Strateji Planlama ve Kurumsal Performans Yönetimi
Aylık Ekonomi Bülteni
Eylül, 2015
Öne Çıkanlar
İçindekiler
Not: Rapordaki tüm veriler raporun çıktığı tarih itibariyle güncellenmiştir.
Öne Çıkanlar
ABD’de açıklanan veriler ekonomideki güçlenmenin ivme kazandığına ve faiz artırımı için Fed’in elini güçlendirdiğine işaret etti. Ağustos ayında tüketici güveni Temmuz’daki düşüşün ardından ciddi sıçrama sağlarken, açıklanan ikinci tahmin verilerinde ikinci çeyrek büyümesi %2,3’ten (ilk tahmin) %3,7’ye belirgin şekilde yukarı revize edildi. Açıklanan diğer veriler, dayanıklı mal siparişlerinde son iki aydır güçlenme yaşandığını gösterdi. Fed Başkan Yardımcısı Fischer’in Jackson Hole toplantısında yaptığı konuşma da Fed’in enflasyon konusunda çok fazla endişeli olmadığına ve %2’lik hedefin yakalanmasını beklemeden faiz artırımlarının (küçük adımlarla) başlatılabileceğine işaret etti.
Ancak, 24 Ağustos Pazartesi günü Çin borsasının yaklaşık %8,5 civarı gerilemesiyle Avrupa ve ardından ABD borsaları sert kayıplar verdi. Borsaların yanı sıra başta petrol olmak üzere emtia fiyatları tarihi düşük seviyelere gerilerken, gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimleri dolar karşısında geriledi, volatilite endeksleri sert yükseliş gösterdi. CBOE Volatilite Endeksi (VIX) Euro Bölgesi krizinden bu yana en yüksek seviyesine ulaştı.
Büyüme endişeleri ve satış dalgası karşısında Çin Merkez Bankası Salı günü Kasım’dan bu yana 5. faiz indirimi gerçekleştirdi, bankaların zorunlu karşılık oranlarında da indirime gitti. Perşembe günü ise Banka piyasaya 150 milyar Yuan (23,4 milyar dolar) enjekte etti ve başta Çin olmak üzere dünya borsaları sert yükseliş yaşadı, petrol fiyatlarında kayda değer toparlanma yaşandı ve 41 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı 50 doları gördü.
Küresel çapta yaşanan çalkantı Fed’in bu yıl içerisinde faiz artıramayacağı yönündeki beklentileri de besledi. Bunda finansal istikrar kaygılarının yanı sıra düşen emtia fiyatlarının ve Yuan’daki gerilemenin (ve güçlenen doların) ABD’de deflasyonist baskıları artıracağı ve %2’lik enflasyon hedefine yaklaşmayı güçleştireceği beklentileri etkili oldu. Özellikle Eylül ayına yönelik (ki Eylül en güçlü olasılık olarak görülüyordu) beklentiler ciddi oranda gerilerken, Aralık ve 2016 olasılıkları güç kazandı.
Eurostat tarafından açıklanan ikinci çeyrek (1. Tahmin) büyüme verilerine göre, Euro Bölgesi ve Avrupa Birliği ekonomileri bir önceki çeyreğe göre (mevsimsel etkilerden arındırılmış) olarak %0,3 ve %0,4 büyüdü. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre bakıldığında, büyüme rakamlarının Euro Bölgesi için %1,2 Avrupa Birliği için ise
%1,6 şeklinde olduğu görüldü. Rakamlar piyasa tahminlerinin hafif altında kaldı. Öte yandan Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon, Haziran verisi ile aynı %0,2 olarak gerçekleşti. Yıllık çekirdek enflasyon ise Haziran ayının
%0,8'lik düzeyinden %1'e yükseldi.
Yurt içinde ise yeniden seçim kararının alınmasıyla artan siyasi belirsizliklerin baskısı altındaki Türkiye varlıkları, dışarıdaki finansal çalkantının da eklenmesiyle sert satış dalgasına maruz kaldı. Ancak Çin Merkez Bankası’nın hafta ortasında attığı adımlarla küresel piyasalarla beraber Türkiye piyasaları da bir miktar soluklandı. Böylece USD/TL Ağustos ayını 2.921 seviyesinde tamamlarken Borsa İstanbul 75.210 seviyesinden kapanış yaptı. 2-yıllık gösterge tahvilin faizi ise 10,99 düzeyinde ayı tamamladı.
4
1 Öne Çıkanlar
2
Piyasa Gelişmeleri
1
Dünya Ekonomisi
Türkiye Ekonomisi
Makroekonomik Gelişmeler
Büyüme
Büyüme: Öncü Göstergeler
Enflasyon
İşgücü Piyasası
Dış Ticaret
Ödemeler Dengesi
Merkezi Yönetim Bütçesi
TCMB
Bankacılık Sektörü
Bankacılık Sektörü Genel Görünümü
Özet Makroekonomik Veriler
2 4 4 5 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 16
Sayfa
Veri Gündemi
175
6
3
DÜNYA EKONOMİSİ
2 Fed’in ilk faiz artırımının zamanlamasına ilişkin belirsizliklerin sürmesi ve Çin Merkez Bankası’nın yuanın
değerini devalüe etmesi küresel piyasalar üzerinde önemli ölçüde etkili oldu. Yurt içinde ise, genel seçimlerin ardından oluşan belirsizlik ortamı koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalmasıyla daha da derinleşti.
Gelişmiş ülke 10-yıllıkları Ağustos ayında yatay seyrederken Kasım ayında erken seçim yapılması kararının alınması yurt içi piyasalar üzerindeki baskının artmasına neden oldu. Bu çerçevede Türkiye 10-yıllıkları Ağustos ayını %6 artışla 10,24 seviyesinde tamamladı.
Fed yetkililerinin büyük çoğunluğunun ekonomik büyüme ile istihdamın istenilen seviyelere gelmediği ve bu nedenle faiz artırımı için hala erken olduğunu düşünmesi uluslararası piyasalarda değerlenme eğiliminde olan dolara güç kaybettirdi ve EUR/USD paritesi Ağustos ayı içerisinde 1,17 düzeyinin üzerine yükseldi.
Gelişmiş ülke Merkez Bankaları, para politikası toplantılarında faiz değişikliğine gitmedi. ABD Merkez Bankası Fed toplantı metninde ekonomik toparlanmaya ilişkin vurgularını tekrarlarken, faiz artırımının zamanlamasına ilişkin ek bir sinyal vermedi.
DÜNYA EKONOMİSİ
Fed’den gelen karmaşık sinyaller neticesinde dolardaki değer kaybı nedeniyle Ağustos ayında bir miktar yükselen altın fiyatları 31 Ağustos itibariyle 1.131 USD/ons düzeyinde gerçekleşti.
İran ile batılı devletler arasında anlaşmaya varılması ve Çin ekonomisindeki yavaşlamanın petrol talebinin azalmasına yol açacağı öngörüsü altın fiyatlarındaki düşüşte etkili oldu. Ancak Ağustos ayının son günlerinde ABD’de petrol stoklarının azalması ve Nijerya’da arzın düşmesine bağlı olarak bir miktar yükseliş gözlendi.
Ağustos ayında gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında genel olarak değer kaybı yaşadı. Yurt içinde ise erken seçim kararının yanı sıra Fed’in faiz artırımına ilişkin bekleyişler ve iç güvenlik endişeleri nedeniyle döviz kurlarında sert hareketler gözlendi.
Çin’de Yuan’ın Ağustos’ta devalüe edilmesi küresel piyasalarda sert dalgalanmalara neden olurken, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği yönündeki endişelerin de etkisiyle küresel ölçekte risk algısı bozuldu ve endişe endeksi dramatik bir artışla 50 düzeyini aştı.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
PİYASA GELİŞMELERİ
Fed’in faiz artırımına ilişkin belirsizliklerin devam etmesinin yanı sıra Çin borsasına paralel olarak küresel piyasalarda yaşanan düşüşler Borsa İstanbul’a da yansıdı. Borsa İstanbul Ağustos ayını %5,9 kayıpla 75,210 seviyesinde tamamladı.
Erken seçim kararı, Fed’in faiz artırımına ilişkin bekleyişler ve iç güvenlik endişeleri USD/TL’nin Ağustos ayında yukarı yönlü hareketinde etkili oldu. USD/TL kuru 3 seviyesine yaklaşırken, EUR/TL kuru da 3,38 seviyesini aştı. TCMB’nin son dönemdeki hamlelerinin kurlar üzerindeki etkisi sınırlı oldu.
Yurt dışında Fed bekleyişleri ve Çin; yurt içinde ise yoğun siyasi gündemin etkisiyle Ağustos ayında tahvil ve bono piyasasında faiz oranları yükseldi ve 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %11 seviyesini aştı.
Ağustos ay gelişmekte olan ülkelere yönelik endişelerin artış eğilimi sergilediği bir ay oldu. Bu çerçevede ayın son haftasına kadar MSCI endeksleri düşüş eğilimi sergilerken ayın son haftasında Çin hükümet yetkililerinin piyasaları rahatlatmak adına aldığı önlemlerin etkisiyle bir miktar artış gözlendi.
BÜYÜME
5 Türkiye ekonomisi 1. çeyrekte %1,6 olan piyasa beklentilerinin üzerinde yıllık %2,3 büyüme kaydetti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış önceki çeyreğe göre büyüme, 4. çeyrekteki %0,8’lik büyümeyi takiben, %1,3 olarak gerçekleşti.
Büyümenin kaynaklarına bakıldığında, tüketici güven endeksindeki zayıflığa karşın, yılın ilk çeyrek büyümesinin 3,1 puan ile büyük oranda özel tüketim harcamaları tarafından karşılandığı, yatırım tarafındaki (hem özel sektör hem kamu sektörü açısından) zayıflığın ise devam ettiği görüldü. Nitekim toplam yatırımlar ilk çeyrek büyümesine katkı sağlamadı. Yine de özel sektörün makine teçhizat harcamalarındaki artış bir miktar cesaret verici görünüyor. Beklendiği gibi dış talebin büyümeye olan negatif katkısı 2015 1.Ç’de daha da belirgin hale geldi (1,2 puan). Hatırlanacağı gibi dış talep geçen yılın son çeyreğinde -0,4 puan ile 2013 4. Ç’den sonra ilk kez negatif katkı gerçekleştirmişti. Sektörel olarak bakıldığında ise sanayi, tarım ve hizmetler 1. Çeyrekte sırasıyla, yıllık bazda %0,8, %2,7 ve %4,1'lik büyüme kaydetmiş bulunuyor. İnşaat sektöründe ise %3,5’lik bir daralma yaşandı.
BÜYÜME: ÖNCÜ GÖSTERGELER
Haziran ayında sanayi üretimi yıllık bazda takvim etkisinden arındırılmış olarak sırasıyla %5,5 artış gösterdi. Temel mallar bazında detaylara bakıldığında, genele yayılmış bir güçlenme göze çarptı. Diğer yandan, mevsimsel etkilerden arındırılmış İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı 74,2 ile bir önceki aya oranla 0,8 baz puanlık bir düşüş kaydetti.
İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), Ağustos ayında 50,1 seviyesinden 49,3’e geriledi. Bu şekilde Türkiye PMI'ı yılın ilk 8 ayında 6. kez daralma bölgesine düşerken, son veri dönem ortalamasıyla da uyumlu gerçekleşti.
Tüketici güven endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre %3,6 oranında azalarak 62,35 değerine geriledi. Perakende ticaret sektörü güven endeksi %2,6 azalarak 101,86 değerine geriledi. Hizmet sektörü ve inşaat sektörü güven endeksleri Temmuz ayına göre %0,7 oranında azalarak 100,65 ve 82,10 değerlerine düştü.
Ağustos ayı Mevsimsellikten arındırılmış bazda Reel Kesim Güven Endeksi bir önceki aya göre 0,1 puanlık hafif düşüş gösterdi ve 103,0 oldu. RKGE’nin, üretim hacmi (3 puan), ihracat siparişi (2.8 puan) ve yatırım harcamaları (3,1 puan) gibi bir çok alt kalemi aylık bazda artış gösterse de endeks bir yıl öncesine göre düşük seviyelerde seyrediyor.
ENFLASYON
7 Ağustos’ta TÜFE aylık bazda %0,40 oranında yükselerek beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Yurt İçi ÜFE de
(Yİ-ÜFE) bu dönemde %0,98 oranında yükseldi. Böylece yıllık tüketici fiyatları enflasyonu Ağustos’ta %7,14 düzeyine yükselirken yıllık Yİ-ÜFE enflasyonu da bir miktar artış kaydederek %6,21 seviyesine çıktı.
TCMB tarafından yakından izlenen çekirdek enflasyon göstergeleri olan H ve I endeksleri sırasıyla 7,83 ve 7,66 değerlerine yükseldi. Endekslerin yukarı yönde hareket etmesi enflasyonun gelecek dönemdeki seyri açısından olumsuz bir görünüm sunuyor.
İŞGÜCÜ PİYASASI
Mayıs ayında işsizlik oranı önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puanlık artış göstererek %9,3’e yükseldi. Ancak diğer yandan rakam son 11 ayın en düşük seviyesine işaret ediyor. Tarım dışı işsizlik oranı da 0,7 puan artarak %11,4 oldu. İşgücüne katılım oranı önceki yılın aynı ayına göre 0,5 puanlık artış göstererek %51,7 olarak gerçekleşti. Toplam istihdam ve işsiz sayısında ise sırasıyla 534 bin ve 238 bin kişilik artış yaşandı. Sektörel olarak ise 4 ana sektörün istihdamında yıllık değişimler şu şekilde; Tarım (-46 bin), sanayi (+40 bin), inşaat (-8 bin) ve hizmetler (+547 bin). Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı ise geçtiğimiz Eylül ayından bu yana (önceki aya oranla) ilk kez artış kaydetti (0,3 puan) ve %10,2’ye çıktı. İşgücüne katılım oranı da bir önceki aydaki %51’lik seviyesinden %51,3’e artış kaydetti.
DIŞ TİCARET
9 Temmuz ayında dış ticaret açığı, sene başından bu yana en yüksek seviyesine çıkarak 7 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Bu şekilde 12 aylık toplam açık, Haziran’daki 78,1 milyar dolarlık seviyesinden Temmuz’da hafifçe 78,6 milyar dolara yükseldi.
Temmuz ayında ihracat ve ithalat yıllık bazda daralma kaydetti. İhracat geçen yılın aynı ayına göre %16,2’lik bir düşüş kaydederken, ithalat ise %8,7 azaldı. Bu şekilde toplam ihracat 11,2 milyar dolar, ithalat ise 18,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Yılın ilk dört ayında yüksek tutarlarda gerçekleşerek ihracat performansına önemli destek sağlayan altın ihracatı, Mayıs ayı itibariyle düşüşe geçti. Net altın ticareti Temmuz ayında 639 milyon dolar açık verdi.
2014’ün Temmuz ayında %66,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015’in aynı döneminde %61,4’e geriledi. Yılın ilk 7 ayı itibariyle ise bu oranda bir miktar iyileşme kaydedildi.
ÖDEMELER DENGESİ
Haziran ayında cari açık, piyasa beklentilerinin (3,1 milyar dolar) üzerinde 3,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Böylece 12-aylık toplam açık Mayıs’taki 45,5 milyar dolar civarı seviyesinden 44,7 milyar dolara geriledi. Haziran ayında 12-aylık toplam çekirdek dengedeki (enerji ve altın hariç cari denge) bozulma devam etti.
Finansman tarafına bakıldığındaHaziran ayında finans hesabının, şirketler kesiminin uzun vadeli borçlanması (2,2 milyar dolar) ve bankacılık kesimi akımlarının (1,5 milyar dolar) etkisi ile 4 milyar dolarlık bir sermaye girişi sağladığını görüldü.
Finans hesabının detaylarına bakıldığında portföy akımları 0,7 milyar dolarlık bir girişe işaret ederken doğrudan yabancı yatırımların geçen yılın aynı dönemindeki $0,9 milyar dolarlık çıkışa karşın bu yıl 0,6 milyar dolar çıkış ile bir miktar toparladığı görüldü.
Haziran ayında kaynağı belli olmayan sermaye akımları (net hata noksan) tarafında 1,4 milyar dolarlık bir çıkış yaşanırken, TCMB rezervleri de 0,8 milyar dolarlık bir azalma kaydetti.
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ
11 Haziran ayında Merkezi Yönetim bütçe dengesi 3,2 milyar TL bütçe fazlası ve 4,9 milyar TL faiz dışı fazla verdi. Geçen yılın aynı döneminde bütçe 0,6 milyar TL açık verirken; faiz dışı fazla ise yaklaşık 1 milyar TL olmuştu. Böylece yılın ilk yarısında bütçe fazlası 0,8 milyar TL; faiz dışı fazla 30,5 milyar TL olarak gerçekleşti. 2014’ün aynı döneminde bütçe 3,4 milyar TL açık vermiş faiz dışı fazla ise 23,1 milyar TL olmuştu. Gelirler tarafında, vergi gelirleri büyük oranda ithalattan alınan vergiler (%24), KDV vergisi (%17,7) ve gelir vergisinin (%11,6) etkisi ile önceki yılın aynı dönemine göre reel bazda (enflasyondan arındırılmış) %14 civarında artış kaydetti. Vergi dışı gelirler ise %11,4 düştü. Böylece Haziran ayında toplam Merkezi Hükümet Gelirleri 39,6 milyar TL ile geçen yılın aynı ayına göre reel bazda %6,8 oranında artış kaydetmiş oldu. Faiz harcamaları Haziran döneminde önceki yılın aynı ayına göre %0,4’lük hafif bir reel artış gösterirken faiz dışı harcamalar %3,8 azaldı. Böylece toplam giderler %3,6’lık reel düşüş ile 36,3 milyar TL oldu.
TCMB
TCMB, 18 Ağustos tarihinde gerçekleştirdiği toplantısında politika faiz oranı olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranını %7,5’te bırakırken, faiz koridorunun alt ve üst bantlarında da değişikliğe gitmedi. TCMB’nin toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde kaldığı ifade edilirken, önümüzdeki dönemde uygulanacak para politikasının enflasyon görünümündeki iyileşmeye bağlı olacağına işaret edildi. Yurt içi ve küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar da dikkate alınarak, gerekli görülen süre boyunca daha sıkı bir likidite politikası uygulanacağı belirtildi.
TÜFE bazlı Reel Efektif Döviz Kuru Temmuz ayında aylık bazda %1.3 artarak 99.55 oldu. Euro ve ABD dolarının ağırlıklı ortalamaları alınarak hesaplanan Sepet Kur, TL’ye karşı Temmuz ayında geçtiğimiz aya oranla %1.1 değer kaybetmişti.
24 Ağustos itibariyle kredi hacmi yıllık bazda %27,2 artarak 1.473 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Kredi türleri itibariyle bakıldığında, ticari kredilerin döviz kurlarındaki yükselişin de etkisiyle yıllık bazda %34,3 arttığı, bireysel kredilerdeki büyümenin ise bu dönemde %11,4 düzeyinde gerçekleştiği görüldü.
BANKACILIK SEKTÖRÜ
13 Ağustos ayında tüketici kredisi faizlerinde bir miktar düşüş gözlemlenirken ticari kredi faizlerinde ise artış
gerçekleşti. 21 Ağustos itibariyle ağırlıklı ortalama faiz oranları tüketici kredilerinde %14,4 seviyesinde seyrederken ticari kredi faizleri %14,6 düzeyinde gerçekleşti.
6 aya kadar vadeli mevduatın ağırlıklı ortalama faizi Ağustos ayında bir miktar yükselişle %10,5 seviyesine yükselirken 1 yıla kadar vadeli mevduatın faizi %10,3 seviyesinde gerçekleşti. Kısa vadeli (1 aya kadar) mevduatın faizi ise sınırlı bir yükselişle %9,4 seviyesinde gerçekleşti.
Yabancı para net genel pozisyonu 21 Ağustos 2015 itibariyle bilanço içi kalemlerde - 40.352 milyon USD, bilanço dışında ise 39.600 milyon USD seviyesinde gerçekleşti. Böylece, bankacılık sektörü yabancı para net genel pozisyonu - 751 milyon USD seviyesinde gerçekleşti.
Türk Parası cinsinden kullandırılan krediler Ağustos 2015 itibariyle yıllık bazda %19,8 oranında artarken döviz cinsinden kullandırımlar %45,4 oranında artış gösterdi. Toplamda kullandırılan 1,478 milyar TL kredinin 41,7 milyar TL’si mali kesime kullandırılırken 1,436 milyar TL’si mali olmayan kesime sağlandı.
BANKACILIK SEKTÖRÜ GENEL GÖRÜNÜMÜ
ÖZET MAKROEKONOMİK VERİLER
15 Son Üç Dönem
(*) Dönem sonu; (**) 12 aylık kümülatif
ÖZET MAKROEKONOMİK VERİLER (DEVAMI)
Son Üç Dönem
(***) Yılbaşından itibaren kümülatif
VERİ GÜNDEMİ
17 Not: [Glo] Küresel; [g] Günlük; [h] Haftalık; [a] Aylık; [ç] Çeyreklik; [y] Yıllık