• Sonuç bulunamadı

ÇEVRE DOSTU PROJE FİNANSMANINDA İSLAMİ SERMAYE PİYASASI ARACI OLARAK YEŞİL SUKUK

Öğr. Gör. Dr. Dilşad Tülgen ÇETİN1

1

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Sosyal Bilimler MYO, Ulaştırma Hizmetleri Bölümü, Burdur, Türkiye. E-Mail: dtozturk@mehmetakif.edu.tr, ORCID: 0000-0001-9321-6991

GİRİŞ

Tüm dünyada etkisi her geçen gün daha fazla hissedilen iklim değişikliği tehdidi, bu sorunun üstesinden gelebilmek için uluslararası toplumun ortak bir çaba sergilemesini kaçınılmaz kılmıştır. Uluslararası toplumun iklim değişikliği konusunda harekete geçme çabaları, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (UNFCC) kurulmasına yol açmıştır.

Birleşmiş Milletlerin önderliğinde 2015 yılında 178 ülke tarafından imzalanan Paris Anlaşması ile tüm ülkeler iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve etkilerine uyum sağlamak için gerekli adımları atmayı taahhüt etmiştir. Anlaşma ile belirlenen 2050 yılına kadar dünya sıcaklığındaki artışı 2°C ile sınırlandırma hedefine ulaşmak için ülkelerin odağını ise temiz enerji projeleri oluşturmaktadır (Irvine, Grifferty ve Cowman, 2014). Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel enerji arzını desteklemek için yaklaşık 44 trilyon ABD doları gerektiğini bildirmiştir (Keshminder vd., 2019). Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki ekonomilerin karşılaştığı en büyük zorluk, bu kadar büyük miktarda sermaye ve yatırıma erişim sağlamak olmaktadır. Altyapı ve kalkınma yatırımlarının finansmanında kamunun kaynakları kısıtlı olduğundan, yeşil projelere yatırım yapmak için özel sektör yatırımlarına ihtiyaç duyulmaktadır (World Bank and Climate Investment Funds, 2015). Özel sektörün çevre dostu yatırımlar yapmasını teşvik etmek ve bu tür yatırımların gerektirdiği fonları sağlayabilmek amacıyla yeşil tahviller geliştirilmiştir. Yeşil tahviller,

tahvilin genel özelliklerini taşımakla birlikte sağladığı bazı vergi muafiyetleri ve finansman teşvikleri nedeniyle geleneksel tahvillere nazaran maliyet avantajı sağlamaktadır. İlk yeşil tahvil ihracı, 2007 yılında gerçekleştirilmiştir (ECLAC, 2017).

Tahviller faize dayalı olduğundan, İslami ilkelere uymamaktadır. Bu durum, Müslümanların kendi inanç ve ilkelerine uygun finansal araçlarla çevre dostu projeler finanse edilebilir mi sorusunu gündeme getirmiştir. İslami finansın merkezi olarak kabul edilen ve aynı zamanda Paris Anlaşmasının tarafı olarak iklim değişikliği sorunlarını çözme konusundaki taahhütleriyle Birleşmiş Milletlerin (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine bağlı olan Malezya, 11. Malezya Planı (2016 - 2020) kapsamında yeşil yatırım stratejisini belirlemiştir (Keshminder vd., 2019). Bu stratejiyi sürdürebilmek için, Malezya Menkul Kıymetler Komisyonu2 (SC) yeşil sukuk pazarını teşvik etmek amacıyla, Sürdürülebilir ve Sorumlu Yatırım Sukuk Çerçevesini3 (SRI Sukuk Çerçevesi) 2014 yılında başlatmıştır. Bu girişimlerin sonucunda, dünyanın ilk yeşil sukuk ihracı 2017 yılında Malezya’da gerçekleştirilmiştir.

Çevre dostu yatırımların finansmanında, İslam ülkelerinde artan İslami finansman ihtiyaçları dikkate alındığında, yeşil sukuk en uygun finansman aracı olarak görülmektedir (Kidney, 2015). Çünkü yeşil sukuk, yatırımlarında hem İslami ilkelere uyum hem de çevre koruma

2

The Securities Commission Malaysia.

özellikleri arayan İslami yatırımcılar için mükemmel bir yatırım seçeneği olmaktadır.

Çalışmanın amacı, iklim ve çevre projelerinin finansmanında kullanılan ve yenilikçi bir sukuk türü olarak tanımlanan yeşil sukukun kavramsal çerçevesinin ortaya konulmasıdır. Türkiye’deki ilk yeşil sukuk ihracının Haziran 2020 yılında gerçekleştirilmiş olduğu göz önüne alındığında, yeşil sukukun literatürümüz açısından oldukça yeni bir konu olduğu açıktır. Yeşil sukuk konusunda Türkiye’de yapılmış çalışmalar incelendiğinde ise yalnızca iki makale çalışmasına ulaşılabilmiştir (Ela, 2019; Keleş: 2018). Bu nedenle çalışma, literatürdeki boşluğun doldurulması ve Türkiye’de yeşil sukuk uygulamaları konusunda güncel bir perspektif ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir.

1. YEŞİL SUKUK

Ülkelerin çevre konularına olan duyarlılıklarının artması sonucunda çevre dostu projelerin teşvik edilmesi ve desteklenmesi, finansal anlamda yeni ürünlerin geliştirilmesine neden olmuştur. Bu ürünlerin başında, ilk kez 2007 yılında European Investment Bank tarafından ihraç edilen yeşil tahviller gelmektedir (ECLAC, 2017). Yeşil tahviller; getiri, vade ve değerleme açısından diğer tahvillerle benzer özelliklere sahip olmakla birlikte, sunduğu bir takım muafiyet ve vergi istisnaları sayesinde ihraççılarına maliyet avantajı ve rekabet üstünlüğü sağlamaktadır.

Yeşil tahvillerden yola çıkılarak geliştirilen yeşil sukuk, çevre ve yenilenebilir enerji projelerini finanse etmek üzere bir varlık havuzuna dayalı olarak ihraç edilen yenilikçi bir sukuk yapısı olarak tanımlanmaktadır (Alam et al., 2016). Yeşil sukuk, doğrudan iklim değişikliği, küresel ısınma ve diğer çevre sorunları ile ilgili yeşil projeleri finanse etmek üzere İslami ilkelere uygun olarak ihraç edilmektedir. İklim Tahvili Standartlarının sertifikasyonu, enerji verimliliği ve yenilenebilir iletim ve altyapı, elektrikli araçlar ve toplu ulaşım, güneş parkları, biyogaz tesisleri, çevreci altyapı ve atık tesisleri, doğal kaynaklar, hafif raylı sistemler ve rüzgâr enerjisini içerecek şekilde yeşil sukuk için uygun varlıkları tanımlamıştır (Obaidullah, 2017).

Yeşil sukukta kaynak kuruluş, sağlanan fonların yalnızca çevre dostu yatırımlarda kullanılacağı yönünde güvence vermektedir. Bu projeler (ICMA, 2018):

• Yenilenebilir enerji üretimi ve iletimi projeleri • Enerji verimliliğini arttırmaya yönelik yatırımlar

• Kirliliğin önlenmesi veya azaltılmasına yönelik projeler • Doğal yaşamın sürdürülebilirliğine yönelik yatırımlar, • Sürdürülebilir su kaynakları yönetimine yönelik yatırımlar • Temiz ulaşım ve karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik

yatırımlardır.

Bu kapsamda, ihraç öncesi çıkarılan sukukun, yeşil sukuk olduğunun mutlaka açıklanması; sağlanan fonların kullanımı hakkında şeffaf

olunması ve etki raporlamalarının yapılması gerekmektedir (Ela, 2019).

Yeşil sukuk, çevre dostu altyapı projelerini finanse etmenin yenilikçi bir yolu olarak hem İslami hem de sosyal açıdan sorumlu yatırımcıları hedefleyen yeni bir varlık sınıfı olma potansiyeline sahiptir. Saudi Electricity’nin 2013 yılında 30 yıl vadeyle ve 1 milyar dolar tutarlı sukuk ihracı, yatırımcıların uzun vadeli altyapı projelerine olan iştahını göstermek açısından dikkat çekmektedir (IFF, 2013). 2017 yılında Tadau Energy tarafından gerçekleştirilen Malezya'daki ilk yeşil sukuk ihracı ise, uzun vadeli yeşil sukukun piyasada kabul gördüğünü ortaya koymuştur (The Star, 2018).

Yeşil enerji projelerini finanse etmek için dünya çapında büyük miktarda yeşil sukuk ihracı gerekmektedir. Bu bağlamda, İslam Kalkınma Bankası (IDB)’nın kararı dikkat çekicidir. IDB, 2018 yılında Paris'te düzenlenen Birleşmiş Milletler Küresel Isınma Konferansı'nda (COP21) 56 üye ülkesi için yeşil sukuk ihraç etmekle ilgilendiğini belirterek, 2016-2030 yıllarında yenilenebilir enerji fonlarını 80 milyar dolardan 150 milyar dolara, ikiye katlama hedefini açıklamıştır (Rahim ve Mohamad, 2018).

Henüz yeşil sukukun küresel sukuk piyasasındaki payı oldukça küçük olsa da genel olarak sukuk piyasalarına olan eğilim ve özelde yeşil proje yatırımlarına olan talep göz önünde bulundurulduğunda yeşil sukukun oldukça büyük bir potansiyele sahip olduğu açıktır.