• Sonuç bulunamadı

İletişim iki veya daha fazla insan arasında anlamları ortak kılma sürecidir ve öğrenme-öğretme süreci açısından bakıldığında iletişimin temel işlevi, anlamları ortak kılmanın yanısıra duygu, düşünce, bilgi ve becerileri paylaşarak davranış değişikliği meydana getirmektir (Yalın, 2002). İletişim sürecinin temel ögeleri kaynak, kodlama, mesaj, kanal, kod çözme, alıcı ve geribildirimdir (Yalın, 2002). Geleneksel öğrenme- öğretme süreçlerinde öğretmenler genellikle kaynak rolündedir ve alıcı rolündeki öğrencilere vermek istedikleri mesajları iletmede kanal olarak çok çeşitli araç-gereç, yöntem ve tekniklerden yararlanabilirler. Öğretmenler sınıf ortamında öğrencilere mesajlarını iletmek için onlarla göz teması kurabilir, çeşitli yüz ifadelerinden yararlanabilir,

konuşma esnasında sesinin tonlamasını değiştirebilir ve öğrencilere yaklaşarak ya da fiziksel temas kurarak onlara bazı mesajları iletebilirler (Gunawardena, 1995; Lu ve diğerleri, 2007). Ancak çevrimiçi öğrenmenin yüzyüze iletişim eksikliği vb. gibi dezavantajlarından en az derecede etkilenmek için çevrimiçi öğrenme ortamlarında mesajların aktarılmasında etkileşim önemli bir öge olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin Woods ve Baker (2004) etkileşimin çevrimiçi öğrenme deneyimlerinin kalbinde yer aldığını belirtmişlerdir.

Garrison (1993) web etkileşimini bir öğrenme bağlamında iki veya daha fazla kişinin karşılıklı etkileşimi olarak tanımlamıştır (Akt: Karataş, 2008). Wagner; (1994) etkileşimi “Karşılıklı etkinlikler en az iki nesne ve iki eylem gerektirir. Bu nesneler ve etkinlikler birbirlerini etkilediğinde etkileşim meydana gelir.” şeklinde tanımlamaktadır. Piccoli, Ahmad, ve Ives (2001) ise; etkileşimi öğrencilerle öğrenciler ve öğrencilerle öğretmenler arasında olan eğitimsel bilgi alışverişi ve irtibatın derecesi olarak tanımlamaktadırlar. Çevrimiçi öğrenme ortamlarında önemli bir yere sahip olduğu söylenebilecek olan etkileşim ile ilgili farklı kaynaklarda farklı sınıflamalara rastlanılmaktadır.

Moore (1989) uzaktan eğitimde öğrenci-içerik, öğrenci-öğretmen ve öğrenci- öğrenci olmak üzere üç tür etkileşim tanımlamıştır. Öğrenci-içerik etkileşimi; eğitimsel deneyim sırasında sunulan kurs bilgilerinin öğrenciler tarafından incelenmesi ve değerledirilmesi sürecidir (Woods ve Baker, 2004). Bu tür bir etkileşim olmadan eğitim olamayabilir çünkü bu anlamlandırma sürecinde içerik ile girilen etkileşim sonucunda öğrencilerin anlayışları, bakış açıları veya zihinlerindeki bilişsel yapıları değişmektedir (Moore, 1989). Öğrenci-öğretmen etkileşimi; bir kursta öğrenci ile öğretmen arasında gerçekleşen iletişimdir (Woods ve Baker, 2004). Çevrimiçi öğrenme durumunda bu etkileşim genellikle bilgisayar ortamlı iletişim (BOİ) yoluyla olur ve sadece eğitimsel iletişimle sınırlı olmayıp kişisel diyalogları ve tavsiyeleri de içerebilir (Woods ve Baker, 2004). Öğrenci-öğrenci etkileşimi; öğrenme ortamında öğretmenin gerçek zamanlı olarak

bulunduğu veya bulunmadığı, yalnız veya grup ortamında, bir öğrenci ile diğer öğrenciler arasında gerçekleşen, öğrenciler arası etkileşimdir (Moore, 1989).

Hillman, Willis ve Gunawardena (1994), Moore (1989) tarafından geliştirilen üçlü etkileşim yapısını genişleterek teknolojinin uzaktan eğitim sürecindeki artan rolünü yansıtması için öğrenci-arayüz etkileşimi adını verdikleri ve bir görevi tamamlamak için gerekli araçların kullanımı süreci olarak tanımladıkları etkileşim türünü eklemişlerdir (Woods ve Baker, 2004). Bu arada öğrenci-içerik etkileşimi ile öğrenci-arayüz etkileşimi arasındaki farkı açıklamak gerekirse; öğrenci-arayüz etkileşimi daha çok öğrencinin teknolojiyle olan etkileşimini vurgularken, öğrenci-içerik etkileşimi pedagojik etkileşimden bahsetmektedir (Mutlu, Kip ve Kayabaş, 2005).

Burnham ve Walden (1997) ise yaptıkları çalışma sonucunda beşinci etkileşim türü olarak öğrenci ve öğrencinin çevresinin karşılıklı hareket veya ortak etkilerinin öğrenmeye yardımcı veya engel olabileceği şeklinde tanımladıkları öğrenci-çevre etkileşimini eklemeyi önermişlerdir.

Anderson ve Garrison (1998), etkileşim konusundaki tartışmaları genişleterek var olan etkileşim türlerine ek olarak öğretmen-öğretmen, öğretmen-içerik ve içerik-içerik olmak üzere üç farklı etkileşim türü tanımlamışlardır (Moore ve Anderson, 2003). Şekil 1’de de bu etkileşim türleri arasındaki ilişki gösterilmeye çalışılmıştır (Moore ve Anderson, 2003).

Şekil 1. Uzaktan Eğitimde Etkileşim Türleri

Sutton (2000); Fulford ve Zhang (1993) ile Kruh ve Murphy’den (1990) etkilenerek dolaylı/temsili etkileşim (vicarious interaction) adında yeni bir etkileşim türü tanımlamıştır (Akt: Moore ve Anderson, 2003). Pasif öğrencilerin, diğer öğrencilerin ve diğer öğrencilerle öğretmenlerinin arasındaki devam eden etkileşim süreçlerini aktif olarak gözlemlemesi ve bu gözlemlerinden öğrenmesi şeklinde gerçekleşen etkileşime dolaylı etkileşim denir (Sutton, 2001). Ayrıca Sutton (2001) dolaylı etkileşimin teorik alt yapısını kurarken tüm öğrencilerin bu etkileşim türünden yararlanacağı gibi bir varsayımda bulunmamıştır. Örneğin dışadönük öğrenciler doğaları gereği doğrudan etkileşime girmek isterler ama içine kapanık, utangaç ve açık etkileşime girmeye isteksiz öğrenciler dolaylı etkileşimden en iyi şekilde yararlanabilirler.

Bates (1995) etkileşimi eş-zamanlı/eş-zamansız ve kişisel/sosyal olmak üzere etkileşimin bağlamı ve zamanına göre kategorilere ayırmıştır (Akt: Jung ve diğerleri, 2002). Jung ve diğerleri (2002) ise çevrimiçi öğrenme ortamlarında akademik, işbirlikli ve sosyal etkileşim olmak üzere üç tür etkileşimden bahsetmektedir. Akademik etkileşim; öğrencilerin çevrimiçi kaynaklarla etkileşiminin yanısıra görev yönelimli olarak öğretmenleriyle olan etkileşimlerini içermektedir. İşbirlikli etkileşim; öğrenciler arasında gerçekleşen bir etkileşim türüdür ve bir grup öğrenci belirli bir konu üzerinde işbirlikli

olarak çalıştıklarında ya da verilen bir problemi çözmek için materyalleri ve fikirleri paylaştıklarında öğrenciler arasında işbirlikli etkileşim oluşması mümkün olur. Sosyal etkileşim ise öğrencilerin kendi aralarında ve öğretmenleriyle gerçekleşen etkileşim türüdür ve öğretmenler sosyal katılım veya bireylerarası cesareti artırmak için gerekli stratejileri kullandıkları zaman öğrenciler ve öğretmenleri arasında sosyal etkileşim meydana gelir.

Moallem (2003), bilgisayar aracılığı ile öğrenmede etkileşimi bilişsel veya bireysel etkileşim (içerik ile etkileşim) ve sosyal veya bireylerarası etkileşim olarak ikiye ayırmaktadır. Ayrıca her iki etkileşim tipinin de öğrenme için önemli olduğunu ve öğrenmede etkileşimin insan boyutunun sosyal yapılandırmacı görüşe göre hayati bir rol oynadığını belirtmiştir.

Farklı araştırmacılar tarafından farklı sınıflamalara tabi tutulan etkileşim, Jung ve diğerleri’ne (2002) göre, uzaktan eğitimde öğrenme deneyimlerindeki en önemli bileşenlerden biridir ve bir çevrimiçi öğrenme ortamında kullanılan farklı etkileşim türleri öğrencinin başarısı, memnuniyeti ve etkileşime katılması üzerindeki etkileri açısından farklılık göstermektedir. Kurubacak (2002) da çevrimiçi etkileşimin, öğrenciler, öğretmenler ve dünya çapındaki uzmanlar arasında gerçekleşecek iletişim fırsatlarını en üst seviyeye taşıdığını vurgulamıştır.

Vrasidas ve McIsaac (1999) çevrimiçi kursların yapısının, bir sınıftaki öğrenci sayısının, geribildirimin ve BOİ ile ilgili önceki deneyimlerin çevrimiçi kurslardaki etkileşim üzerinde etkili olduğunu belirtmişlerdir. Çağıltay ve diğerleri (2001) tarafından yapılan çalışmada da etkileşimin başarılı bir uzaktan eğitim programındaki en önemli faktörlerden biri olduğu belirtilmiştir. Swan’a (2001) göre de çevrimiçi kursların başarılı olmasında; düzgün ve tutarlı ders yapısı, öğretmenlerin öğrencilerle sık sık ve yapıcı olarak etkileşime girmeleri ve dinamik tartışmalar önemli katkılar sağlamaktadır. Dziuban ve Moskal (2001) tarafından yapılan çalışma sonucunda da, çevrimiçi kurslardaki etkileşim ile

öğrenci memnuniyeti arasındaki ilişkinin çok yüksek olduğu belirtilmiştir (Akt: Picciano, 2002).

Uzaktan eğitim teorisyenleri (Garrison 1991, 2000; Holmberg, 1991; Moore ve Kearsley, 1996) ve bazı araştırmacılar da (Anderson ve Garrison, 1995; Harasim, 1990; Henri ve Rigault, 1996; Katz, 2000; Saba ve Shearer, 1994; Soo ve Bonk, 1998; Winn, 1999) etkileşimin eğitsel, motivasyonel etkisi ile ekonomik götürüleri ve getirileri üzerinde durarak etkileşime kritik bir önem yüklemişlerdir (Akt: Moore ve Anderson, 2003). Lu ve diğerleri’ne (2007) göre de etkileşim tüm eğitim türlerinde çok yönlü ve karmaşık bir kavramdır ve uzaktan eğitimde ve teknoloji ortamlı öğrenmede her zaman dikkate değer bir kavram olmuştur.

Benzer Belgeler