlerine göre eğitim programını ve web tabanlı uygulamasını değerlendirmek ve değerlendirme sonuçlarına göre belirlenen düzeltmeyi yapmayı amaçlamıştır. Belirtilen amacın gerçekleşmesinde karma yöntem kullanılmış, verilerin toplanmasında anketler, görüşme formları, başarı testi ve senaryodan yararlanılmıştır. Web tabanlı sunuma uygun hale gelen eğitim programına, araştırma grubunda yer alan sınıf öğretmenlerinin ve öğretim üyelerinin katılımı sağlanmıştır. Eğitim programına katılan ve katılmayan sınıf öğretmenlerinin başarı puanları ve görüşleri arasında fark olduğu görülmüştür. Washington (2010) araştırmasında 5-6 yaş grubu çocuğu olan ailelerin çocuk hakları ile ilgili görüş, bilgi ve yargıların neler olduğunu tespit etmek üzere “Çocuk Hakları Eğitimi Aile Ölçeği” ve 5-6 yaş aile grubu çocuklarının çocuk hakları ile ilgili farkındalıklarını belirlemek amacıyla da “Çocuk Hakları Eğitimi Çocuk Soru Listesi” geliştirmiştir. Araştırmada öntest-sontest deneme modeli kullanılmıştır. Dört ay boyunca kullanılan “Aile Katılımlı Çocuk Hakları Eğitim” programı sonrasında anne- babaların çocuk hakları eğitimi hakkındaki düşüncelerinde program uygulaması öncesine göre anlamlı bir farklılık sağlanmıştır. Torun (2011) yüksek lisans tezini, oyunla desteklenmiş çocuk hakları öğretiminin, öğrencilerin akademik başarılarına, öğrenilenlerin kalıcılığına ve çocuk haklarına ilişkin tutumlarına etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, öntest-sontest puan ortalamaları birbirine denk olan iki sınıfta, biri deney grubu diğeri kontrol grubu olarak belirlenmiş öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından hazırlanan “Başarı Testi” ile Karaman Kepenekçi tarafından hazırlanan “Çocuk Hakları Tutum Ölçeği” uygulama öncesi ve sonrası öğrencilere uygulanmıştır. Araştırmanın nitel verilerini elde etmek için deney grubu öğrencilerin oynatılan her oyundan sonra günlük yazdırılmıştır. Araştırma sonucunda deney grubu ile kontrol grubu öğrencilerinin akademik başarıları ve çocuk haklarına yönelik tutumları arasında deney grubu lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Ancak deneme işleminden 30 gün sonra yapılan kalıcılık testinde her iki grubun sontest ile kalıcılık testleri arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Günlüklerin incelenmesi

61

sonucunda ise, öğrencilerin oyun oynarken çok eğlendikleri, mutlu oldukları ve heyecanlandıkları belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerin oyunlar sayesinde dersi ve dersin öğretmenini daha çok sevdikleri ve oynayarak öğrendikleri sonucu ortaya çıkmıştır.