• Sonuç bulunamadı

I. NAHİYE MERKEZLERİNDE

1. Çarşı, Pazar ve İşletmeler

I. NAHİYE MERKEZLERİNDE

1. Çarşı, Pazar ve İşletmeler

Tahrir defterlerinde, tarımsal vergilerin yanısıra, ticarî faaliyetlerden ve sınaî üretimden de vergiler kaydedilmekteydi. Ancak kırsal bölgeler için de zaman zaman pazar52, boyahane, meyhane53 gibi vergi kayıtlarına da rastlanılmaktadır.

Diğer taraftan, kasaba ve/veya şehir halkının da tarımsal54 vergi yükümlükleri ile mükellef olmaları da, -büyük ölçüde- F. Braudel’in, “endüstri öncesi toplumlarda tarımsal faaliyetlerin kent ekonomisinin önemli bir boyutunu oluşturduğu”55 tezini destekler mahiyettedir.

İnceleme konusu tahrir defterlerinde de yirmiden fazla vergi kalemi müşahede edilmektedir. Bu fazlalığın nedeni H. İslamoğlu-İnan’a göre; tarımsal vergilerin genel sınıflandırma kapsamına girmesi; buna karşın, ticarî ve sınaî vergilerin ise özgün faaliyetlere yönelik olmasıdır. Ayrıca, -bilhassa- kentler için farklı ticarî ve sınaî vergilerin bir toplam olarak kaydedilme eğilimi tarımsal vergilerden daha fazladır56.

52 Yenişehir için bk.: KK. 75, v.: 4/a-b, 5/a-b.

53 Huricihan İSLAMOĞLU- İNAN: Devlet ve Köylü, s. 79. Yenişehir için bk. “Mukataa-ı meyhane: 1400.” KK. 75, v. 5/b.

54 Bk. KK. 75, v. 4/a-b, 5/a-b.

55 Huricihan İSLAMOĞLU- İNAN: Devlet ve Köylü, s.: 79. 56 Huricihan İSLAMOĞLU- İNAN: Devlet ve Köylü, s.: 79

Bunlar bir yana, “tahrir defterlerinde esasta şehirlerdeki ticarî faaliyet ve sınaî kuruluşlara müteallik, mültezimlerin gerçek kazançlarını göstermeyen, mürekkeb ve maktu57 vergi gelirlerine ait rakkamlar mukayyettir”58.

Bu önemli alıntıdan da anlaşılacağı gibi, kentsel vergilerin hemen çoğunlukla beraber/iç-içe yazıldıklarından birbirlerinden ayrıştırılarak farklı tarihlere ait kalemlerin mukayesesi oldukça zordur. Ayrıca –malum olunduğu üzere- sınaî ve ticarî vergilerin önemli bir özelliği bunların iltizam sistemi dâhilinde tarh ve tahsil edilmeleriydi.

İltizam sisteminin işleyişinden dolayı, tahrir defteri verilerinden yola çıkarak mültezimlerin önemli yatırımlar yaparak elde ettikleri mukataalardan59 devlete yaptıkları vergilerin ödemelerin ötesinde –kayıt dışı olmaları bakımından- kazançlarını saptamak mümkün değildir. Öte yandan devlete yapılan yıllık ödemeleri ticarî faaliyetin veya sınaî üretimin bir yüzdesini temsil etmemektedir 60.

Osmanlı şehirlerinin hemen hepsinde tesadüf olunan yerler alışveriş merkezi olan çarşılar ve pazarlardır. Aynı zamanda şehrin ekonomik canlılığının da delaleti sayılan çarşılar; dükkânlar, bedesten, hanlar ile çevrili bulunmaktaydı61.

57 Maktu kelimesi, kesilmiş, bölünmüş manalarını karşılamaktadır. Istılahî olarak ise: “götürü usûl” dür. Buna göre, öşür gibi değişken vergilerin tersine bu vergiler, önceden belirlenmiş muayyen bir miktar olup sabit kalabilmektedir. M. Ali ÜNAL: Harput Sancağı, s. 139.

58 Ahmet GÜNEŞ: Kocaeli Sancağı, s. 170

59 Etraflı bilgi için bk. Mustafa AKDAĞ: Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi (1453-1559) II (Ankara, 1999), s. 231-254

60Huricihan İSLAMOĞLU- İNAN: Devlet ve Köylü, s. 80. 61 Feridun M. EMECEN: Manisa Kazası, s. 72.

Bilindiği gibi, Osmanlı Devletinde pazara götürülen ürünlerin gelir sahipleri (Has mutasarrıfları, sancak beyleri, timarlı sipahiler, vakıf ve mülk sahipleri) ve doğrudan üreticileri olmak üzere başlıca iki mahreci vardı. Gelir sahipleri muhtelif ürünlerin öşürlerini aynî olarak; reaya ise -çift, bennak, değirmen, koyun ve kovan gibi- değişik türden vergileri nakdî ödemekte ve bazı ihtiyaçlarını hariçten karşılamaktaydı62.

Bu iki grubunda ihtiyaç ve idame-i hayat için ellerindeki ürünün bir kısmını nakde çevirmeleri gerekiyordu. Bu faaliyet pazarlarda gerçekleştirilmekteydi. Bir yerin pazar olma şartları, o yerin ne nüfus durumu ne de idarî birim merkezi olma özelliğiyle ilgilidir63. Köy/mezralarda bazı istisnalar dışında genellikle merkezlerden uzak yerlerde ve genellikle de cuma namazının kılındığı yerde, anılan günde kurulurdu.

Genel olarak bakıldığında, 16. yüzyılda Osmanlı Devletinin hem siyasî hem de ticarî merkezi olan Bursa, Anadolu’nun mühim bir ticaret merkezi ve doğu-batı ticareti için ise bir ambardı. İstanbul başkent olduktan sonra bile Bursa, devletin başlıca ticarî merkezlerinden biri olmayı bir asır daha devam ettirmişti 64. Muhakkak ki, Bursa’nın bu mühim ticarî konumu –tabiatıyla - sancağa bağlı nahiyeleri de etkileyecekti.

a) Yenişehir’de

Yenişehir nefsinde “karye-i mukataa-i Göl” kaleminden sonra, en fazla gelir “bac-ı bazar ve resm-i keyl” dir. (3210 akçe) En azından Yenişehir’de canlı bir pazar hayatının olduğunu hatırlatır. Ancak, 1487 ve 1530 sayımlarında sabit kalan 1200 akçenin “resm-i keyl”in eklenmesiyle artmış olabileceği de makul gözükmektedir.

62 Ahmet GÜNEŞ: Kocaeli Sancağı, s. 172. 63 Feridun M. EMECEN: Manisa Kazası, s. 268.

64 Halil İNALCIK: Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300–1600), çev: Ruşen SEZER (İstanbul, 2003), s.130.

Tablo–17

Yenişehir Nahiyesinde Ticarî Ve Sınaî Vergiler65

VERGİ KALEMLERİ 1487 1530 1573

1- Mukataa-i meyhane-i Yenişehir ve Kara-kilise 1500 1500 1550

2- Mukataa-i Bozahane-i nefs-i Yenişehir 500 500 1080

3- Mukatta-i Başhane-i nefs-i Yenişehir 50 50 100

4- Resm-i keyl 1900 800 0

5- Bac-ı bazar ve resm-i keyl 1200 1200 3211

6- Sazlık der-kurb-ı şehir 950 850 2000

7- Mukataa-i çayır-ı Posteynpuş 200 250 250

8-Mahsul-ı resm-i Çayır 200 200 200

9-Bostan-ı hassa; an zemin-i bostan; zemin-i bostan ve bağ66 100 100 6

10-ücret-i fırun 20 20 0

11-hamam-ı saray, battal. 0 1500 0

12- Mal-ı kirpas 15 0 0

13- Mezraha-i nefs-i Yenişehir, yirmibeş çiftlik elliciler yerdir,

ellicidirler. 0 10555 0 14- Karye-i mukataa-i Göl 920 6350 7090 15- Hinta, şair ? 0 1725 16- Resm-i çift 3255 17- Alef 91 18- Nohud 45 19- Burçak 35 20- Öşr-i bostan 253 21- Resm-i Kuvare 100 22- Bağat 390 23- Bağçe 50 24- Resm-i çayır 200

25- Adet-i ağnam-ı şehirlüyan 314

26- Bad-ı hava ve resm-i arusane ve tapu-yı zemin ve deştbani 490

YEKÛN 9.675 23.875 24.590

Yenişehir yakınlarındaki çiftliklerin de mukataaya verilmesiyle “resm-i çift” ile muhtelif türden nakit tahsil edilen kalemlerinde şehri vergilere dâhil edildiği 1573 sayımında görülmektedir.

Sınaî vergiler cümlesinden olarak, meyhane67, bozahane68, başhane69 gibi imalathanelerden alınan vergiler, bölgede, bağcılık ve hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığına delalet eder. Kaldı ki bölgenin üzümleri eskiden beri

65 Ömer L. BARKAN: Hüdavendigar Livası, s. 200–201; TT. 166, s. 42; KK. 75, v. 4/a-b, 5/a-b. 66 “maa eşcar-ı müsmire, der-mahalle-i Tabbagin, der-tasarruf-ı Hasan dede, yeniçeri. KK. 75, v.: 5/a. 67 Şarap imalathanesidir.

68 A. Güneş’in Özer Ergenç’e atfen belirttiğine göre, bir tür eğlence yeridir. (Ahmet GÜNEŞ: Kocaeli Sancağı, s. 174)

69 Kesilen hayvanların baş ve ayaklarının toplandığı ve satıldığı yerdir. (Feridun M. EMECEN: Manisa

meşhur; hayvancılık ise -coğrafî etmenlerden dolayı- icrası kolay bir faaliyet koluydu.

Ham bez, pamuk ve keten bezi yerine kullanılan Farisî kelimeye denen “kirpas”70 1487’de cüzi miktarda rastlanırken iken muahhar sayımlara yansımamıştır. Ev yapımı ve sanat icrasında kullanıldığı bilinen sazlığın, Kumsuz karyesinin dışındaki merkezde de yapılmakta olduğunu mevcut verilerden saptayabilmekteyiz.

b) Yarhisar’da

Yarhisar’da, ticarî faaliyetleri denetlemekle görevli muhtesibler de hizmetlerine karşılık esnaf ve zanaatkârlardan vergilerini almaktaydılar. Genellikle ticarî bir vergi olan ihtisabın zanaat erbabının vergi mükellefleri arasında olması, üreticilerin ürünlerini kendi dükkânlarında pazarlıyor olmalarıydı. Defterlerde rastlanan bir diğer olguda “ihtisab ve ihzar”ın bir yekûn olarak kaydedilmeleriydi71. İhzariye ise: aleyhine açılan dava sebebiyle getirtilen şahıslardan, kendisine gönderilen mübaşir ve muhzırın karşılığı olarak tahsil edilirdi72.

“Bac-ı bazar ve resm-i keyl” bu nahiyede birinci sıradadır. Ayrıca kırsalda yapılan ziraaî faaliyetlerinde mukaata içinde belli bir miktarda olduğu görülür. Ayrıca incelen üç ayrı tarihî süreç içinde, Yarhisar’da ticarî ve sınaî faaliyetlerde bir gelişme olduğundan bahsedebilir.

70 M. Zeki PAKALIN: Osmanlı Tarih Deyimleri ..., s. 283. 71 Huricihan İSLAMOĞLU- İNAN: Devlet ve Köylü, s. 80. 72 M. Zeki PAKALIN: Osmanlı Tarih Deyimleri ..., s. 45.

Tablo–18

Yarhisar’da Ticarî Ve Sınaî Vergiler

VERGİ KALEMLERİ 1487 1530 1574

1-İhzar ve ihtisab-ı Yarhisar 0 1200 0

2-Adet-i ağnam-ı şehürliyan 550 800 900

3- Daire-i şehirde bağ ve bağçe mukataası 400 900 700 4-Bac-ı bazar ve resm-i keyl 0 1219 2499

5-Öşr-i hinta ? 0 120

6- Asiyab 2 hacer ? 0 120

7-Asiyab-ı der zeyl-işehr, 3 hacer ? 0 180 8-Karye-i karaomca kurbunda Sifrihisarlu yerleri mukaatası 150 0 300

9-Resm-i çift 0 0 60

10-Şair 0 0 25

11-Bad-ı heva ve r. arusane ve tapu-yı zemin ve deştbani 0 0 784

12- Resm-i dükkân 0 0 4

13- Bağçe, d. tasarruf-ı Musa b. Süleyman, 10 dönüm 100

Toplam 1655 4199 5792

c) Göynük’te

Göynük’te, en fazla vergi geliri, “bac-ı bazar, niyabet-i il ve resm-i kassab”dır. Burada boğazlanan dört koyuna bir akçe alındığı tasrih edilmektedir. Bunların yanında, Göynük yöresinde 1574’de “ticarî vergilerin” ve dolayısıyla da ticarî hayatın -önceki senelere nazaran73- sönükleştiği söylenebilir.

73 S. Toprakeşenlerin, malûm yüksek lisans tezinde, mezkûr nahiye (Göynük) için -âdeta- bir refah ekonomisinin geçerliğinden bahsetmesi –kaynaklara aksettiği kadarıyla- biraz şüpheli görünmektedir. (XVI. Yüzyılda Göynük ve Yenice-i Taraklı Kazaları, s. 163)

Çoğunlukla çeltiğin kabuğundan ayrılmasında ve kabuklu nebattan yağ çıkarılmasında kullanılan değirmen türü olan ding74’den de gelir sağlanmaktaydı.

Ayrıca, ilk iki kayıtta, yani 1487-1521’de mevcut olan; son sayımda ise-yani 1574’de-, Göynük için önemli bir gelir mahreci olan meyhane kaldırılmış ve 1000 akçelik gelir kaybı yaşanmıştır.

F. Emecen’e göre bunun sebebi, -behemehal- “16. asrın ikinci yarısında meyhanelerin kaldırılması ve müslümanların müskirat içmelerinin resmen men edilmelerinden”75 kaynaklanmış olabileceği gibi; bunda başka belirleyicilerinde etkili olduğu söylenebilir. Binaenaleyh bu nahiyede, meyhane mukaatasına ait gelir kaybı yaşanırken; Yenişehir Nahiyesinde bu kaleme ait gelirat 50 akçe kadar artarak kayda bağlanmıştır.

74 Feridun M. EMECEN: Manisa Kazası, s. 260. İncelenen kaynaklarda doğrudan “çeltik” üretimine mütedair bir malûmata denk gelinmemiş ise de, bu tarımsal kültürün mahiyeti ve üretim miktarı itibarıyla muhtemelen- etüt konusu nahiyelerde- kayıt dışı kaldığı savunulabilir.

Tablo–19

Göynük’te Ticarî Vergiler

VERGİ KALEMLERİ 1487 1521 1574

1- Bac-ı bazar, niyabet-i il ve resm-i kassab 2950 1600 635

2- hassa bağ 100 100 100

3- an tarla, hinta 2 müd ? 140 140

4-Dink ve bir hassa tarla, hinta 3,5 müd ? 245 245

5- Kiremidlik var resm alınur 30 30 30

6- resm-i zemin, 4 kıta 40 40 40

7-m.resm-i ganem ve r.arusane, a.ağnam 100.bad-ı heva r.arusane ve t. Zemin ve deştbani

1600 400 200

8- resm-i keyl 700 500 200

9- kerbansaray mukataası, Asılhan Beg b. Halil’e ait 20 20 20 10- gerdek değeri ve kınalık rüsümundan niyabet 200 akçe virilürmüş 200 200 0

11- ihtisab-ı Göynük 500 800 0

12-meyhane, hâsıl kaydolunmamış. Haliya meyhane ref olunub mukabelesinde subaşıya ahar hisse virildü.

1000 1000 0

13- asiyab-ı Mustafa b. Ali 2 hacer 0 0 90

14- Yaylak-ı Kara-bınar 0 0 300

TOPLAM 7990 7324 2000

II. KIR İSKÂN MERKEZLERİNDE

1. Değirmenler

Kır iskân merkezlerinin en önemli işletmelerinden biriydi. Bunlar çoğu zaman tahıl öğütülmesinde kullanılan “asiyablar” ve kabuklu nebatın ayıklanmasında faydalanılan “ding”ler olmak üzere iki öbek halinde düşünülebilir76.

Benzer Belgeler