• Sonuç bulunamadı

Çırakların Aldıkları Çıraklık Eğitimine İlişkin Değerlendirmeleri

3.2. Çırakların Eğitim Durumlarına İlişkin Analiz

3.2.2. Çırakların Aldıkları Çıraklık Eğitimine İlişkin Değerlendirmeleri

devam etmekte olup burada ilgili programlarda teorik eğitimlerini almaktayken; diğer günler meslekleriyle ilgili alanda bir iş yerinde çalışarak pratik eğitimlerini sürdürmektedirler. Bu Merkezde her çırak meslek dalıyla ilgili programda 10 saat ders görmekte, bu derslerin bir kısmı kültür dersleri diye geçen Türkçe-Matematikten oluşmakta kalan kısmı ise meslekle ilgili teorik derslerden oluşmaktadır. Çırakların Mesleki Eğitim Merkezine gelirken okul forması giymeleri zorunlu tutulmuştur. Sanayi ve hizmetler sektöründen çıraklık eğitimi için gelen çıraklar ilgili işkollarına ait sınıf ortamlarında eğitimlerini sürdürmektedirler.

Tablo 17. Çırakların Çıraklık Eğitimdeki Bölümleri

Sıklık Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

Motor-motor tamiri-motorsiklet tamiri 60 17,2 17,3 17,3

Elektrik elektronik-Elektrikli ev aletleri 60 17,2 17,3 34,6

Matbaa 2 ,6 ,6 35,2

Aşçılık-fırıncılık-pastacılık-tatlıcılık-

dondurmacılık-kasap 42 12,1 12,1 47,3

Kaporta 17 4,9 4,9 52,2

Sıhhi tesisat-doğalgaz ısıtma 7 2,0 2,0 54,2

Mobilya 43 12,4 12,4 66,6 Metal işleri-demircilik-kaynakçılık 8 2,3 2,3 68,9 Tekstil 6 1,7 1,7 70,6 PVC 7 2,0 2,0 72,6 Kuaför-Berber 62 17,8 17,9 90,5 İş makineleri-ziraat aletleri 5 1,4 1,4 91,9 Oto elektrik 24 6,9 6,9 98,8 Tornacılık 4 1,1 1,2 100,0 Toplam 347 99,7 100,0 Yanıtsız 1 ,3 Toplam 348 100,0

Çıraklık Eğitime gelen çırakların % 32.7’sinin (% 17.2 + % 4.9 + % 1.4 + % 6.9 + % 1.1) otomobil/motor tamir ve bakım merkezli işkollarıyla ilgili alanda eğitim aldığı görülmektedir. Erder ve Lordoğlu’nun (1993) araştırmasında da çırakların birinci

grubunda esas olarak oto-tamiri ile ilgili işler vardır. Dolayısıyla araştırma bulgularımız paralellik göstermektedir.

Araştırmamızın ikinci sırasında berberlik ve kuaförlük bölümünde eğitim alan çıraklar (% 17.8) yer almaktadır. Üçüncü sırada elektrik-elektronikle ilgili işkollarında (% 17.2) eğitim alan çıraklar gelmektedir. Mobilya işkolunda eğitim gören çıraklar (% 12.4) ile aşçılık vb. alanlarda eğitim alan çırakların oranı ise % 12.1’dir. Bu alanların dışında yer alan ve oran olarak daha az olan işkollarının (Matbaa, Metal işleri, Tekstil, PVC) ya organize sanayi bölgesinde ya da hem şehir hem de sanayide faaliyet gösterdikleri söylenebilir.

Çırakların çıraklık eğitimindeki işkollarının yukarıdaki dağılımına göre sanayi sektöründeki işkollarında yoğunlaştıkları görülmektedir. Hizmetler sektöründe yer alan çıraklar ise berberlik ve kuaförlük mesleklerinde yoğunlaşmıştır.

Bu tabloda dikkatimizi çeken bir nokta; tekstil alanında eğitim gören çırakların oldukça düşük bir oranda olmasıdır (% 1.7). Denizli kenti tekstil sektörünün önemli bir lokomotifi olarak bilinmektedir. Bu sektörde üretimlerini sürdüren büyük ölçekli fabrikalar genellikle yetişkin işçiler çalıştırmayı tercih etmektedir. Küçük ölçekli ve fason üretim yapan bazı işyerleri ise kayıtdışı olarak çocuk işçi çalıştırmaya yönelmişlerdir. Alan çalışması esnasında ulaşabildiğimiz tekstilde çalışan çocuk işçiler kayıtdışı olarak çalıştırıldıkları ve işverenlerin tutumlarından dolayı çıraklık eğitimine gelmediklerini sıklıkla dile getirmişlerdir.

Çıraklık eğitimine gelen çıraklarla görüşmelerimizde çıraklık eğitimine genellikle işyerlerinin aracılığıyla kayıt olduklarını görmekteyiz. İşyerleri dışında ise sıklıkla bir abi tavsiyesi ya da bir tanıdık tavsiyesiyle okula kayıt yaptırdıklarını dile getirmişlerdir. Çıraklara “ustan seni çıraklık eğitimine neden kaydettirmiş olabilir?” sorusu yöneltildiğinde çoğunlukla “belgemiz olsun”, “ileride dükkan açabileyim”, “bilmiyorum, hiç düşünmedim” şeklinde yanıtlar alınmıştır. Ancak işverenin sigorta ödememek için kendisini çıraklık eğitimine kaydettirdiğini ifade eden çıraklara da rastlanmıştır.

Çıraklık eğitimine kayıt olan çırakların çıraklık eğitimi almayı neden tercih ettikleri araştırılmak istenmiştir. Buna ilişkin bulgular Tablo 18’de verilmiştir.

Tablo 18. Çırakların Çıraklık Eğitimini Tercih Nedenleri

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde

Birikimli Yüzde

Meslek öğrenmek için 142 40,8 40,8 40,8

İşsiz

kalmamak için 2 ,6 ,6 41,4

Ustalık belgesi almak için 149 42,8 42,8 84,2

Çalıştığım işte daha bilgili ve becerili olmak

için 49 14,1 14,1 98,3

Sigortalı olmak için 6 1,7 1,7 100,0

Toplam 348 100,0 100,0

Çırakların çıraklık eğitimi almayı neden tercih ettiklerine dair dağılımlarını incelediğimizde ilk sırada % 42.8 oranıyla ustalık belgesi alma isteğinin yer aldığını görmekteyiz. Meslek öğrenmek için çıraklık eğitimi almayı tercih ettiğini belirten çırakların oranı % 40.8 ile ikinci sırada yer almaktadır. Çalıştığı işte daha bilgili ve becerili olmaya yardım etmesi için çıraklık eğitimi tercih edenler % 14.1 ile üçüncü sırada gelmektedir. Sigortalı olabilmek (% 1.7) ve işsiz kalmamak (% 0.6) için çıraklık eğitimi tercih edenler oldukça düşük bir oranda belirmektedir.

Tabloya göre ustalık belgesine sahip olmak çırakların çıraklık eğitimi almalarında öncelikli tercihleri olarak görülmektedir. Görüşme yapılan çıraklıkların önemli bir kesiminde de çıraklık eğitimi alma nedeni olarak; “belgemi almak ve kendi dükkanımı açmak” yanıtı alınmıştır.

Örgün eğitime devam etmediklerinden dolayı çalışmaktan başka seçeneği olmadığını düşünen çıraklar için meslek edinmek çok önemli bir olgu olarak gözükmektedir. Günümüz koşullarında mesleği öğrenmek tek başına yeterli değildir. Mesleki yeterliliğe sahip olmak önemlidir. Mesleki yeterliliğin geçerli olabilmesi için bir diplomaya/belgeye gerek vardır. Bundan dolayı çırakların birçoğunun hayalinde “belgeli mesleğini” eline almış ve kendi işyerini açmış geleceğin ustası olma düşüncesi yatmaktadır. Çıraklık eğitiminin onlara sağlayacağı ustalık belgesinin onlara bir gelecek garantisi olduğunu, onlara umut kapısı olarak görüldüğünü söyleyebiliriz.

Çıraklık eğitimi alan çırakların çıraklık eğitimini nasıl değerlendirdiklerine değinmek yerinde olacaktır. Çıraklar genel olarak çıraklık eğitimine gelmekten mutlu gözükmekte, ustalık belgesi alacakları için kendilerini şanslı görmektedir. Çıraklık eğitiminde derslerin kendilerini mesleklerinde başarılı yapacaklarını düşünmektedirler. Erder ve Lordoğlu’nun (1993) araştırmasında da çıraklık okuluna giden çırakların tümü okula devam etmekten memnundur.

Çıraklarla yapılan görüşmelerimizde çıraklık eğitimine dair sıklıkla olumlu ifadeler kullanılmıştır. Çırakların okuldaki hocalara karşı yaklaşımları ise son derece olumludur. Hocalarının çıraklara karşı ılımlı yaklaşımı çıraklarda kendilerine değer verildiği duygusu yaratmaktadır. İşyeri ortamında çırakların ustalarından gördükleri kaba muameleler ve sık azar işitmeleri dolayısıyla okul ortamında kendilerini önemli ve değerli hissettirmektedirler. Ayrıca okul gününün gelmesini iple çektiklerini, okula gidecekleri için çok heyecanlandıklarını sıklıkla belirtmişlerdir.

Çıraklar, çıraklık eğitimi arkadaşlarıyla güzel vakit geçirebildikleri, onlarla teneffüslerde bir araya gelip bahçede futbol, basketbol oynayabildikleri sohbet edebildikleri farklı arkadaş ortamlarına girebildikleri bir yer olarak algılamaktadırlar. Okulda teneffüslerde müzik yayını yapılmakta, çıraklar öğle arasında okul yemekhanesinde hocalarıyla birlikte yemek yiyebilme olanağına sahip olmaktadırlar. Çıraklar sıkılıkla işyerlerinde peynir ekmek, tost, kokoreç vb. sağlıksız gıdalarla beslendikleri için okulun yemekhanesinde verilen yemeklerin sulu ve etli olması onların çok hoşuna gitmektedir. Çıraklar okulun temiz olmasından ve okulun yemekhanesinden son derece memnundur. Günlük yemek fiyatının “1 lira” olması haftalıklarını düzenli harcamak durumunda olan çıraklar için büyük bir olanak olarak görülmektedir.

Görüşme yapılan çıraklar okula gelmekten mutlu olduklarını dile getirirken okul formalarından da mutlu oldukları gözlenmiştir. Bu bağlamda çocuklara okula gelirken beyaz gömlek giyiyorsun kravat takıyorsun nasıl bir duygu hissediyorsun? sorusu yöneltilmiştir. Çırakların tamamına yakını bu durumdan memnuniyetlerini dile getirmiştir. Sanayide üstlerinin yağ pas içinde olduğundan dolayı okul formalarıyla temiz bir şekilde okula geldiklerinde kendilerini özgüvenli hissettiklerini, okul kıyafetinin kendilerine gurur verdiğini, kendilerini işyerinde çalışanlardan farklı ve özelmiş gibi hissettiklerini, öğrenci kimliğine büründüklerini ısrarla vurgulamışlardır.

Dolayısıyla okul formalarının onlarda adeta bir statü sembolüne dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Çırakların Mesleki Eğitim Merkezinde verilen eğitimin niteliğine ilişkin düşünceleri ise Tablo 19’dan hareketle irdelenecek olup çırakların kendi bakış açılarına göre verilen eğitimi nasıl gördükleri üzerinde durulacaktır.

Tablo 19. Çırakların Verilen Çıraklık Eğitimi Hakkındaki Düşünceleri

Sıklık Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde İşimde daha

bilgili ve becerili olmamı sağlıyor 235 67,5 67,5 67,5

Verilen eğitimin yetersiz olduğunu

düşünüyorum 22 6,3 6,3 73,9

İşyerinde yorulduğum için verilen

eğitimi anlamıyorum 34 9,8 9,8 83,6

Çıraklık eğitimini zaman kaybı olarak

görüyorum 44 12,6 12,6 96,3

Başka 13 3,7 3,7 100,0

Toplam 348 100,0 100,0

Vali Necati Bilican Mesleki Eğitim Merkezi’nde çıraklık eğitimi alan çırakların verilen çıraklık eğitimiyle ilgili düşüncelerine bakıldığında, çırakların % 67.5’i verilen eğitimin işinde daha bilgili ve becerili olmalarını sağladığını düşünmektedir. Böyle düşünmelerinde çıraklık eğitiminde öğrendiklerinin kendilerine sadece mesleki anlamda değil insanlarla iletişim kurmalarında ve hesap yapmalarında katkı sağlamasının etkili olduğunu gözlemlerimiz ve görüşmelerimizden hareketle söyleyebiliriz.

Çıraklık eğitimini zaman kaybı olarak görenlerin oranı % 12.6’dır. Böyle düşünen çıraklara derinlemesine görüşmelerde de rastlanmıştır. Bu çıraklar mesleği işyerlerinde öğrendiklerini düşündüklerinden dolayı okula gelip eğitim almayı anlamsız bulduklarını dile getirmişlerdir.

İşyerinde yorulduğu için verilen eğitimi anlamadığını belirten çıraklar % 9.8’lik bir orana sahiptir. Verilen eğitimin yetersiz olduğunu düşünen çırakların oranı ise % 6.3’tür. Nitekim görüşmelerimizde de bazı çıraklar okulda verilen eğitimin yetersiz olduğunu vurgulamış daha faydalı olması için okulun sadece teorik eğitimle sınırlı kalmamasını, teoride anlatıldıktan sonra hocalarının uygulamalı olarak ilgili atölyelerde gösterilmesi gerektiğini sıklıkla dile getirmişlerdir.

Çırakların çıraklık eğitiminde verilen eğitim hakkındaki düşünceleri kadar

onların çıraklık eğitiminde öğrendiklerini işlerinde ne kadarını uygulayabildikleri önemli olmaktadır. Öğrenilenlerin işyerinde uygulanma durumu Tablo 20’de gösterilmektedir.

Tablo 20. Çırakların Mesleki Eğitim Merkezi’nde Öğrendiklerini İşlerinde Uygulama Durumu

Sıklık Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

Öğrendiklerimin tamamını uygulayabiliyorum 118 33,9 33,9 33,9

Öğrendiklerimin bir kısmını uygulayabiliyorum 131 37,6 37,6 71,6

Okulda öğrendiklerimin işyerinde yaptığım işlerle

ilgisi yok 64 18,4 18,4 89,9

Usta okulda öğretilenleri değil kendi öğrettiklerini

uygulamamı istiyor 31 8,9 8,9 98,9

Başka 4 1,1 1,1 100,0

Toplam 348 100,0 100,0

Çırakların Mesleki Eğitim Merkezi’nde öğrendiklerini işlerinde uygulayabilme durumlarına dair dağılımları incelendiğinde öğrendiklerinin bir kısmını uygulayabildiğini söyleyen çırakların oranı % 37.6 ile ilk sırada yer almaktadır. Öğrenilenlerin tamamını uygulayabilenler % 33.9’luk bir payla ikinci sıradadır. Çırakların % 18.4’ü çıraklık eğitim merkezinde öğrendiklerinin işyerinde yaptığı işlerle ilgisi olmadığını düşünmekteyken; % 8.9’u da ustalarının okulda öğrenilenleri işyerinde uygulamalarını istemediğini belirtmektedir.

Bu tabloya göre çıraklar, çıraklık eğitiminde öğrendiklerinin çoğunu kendi işlerinde uygulayabilme olanağına sahiptir. Buna rağmen okulda öğrendiklerinin yaptığı işle ilgisi olmadığını düşünenlerin oranı (% 18.4) azımsanmayacak boyuttadır. Görüşmelerimizde de bazı çıraklar tarafından bu durum sıklıkla dile getirilmiştir. Bu çırakların bir kısmı kendi meslek dallarından farklı meslek dallarının sınıflarında yer aldıkları için, özellikle tekstil sınıfındaki çıraklar kendi işleriyle alakası olmayan yöntemle ve işyerindeki teknolojiyle örtüşmeyen basit el tezgahlarında uygulama yaptıkları için serzenişte bulunmuşlardır.

Ustaların okulda öğrenilenleri işyerinde uygulama olanağını tanımaması üzerinde durulması gerekmektedir. Bu durumun okul-işyeri (teori-pratik) arasında bir çelişkiden kaynaklandığı düşünülebilir. Ayrıca çırakların ustalarının okulda

öğrendiklerini işte uygulamalarını istemediğini belirtmesi ustaların çıraklık eğitimine dair düşüncelerinin bir yansıması olduğunu da söyleyebiliriz. Alanda ustalarla yapılan görüşmelerimiz sırasında görüşülen ustalar tarafından sıklıkla okulda verilen eğitimin belirleyici olmadığı, çırakların “çekirdekten” ustanın yanında yetişerek mesleği öğrenebilecekleri dile getirilmiştir.

Çırakların verilen eğitim hakkındaki düşüncelerinin ve işyerinde uygulama durumlarının öğrenilmesinin ardından çıraklık eğitiminin çıraklara daha faydalı olabilmesi için neler yapılması gerektiği sorulmuş, çırakların bu konudaki görüşleri araştırılmak istenmiştir. Bu bağlamda öncelikle çırakların önerileri Tablo 21’den hareketle irdelenecek sonrasında çırakların kendi bakış açılarından nasıl değerlendirdikleri betimsel olarak sunulacaktır.

Tablo 21. Çıraklık Eğitiminin Çıraklara Daha Faydalı Olabilmesi İçin Sunulan Öneriler

Sıklık Yüzde Geçerli

Yüzde

Birikimli Yüzde

Çıraklık eğitimi iki gün olsun 155 44,5 44,5 44,5

İş ve kişisel sorunlarımız için psikolojik ve

sosyal danışmanlık yapılsın 16 4,6 4,6 49,1

Çıraklık eğitiminin lise ve üniversite gibi ilgi görmesi için çıraklık konusunda toplum daha fazla bilgilendirilsin

45 12,9 12,9 62,1

İşçi sağlığı ve iş güvenliği hakkında bize bilgiler

verilsin 13 3,7 3,7 65,8

Otobüste, dolmuşta vb. yerlerde bizden de

öğrenci ücreti alınsın 45 12,9 12,9 78,7

Resim, Müzik, Beden eğitimi gibi dersler ve

sosyal etkinlikler olsun 59 17,0 17,0 95,7

Başka 15 4,3 4,3 100,0

Toplam 348 100,0 100,0

Çıraklık eğitiminin çıraklara daha faydalı olabilmesi için neler yapılmalı? sorusuna verilen yanıtların dağılımına bakıldığında çırakların önemli bir kısmının (% 44.5) çıraklık eğitiminin iki gün olmasını istediği görülmektedir. Resim, müzik, beden eğitimi gibi derslerin ve sosyal etkinliklerin olmasını isteyen çırakların oranı % 17’dir. Otobüste, dolmuşta vb. yerlerde öğrenci ücreti alınmasını isteyen çırakların oranı % 12.9 iken; çıraklık eğitiminin lise ve üniversite gibi ilgi görmesi için toplumun bilgilendirilmesini isteyen çırakların oranı da % 12.9’dür. Çırakların % 4.6’sı işçi sağlığı ve güvenliği hakkında bilgilendirilme yapılmasını isterken; iş ve kişisel sorunları için psikolojik ve sosyal danışmanlık yapılmasını isteyen çıraklar % 3.7 oranındadır.

Okullu çıraklar arasında “çıraklık eğitimi iki gün olsun” söylemi bir slogan haline dönüşmüş olduğu gözlenmiştir. Anket verilerinin girişi esnasında anket formlarında bir çok çocuğun çıraklık eğitimi iki gün olsun seçeneğinin yanına not düşmeleri dikkatimizi çekmiştir. Görüşmelerimizde de çıraklar, çıraklık eğitiminin iki gün olmasını farklı gerekçelerle dile getirmişlerdir:

“okul bir gün az, öğrenemiyoruz iki gün olsun”; “okula gelmek beni mutlu

ediyor, işteki yorgunluğumu okulda atıyorum”; “daha fazla ders, daha fazla bilgi”; “işten kaytarmak için”; “okulda daha fazla vakit geçirip daha çok bilgi almak ve iş yerinde fazla yorulduğumuz için”; “işyerinden uzak ve stressiz iki gün geçirmek”; “okulu seviyorum”; “eski okul günlerimi özlüyorum”; “arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek istiyoruz”; “arkadaşlarla eğlenceli güzel vakit geçiriyoruz”, “ okul olunca tatil oluyor gibi bir gün daha dinleniyoruz”.

Çırakların resim, müzik, beden eğitimi derslerini görmek ve sosyal aktivitelerden

yararlanmak istemeleri (% 17) onların sosyalleşme gereksiniminde olduklarının bir göstergesidir. Bu bağlamda sürekli işyeri-ev döngüsü içinde günlerini geçiren çırakların sanatsal faaliyetlere ve sosyal yönlerinin gelişimini sağlayacak derslere özlem duyduğunu söyleyebiliriz. Otobüste, dolmuşta öğrenci ücreti alınmadığını tam ücret alındığını söyleyen çırakların olduğu ve bu durumdan rahatsızlık duydukları da görülmektedir. Görüşme yapılan çıraklardan bazıları, çıraklık eğitimde okuyanlara çifte standart uygulandığını özellikle toplu taşıma ücretlerinde bu durumu yaşadıklarını ve böylesi bir uygulamadan rahatsızlık duyduklarını dile getirmişlerdir.

Otobüse dolmuşa veriyorum tam bilet. Öğrenci vermek istiyoruz ama siz öğrenci değilsiniz diyolar bize. Çıraklık eğitimde okuyan bir öğrenciyi, öğrenci olarak görmüyorlar işçi olarak görüyorlar (Ada).

Mesleki Eğitim Kanunu (m. 11) gereği onlar öğrencidir ve öğrencilik haklarından yararlanmaları gerekir. Okul idaresinden talep edildiği takdirde öğrenci belgesi alınarak bu durumdan yararlanabilme olanakları vardır. Ama alanda geçirilen süreçte çırakların çoğunun bu imkândan haberdar olmadığı gözlenmiştir. Bu durumda Mesleki Eğitim Merkezi tarafından çıraklara gerek ulaşımda gerekse diğer alanlarda çırakların sahip olduğu öğrencilik hakları konusunda bilgilendirme yapılması gerektiğini söyleyebiliriz.

Çıraklık eğitiminin lise ve üniversite gibi ilgi görmesi ve çıraklık konusunda toplumun bilgilendirilmesi gerektiğine inanan çırakların olması; çırakların toplumda belli bir statüye sahip olmak istedikleri ve toplum tarafından değerli görülmeye gereksinim duydukları şeklinde yorumlanabilir. Bu konuyla ilgili anket formuna bir çırak tarafından şu not düşülmüştür: “Meslek sahibi olmak ve sevilmek istiyoruz”. Çıraklar işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili bilgilendirilme yapılması gerektiğini de düşünmektedir (% 3.7). Bu konuyla ilgili derslerde bilgilendirme yapılsa da bu oran çocukların bunu yeterli görmediğinin bir ifadesidir. Üst sınıflarda işçi sağlığı ve güvenliğine dair daha fazla bilgi sahibi olunduğu ama alt sınıflardaki çocukların bu konu hakkında pek bilgi sahibi olmadığı gözlenmiştir. Çırakların iş ve kişisel sorunları için psikolojik ve sosyal danışmanlık yapılması (% 4.6) gerektiğini düşünmesi onların rehberliğe ihtiyaç duyduklarının bir ifadesidir. Buna dair anket formlarından birinde çırağın yazdığı şu not dikkatimizi çekmiştir: “psikolojik danışmanlık istiyorum işten dolayı çok yıprandım”. Çıraklar içinde bulundukları zorlu çalışma koşullarında

danışmanlık ihtiyacı duymaktadırlar. Mesleki Eğitim Merkezinde 2016 yılından itibaren rehberlik öğretmeni vardır. Ancak alanda bulunduğumuz sürede rehber öğretmenin doğum izninde olması nedeniyle rehberlik öğretmeniyle görüşme yapılamamıştır. Alandaki gözlemlerimiz ve çıraklarla yapılan sohbetlerden çırakların çoğunluğunun okulda rehberlik öğretmeninin olduğundan haberdar olmadıkları anlaşılmıştır.

Tablo 21’dekine benzer sonuçlar çıraklarla yapılan görüşmelerde de ortaya çıkmıştır. Görüşme yapılan çıraklar sıklıkla çıraklık eğitimin iki gün olmasına; resim, müzik, beden eğitimi gibi sosyal içerikli derslerin olmasına vurgu yapmışlardır. Kendi ilgi alanları dahilinde çıraklık eğitimine önerilerde bulunmuşlardır. Çırakların bu konu hakkındaki görüşleri çırakların eğitim aldıkları okulu ve içindeki çırakların özelliklerini betimlemesi açısından önemlidir.

Görüşme yaptığımız öğrenci çıraklara size yetki verilseydi Mesleki Eğitim

Merkezini nasıl düzenlerdiniz? sorusu yöneltilmiştir. Çıraklar sıklıkla sanatsal yönlerini sergileyecekleri ve hayal güçlerini kullanabilecekleri etkinliklere vurgu yapmışlardır. “Şiir dinletileri ve tiyatro gösterileri düzenlerdim”, “okul bahçesine ayrı ayrı futbol sahası, basketbol sahası yapardım” şeklinde yanıtlar vermişlerdir. Bulut’un da ifade ettiği gibi, “her öğrencinin güçlü bir yanı vardır. Kiminin resme, müziğe, kiminin tiyatroya spora ilgisi olabilir. İlgi alanlarına giren etkinliklere katılmak ergenlerin kişilik

gelişimlerine önemli katkılarda bulunur” (2008: 78). Araştırmamız kapsamındaki çırakların da çeşitli faaliyet dallarına ilgisi olduğu ve bunları geliştirme özleminde oldukları dolayısıyla çıraklık eğitimin düzenlenmesi konusuna bu düşüncelerini yansıttıkları görülmüştür.

Çıraklık eğitimde sosyal ve sanatsal faaliyetlerin eksikliğine değinen çırakların yanında okuldaki öğrenci profiline ve disipline de vurgu yapılmıştır. Çıraklık eğitiminin cinsiyetçi görünümünden şikayetçi olan, yaygın olarak argo kullanıldığını dile getiren, bazı öğrencilerin yaramazlığından ve kaba davranışlarından dolayı çıraklık eğitimin kalitesinin zarar gördüğünü düşünen ve “bana yetki verilseydi kız erkek sayısını eşitlerdim, argo konuşmaları ve kaba davranışları engellerdim” şeklinde ifadelerde bulunan çıraklara rastlanmıştır.

Çıraklık eğitimine gelen çırakların önemli bir kısmı erkek çıraklardır. Bu çocuklar aynı zamanda ergen, halk tabiriyle delikanlı olarak da adlandırabileceğimiz yaşlar içinde yer almaktadır. Aralarında kavgacı bir yapıya sahip olanlar da bulunmaktadır (Hatta bu durum göz önünde bulundurularak okulda güzel bir uygulama yapılmıştır. Çırakların enerjilerini atmaları ve birbirleriyle kavga etmek yerine kum torbasını yumruklamaları için okul bahçesine bir tane kum torbası konulmuştur). Çıraklar içinde bulundukları sosyal çevreden önemli ölçüde etkilenmektedir. İş çevrelerinde sürekli argo ve kaba konuşmalar yaygınlık gösterdiğinden bazılarının üslupları da kaba olabilmektedir. Bu çocuklar arasında argo konuşmalar ve sigara içmek oldukça yaygındır. Dolayısıyla, bu durumdan rahatsız olan ve serzenişte bulunan çıraklar da vardır.

Çıraklık eğitimde çeşitli dallarda yarışmalar düzenlenmesinin çıraklar için faydalı olacağını dile getirenler de olmuştur: Mesela rep yarışması olsa freestyle falan iyi olur (Berke). Çıraklık eğitimi bünyesinde farklı zevklere sahip öğrenci grupları

bulunmaktadır. Alt kültür olarak nitelendirilebileceğimiz hiphop çırakları da diyebileceğimiz gruplar bulunmaktadır. Bunlar rep müzik dinlemekten ve rap yapmaktan büyük zevk almaktadır. Bunlar arasında tam anlamıyla hiphopa gönül vermiş olanlar ve bu işi profesyonel olarak yapanlar bulunmaktadır. İçlerinde kendi rap gruplarını kuranlar olup her birinin ayrı mahlası vardır. Çıraklar arasında grafiti yapanlar da bulunmaktadır. Yine grafiticiler de kendi aralarında gruplaşmaktalar ve

kendilerine özgü mahlaslarda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Dolayısıyla bu çırakların da çıraklık eğitimden beklentileri bulunmaktadır.

Çıraklar arasında güvercin beslemek, onların tabiriyle “kuş uçurmak” çok yaygın bir uğraş alanıdır. Dolayısıyla özellikle güvercin beslemek için okul bahçesine hayvanat bahçesi yaptırılmasını isteyen çıraklara rastlanmıştır.

Çıraklık eğitimdeki erkek öğrencilerde motosiklet ve şahin/doğan marka araba

kullanımı oldukça yaygındır. Motosiklet ve elektrikli bisikletleri çoğunlukla çıraklar kullanırken, şahin/doğan arabalar genellikle kalfalık ve ustalık eğitimine gelenler tarafından kullanılmaktadır. Yaygın olarak kullanılan bu araçlar için park sorunu yaşanmaktadır. Gerek görüşmelerde gerekse çıraklarla teneffüslerdeki sohbetlerimizde bu duruma çok sık değinilmiştir. Motosikletlerinin özellikle yağmurdan ıslanmaması için üstü kapalı park yerlerinin yapılmasını önerenler olmuştur.

Nihai olarak çırakların eğitim durumlarına ve aldıkları çıraklık eğitimine dair bulguları özetlersek; çıraklar ilk-ortaokul dönemlerinde okulla birlikte Kur’an kurslarına