• Sonuç bulunamadı

ÇİMENTO SEKTÖRÜNDE BİRİKİMİN YARATILMA SÜRECİNDE REKABET

1. ÇİMENTO SEKTÖRÜNDE BİRİKİMİN YARATILMA SÜRECİNDE REKABET

Çimento sektörüne ilişkin olarak yapılan akademik çalışmalar üzerinden sektörü anlamak, öncelikle sektörün analizinde kullanılan yöntem, teorik yaklaşım ve sonrasında da sınırlı olan verilerin Türkiye geneli üzerinden toplanması dolayısıyla oldukça zordur.

Türkiye’de ilk dönem özelleştirmelerle mülkiye yapısı hızla değiştirildiğinden ve Rekabet Kurumu’nun kuruluşu sonrası çok sayıda soruşturmaya konu olduğundan oldukça ilgi çeken bir sektör olmuştur. Özelleştirme üzerinden sektörü ele alan çalışmalar, yoğunluklu olarak emek verimliliği, üretkenlik gibi konular üzerine odaklanmış ve özelleştirme sonrası dönemle karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.

Süleyman Özmucur’un 1998-99 döneminde yayınladığı çalışma buna örnek olarak verilebilir1. Özelleştirme öncesi ve sonrası verimliliklerin karşılaştırıldığı başka bir çalışma Saygılı ve Taymaz tarafından yapılmıştır2. Bu çalışmaya benzer biçimde bir başka çalışma da Çakmak ve Zaim3 tarafından yapılmştır. Çalışmalar genel olarak sektördeki mülkiyet yapısı ve ülke düzeyinde verimlilik konusunda bir fikir verebilse de bugün, sektördeki hem üretim sürecindeki hem de bölüşüm sürecindeki rekabetin hangi ilişkilere kaynaklık ettiği ve sektörde nasıl bir eğilim yarattığı konusunda bir bilgi vermemektedir. Verimlilik, nicel anlamda ne kadar emek gücüyle hangi teknolojik donanıma sahip üretim araçlarının harekete geçirilip, ne kadar zaman içerisinde ne kadar üretim yapıldığıyla ilgili

1 Özmucur, Süleyman. 1998. “Privatization and Labor Market in Turkey”, in Main Characteristics and Trend of the turkish Labor Market, Ed: Tuncer Bulutay, State Institute of Statistics, Ankara. Bu çalışma içinde aynı çalışma için Erişim Adresi: http://economics.sas.upenn.edu/~ozmucur/papers/privatization.pdf, Erişim Tarihi: 18.08.2015.

2 Saygılı, Şeref & Taymaz, Erol. 2001. “Privatization, Ownership, and Technical Efficiency: A Study on Turkish Cement Industry”, Annals of Public and Cooperative Economics, 72(4). Bu çalışma içinde aynı çalışma için Erişim Adresi: http://www.inovasyon.org/pdf/cement.pdf, Erişim Tarihi: 18.08.2015.

3 Çakmak, Erol H. & Zaim, O. 1992. “Privatization and Compare Efficiency of Public and Private Enterprise in Turkey: The Cement Industry”, Annals of Public and Cooperative Economics, 63(2): 271-284.

181 olduğundan, burada rekabetin analizin dışında tutulması oldukça sorunludur. Çünkü verimlilik artışı sağlama gibi bir zorunluluk, hem üretim sürecinde sermayenin sahip olduğu organik bileşimin düzeyinde hem de sermayenin karşı karşıya geldiği dolaşım sürecinde artı değerin realizasyonda gördüğümüz rekabet tarafından belirlenir.

Sektöre ilişkin olarak Taner Kulaksızoğlu tarafından yapılan bir başka çalışma, yukarıdaki örneklerden farklı olarak rekabet politikasının sektördeki etkinliği üzerine odaklanmıştır4. Bu çalışmada hem rekabet olgusunun ele alınışı (dolayısıyla ulaşılan sonuçlar) hem de resmi otorite olarak rekabet kurumunun ele alınışı sorunlu olmakla beraber, çalışmada rekabet politikasının çimento sektörü üzerinden ampirik düzeyde etkinliği ölçme girişimi yöntemsel düzeyin yanı sıra teorik olarak da oldukça hatalıdır.

Sektöre ilişkin olarak daha kapsamlı bir ele alışı, Cengiz Ekiz’in doktora tezi olarak yaptığı

“Türkiye’de Tekelleşme ve Rekabet Yönetimi: Çimento Sektörü Örneği” çalışmasında görmekteyiz5. Çalışmanın teorik çerçevesi tekelleşme kavramı üzerinden kurgulanmış ve bu anlamda rekabetin ele alınışı da sınırlandırılmıştır. Yine’de çalışma, bugünün Türkiye’sinde sektöre ilişkin temel düzenleyici kurum olarak Rekabet Kurumu’nun nasıl bir işlevi olduğu ve özellikle çimento sektörü örneğinde sektördeki tekelci yapının yeniden üretilmesindeki rolünün anlaşılması noktasında oldukça açıklayıcıdır.

Tarihsel anlamda çimento sektörünün gelişim sürecinin anlatıldığı Yıldız Sey’in çalışması, bu aşamada bir ilk olması dolayısıyla, özellikle üzerinde durulmaya değerdir.

Türkiye’de ilk kurulan çimento fabrikası olarak Aslan çimentonun gelişim öyküsünün anlatıldığı bir başka tarih çalışması yine önemli bir katkı olmuştur. Çimento sektörüne ilişkin olarak bir literatür çalışması yapıldığında, sektörde birikim sürecinin nasıl gerçekleştiği ve bu süreçte ortaya çıkan rekabetin bölüşüm ilişkilerine nasıl yansıdığını gösteren bir çalışmaya rastlayamamaktayız. Bunda sektöre ilişkin oldukça sınırlı veri paylaşılmasının etkisi olduğu kadar, rekabete ilişkin ele alış tarzının da yoğunlu olarak dolaşım süreciyle ilgiliymiş gibi algılanması ve bölüşüm sürecinin analize dâhil edilmemesinin payı oldukça büyüktür. Çalışmanın bu bölümünde çimento sektöründeki

4 Kulaksızoğlu, Taner. 2004. “Measuring the Effectiveness of Competition Policy: Evidence fron the turkish Cement Industry”, Munich Personal RePec Archive (MPRA) Paper No. 1092, Erişim adresi:

http://mpra.ub.uni-muenchen.de/357/1/MPRA_paper_357.pdf, Erişim Tarihi: 10.08.2015.

5 Ekiz, Cengiz. 2008. “Türkiye’de Tekelleşme ve Rekabet Yönetimi: Çimento Sektörü Örneği”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Anlara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Erişim Adresi:

http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/4066/, Erişim Tarihi: 18.08.2015.

182 birikim ve bölüşüm sürecinde ortaya çıkan rekabet süreci somutlaştırılmaya çalışılmıştır.

Özellikle bölüşüm sürecine dair ücret gibi karşılığı ödenen emek zamanı niteleyen ve bu çalışma kapsamında oldukça önemli olan veriler şirketlerce paylaşılmasa da bu çalışmada, birikim sürecindeki rekabetle beraber, nasıl bir bölüşüm sürecinin oluştuğu ve bu süreçteki aktörlerin eğilimleri açıklanmaya çalışılmıştır.

1.1. Birikim Sürecinde Rekabetin Açığa Çıkması

Çalışmanın ilk bölümüne kavramsal düzeyde değinilen sermaye birikimi sürecinin, sektör pratiğinde gözlemlenen süreçle örtüştüğü görülmektedir. Bu anlamda çimento sektöründe sermaye birikimi sürecinde öncelikle rekabet, eldeki para sermaye ile ne kadar emek gücünün ne kadar üretim araçlarını harekete geçirdiği noktada açığa çıkar. İkinci olarak rekabet, üretilen metanın dolaşım alanında realizasyonu aşamasında görünmektedir.

Dolayısıyla birikim sürecinin sonunda elde edilen artı değerin volarizasyonu sürecinde çimento sermayelerinin bu artı değeri ne şekilde içerecekleri yine rekabetin somutlaştığı alanlardan biri olmaktadır.

Giriş bölümünde kısaca değinilen çimento ürünün niteliğine ilişkin kısa bir hatırlatma yapmak sürecin anlaşılmasında açıklayıcı olacaktır. Çimento üretimi, ürünün niteli gereği yoğun bir başlangıç yatırımı gerektirir ve bu anlamda ölçek ekonomileri pazarda oldukça belirleyicidir. Bunun en temel nedeni üretilen ürünün fiyatı ile bu fiyata karşılık gelen miktar (ağırlık) karşılaştırıldığında değerinin düşük olmasıdır. Dolayısıyla çimento hem büyük miktarlarda bir üretim gerektirir, hem de ürünün pazara ulaştırılması (dağıtımı) oldukça maliyetli bir süreçtir. Çimentonun kullanım ömrü 3 ayla sınırlı olduğundan stok olanağı da bulunmamaktadır. Bu nedenle üretiminden itibaren en geç 3 ay içinde pazara ulaştırılıp tüketilmek zorundadır. Öte yandan çimento üretiminde büyük miktarlarda hammadde kullanılması6 hammaddenin stok sorununu da beraberinde getirir.

Dolayısıyla çimentonun hem üretimi hem de satış sürecindeki katlanılması gereken maliyetler küçük ve orta ölçekli sermayeler için oldukça dezavantajlı ve riskli bir durum yaratmaktadır. Dolayısıyla ölçek büyüklüğü üretim maliyetini belirleyen temel unsurlardan unsur olmaktadır. Çimento üretiminde maliyetin yaklaşık % 60’ını oluşturan elektrik ve yakıt masrafı ölçekten bağımsız olarak tüm sermayeler için aynıdır. İşçilik gideri ise ölçeğe

6 1 ton çimento üretmek için yaklaşık olarak 1500 ton hammadde kullanılır.

183 göre değişebilen maliyet kalemlerindendir. Çimento sektöründe üretim maliyetlerin yükselmesi, sermayedar açısından bu maliyet kalemlerin hangisinde kontrol sahibiyse öncelikle orada bir ayarlama yapmasını zorunlu kılar. Çimento üretiminde en yüksek maliyet kalemi yaklaşık % 60 oranında elektrik ve yakıt oluştururken işçilik maliyeti yaklaşık % 9,4’tür7. Bu maliyet bileşenlerinin yanı sıra, çimento homojen nitelikte ve üretiminde hata payı oldukça az olan bir üründür. Bu da sektörde tüketici açısından bir üreticinin ürettiği çimentonun bir diğerininkiyle ikame edilmesinin kolay oldu anlamı gelir.

Bu bilgiler bize çimentoya ilişkin olarak sermaye birikiminin aşamalarında açığa çıkan rekabet ile ilgili nasıl bir bilgi verebilir?

Yukarıda sıralanan niteliklerle ilgili olarak öncelikli belirtilmesi gereken ve rekabeti de belirleyen, dağıtımının bölgesel düzeyde gerçekleştirilebilmesi ve bu anlamda da Türkiye genelinde yapılacak bir analizin gerçekçi olmayacağıdır8. Rekabet ile ilgili yapılan çalışmaların ağırlıklı olarak fiyatlama yani ürünün değerinin belirlendiği dolaşım sürecine indirgendiği daha önce belirtilmişti. Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta, dolaşım sürecine asıl olarak üretken sermayenin değerinin belirlenmesi kaynaklık etmektedir. Üretken sermayenin değeri ise kapitalistin üretim sürecine başlamadan önce elindeki para sermaye ile karşılayabileceği değişken sermaye (emek gücü) ile değişmez sermaye (üretim araçları)arasındaki oran üzerinden belirlenir. Çimento üretiminde ise bireysel bir kapitalistin elindeki para sermaye ile ne kadar emek gücünün ne kadar üretim araçlarını harekete geçireceğine ilişkin kararı, büyük ölçüde fabrikanın mekânsal anlamda kurulacağı bölgesel pazardaki toplam ortalama bileşim düzeyine bağlıdır. Sektörde bölgesel düzeyde tek tek fabrikaların bileşimleri arasında çok büyük farklılıklar yoktur.

Çimentonun dolaşıma girebildiği alanla sınırlanan bölgedeki ortalama bir bileşim oranı vardır. Dolayısıyla rekabet edebilmede öncelikli olarak belirleyici olan kapitalistin elindeki para sermaye ile bu bileşime ne ölçüde yaklaşabileceğidir. Tüm bu süreç, üretimi başlatacak kapitalist için belirleyici olduğu kadar sektörde ayakta kalmak isteyen bir sermaye için de oldukça belirleyicidir. Bu bileşimi yakalamayan bir sermaye pazardan da silinir. Çalışmanın bu bölümünde bölüşüm sürecinde rekabetin açıklandığı başlıkta her ne

7 TC Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı, Çimento Sektör Raporu (2014/1), Erişim Adresi:

http://sanayipolitikalari.sanayi.gov.tr/Public/DownloadSectorReport/1104?pid=58&yid=7, Erişim Tarihi:

01.06.2015.

8 Bkz. bu çalışma içinde s. 58.

184 kadar ayrıntılandırılacak olsa da bu aşamada şirket satın almalarının tam da böyle bir süreçte devreye girdiğini belirtmek önemlidir.

Üretilen çimentonun realizasyonunun gerçekleştiği dolaşım sürecindeki rekabeti ilk olarak belirleyenin organik bileşim düzeyi olduğu yukarıda belirtilmişti. Burada sermaye açısından en temel belirleyenin üretimde kullanılan emek gücünün değeri ile üretilen değer arasındaki farkın arttırılmasıdır. Metanın değeri üretim araçları değeri, emek gücü değeri ve artı değer toplamından oluşur. Üretim araçları bina, makine ve hammadde gibi girdilerin toplamını gösterir. Sermaye açısından değişmez sermaye harcanan masrafın kısa vadede düşürülmesi olanaksızdır. Dolayısıyla burada emek gücünün değeri yani ödenen ücretler, ayarlama yapabileceği ve bu yolla artı değeri arttırabileceği önemli bir olarak öne çıkmaktadır. Çimento sektöründe gözlemlenen temel eğilim sermayelerin, özellikle işgücü maliyetlerinin arttığı dönemlerde taşeron işçi istihdamına yönelmeleridir. Taşeron işçi istihdamı hem düşük ücretle çalışma hem de çalışanlar üzerinde bir denetim mekanizması kurmanın en kolay yollarından birisidir. Taşeron işçi istihdamına ek olarak, sektörde, atık ısı tesislerine yapılan yatırımların yaygınlaştığı görülmektedir. Atık ısı ile enerji üretimi, sektörde uzun vadede üretim araçlarının değerinin düşürülmesinde oldukça önemli bir araçtır. Örneğin Bursa çimentonun 2013 yılında faaliyete geçirdiği tesis, bir yılda elektrikten % 25 tasarruf sağlamaktadır9. Sermaye açısından sağlanan bu tasarrufla yedi yıl içinde tesisin kurulumunda kullanılan para sermayenin tekrar geri kazanılacağı düşünüldüğünde, bu sürenin sonunda üretilen çimentonun realizasyonuyla elde edilecek artı değerdeki artış da oldukça fazla olacaktır. Örneğin Akçansa’nın Çanakkale’de toplam 24 milyon dolara kurduğu aynı tesisle yıllık enerji maliyetini 10 milyon dolar azaltacak olması yine rekabet sürecini belirleyecektir10.

Yukarıda örneklendirilen atık ısı tesislerinin sektörde yaygınlaşmaya başlaması, sektörde yaratılan artı değerin son dönemlerde volarizasyonun nasıl gerçekleştirildiğini de somutlaştırmaktadır. Bursa Çimento ve Akçansa’ya ek olarak Çimsa, Nuh Çimento, Aşkale Çimento, OYAK grubu, Batıçim ve Batısöke çimentolarda aynı yatırımlar yapılmaktadır. Sektörde sermayenin elde ettiği artı değerin volarizasyonuna karar verme

9 Milliyet Gazetesi, 11 Nisan 2015, Erişim Adresi: http://www.milliyet.com.tr/bursa-cimento-atik-isi-enerjisiyle-elektrik-bursa-yerelhaber-721295/, Erişim Tarihi: 18.08.2015.

10 Akşam gazetesi. 29 Eylül 2011i Erişim Adresi: http://www.aksam.com.tr/ekonomi/akcansa-24-milyon-a-isiyi-elektrige-cevirdi-10-tasarruf-etti--70321h/haber-70321, Erişim Tarihi: 20.08.2015.