• Sonuç bulunamadı

Tempel-1’den Derin Mesaj

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tempel-1’den Derin Mesaj"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçti¤imiz 4 Temmuz’da Deep Impact uzay arac›n›n sondas› taraf›ndan vurulan Tempel-1 kuyrukluy›ld›z›ndan kalkan tozu güçlü Keck teleskopuyla izleyen gökbilimciler, ç›kan toz-dan Günefl Sistemi’nin ilk dönemlerinin kar›-fl›k bir tarihini okudular: Kuyrukluy›ld›z bu-gün Neptün ve Uranüs gezegenlerinin bulun-du¤u bölgede do¤mufl. Günefl’e daha yak›n bir yerde oluflan Neptün ve Uranüs, daha son-ra bugünkü yerlerine tafl›nm›fllar ve tafl›n›r-ken de yörüngelerini de¤ifltokufl etmifller; bu göç s›ras›nda da kütleçekim etkileriyle birçok kuyrukluy›ld›z› Günefl Sistemi’nin d›fl›na f›rlat-m›fllar.

Kuyrukluy›ld›zlar Günefl’e yaklaflt›klar›nda, yüzeylerindeki gaz ve toz ›s›narak uzaya püs-kürüyor. Bu gaz ve toz çekirdek çevresinde bir hale ve Günefl rüzgar›n›n etkisiyle geriye do¤ru uzanan uzun kuyru¤u meydana getiri-yor. Her atom ve molekül ayr› renklerde (fre-kanslarda) ›fl›k yayd›¤›ndan, gökbilimciler bir tayfölçerle kuyrukluy›ld›z›n kimyasal yap›s›n› belirleyebiliyorlar.

Ancak, Günefl’e birkaç kez yaklaflt›ktan sonra kuyrukluy›ld›z›n kabuk k›sm›, üzerindeki ga-z›n önemli k›sm›n› kaybetmifl oldu¤u için ka-bu¤uyla iç k›sm›n›n kimyas› farkl›lafl›yor. Do-lay›s›yla bir kuyrukluy›ld›z›n neden yap›l› ol-du¤unu anlamak, salt yüzeyinden f›flk›ran gaz ve tozun analiziyle mümkün olmuyor. Deep Impact’›n Tempel-1 üzerine çarpt›rd›¤› sonda-n›n amac› da, yüzeyden daha derindeki mad-delerin ortaya ç›kmas›n› sa¤lamak. Kuyruklu-y›ld›z›, çarp›flma öncesinde, s›ras›nda ve son-ras›nda inceleyen gökbilimciler de yüzey ga-z›yla iç k›s›mlar›n farkl› kimyalar›n› belirlemifl-ler. Araflt›rma ekibinden Dr. Michael Mumma, “Kuyrukluy›ld›z çevresindeki bulut içinde etan (C2H6) miktar›, çarp›flma sonras›nda ön-ceye k›yasla çok daha fazlayd›” diyor. Çekirdek üzerindeki kimyasal maddeler,

kuy-rukluy›ld›z›n bulundu¤u yere ba¤l› olarak do-nup üzerine ba¤lan›yor. Dolay›s›yla Günefl’ten uzak yerlerde do¤an kuyrukluy›ld›zlar üzerin-de etan gibi düflük donma noktalar›na sahip buzlar›n miktar›, yak›nda do¤anlardakine gö-re daha fazla olacakt›r. Böyle olunca da gök-bilimciler her kimyasal›n göreli miktar›n› ölçe-rek bir kuyrukluy›ld›z›n nerede do¤du¤unu hesaplayabiliyorlar.

Tempel-1 çevresinde çarpma sonras› izlenen etan fazlal›¤›, iki nedene ba¤l› olabilir. Bi-rincisinde; yukar›da anlat›ld›¤› gibi, Günefl ta-raf›ndan ›s›t›ld›¤› için yüzeyle iç k›sm›n kimya-lar› farkl›laflm›fl olabilir. ‹kinci durumdaysa, kuyrukluy›ld›z›n çekirde¤i, her biri farkl› kim-yada daha küçük parçalar›n bilefliminden ya-p›l› olabilir ve Deep Impact’›n sondas› gelip bunlardan yaln›zca birinin gaz›n› a盤a ç›kart-m›fl olabilir. Bu durumda bir kuyrukluy›ld›z çekirde¤inin kimyasal yap›s›n› kesin olarak belirlenebilmesi için, ayn› anda farkl› yerlerine sondalar çarpt›rmak gerekebilir.

Birinci senaryonun geçerli olmas› durumun-da, Tempel-1, flimdi Uranüs ve Neptün’ün yö-rüngeleri aras›nda kalan bölgede ortaya ç›k-m›fl olabilir. Bu bölgede ortaya ç›kç›k-m›fl olma-s›ysa, gaz devi gezegenler olan Uranüs ve

Neptün’ün Günefl’e daha yak›n yerlerde do¤-mufl olduklar›n› öne süren bir kurama destek sa¤l›yor. Dr. Alessandro Morbidelli’nin savun-du¤u modele göre gaz devi gezegenlerle Gü-nefl Sistemi’nin oluflum art›¤› olan çok say›da gezegenimsi aras›ndaki kütleçekimsel etkile-flimler, Neptün ve Uranüs’ü d›flar›ya do¤ru f›r-latt› ve bu arada iki gaz devi yörüngelerini de-¤ifltirdi. Bu göç s›ras›nda da büyük kütleçe-kimleri, Neptün’le Uranüs’ün flimdi bulunduk-lar› yerde ortaya ç›km›fl büyük bir kuyruklu-y›ld›zlar diskini kar›flt›rd›. Bir k›sm› derin uza-ya savrularak “Oort Bulutu” denen ve Gü-nefl-Dünya uzakl›¤›n›n 10.000 kat› mesafede Günefl Sistemi’ni bir küre gibi saran trilyon-larca kuyrukluy›ld›z›n aras›na kat›ld›. Bir k›s-m› da Kuiper Kufla¤› denen ve Neptün’ün yö-rüngesinin hemen d›fl›ndan, Günefl-Dünya uzakl›¤›n›n birkaç yüz kat› mesafeye kadar uzanan, buzlu cisimlerle dolu bölgeye savrul-du.

Baz› Kuiper Kufla¤› kuyrukluy›ld›zlar›n›n kim-yasal yap›s›n›n, Oort Bulutu r›n›nkiyle benzeflmesi, baz› kuyrukluy›ld›zla-r›n çok farkl› yerlere tafl›nm›fl olmalakuyrukluy›ld›zla-r›na kar-fl›n ayn› yerde do¤mufl oldu¤unu göstererek, Günefl Sistemi’nin ilk evrelerindeki bu karga-fla modelini destekler görünüyor. Tempel-1’in baz› yörünge özellikleri, “ekliptik kuyrukluy›l-d›zlar” denen ve Kuiper Kufla¤›’n›n da¤›lm›fl bölgelerinden geldikleri düflünülen kuyruklu-y›ld›zlar›nkiyle örtüflüyor. Mumma, “Tempel-1’deki etan miktar›, kuyrukluy›ld›zlar›n Oort Bulutu’ndan gelen büyük k›sm›ndaki de¤er-lerle uyum içinde” diyor. Tempel-1’in Oort Bulutu kuyrukluy›ld›zlar›na olan kimyasal benzerli¤i de, baz› Kuiper Kufla¤› ve Oort Bu-lutu kuyrukluy›ld›zlar›n›n ayn› bölgede do¤-duklar› görüflünü destekliyor. Science, 15 Eylül 2005 16 Ekim 2005 B‹L‹MveTEKN‹K

Tempel-1’den

Derin Mesaj

HaberEkim1 9/28/05 9:30 PM Page 16

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çal›flmada, bir sonlu-farklar algoritmas› yard›m›yla elektrik özdirenç yönteminde yayg›n olarak kullan›lan Schlumberger, Wenner, pol-pol ve dipol-dipol

Manyetik araştırmalarda, kaynak manyetizasyonunun ve bölgesel yer manyetik alanının düşey olarak yönlenme- diği durumlarda manyetik belirtinin en yüksek değerleri kaynak

Gökyüzünde birbirlerine göre farkl› görünür h›zlarla hareket ettikleri için, bir gökcismi baflka- s›n›n önünden geçebilir.. Bu olaylara

Örne¤in, yaz aylar›n- da gökyüzünde bulunan Ku¤u’nun parlak y›ld›z- lar›ndan biri olan Al- bireo’ya küçük bir te- leskopla bakarsan›z biri gök mavisi, öte- kiyse

McNaught, Günefl’e en yak›n konumundan geçtik- ten sonra, güney yar›küre- de yaflayanlar için uygun konuma geldi.. Ne var ki, bu tarihten sonra

Machholz Kuyrukluy›ld›z› ‹çin Son Günler Gökyüzü A l p A k o ¤ l u 109 fiubat 2005 B‹L‹M ve TEKN‹K Kraliçe Kral Andromeda Bal›klar Balina Aldebaran Kapella Büyük

Bu durumda Kambriyen dönemi- nin bafl›ndaki yaklafl›k 10 milyon y›l içinde gerçekleflen ola¤anüstü bir ev- rim sürecinin bugün gördü¤ümüz bel- li bafll›

Dünyada özellikle son otuz y›ld›r, tar›msal ilaçlara ve dolay›s›yla böcek ilaçlar›na karfl› böceklerin ve akar gibi di¤er cinslerin gelifltirdikleri direnç ko-..