T.C.
DİYARBAKIR VALİLİGİ
.
·-·-~DIYA
ilEBİLER, SAHABİLER, AZ:İlLER
VE KRALLAR
KEITTİSEmPOlYUmu
25-27
Mayıs2009
Diyarbakır
dilJarHapı
Oil;\.1!:11.t;Hl l(UlTU11 :~ıAT rTitlllUKU:nl
T.C. Diyarbakır Valiliği
Proje Koordinasyon Merkezi
\Vvvw.diyarbakirproje.gov.tr 0412 223 Ol 44
ISBN: 978-605-378-631-3
Grafik Tasarım
Aral Ajans Ltd. Şti.
+90.312 433 2725
Baskı
Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Mat. ve Tic. lşl.
Örnek San. Sit. 1. Cad. 358. Sok.
No: 11, Ostim/Ankara Tel : 0312 354 9131 Fa" : 0312 354 9132
© Bu eserin bütün yayın haklan Diyarbakır Valiliği'ne aittir. Yayıncımn izni olmaksızın kısmen ya da tamamen çoğaltılamaz.
Yayın Tarihi: Şubat 2010
Bu eser,
Diyarbakır Valiliği'nin Sosyal Destek (SODES) Programı çerçevesinde yürüttüğü "Diyarkapı -Diyarbakır
Kültür Sanat Etkinlikleri" projesi kapsamında gerçekleştiıilen "L Uluslararası Nebiler, Sahabiler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır Sempozyumu"nun tebliğleri sonucu ülkemize kazandmlmıştır.
ASSYRIANS, DIYRBAKIRAND NEIGHBOURHOOD AFFAIRS
a
_ _ _ _ _ _ _ _ _ Muzaffer İRİS
_ _ _ _ _ _ _ _ _
Süryani Araştırmacı Yazar
ÖZET
Bu sunumda öncelikli olarak
Süryanfleıin kimliğive
Süryanfleıindünya ve Türkiye'deki mevcut nüfusu
hakkındabilgiler verilmektedir. Özet olarak verilen bu genel bilgilerden sonra Süryanilerin
Diyarbakır'dakidurumlan ele
alınmaktadır. Geçmişte Diyarbakır'da yaşamışolan Süryanilerin Müs- lümanlarla olan örnek
komşuluk ilişkilerinide konu edinen bu sunum, özellikle Süryanilerin göçlerini ve bu göçlerin ruhlarda
oluşturduğuhas-
retleıi/özlemleri
dile getirmektedir.
-
<>
166
Muzaffer lris
Süryaniler, Diyarbalur ve Komşuluk ilişkileri
Diyarbakır'da düzenlenen bu anlamlı sempozyuma bu güzel kentin güzel insanlanndan, Kadim Süryanileri de unutmayıp davet ettiğiniz için en içten teşekkürlerimi arz eder, saygı ve sevgilerimi
sunanın. Bu da\'eti aldıktan sonra Diyarbakır Süryani Vakfı'ndaki bir arkadaşıma Diyarbakır'da kalan Süryani ve Ermeni nüfusu ne kadar diye sorduğumda 3-5 aile diye cevap verdi bana. Bu tabii hüzün verici bir durum. Bir kent düşünün, ticaretinde, dinsel yapısında, sosyal ve kültürel yapısında etkin olan bir halkın yıllar sonra içine düştüğü trajik durum. Bu durum bana acı veriyor. Sizlerin de bu du- ruma üzüldüğüne inanıyorum.
Hepiniz Süryanileri iyi tanıyorsunuz ama bana en çok sorulan soru 'Süryaniler Kimdir' sorusudur.
Ben yine de Süryanilerin bugünü ve tarihi yapılan hakkında kısaca ):ıilgi vermek istiyorum. Süryaniler;
yaklaşık 5.000 yıllık geçmişleriyle Mezopotamya'nın en eski halklarındandırlar. Süryaniler; kendilerini tarihte Mezopotamya olarak bilinen bölgede hüküm sürmüş olan Akad, Asur, Babil ve Aram uygarlık
ların bugünkü rnirasçılan olarak görmektedirler.
Süryanilerin dünya üzerindeki sayısının yaklaşık 6 milyon, Türkiye'de ise 25.000 ile 30.000 arası olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayının 3 milyonu Hindistan'da yaşarken, diğer büyük bir çoğunluk
ise Avrupa ve Amerika'da yaşamaktadır. Türkiye'de başta Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere en çok lstanbul'da ikamet etmektedirler. Dünyada 28, Türkiye'de 4 tane Metropolitlikleri bulunmaktadır.
Bu Metropolitlikler Mardin, Midyat, Adıyaman ve lstanbul'da bulunmaktadır. Patıiklik merkezleri 1932 yılında Türkiye'den (Mardin) Şam'a taşınmak zorunda kalmıştır. Süıyanileıin bu kadar dağınık yaşamalannın en önemli nedenlerinden birini zorunlu göçler oluşturmaktadır. Konuştuklan dil Sür- yanicedir. Ancak; Arapça, Kürtçe ve Türkçe konuşanlar da vardır. Süryanice, Sami dil ailesindendir ve dünya üzerinde yaşayan en eski üç dilden biridir. Süryanice'nin bir diğer özelliği de lsa'nın konuş
tuğu dil olmasıdır. Süryanice, belirgin farklılığı olmayan iki lehçeye ayrılmıştır. Doğu lehçesi Asurice veya Keldanice olarak bilirıirken, Batı lehçesi ise salt Süryanice olarak adlandmlmaktadır. Günümüzde Türkiye'de yoğun olarak: Süryanice'nin Batı lehçesi kullanılmaktadır. Bu dilin tarihinin M.Ö. 1750 yılı
na kadar indiği yazılır. Kiliselerde manastırlarda ve Türkiye dışındaki okullarda kullanılır. (Türkiye 'de okullar yok) Turaya şivesi sade_ce koı:ıuşulur yazılmaz.
Süryanice, altı tanesi (b,g,d,k,f,t) yumuşak ve sert(sesli) olmak üzere çift telaffuza sahip olan ve özel işaretlerle bilinen 21 (sessiz) v~· toplam 27 harften oluşmaktadır. Süryanice çok geniş bir kelime hazinesine sahiptir.Şu anda Türkçe olarak kullanılan Nisan, Temmuz, Ağustos ve Şubat aylannın kö- keni Süryanicedir. Süryanice uzun yıllar yakın doğu ülkelerinde resmi dil olarak kullanıldı. M.Ö.5.
y.yılda Süryanice Ortadoğu'nun genelinde yaygın olarak kullanılan bir dildi. Çin, Moğolistan, Orta Asya ve Hindistan'da çok geniş alanlarda kullanılıyordu. 7 y.y. sonu 8.yy. başına kadar, Arapçanın
rakip bir dil olarak çıkmasıyla kullanım alanı daralmaya başlamıştır. Süryaniler; tarihsel süreç içinde kurduklan okullarda eski Yunan eserlerini önce Süryaniceye daha sonra da Arapçaya çevirmiş, böylece Arap Uygarlığının gelişmesinde etkili rol üstlenmişlerdir.
Günümüzde, Süryaniler diğer azınlıklarda olduğu gibi okullara sahip değiller. Süryanice çok az
kişi tarafından konuşulmakta ve yok olmakla karşı karşıyadır. Ben Süryaniyim ama konuşup yazamı
yorum.Eşim konuşuyor.Çocuklarım ne konuşabiliyor ne de yazabiliyor.Süryanice tarihin bir armağanı
olarak koruma altına alınmalı ve yaşatılmalıdır. Süryaniler iki büyük bayramı kutlamaktadırlar. Bun- lardan biri Doğuş bayramı diğeri ise Diriliş (paskalya) Bayramıdır.Süryaniler de oruç tutar ve ibadet yaparlar.Süryanilerde evlilik kutsal bir müessesedir.
Bu gün Süryaniler Sivilleşme anlamında önemli adımlar atmaktadırlar.İstanbul ve Midyat'ta ku- rulan kültür ve dayanışma dernekleri sivilleşmenin en somut örneklerdir.
Avrupada yüzbinlerce üyesi bulunan sivil toplum kuruluşlarına sahiptirler. lki televizyon kanalı
ve aylık dergilerle Süryani kültürünün gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar. Avrupa parlamentola- nnda bir çok parlamenter görev almaktadır. Spor alanında lsveç liginde birinciliğe kadar çıkan futbol
Süryaniler, Diyarbakır ve Komşuluk llişkileri
takımlarına sahiptirler. Ülkemizde ise binlerce aileye iş sağlayan iş adamları, bir çok partide aktif çalı
şan insanları bulmak mümkündür. Süryanilerin hemen hemen hepsi ticaretle uğraşır. Türkiye'de kamu görevlisi ,subay, yargıç, polis,bulmak hayli zordur.
Bunları özetledikten sonra Süryanilerin Diyarbakır'daki durumlarına biraz değinmek istiyornm.
Süryaniler Diyarbakır için Omid ismini kullamyorlardı. Diyarbakır'da kilise ve manastırlar kurnp
Diyarbakır'ın dinsel yapısında önemli bir renk oluşturmuşlardır. 3 Ağustos 1869'da Diyarbekir gazetesi
yayınlanır. Diğer bir gazete ise 1911-1913 yılında yayınlanan Şark Yıldızı gazetesidir.
Naum Faik Diyarbakır·ın yetiştirdiği en önemli Süryani yazar, gazeteci ve edebiyatçılarından bi- ridir. 1868 yılında Diyarbakır'da doğmuş•ve 1930 yılında ABD'de hayata gözleıini yummuştur. Naum Faik Süryani aydınlarının en önemlisi idi. O, bir gazeteci, bir öğretmen, bir şair, bir edebiyatçı ve önem- li bir şahsiyetti. Bu gün Diyarbakır'daki evi bir harabe halinde bulunmaktadır.Yine yakın tarihimizde Papaz Aziz Günel de Diyarbakır'ın yetiştirdiği en önemli din adamı ve yazandır. T'ilrkiye, Süryanileri onunla tanıdı. 'Türk Süryaniler Taıihi' kitabı en ö;ıemli eseridir.
Aziz Güne! Diyarbakır'da sürekli müftü ile dolaşırdı. Diyarbakır müftüsü de Papaz Hori Aziz Günele olan saygısını her defasında gösterirdi. Bu dayanışma Müslüman ve Hristiyan din adamlarının halklarının diyaloğu için, onlara verdiği en iyi mesajdı.
lktisadi yapıya bakıldığında ipekçilik ve puşuculuk tamamen Süryanilerin elinde idi. Kuyum- culuk, terzilik, el sanatları, manifaturacılık, dokumacılık, lastik ayakkabıcılık, matbaacılık ve şapka yapımında Süryaniler ilk sırada idiler.
1870 yılında gayrimüslimlere ait Diyarbakır' da 9 tane okul bulunmakta idi.
Bunlardan Erınenilere ait 3, Protestan, Rum, Rum Katoliklere ait l' er, Keldani, Süryani,ve Ya- hudilere ait yine 1 er okul vardı. 1914 yılında Diyarbakır Süryani Kadim Mektebinin bandosu dahi bulunmakta idi.
Peki Diyarbakır'da varlıkları bu kadar etkin olan Süryanilere ne oldu da gittiler? Hiçbir halkın
durnp durnrken yurtlarını terk etmediğini hepimiz biliriz. Süryanilerin de yaşadıkları bazı olumsuz olaylar onların göç etmelerine sebep olmuştur.
Bizim ülkemizde sık sık yapılan yanlışlardan birisi şudur;Batı ile Türkiye arasında ne zaman bir sorun yaşansa sanki sorumlusu Türkiye'deki gayıi müslimlerdir şeklinde algılanıyor. Örneğin Balkan
savaşı,Osmanlı ile ltalya arasında başlayınca Diyarbakır'daki Süryaniler göç etmeye başlamışlardır. Bi- rinci Dünya Savaşı, 6-7 Eylül olaylarında, lstanbul'daki gayrimüslimlerin işyerleri yağmalanıyor. Kıbrıs Harekatında yine azınlıklar göç ediyor. Danimarka ile çıkan karikatür krizinde Midyat'taki Süryanilere ait işyerlerine tacizler yapılıyor. Süryaniler dükkanlarını kapatıyor. Papazların kaçırılması, kiliselerin
taşlanması arazi uyuşmazlığı vb. olumsuz olaylar Süryanileri de olumsuz etkilemekte ve göç etmelerine zemin hazırlamaktadır.
Göç edenler memnun mu? Hayır gittikleri ülkelerde de kara kafalı Türkler olarak anılmakta ve birçok olumsuzluklarla mücadele etmek zornnda kalmaktadırlar.
Göç edenlerin hepsi büyük bir özlem içindedirler.
Avrupada yaşayan Midyatlı bir Süryani göç sonrası şunları söylüyor, 'Çocukluğumun geçtiği Midyat'ı çok özlüyornm. Geceleri tahtta yatar, yıldızlan seyrederdim. Bağımız bahçemiz vardı. Bağı
mızın kenarında incir ağaçlan vardı. Dallarına çıkar hem incir yer, hem de oynardık. Benim en büyük zevkim dalından taze incir yemektir. Midyat'ın havasını, sıcağını, meyvelerini, insanlarını ama en çok da incirlerini özledim.
Tatillerde özellikle 1vlidyat'a benzeyen ülkelere gidiyornz. Şehirlerdeki lüks otellerde rahat edemi- yorum. Midyat'a benzeyen köylerde kalmak beni daha çok dinlendiriyor.
Hep hasretler içinde yaşadım. Sadece ben değil, benim durumumda olan insanlar da aynı has-
retleri yaşadı yaşıyor. Bir çokları hasretini çektiği topraklan bir daha göremeden gözleıi açık gitti bu 167
Muzaffer lris
dünyadan. Onların acılan, hasretleri, gözyaşları, mezarı bile olmayan atalarımın hatıraları beni daha çok çalışmaya yöneltiyor. Onların çektiği acıların yanında benim çektiklerim bir hiçtir. Bazen kendimi kökü çok derinliklerde olan bir çınar ağacına, bazen de dallan kırılmış, ama kökleri derinlerde dipdiri duran bir nar ağacına benzetirim. Dıştan bakan beni bir görür, ama özüm bin birdir.
Ben lstanbul'dan geliyorum. Sayın Ebuna Gabriyel Akyüz Mardin'den geliyor. Düşünün Diyarbakır'da Hançepek mahalesinde, Ali paşa mahalesinde, Melik gazide artık Süryani yok Mumla
arasanız birkaç tane bulunur belki. Bir Süryani puşi ustası, telkari sanatçısı şapkacı, demirci, kuyumcu, semerci duvar ustası bulamazsınız.
Anlayacağınız Mahlede' hoş bir Süryani 'yok artık
Süryani ve müslüman komşu ilişkilerine baktığımızda;
Ben sadece Diyarbakır'ı ele almak istemiyorum. Diyarbakır, Adıyaman, Mardin yada başka bir il fark etmiyor. Süryaniler her yerde uyum içinde yaşamış ve yaşamayı başaran bir halktır.
,. Dünyanın neresine giderse gitsin çok kısa sürede uyum sağlayabilmişlerdir. Herkesi sevgiyle ku-
<
>
168
caklamayı başarmışlardır. Hiçbir zaman komşularına art niyetle bakmamışlardır.
Diyarbakır' da da bunun çok canlı örnekleri hala yaşamaktadır.
Bu coğrafyanın ve Diyarbakır'ın en kadim halkı Süryaniler burada artık çok azalmış ve yok ol- mak üzereler. Hoş görü örneklerinin en güzellerinin yaşadığı Diyarbakır eski günlerine kavuşur mu bilinmez ancak Diyarbakırlı bir Süryani'nin söyledikleri herhalde binlerce yıl tarihin sayfalarında yazılı kalacaktır
Ben iyi bir terzi idim. Çok dostlarım vardı. Çoğu Müslüman'dı. Oturduğum sırayı, okulumu ve
sınıf arkadaşlarımı hiç unutamıyorum. Melikgazi ve Alipaşada gece saat ikilere kadar dolaşır sonra eve dönerdik Müslüman, Süryani, Hristiyan aynını yoktu o günün Diyarbakır'ını ve arkadaşlarımı bulsam hemen dönerim Diyarbakır'.a' diyor.
Amerika'da yaşayan bir Diyarbakırlı aynen şunları söylüyor:
'Buradaki marketler Hasan amcanın bakkalına benzemiyor.Diyarbakır'daki bir karpuz için neler yapmazdım ki? (Uçakta izin verseler-Diyarbakır karpuzunu göndereceğim ama izill.vermiyorlar) diye- rek Diyarbakır'a olan özlemini dile g~tiriyor.
Diyarbakırlı birçok müslüman dostlarımız ve arkadaşlarımız var. Benim teyzemin oğlu müslü- man komşusunun kirvesi. Yani komşusunun çocuğunu kucağına almış sünnet olan çocuğun kirveliğini üstlenmiş.
Cenazelerde müslüman komşularımla camiye gider oradan'da mezarlığa kadar iştirak ederim.
Cenaze evine yemek gönderirim.
Bayramlarda mutlaka müslüman izomşulanmın evine gider bayTamlannı kutlar yemeklerini yer eve dönerim. Tek başıma değil ailece giderim onlar da ailece gelirler.
Kurban bayramında kurban etini yerim. Yemezsem kırmızı yumurtamı paskalyada nasıl ikram ederim. Utar yemeklerine iştirak eder, onların iftar coşkusuna zevkle katılırım. Bayramımızda sac tava- da pişirdiğimiz tava ekmeğini her eve aynın yapmadan dağıtırız.
Onlar da aynı şekilde bize getirirler(Adıyaman'da).
Benim düğünümde kilisede 100 Müslüman arkadaşım vardı. Çocuklarımın vaftizinde yine müs- lüman arkadaşlarım vardı. Ben de müslüman arkadaşlarımın düğünlerine ve çocuklarının sünnet tö- renlerine katılırım. Oturur sohbet eder takısını takar sonra dönerim.
Süryani arkadaşlarımdan çok müslüman arkadaşlarım var diyebilirim. Ailece en çok görüştüğüm arkadaşım müslüman.
. Süryaniler, Diyarbakır ve Komşuluk llişkileri
Evimde her zaman Kuranı Kerim salonumda durur. Bütün dini kitaplar aynı şekilde.
Bazen Amentü'yü okuduğumda arkadaşlanm şaşınrlar. Müslüman olduğunu söyleyen arkadaş
lanm bazılan bilmez, ama ben bilirim. !sterseniz okuyabilirim şimdi. Müslüman komşum kızını kursa gönderecek yalnız gitmesin diye oğlumu yanında gönderiyor. Ben de bir yere gideceğim zaman çocu-
ğumu o aileye bırakıyorum. Bundan daha güzel ve güvene dayalı bir komşuluk ilişkisi olabilir mi? Ama onlar bu kültürü iyi biliyorlar, tanıyorlar. Süryanileri tanımayanlar bazen önyargılı olabilmektedirler.
Midyat'ın Anhıl köyünde Süryani nüfusu 26, Müslüman Kürt oyu 240.ama onlar direk olarak
muhtarlığı bir Hristiyana Süryaniye veriyorlar. Bundan daha güzel örnek bir davranış nasıl açıklanır ki?
Art niyetliler yok mu? Var tabii ki olmaz olur mu?
Şu anda Süryaniler köylerine, yurtlanna geri dönmek istiyorlar. Hemen hemen her köyde dönüş
ler başlamış, durumda. Bir kısmı da dönüş hazırlığında. Ancak arazileri ya hazineye ~eçmiş ya da kom-
şulan yıllarca araziyi işlediği için kendilerine geri vermeyi istememektedirler. Tapu kadastro sorunlan da Süryanileri biraz da olsa meşgul etmektedir.
Hepinizin çok yakından izlediği Mor Gabriel davasını Süryaniler büyük bir üzüntü ile karşıla
maktadırlar. Bu manastır komşulan tarafından mahkemeye verildi. Bu manasır, 1600 yıldır Süryani- lerin. Hiçbir sorun yaşanmamış. Niçin şimdi gündeme getiriliyor? Tam da Avrupa Birliği Süreci başla
mışken. Bu manastır l 980'lerde kendisini mahkemeye veren komşu köylere su vermiş . Bu manastır komşu köylere elektrik vermiş, kışın araçlanyla köyün kapanan yollannı açmış. Manastırda kullanılan
iskele ile köyün camisi yapılmış. Bütün bunlann karşılığı bu mu olmalıydı, diye sormak gerekmiyor mu? H~şgörü bu mu?
Sonuç .
Süryanilerin çevre ile ilişkileri semte ve bölgeye göre değişiyor. Örneğin İstanbul Bakırköy'de her- kes Süryanileri tanır ama Küçükçekmece'de kimse tanımaz. Mardin'de herkes tanır ama Adıyaman'da
onlar kim diye sorar?.
Bir gün Erdal lnönü ile karşılaştım. Süryaniler hakkında neler bildiğini sorduğumda. Uzun bir beklemeden sonra 'galiba Mardin'de yaşıyorlar' dedi. Türk halkı binlerce yıldır beraber yaşadığı farklı
kültürleri de tanımaya çalışmalıdır. O kültürlerin ülkemizin güzel bir zenginliği olduğunu bilmelidir.
Gökkuşağını bütün renkleriyle tanımalıdır.
Ailelere seminerler verilmeli farklı kültürler tanıtılmalıdır. Çocuklara komşuluk ilişkileri anlatıl
malı, ders kitaplannda hoşgörü, komşuluk ve gayri müslimlere yer verilmeli, öğretmenler bu konuda bilgilendirilmelidir. Son yıllarda Türkiye'de çok güzel şeylerin yapıldığını hepimiz görüyor ve sevini- yoruz. Kardeşliğin, banşın sevginin hiçbir zaman eksilmemesini diliyorum. Mardin Artuklu Üniversi- tesinde açılan Süryani Dili ve Edebiyatı Kürsüsü bütün Süryaniler tarafından memnunlukla karşılan
maktadır.
Gökçeadalı bir Rum Köylüsü oğluna şunlan söyler: 'Bir meyve bahçesi bütün meyve ağaçlan
varsa, gerçek bir bahçedir. Eğer o bahçede meyve ağaçlanndan biri eksik ise o gerçek bir meyve bahçesi
değildir' der.
Ben size Süryanileri, Diyarbakın, komşuluk ilişkilerini, göçlerini ve özlemlerini anlatmaya ça-
lıştım. Beni davet edip, dinlemeye zaman ayırdığınız için şükranlanmı sunuyorum. Bu sempozyumun
başanlı geçmesini temenni ederim.
En içten saygılanmla ...
169