• Sonuç bulunamadı

Merkür’den Haber Var!Wild 2 Kuyrukluy›ld›z›fiafl›rtt›

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Merkür’den Haber Var!Wild 2 Kuyrukluy›ld›z›fiafl›rtt›"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B ‹ L ‹ M V E T E K N L O J ‹ H A B E R L E R ‹

8 fiubat 2008 B‹L‹MveTEKN‹K

33 y›l aradan sonra gezegene giden ilk uzay arac› olan MESSENGER

(Haberci), 14 Ocak’ta Merkür’e ilk yak›n geçiflini yapt›. Araç, bunun gibi iki yak›n geçifl daha yapt›ktan sonra, 2011 y›l›nda Merkür’ün yörüngesine girecek ve incelemelerine buradan devam edecek.

Uzay arac›, gezegen yüzeyine 200 km kadar yaklaflarak çeflitli foto¤raflar çekti ve çeflitli ölçümler yapt›.

MESSENGER, gezegenin yak›n›ndan geçerken elde etti¤i ilk görüntüleri yeryüzüne göndermeye bafllad›. Araçtaki genifl aç›l› kamera’yla çekilen ilk foto¤rafta gezegen hilal biçimde görünüyor. 11 farkl› filtreyle de¤iflik dalgaboylar›nda görüntü alabilen bu kameradan elde edilen görüntüler, bir araya getirilerek gezegenin renkli bir görüntüsü oluflturuldu. Kamera, insan gözünün göremedi¤i dalgaboylar›na da duyarl› oldu¤undan, bu görüntü Merkür’ü tam olarak gözümüzün

alg›lad›¤› renklerde göstermiyor. Merkür, görece yak›n olmas›na karfl›n, hakk›nda pek fazla bilgiye sahip olmad›¤›m›z bir gezegen. Öyle ki, gezegen yüzeyinin bir bölümü ilk kez MESSENGER sayesinde

görüntülenecek. Bilim adamlar›n›n, Merkür’le ilgili yan›tlanmas›n› bekledikleri birtak›m sorular var. Gezegenin neden bu kadar yo¤un oldu¤u, jeolojik geçmifli, manyetik alan›n›n özellikleri, çekirde¤inin yap›s›, kutuplarda gözlenen maddeler bunlar aras›nda.

Gezegenin kutuplar›nda gözlenen buzul benzeri birikintilerin, su içerip

içermedi¤i, gezegenle ilgili en çok merak edilen konulardan biri. MESSENGER, kutuplarda bulunan molekülerin ve elementleri inceleyecek donan›ma sahip.

Gezegenin Günefl’e dönük olan ayd›nl›k yüzünden geçen MESSENGER’in elde etti¤i veriler, önümüzdeki günlerde Dünya’ya indirilecek.

NASA Haber Bülteni, 22 Ocak 2008

Merkür’den

Haber Var!

Wild 2 Kuyrukluy›ld›z›

fiafl›rtt›

NASA’n›n Stardust (Y›ld›ztozu) adl› arac›, 2004’te Wild 2 Kuyrukluy›ld›-z›’na gönderilerek, gökcisminin saçt›¤› parçac›klar› toplam›fl ve 2006’da yeryü-züne getirmiflti. O zamandan bu yana, bilim adamlar› getirilen toz parçac›kla-r›n› mikroskop alt›nda dikkatlice inceli-yorlar.

Örneklerden elde edilen ilk bulgular, bilim adamlar›n› flafl›rtt›. ‹lk inceleme-ler, 5 km çapl› Wild 2’nin Günefl Siste-mi’nin içlerinden gelen ve bir zamanlar Günefl’in etkisiyle yaklafl›k 1000 dere-ceye kadar ›s›nm›fl madde içerdi¤ini göstermiflti. Science dergisinin 25 Ocak 2008 tarihli say›s›nda yay›mlanan ma-kalede aç›klanan yeni bulgularsa, Wild 2’nin ço¤unlukla ‹ç Günefl Sistemi kay-nakl› maddeden olufltu¤unu gösteriyor. Yani, bileflimine bak›l›rsa bu göktafl›, bir kuyrukluy›ld›zdan çok bir asteroite benziyor.

Araflt›rmac›lar, bu kuyrukluy›ld›zdan el-de ettikleri madel-deyi, atmosferin üst

katmanlar›ndan toplanan ve kuyruklu-y›ld›z kaynakl› oldu¤u düflünülen mad-deyle k›yaslad›klar›nda, çok farkl› yap›-da olduklar›n› gördüler. Atmosferden toplanan parçalar, silikonla kar›fl›k me-tal ve kükürt içeren, gevflek yap›da par-çac›klar.

Kuyrukluy›ld›zdan al›nan örneklerin, Günefl Sistemi’nin ilk zamanlar›ndan, 4,5 milyar y›l öncesinden, sistemi olufl-turan gaz ve tozdan kalan, bozulmam›fl madde içerece¤i düflünülüyordu. Çün-kü Günefl’e çok uzak olmalar›

nedeniy-le kuyrukluy›ld›zlar›n bu ilkel maddeyi bozulmadan saklam›fl oldu¤u düflünü-lüyor. Ancak, Stardust’un elde etti¤i örnekler, en az›ndan Wild 2’nin buna iyi bir örnek olmad›¤›n› gösteriyor. Stardust Projesi’nin flefi Don Browlee, “Muhtemelen kuyrukluy›ld›z›n ço¤u, sistemin içlerinden d›fllar›na tafl›nm›fl ‹ç Günefl Sistemi kaynakl› maddeden olu-fluyor” diyor. Ancak, bundan kuyruklu-y›ld›zlar›n yap›s›yla ilgili kesin sonuçlar ç›karmak için erken oldu¤unu, kuyruk-luy›ld›z›n madde yap›s›n›n çarp›flmalar ya da benzer etkilerle bozulmufl olabi-lece¤ini de vurguluyor.

Yine projede çal›flan bilim adamlar›n-dan biri olan Hope Ishii, Wild 2’nin bu özellikleri nedeniyle “asteroit benzeri kuyrukluy›ld›z” olarak tan›mlanabilece-¤ini belirtiyor. Çünkü Günefl’e yaklaflt›-¤›nda içerdi¤i gaz buharlafl›yor; gaz ve tozdan oluflan bir kuyruk oluflturuyor. Ancak Ishii’ye göre, yeni bulgular aste-roitlerle kuyrukluy›ld›zlar›n aras›nda önceden düflünüldü¤ü gibi büyük yap›-sal farklar olmad›¤›n› gösteriyor.

Newscientist.com, 24 Ocak 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

Kad›nlar dünyan›n her yerinde, tarihin her döneminde, üretici ve yeniden üretici rolleri ile yaflam›n devam›n› sa¤lam›fllard›r. Sosyologlar, antropologlar,

Kapak dosyasında ayrıca, evrim mekanizmalar ı üzerine çalışmış ünlü bilim insanları Stephen Jay Gould ve Richard Lewontin’in katkıları da özel olarak ele alınıyor..

Nature dergisinin son sayısında yayınlanan makaleye göre, ABD’li bilim adamları, aniden artan sıcağa maruz kalan bitkilerin Co2 absorbe etme yetene ğini geri kazanabilmesi

Günefl, öteki y›ld›zlara göre bize çok yak›n oldu¤u için, Günefl gözlemleri bize öteki y›ld›zlarla ilgili bilgi..

McNaught, Günefl’e en yak›n konumundan geçtik- ten sonra, güney yar›küre- de yaflayanlar için uygun konuma geldi.. Ne var ki, bu tarihten sonra

Hayat›n› ce- birsel eflitliklere ve say›lar teorisine adam›fl bu büyük matematikçinin birçok kitab› bulu- nuyor.Cebirle ilgili 130 tane matematik problemini bar›nd›ran

Ancak, bir za- manlar buralarda salg›n olan s›tma, sa- r› humma gibi hastal›klar›n etkisizleflti- rilmesi, hastal›k yayan canl›lar› kontrol çal›flmalar›ndan de¤il;

 In impala, as in small domestic ruminants, mouth lesions are usually most severe. on the dental pad , but may occur elsewhere, especially on the tongue ; foot lesions begin as