• Sonuç bulunamadı

Dünya ticaretinde sadece geliúmiú ülkeler arasında de÷il, aynı zamanda geliúmekte olan ülkeler ile geliúmiú ülkeler arasındaki ticaret potansiyelini öngörmek için de çekim modeli sıklıkla uygulanmıútır. Türkiye'nin dıú ticarette hem ihracatçı hem de ithalatçı ülke olarak kayda de÷er bir ticaret orta÷ı olması nedeniyle pek çok iktisatçı tarafından farklı ülke grupları ya da AB ile olan iliúkisi üzerine araútırmalar yapılmıútır. Çekim modeli dıú ticaretin ölçülmesi, iki yönlü ticaret iliúkilerin daha iyi

analizi ve özellikle taúıma maliyetlerini dikkate almasından dolayı Türkiye konulu çalıúmalarda da uygulanmıútır.

Walter Isard ve di÷erleri (1999), mekânsal çekim ve mesafenin etkisini ölçmek için Türkiye ve seçilmiú OECD ülkelerinin 1980-1990 dönemi arasındaki ticaretini çekim denklemi ile tahmin etmiúlerdir. Isard ve di÷erleri çalıúmalarında temel çekim denklemine iki politik de÷iúken (ülkeler arasında husumet (hostility) ve iúbirli÷i (cooperation) düzeyi de÷iúkenlerini) eklemiúlerdir. Çekim modeli de÷iúkenlerinden ekonomik büyüklük ve uzaklı÷ın, ihracat ve ithalatı açıklamada en önemli de÷iúkenler olduklarını tespit etmiúlerdir. Türkiye ile OECD ülkeleri arasındaki ticarette iúbirli÷i de÷iúkeni anlamlı çıkmıúsa da ticaret iliúkini açıklamada ekonomik büyüklük ve uzaklık de÷iúkenleri daha anlamlı sonuçlar vermiútir (Isard ve di÷erleri, 1999:265-268).

Arjan M. Lejour ve Ruud A. de Mooij (2004), Türkiye'nin AB'ye katılmasının ne gibi ekonomik artılarının olabilece÷ini araútırmıúlardır. Çalıúmalarında üç noktayı dikkate almıúlardır. Bunlar; Avrupa iç pazarına giriú, AB üyeli÷inin gerektirdi÷i Türkiye’deki kurumsal reformlar ve iúçilerin serbest dolaúımı ba÷lamında göçtür. Lejour ve di÷erleri, bu çalıúmayı yaparken 15 farklı endüstri için AB-Türkiye arasındaki potansiyel ticareti çekim denkleminden yararlanarak tahmin etmiúlerdir. Mevcut dıú ticaret ile potansiyel dıú ticaret arasındaki farkı inceledikten sonra, Türkiye’nin tam üyeli÷inden sonraki potansiyel göç akımı üzerinde durmuúlardır (Lejour ve di÷erleri, 2004:14-15). Elde ettikleri sonuçlar ise, AB ülkelerinin ucuz ithalat ve ticaret yaratıcı etkinin faydalarından dolayı az ama olumlu etkilenmesidir. Türkiye’nin tam üye olması durumunda AB’den daha fazla kazancı olaca÷ını belirtmiúlerdir. Türkiye’nin iç pazara giriúi ve iúçilerin serbest dolaúımı ile kiúi baúına düúen tüketimi %4 oranında artaca÷ı öngörülmüútür. E÷er Türkiye’nin yerel kurumlardaki reformu baúarıyla tamamlanırsa ekonomisinin ek olarak %9 olarak büyüyece÷i tahmin edilmektedir. Lejour ve de Mooij çalıúmalarında mevcut GB’nin Türkiye’ye sadece AB’nin iç pazarına sınırlı bir giriú hakkı verdi÷ini ve gerçek etkinin mal piyasalarının bütünleúmesi etkileri oldu÷unu belirtmiúlerdir

Buna benzer bir çalıúma olarak Daniele Antonucci ve Stefano Manzocchi (2006) gösterilebilir. Antonucci ve Manzocchi, Türkiye'nin AB ile ticareti iliúkisini tercihli ticaret anlaúması ve AB üyeli÷i olmak üzere Türkiye'nin konumunun hangi seviyede oldu÷unu ve AB ile özel bir ticaret iliúkisinin olup olmadı÷ını, olası AB üyeli÷inde potansiyel ticaret artıúının ne kadar olaca÷ını, çekim modeli yaklaúımını kullanarak analiz etmiúlerdir. Çalıúmada Türkiye’nin 1967-2001 dönemi dıú ticaret akımları dikkate alınmıútır. Antonucci ve Manzocchi önce çekim modelinin Türkiye’nin ticaretinin co÷rafik yapısına uygunlu÷una baktıktan sonra, uygun olması sonucuna dayanarak Türkiye ve AB arasında özel bir ticaret iliúkisinin varlı÷ını ya da çekim modelinin öngördü÷ü gibi ticaretin üyelik sonrasında artıúının gerçekleúip gerçekleúmeyece÷ini araútırmıúlardır. Elde ettikleri sonuçlar ise, çekim modelinin Türkiye’nin ticaret yapısına uygun oldu÷udur. Ayrıca Türkiye’nin AB ile Ankara Antlaúması (1963) ve Gümrük Birli÷i (1996) dıúında ayrı özel bir ticaret iliúkisinin var olmadı÷ı sonucuna varmıúlardır. Özel ticaret iliúkisine gelince, Türkiye ile AB’nin arasında özel bir ticaret iliúkisinin olmadı÷ını, ancak bir tam üyeli÷in gerçekleúmesinin böyle bir iliúkiye neden olabilece÷ini öne sürmüúlerdir. Mevcut durumda ise Türkiye’nin Akdeniz ülkeleri (Mediterranean countries) ve Eski Sovyet ülkeleri (Commonwealth of Independent States) ile özel bir ticaret iliúkisi oldu÷u tespit edilmiútir. Fakat Türkiye’nin tam üyeli÷inin gerçekleúmesi sonucu bu durumun ticaret sapmasına ve delokalizasyona neden olaca÷ı için, Akdeniz ülkeleri ile Eski Sovyet ülkelerinin aleyhine olaca÷ı belirtilmiútir. Ayrıca Birlik ile Türkiye arasındaki GB’nin yakın geçmiúte oluúturulmuú olmasından dolayı tüm etkisinin dönemin mevcut verileri ile tam tespit edilemeyece÷i savunulmuútur. øleriki dönemlerde yapılacak çalıúmaların daha do÷ru sonuçlar verebilece÷i belirtilmiútir. Ayrıca, Türkiye’nin bir “ticaret platformu” (trade platform) rolünü oynayabilece÷i, bunun sonucu Akdeniz ülkeleri ve Eski Sovyet ülkeleri ile olan ba÷lantısının hem Türkiye hem de AB açısından daha geniú bir alan olaca÷ı belirtilmektedir (Antonucci ve Manzocchi, 2006:157-169).

Yener Kando÷an (2005) ise çekim modeli ile Türkiye ve GB’nin etkisine dair bir çalıúma yapmıútır. Bu çalıúmada Avrupa’daki baúlıca ticaret anlaúmalarının

etkileri 1962-2002 döneminde her bir anlaúma ve taraf oldu÷u ülke için, sektörel refah etkileri ile analiz edilmiútir. Bu çalıúmada Kando÷an, ticaret yaratıcı etkinin Türkiye için tüm sektörlerde partneri olmadı÷ı ülkelerden ithalatında artıúı ile ilgili oldu÷unu belirtmiútir. (Kando÷an, 2005:11; Özkale ve Karaman, 2006:120).

Gümrük birli÷i üzerine yapılan bir baúka ortak çalıúma ise Felicitas Nowak- Lehmann, Dierk Herzer, Inmaculada Martinez-Zarzoso ve Sebastian Vollmer’ın (2007), AB ile Türkiye arasındaki gümrük birli÷inin Türkiye'nin AB'ye olan ihracatına etkisi çalıúmasıdır. Avrupa Birli÷inin Türkiye’ye olan sektörel ticaret akımını 1988-2002 dönemi dikkate alınarak çalıúılmıútır. Türkiye’nin en önemli 16 sektörü çekim modelinin geliúmiú versiyonu panel veri uygulaması ile yapılmaktadır. Çalıúmanın amacı, Türkiye’nin en önemli ihracat sektörlerinin analizi, GB’nin sanayi malları üzerine etkisi ve güçlü ve geniúletilmiú bir GB’nin Türkiye’nin ayrımcılık yapılan sektörlerine (tarım, demir ve çelik gibi) etkisini görmektir. Bu çalıúmada di÷er çekim modelleri çalıúmalarından ayrı uzaklıkta farklı bir ölçü birimi kullanılmaktadır. Genel olarak çekim denklemlerinde uzaklık de÷iúkeni için baúkentler arasındaki karasal uzaklık dikkate alınırken, bu çalıúmada ulaútırma maliyetleri için deniz yolu (maritime) mesafesi dikkate alınmaktadır. Bunun içinde mümkün oldu÷u kadar çok miktarda tacirlerin deniz yolunu tercih ettikleri varsayılmıútır. Elde edilen sonuçlar ise, Türkiye’nin AB pazarında tarımda baúlıca rakiplerinin Yunanistan, øspanya, Portekiz, øtalya ve Fransa oldu÷u görülmüútür. Ulaútırma maliyetlerinin ve ulaútırma maliyetleri arasındaki farkların ticaret rakipleri arasında sebze ve meyve, plastik ve kauçuk sektörlerinde ihracatı önemli ölçüde etkiledi÷i belirlenmiútir. GB’nin, Türkiye ve AB arasında geniúletilmesi durumunda tarım sektörlerinde ihracatın dikkat çeken bir artıú gösterece÷i söylenmiútir. Makaleye göre beklenen artıú ise, sebze ihracatında %14, meyvede %12.5, iúlenmiú sebze ve meyvede %38.5’dir. AB’nin Türkiye’yi ortak tarım politikasına dâhil etmesi durumunda ise, Türkiye’nin sebze ihracatı %21, meyve ihracatı %18.7 artıú gösterecektir. GB’nin sanayi mallarına (kauçuk, tekstil, giyim ve makine sanayi) olan etkisi ise Türkiye’nin ihracatını sadece kısmen artırmıútır (Nowak Lehmann ve di÷erleri, 2007:719-758).

Farklı bir çalıúma ise Veysel Ulusoy ve Ahmet Sözen (2008) tarafından GB'nin ticaret yaratıcı ve saptırıcı etkileri üzerine çalıúılmıútır. Çalıúmanın konusu 1996 Gümrük Birli÷i üyeli÷inin Türkiye ile AB arasındaki potansiyel ticaret yaratıcı ve saptırıcı etkisinin araútırılmasıdır. Bu etkilerin analizinde Türkiye’nin kazanç ve kayıplarına bakmak için çekim modeli kullanılmıútır. Çekim modeline rekabet göstergeleri (competitiveness indicators) eklenerek 1990-2000 dönemi arasındaki veriler incelenmiútir. Ulusoy ve Sözen, çekim denklemini oluútururken Anne Krueger’ın (1999) “NAFTA’nın Ticaret Yaratıcı ve Saptırıcı Etkisi” (Trade Creation

and Diversion under NAFTA) isimli çalıúmasındaki çekim denkleminden yola

çıkarak çekim modellerini oluúturmuúlardır. Çekim denklemlerinde kukla de÷iúken olarak GB yanı sıra NAFTA’da dikkate alınmıútır. Bu analizde AB-15 dıúında Avustralya ve Yeni Zelanda ülkelerini de dikkate almıúlardır. Analiz sonucunda çekim modelinin ticaret saptırıcı etkiler için anlamlı sonuç verdi÷i tespit edilmiútir. Elde edilen bulgu ise, ithalatçı ülkelerin rekabet gücündeki

(competitiveness)herhangi bir geliúmenin Türkiye’nin ihracat performansına olumlu

etkide bulunmasıdır. Analiz edilen 1990-2000 dönemi için Türkiye’nin imalat sanayinde ticaret saptırıcı bir etkinin oldu÷u görülmektedir. Ancak bunun Jacob Viner’in kısa dönemdeki beklentilerinden birisi oldu÷u belirtilmiútir. Yapılan çalıúmada tahmin edilen parametrelerden Türkiye ile AB arasında yeni bir ticaret hacminin oluúmadı÷ı görülmüútür. Ayrıca ilk beú yıl için ticaret sapması belirlenmiú, bununda kısa dönemli etkiler oldu÷u belirtilmiútir. Türkiye’nin GB üyeli÷inin kısa dönem etkilerinin azaltılması içinse Türkiye’nin belli bir politika uygulaması gerekti÷i önerilmiútir. Ayrıca Türkiye’nin küresel piyasalarda rekabet edebilmesi için imalat yapısını gözden geçirmesi gerekti÷i, karúılaútırmalı üstünlü÷ü oldu÷u tarım ve hizmet sektörünü de ticarete dâhil etmesi gerekti÷ini belirtmiúlerdir (Ulusoy ve Sözen, 2009:356-361).

Gümrük Birli÷inin Türkiye’nin dıú ticaretine etkileri çalıúmalarından birisini de Cemalettin Kalaycı ve Seyfettin Artan (2009) yapmıútır. Bu çalıúmada gümrük birli÷inin Türkiye ile AB-15 ülkeleri arasındaki ihracat potansiyelini ne yönde etkiledi÷ini analiz etmek amacıyla, Türkiye dâhil 16 ülke incelenmiútir. 2000-2007 dönemini dikkate alınmıútır. Elde edilen bulgular ise, beklenildi÷i gibi ihracatçı ve

ithalatçı ülkelerin ekonomik büyüklüklerinin bir göstergesi olan GSYøH’nın ticaret akımlarını pozitif olarak etkilemesidir. Kalaycı ve Artan’ın yaptı÷ı ampirik analiz sonucu gümrük birli÷inin Türkiye’nin AB–15 ülkelerine olan ihracatını ve AB–15 ülkelerinin birlik içi ticaretini önemli ölçüde artırdı÷ını ortaya koymaktadır. Ancak incelenen dönemde gümrük birli÷inin AB–15 ülkeleri arasındaki iç ticareti Türkiye’nin AB–15 ülkelerine olan ihracatından daha fazla artırdı÷ı tespit edilmiútir (Kalaycı ve Artan, 2009:14–16).

3.3 GÜMRÜK BøRLøöø ÇERÇEVESøNDE TÜRKøYE øHRACATININ