• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Devleti’nde küçükbaş hayvanlardan alınan vergiye “adet-i ağnam” denilmekteydi. Küçük farlılıklar göz önünde bulundurulmaz ise, -çünkü vergi oranları sancaktan sancağa değişirdi- her kazada bu resmin, dinî rabıta dikkate alınmaksızın 2 veya 3 koyuna 1 akçe olarak alındığı

32 Suraiya FAROQHİ: Osmanlı’da Kentler..., s.191. 33 Ahmet GÜNEŞ: Kocaeli Sancağı, s. 160

bilinmektedir34. Hüdâvendigar Livasında ise koyun vergisi, “yörükde ve yerlüde resm-i ganem iki koyuna bir akçe”35 olarak belirlenmiştir.

“Resm-i ganem” akçesi, 1487 tahririnde sırasıyla, en fazla Göynük, Yenişehir ve –az miktarda- Yarhisar36dadır. 1521’de ise, Göynük’te resmî akçe miktarı, 5730 akçe; son tahrirlerde ise, -sırasıyla- Göynük (1574)’te 6966; Yenişehir’de (1573’de) 1270 ve son olarak Yarhisar’da (1574’te) 305 akçe olarak saptanmıştır.

Yarhisar’da “adet-i ağnam”ın düşük kalışı bu bölge halkının büyükbaş hayvancılıkla uğraşmış ihtimalini akla getirse de, -incelenen kayıtlardan çıkarılacağı kadarıyla- bunlar vergileri tespit edilmiş değil; beslenmesi tevcih edilmiş büyükbaş hayvanlardı.

Tablo–14

Küçükbaş Hayvancılığa Ait Vergi Miktarları Nahiyeler 1487 1521 157337–157438 Yenişehir 1135 0 1270 Yarhisar 85 0 305 Göynük 2915 4072 6966

Toplam 4135 4072 8541

Bursa ve dolaylarında sadece tarım yapılmamış; bu ovanın geniş bataklıklarında ve Karacabey civarındaki köylerde susığırı (manda) yetiştirilmişti. Çünkü arazinin bünyesi başka bir işi engellediği gibi, baharda geniş otlaklara olanak veren bir yapıya sahipti. Bugün bile, bu bölgedeki bazı köyler -geçmişteki bu işlerinden dolayı- “Susığırı” adıyla anılmıştır39.

34 Neşet ÇAĞATAY: “Osmanlı İmparatorluğunda Reayadan Alınan Vergi ve Resimler”, Ankara

Üniversitesi DTCF Dergisi, (Ankara, 1959), 5, s. 485.

35 KK. 67 (Hüdâvendigar Livası Mufassal Kanunnamesi), v. 2/b.

36 Oldukça az miktarda Nasreddînler karyesinde -divanî rakkamla- resmî akçe kayıtlıdır. TT. 23, s. 111. 37 Yenişehir Nahiyesi.

38 Yarhisar ve Göynük Nahiyeleri.

Yukarıda da temas edildiği gibi, Yarhisar’da yetiştirilen büyükbaş hayvanlar hakkındaki bilgiler tahriri defterlerine yansımıştır. Aravud karyesinde susığırcılığı ile birlikte derbentçilikle de uğraşmışlardı. İznik yakınlarda oturan bu karye reayası üzerinde, inek, düve, tosun, dana ve buzağı kayıtlı idi40.

Tablo–15

Büyükbaş Hayvan Sayısı

YARHİSAR İnek Düğe Tosun Dana Buzağı

1487 20 5 5 2 8

1530 25 5 5 8 8

Toplam 45 10 10 10 16

Yaylak ve Kışlak

Yaylak hukukî anlamda bir veya daha fazla köy halkının yaz mevsimini geçirmek ve iktisadî olarak hayatlarını idame ettirmek için faydalandıkları yüksek yerler;41 kışlak ise, -hayvan barındırılan ve ot temin edilen yer olarak tarif edilse42 de- daha tarihî bir tarifle, göçerlerin kış kampını ve otlaklarını ifade eder. Halil İnalcık’a nazaran43, “deniz yoluyla İstanbul’a büyük çapta hayvan ihracatıyla uğraşan yerel askerîler ve kentliler tarafından bu topraklar üzerinde kurulan hayvan çiftliklerine kışlak deniyor, bunlar bazen mezra ve çiftlik diye de anılıyordu”.

Genellikle “yaylak-ı x”, “resm-i kışlak”, “kışlak der- karye-i x” imlasıyla verilen bu verginin tüm nahiyelerde kayıtlı hâsılatı oldukça cüzi olmasına karşın, son sayımda Göynük’te hayli yükselmiştir.

40 TT. 23, s. 113; TT. 166, s. 28; KK. 80, v. 212/a.

41 Halil CİN: Türk Hukukunda Mera, Yaylak ve Kışlaklar (Ankara 19802), s. 4 42 Halil CİN:, Türk Hukukunda Mera …, s. 4

Kimi zaman “yaylak ve çayır”44, nadiren de olsa, “yaylak ve otlak” terkibiyle verilen bu kaleme ait öşrî miktar, Göynük’te, sırasıyla üç tarihe (1487–1521–1574) müteallik, 460, 862 ve 2278 akçe; Yenişehir ise 1487’de 680 ve 1573’de fazla artış göstermeden 850 akçe olmuştur. Yarhisar’da ise 1574’de -hayli az olmakla birlikte- “yaylak-ı Çam-bınarı” nda yıllık yaylak resmi 180 akçe olarak tahsil edilmişti45.

IV. BALIKÇILIK

Osmanlı ülkesinde, balıkçılık hem tatlı hem de tuzlu sularda yapılırdı. Merkezî idare, kalıcı işletmelerin (dalyan) kurulduğu yerlerde, çoğu kez tutulan balığın yüzde ellisi veya daha fazlasına varan vergi talebini gecikmeden ortaya koymuştur46.

Gerek Uludağ’ın derelerinde yetiştirilen alabalıklar ve gerekse İznik ve Ulubat Göllerinin balıkları eskiden beri meşhur olup; önemli bir taayyüş kaynağı idi. Birçok Roma devri kaynağında da İznik gölü mücavirindeki bazı balıkların (sazan, alabalık, yılanbalığı) ünü anlatılmıştır. Bursa’da, Bizans ve Osmanlı dönemi çini ve seramiklerinde balık figürü ayrıntılı bir biçimde kullanılmıştır. Ayrıca Uludağ ve çevresindeki köylerde çok ilginç çeşitli bitkiler vardı47.

İncelenen tahrir defterlerde, balıkçılıkla ilgili doğrudan bir malumat olmasa48 da, devletin, göl ve derelerdeki balıkların sahibi olarak ürünlerin denetimini yapmakta olduğunu mühimme kayıtlarından öğrenebilmekteyiz49.

44 Defterlerde kimi zaman karışık terkiple verildiğinden, çayır ve otlak resimleri –tarafımızdan- “yaylak” kalemiyle bir verilmiştir.

45 KK. 80, v. 218/a.

46 Suraiya FAROQHİ: Osmanlı Şehirleri ve Kırsal Hayatı, s. 76

47 Raif KAPLANOĞLU: Osmanlı İmparatorluğu’nun …. s. 94; Gülgün ÜÇEL- AYBET: Osmanlı

Dünyası…, s. 542

48 Yenişehir Nahiyesinde bir adet mukataa işletidiğini görmekteyiz: “K. Balıklagu: Hâsıl 5000” (KK. 75, v. 5/b)

V. ARICILIK

Tahrir defterlerinde “öşr-i asel”50, “resm-i küvare”, “resm-i asel”, “resm-i zenburiye”, “öşr-i kovan” ve “öşr-i petek” gibi mütenevvi isimler altında zikredilen bu vergi, reayanın elindeki arı kovanlarının mahsulünden, yani, baldan alınırdı.

Bölgelere göre aynî veya nakdî olarak da tahsil edildiği olurdu51. İnceleme konusu nahiyelerde “öşr-i küvare” ve “resm-i kovan” başlığı ile zikredilmişti

Tablo–16

Arıcılık İle İlgili Vergi Gelirleri Nahiyeler 1487 1521 1573 Yenişehir 220 0 167

Yarhisar 0 0 65

Göynük 698 848 1696

Toplam 918 848 1926

Nahiyelerde, birinci tahrir tarihine atfen, yani 1487’de, “resm-i küvare” Yenişehir’de 220 ve Göynük’te 698 akçedir. Yarhisar’da bu tarihte arıcılıkla ilgili bir kaydın olmayışı dikkat çekicidir.

Göynük’ün ikinci sayımında, kısaca 1521’de, 51 akçelik bir düşüş yaşanmıştır. 1573’de ise Yenişehir’de ”resm-i kovan” ve “öşr-i kovan” adıyla 167 akçe; Yarhisar’da –ilk tahrirde hiç olmaması ya da kayıt dışı oluşuna nazaran- 1574’de oldukça düşük bir miktarda, 65 akçe olarak kayıtlara yansımıştır. Hem üretim sahasının genişliği, hem nüfus yoğunluğu hem de 49 Örneğin, 1565’de Keşiş Dağının balıklarına avlanma yasağı getirilmişti. Bk. Raif KAPLANOĞLU,

Osmanlı İmparatorluğu’nun …. s. 172

50 “Raiyyetden öşr-i asel, bu sancakda sahib-i raiyyet üzerine kayd olunmuştur. Amma öşr-i aselden bedel her bir kovandan bi-hesabil- hâsıl bazı vilayette iki akçe ve bazı vilayette bir akçe alınırmış. Şimdi gene ol muceb üzerine kayd olunmuşdur.” KK. 67. v. 3/a.

ormanlık yapısıyla çekiciliği olan Göynük’te ise, 1574 yılında, hallice artarak 1696 akçeye fırlamıştır.

B. TİCARÎ ve SINAÎ HAYAT

Benzer Belgeler