• Sonuç bulunamadı

SİYAH ALACA SÜT SIĞIRLARINDA RENK (SİYAH-BEYAZ) DAĞILIMININ SÜT VERİMİ VE BAZI DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ İLE OLAN İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SİYAH ALACA SÜT SIĞIRLARINDA RENK (SİYAH-BEYAZ) DAĞILIMININ SÜT VERİMİ VE BAZI DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ İLE OLAN İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

NKUBAP.00.24.YL.14.05 nolu proje

SİYAH ALACA SÜT SIĞIRLARINDA RENK (SİYAH-BEYAZ) DAĞILIMININ SÜT VERİMİ VE BAZI DÖL VERİM ÖZELLİKLERİ İLE OLAN İLİŞKİSİNİN

BELİRLENMESİ

2017

Yürütücü : Yahya Tuncay TUNA

(2)

ii Proje No: NKUBAP.00.24.YL.14.05

Proje Adı: Siyah Alaca Süt Sığırlarında Renk (Siyah-Beyaz) Dağılımının Süt Verimi Ve Bazı Döl Verim Özellikleri İle Olan İlişkisinin Belirlenmesi

Önsöz

Evcil hayvanlarda dış görünüş özellikleri, hayvan ıslahçıları tarafından en çok tartışılan konuların başında gelmiştir. Tartışma konularını ise genel olarak bu özelliklerin belirlenmesinde kullanılan ölçüm araç ve metotları oluşturmuştur.

Bedensel dış görünüş özellikleri bakımından hayvan ırklarının kendi içerisinde ve birbirleri arasında önemli farklılıklar görülmektedir.

Günümüzde, hayvanlarda ırk ve tiplerin belirlenmesinde moleküler teknikler kullanılmakla birlikte, genel olarak morfolojik özelliklerden yararlanılmaktadır. Hayvan ıslahının temel konularından birinin, hayvanların dış görünüş özelliklerinin değerlendirilmesi olduğu farklı araştırmacılar tarafından bildirilmiştir (Diekman 1991, Soysal ve Kök 1997, Şekerden ve Tapkı 2003).

Bütün canlılarda olduğu gibi sığırlarda vücudun dış rengini genler belirler (Düzgüneş ve Ekingen,1972). Özellikle renk canlının ortama uyumunda ve yaşamını devam ettirmede oldukça önemli bir etmendir. Bu uyumu gösteremeyenler, düşmanları tarafından ayıklandığı için, mutlak bir uyum varmış gibi görünür. Hemen tüm hayvan gruplarında belirli ölçülerde renkle ortama uyum vardır. Keza bu uyumu aktif olarak yapabilen canlılarda bulunmaktadır. Örneğin bukalemun, mürekkep balığı gibi canlılar bu aktif uyumu yapabilen canlılara örnektir. Renk uyumu pasif olan canlılarda ise özellikle memelilerde, renkler ve buna bağlı olarak desenler mutasyon gibi etmenler haricinde genellikle değişmez. Bu tip canlılar (hayvanlar) sürekli kendilerine uygun olabilecek ortamları ararlar (Demirsoy A., 1985).

Siyah alaca süt sığırları yüksek hava sıcaklığı ve nemden daha fazla etkilenmekte ve verimlerinde düşüşler görülmektedir. Ülkemizin güney ve batı bölgelerinde yaz aylarında etkili olan yüksek hava sıcaklığı ve nem siyah alacalarda önemli verim kayıplarının oluşmasına neden olmaktadır. Aynı etmenler hayvanların üreme performansları üzerine de olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu olumsuz etkiler;

erken embriyonik ölümlerde artış, döl tutmada başarısızlık, döl yatağının işlevinde ve hormonal fonksiyonlarda aksama, gebelik oranında, doğum ağırlında düşme, kızgınlık belirtilerinde azalma, servis periyodunun uzaması şeklinde sıralanabilir. Hayvanlarda vücuttaki siyahlık oranının çok yüksek olması, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına bunun sonucunda da hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olmaktadır. Vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1.91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirlenmiştir ( Beceril ve Ark., 1992). Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki %1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir (Chongkasikit N., 2002).

Bu proje kapsamında siyah alaca süt sığırlarında renk (siyah-beyaz) dağılımının süt verimi ve bazı döl verim özellikleri ile olan ilişkisi ortaya konulması amaçlanmıştır.

(3)

iii ÖZET

Çalışmada, Siyah Alaca Süt Sığırlarında Renk (Siyah-Beyaz) Dağılımının Süt Verimi Ve Bazı Döl Verim Özellikleri İle Olan İlişkisinin Belirlenmesi amaçlanmıştır.

Tekirdağ’da yer alan bir işletmede yetiştiriciliği yapılmakta olan bir ve ikinci laktasyonunu tamamlamış 61 adet Siyah Alaca süt sığırlarının görüntü, döl ve süt verim kayıtları değerlendirilmiştir. Döl verim özelliklerinden ilk tohumlama yaşı (İTY), ilkine buzağılama yaşı (İBY), buzağılama aralığı (BA), servis periyodu (SP) ve gebelik başına tohumlama sayısı (GBTS) üzerinde durulmuştur. Süt verim özelliklerinden laktasyon süresi (LS), laktasyon süt verimi (LV), 305 gün süt verimi (305 GSV) ve kuruda kalma süresi (KKS) üzerinde durulmuştur.

Söz konusu özelliklere etki ettiği düşünülen laktasyon sırası ve renk(%) dağılımının etkisi araştırılmıştır. Döl verim özelliklerine İTY, İBY, SP, BA ve GBTS ilişkin tanıtıcı istatistikler sırasıyla 15,58±0,36; 24,56±0,38; 94,43±2,61; 433,31±10,35 ve 2,47±0,09 olarak bulunmuştur. Süt verim özelliklerine LS, KKS, LV ve 305 GSV ilişkin tanıtıcı istatistikler sırasıyla 362,07±9,81; 61,09±0,61; 11190,78±233,67 ve 9816,03±159,35 olarak bulunmuştur.

Üreme (döl) verim ve süt verim özellikleri üzerine çevresel faktörlerin laktasyon Sırası ve renk (%) dağılımının (İTY, İBY ve BA) üzerine etkileri istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur(p>0,05). SP ve GBTS üzerine etkisi istatistiki olarak oldukça önemli bulunmuştur (p<0,01; p<0,05). Laktasyon sırasının etkisi (LV) hariç, (KKS,LS ve 305 GSV)’de önemli bulunmuştur (p<0,01; p<0,05; p<0,10). Renk (%) dağılımının (KKS) hariç, (LS,LV ve 305 GSV)’de ise etkisi istatistiki olarak önemli bulunmuştur (p<0,01;

p<0,05). Süt verim özelliklerinin düşük kalıtım derecesine sahip olmaları, çevre koşullarının büyük ölçüde bu özelliklerin belirlenmesinde etkili olduğunu göstermektedir. Üreme ve süt verim performanslarına ait ortalamaların ideal değerlere yakın olması işletmede süt sığırı yetiştiriciliğinin bilinçli bir şekilde yapıldığını göstermektedir.

Yaptığımız çoklu regresyon analizi sonucunda beyaz renkteki %1’lik bir artışın 305 GSV’de yaklaşık olarak toplam 580 litre artışa neden olduğunu göstermiştir. Bu sonucu günlük süt verimine dönüştürdüğümüzde beyaz renkte %1’lik bir artışın süt veriminde 1,90 (lt/gün) artışa sebep olduğu görülmektedir.

Bu nedenle beyaz rengin artan sıcaklıklara karşı daha dayanıklı (toleranslı) ırkların geliştirilmesi için doğrudan seleksiyon kriteri olarak hayvan ıslahı programlarında yer alacağını söyleyebiliriz.

Anahtar Kelimeler: Siyah Alaca Süt Sığırı, Renk Dağılımı Görüntü İşleme, Morfometrik Ölçümler, Süt Verimi, Döl verimi

(4)

iv ABSTRACT

Aim of this study is to be defined there lation between Holstein Friesian Cattles’

chromatic dispersion (black-white) to milk yield and some features of fertility rate.

Number of 61 Holstein cattles’ –which have done first and second lactation-images, descendant and milk proceed records wereevaluated from a farm in Tekirdağ. One of the features of fertility rate, initial insemination age(IIA), first calving age (FCA), range of calving (CR), open day period (ODP) and insemination per pregnancy (IPP) were emphasised. Put excessive emphasis on to milk yield features lactation length (LL), lactation milk yield (LMY), 305 days milk yield (305 LMY) and dry period (DP) were emphasised. Effect to under consideration issues that lactation order and chromatic dispersion (%) were investigated. Fertility characteristics IIA, FCA, ODP, CR and IPP’s descriptive statistics were respectively defined as 15,58±0,36;

24,56±0,38; 94,43±2,61; 433,31±10,35 ve 2,47±0,09. Milk yield features LP, DP, LMY and 305 LMY’s descriptive statistics were respectively defined as 362,07±9,81;

61,09±0,61; 11190,78±233,67 ve 9816,03±159,35.

Environmental factors’ (lactation order, chromatic dispersion %) effects on reproduction and milk yield characteristics (IIA, FCA, CR) were defined statistically insignificant different (p>0.05). Effects on ODP and IPP were defined quite statistically significant different (p<0.01; p<0.05). Except to effect of lactation order (LO), it was defined quite statistically significant different on DP, LL and 305 LMY (p<0.01; p<0.05;

p<0.10). Except on DP, effect of chromatic dispersion on to LO, LMY and 305 LMY were defined quite statistically significant different (p<0.01; p<0.05). Milk yield features have low level of participation denote that ambient condition sare highly effected to defined these features. Avarages which closet o ideal value defined that dairy cattle breeding in progress as conscious way in this farm.

In the results of multiple regression analysis, 1% increase on white colour coused to approximately 580lt increase on 305 LMY. When we turned this result into daily milk yield, 1% increase white colour effect to 1.90 (lt/day) increase on milk yield.

For this reason, we can say that because of the high heat tolerance, white colour can be directly located in animal improvement programme as a selection character.

Keywords:Holstein Friesian Cattle, chromatic dispersion image prosessing, morphometric analysis, Milk yield, reproduction yield

(5)

v KISALTMALAR DİZİNİ

İTY: İlk tohumlama yaşı İBY: İlkine buzağılama yaşı BA: Buzağılama aralığı SP: Servis periyodu

GBTS: Gebelik başına tohumlama sayısı LS: Laktasyon süresi

LV: Laktasyon süt verimi

305 GSV: 305 günlük süt verimi KKS: Kuruda kalma süresi VK(%): Varyasyon katsayısı DW: Durbin Watson değeri R2: Belirtme katsayısı

(6)

vi ÇİZELGE TABLOSU

Çizelge 1. Önerilen Sıcaklık Değerleri (Lindley ve Whitaker, 1996). ……….1

Çizelge 2. Siyah Alaca Süt Sığırlarında Rengi Kontrol Eden Genler (Klungland ve Ark, 1995) ……….3

Çizelge 3. Süt sığırlarında sıcaklık stresinin etkileri. (Chase 2006) ………...4

Çizelge 4. Beyaz Deri Renginin %1 Değişmesine Karşılık Süt Verimi Ve Sütün Yapısında Görülen Değişim Miktarı (Beceril ve Ark., 1992). ……….7

Şekil 1. Siyah Alaca Süt Sığırının Sağ ve Sol Yan Fotoğrafı ……….9

Şekil 2. Görüntü işleme metotlarına ait işlem sırası ………9

Şekil 3. Referans sticker’ı ………10

Şekil 4. Image Pro Plus programına aktarılması ……….10

Çizelge 4.1. İTY ve Renk Faktörü ………13

Çizelge 4.2. İBY ve Renk Faktörü ………14

Çizelge 4.3. SP Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler ………..14

Çizelge 4.4. BA Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler ………..16

Çizelge 4.5. GBTS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler ..….17

Çizelge 4.6. LS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler …………18

Çizelge 4.7. KKS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler ……….19

Çizelge 4.8. LV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler …………20

Çizelge 4.9. 305 GSV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler .….21

Şekil 5. İnteraksiyon grafiği ………22

Çizelge 4.10. 305 GSV Üzerine; Döl Verim, Süt verim ve Beyaz Rengin(%) Regresyon Katsayıları ……….23

(7)

vii İÇİNDEKİLER DİZİNİ

Önsöz ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... iv

KISALTMALAR DİZİNİ ... v

1.GİRİŞ ... 1

2.LİTERATÜR ÖZETLERİ ... 3

3.MATERYAL VE YÖNTEM ... 8

3.1. Materyal ... 8

3.2. Yöntem ... 8

3.2.1. Vücut Yüzey renk dağılımı (siyah-beyaz) ... 8

3.2.2. Görüntülerin Elde Edilmesi ve İşlenmesi ... 9

3.2.3. Görüntülerin Dijital Ortama Aktarılması ... 9

3.2.4. İstatistik Analizler ... 10

3.2.4.1. Döl Verimi ve Süt Verimi... 10

3.2.4.2. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi ... 11

4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ... 12

4.1.Döl Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler ... 12

4.1.1. İlkine Tohumlama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi ... 12

4.1.2. İlkine Buzağılama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi ... 13

4.1.3. Servis Periyodu Üzerine Etki Eden Faktörler... 13

4.1.4. Buzağılama Aralığı Üzerine Etki Eden Faktörler ... 14

4.1.5. Gebelik Başına Tohumlama Sayısı Üzerine Etki Eden Faktörler... 15

4.2. Süt Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler ... 16

4.2.1. Laktasyon Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler ... 16

4.2.2. Kuruda Kalma Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler ... 17

4.2.3. Laktasyon Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler ... 18

4.2.4. 305 Gün Süt Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler ... 20

4.3. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi ... 22

5.SONUÇ VE ÖNERİLER... 23

6. KAYNAKLAR ... 24

(8)

1 1.GİRİŞ

Günümüz süt sığırcılığında yüksek süt ve döl verimi almak işletme karlılığın temelini oluşturmaktadır. Bunun sağlanmasında hayvanların genetik yapısı, besin madde ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra yaşam koşullarının, hayvanın fizyolojik faaliyetlerini düzgün şekilde sürdürebilmesi için uygun şekilde düzenlenmesini gerekir.

Süt sığırları sıcakkanlı (homoterm) hayvanlar olup vücut sıcaklıkları çevre sıcaklıklarının etkisi dışındadır ve değişik çevre sıcaklıklarında vücut sıcaklıklarını ayarlayabilir. Metabolizma faaliyetleri sonucu hayvanlar ortama sürekli olarak ısı ve su buharı yayarlar. Belirli bir zaman dilimine üretilen metabolik ısı (M), çevreden kazanılan ısı (G) ve çevreye yayılan ısı (L) arasında bir denge olup; M+G=L‘dir (Demirören, 2002). Vücuttan ısının uzaklaştırılması Evaporasyon, Konduksiyon, Konveksiyon ve Rasyasyon yoluyla gerçekleşmektedir. Bu mekanizma vücutta hipotalamus tarafında düzenlenmektedir. Hipotalamus vücutta kan dolaşımını, solunumu, idrar atımını, derideki reseptörleri kontrol ederek sıcaklığın dengede kalmasını sağlamaktadır.

Çevre sıcaklıkları arttığı zaman solunum sayısı artar, derideki kan damarları genişler, ter bezlerinin sekresyonu artar ve salya miktarı fazlalaşır. Çevre sıcaklıkları azaldığı zaman solunum sayısı azalır, ter bezlerinin sekresyonu durur, yüzlek kan damarları daralır. Böylece deriden ısı yayımı azalmakta ve vücut sıcaklığı normal sınırlarda tutulmaktadır.

Süt sığırları için optimum çevre koşulları hayvanın ırkına ve verim özelliklerine göre değişmektedir. Yüksek süt verimli ırklar artan kan dolaşımları ve metabolik faaliyetlerine bağlı olarak çevre koşullarına daha duyarlı hale gelirler. Çevre koşulları içerisinde iklimsel faktörler önemli rol oynamaktadırlar. İklimsel faktörler direkt olarak sadece hayvanlarda metabolik faaliyetler üzerine etkimemekte, aynı zamanda belirli hastalıklarının ortaya çıkışları, hayvan yemi olarak kullanılan bitkilerin besin madde değerleri üzerine etkileri nedeniyle indirekt olarak ta hayvan sağlığını etkilemektedirler.

Sıcaklık ve nem iklimsel koşulların temelini oluşturur. Vücut sıcaklığın sabitlemek için metabolizmada değişimlerin meydana geldiği termonötral (konfor) bölge adı verilir.

Alt ve üst kritik sıcaklık bölgeleri arasındaki sıcaklık değerleri süt sığırları için -13,9 °C ve 27,2 °C arasındadır (Spiers, 2003). Süt sığırlarında normal rektal sıcaklık 38,5-39,3 °C ve termonötral aralık 5-25 °C arasında yer almaktadır. (Gerrit-Rietvield, 2003). Hayvanlar konfor aralığında en az yem tüketimi ile en yüksek üretimde bulunurlar(Okuroğlu ve Delibaş, 1986). Süt sığırı ahırları için en uygun sıcaklık değeri 10 °C olarak verilmektedir (Matson ve Ark., 1985).

Çizelge 1. Önerilen Sıcaklık Değerleri (Lindley ve Whitaker, 1996).

Önerilen Sıcaklık Aralığı (°C) En Yüksek Değer (°C)

Buzağı 10-26 32

Süt Sığırı 4-24 30

Besi Sığırı 4-26 32

(9)

2

Ortam sıcaklığının yanı sıra havanın nem oranının da süt sığırlarında vücut sıcaklığının dengelenmesinde etkisi büyüktür. Havadaki nem oranı arttıkça solunum ve terleme yoluyla ısı kaybı zorlaşacak, buna bağlı olarak çevre sıcaklığına bağlı hayvan üzerindeki stres artacaktır. Sığırlar oransal nem oranın optimum %60-75 arasında olması gerekmektedir (Okuroğlu ve Yağanoğlu, 1993). Soğuk iklimlerde bu oran %80-85’e kadar çıkabilir. 29°C’de ve %40 relatif nem oranında Siyah Alaca, Simental ve İsviçre Esmerlerinde süt verimleri normal verimlerine oranla sırasıyla %97,

%93, %98 şeklinde olurken, relatif nem oranı %90’ a yükseldiğinde bu oranlar sırasıyla

%69, %75 ve %83 olmuştur (Bianca, 1965). Buradan anlaşılabileceği gibi çevresel sıcaklıkla beraber havadaki nem oranı da sığırlarda sıcaklık stresinin oluşmasında etkilidir.

Bu değişimlere bağlı olarak ta süt verimi ve döl veriminde azalma şekillenir.

Yapılan bir araştırmada şiddetli sıcak stresine maruz kalan bir sürüde ineklerde yıllık ekonomik kaybın hayvan başına 422 EU’ya ulaştığını ve bu kaybın %80’ninin verim kayıplarından % 20’sinin ise ortaya çıkan sağlık problemlerinden kaynaklandığını bildirmişlerdir(St.Pierre ve ark., 2003).

Siyah alaca süt sığırları yüksek hava sıcaklığı ve nemden daha fazla etkilenmekte ve verimlerinde düşüşler görülmektedir. Ülkemizin güney ve batı bölgelerinde yaz aylarında etkili olan yüksek hava sıcaklığı ve nem siyah alacalarda önemli verim kayıplarının oluşmasına neden olmaktadır. Aynı etmenler hayvanların üreme performansları üzerine de olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu olumsuz etkiler;

erken embriyonik ölümlerde artış, döl tutmada başarısızlık, döl yatağının işlevinde ve hormonal fonksiyonlarda aksama, gebelik oranında, doğum ağırlında düşme, kızgınlık belirtilerinde azalma, servis periyodunun uzaması şeklinde sıralanabilir. Hayvanlarda vücuttaki siyahlık oranının çok yüksek olması, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına bunun sonucunda da hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olmaktadır. Vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1.91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirlenmiştir (Beceril ve Ark., 1992). Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki %1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir (Chongkasikit N. ve Ark., 2002).

Türkiye İçin İklim Değişikliği Senaryoları TÜBİTAK KAMAG Projesi Sonuçları’na göre Türkiye ikliminde 2011-2099 yılların arasında yaz aylarında ortalama 4,5 °C’ye kadar sıcaklık artışları beklenmektedir. İlerleyen yıllarda sıcaklık stresi özellikle süt sığırcılığını daha yoğun bir şekilde etkilemeye başlayacaktır.

Son yıllarda, süt sığırlarında özellikle (Siyah Alacalarda), sıcaklık stresinin etkilerini azaltmak için çeşitli araştırmalar yapılmış ve yapılmaktadır (Çerçi ve Koç, 2005; Atasever ve Ark.,2004; koç, A. 2000; Yıldız ve Ark., 1999; Beceril ve Ark., 1992;

Chongkasikit N. ve Ark., 2002; Klungland ve Ark, 1995). Bu araştırmalar bazı deri rengi ve kıl özelliklerinin verimler üzerine etkilerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Yapılan çalışmalarda deri ve kıl özelliklerinin solar radyasyona bağlı olarak emilim, yansıtma ve iletkenlikleri ölçülmüş, siyah deri ve kıl renginin iletkenlik ve emilim özelliklerinin, beyaz deri ve kıl renginin ise yansıtma özelliğinin yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu çalışmalar ışığında, gerçekleştirdiğimiz projemiz kapsamında, siyah alaca süt sığırlarında renk (siyah-beyaz) dağılımının süt verimi ve bazı döl verim özellikleri ile olan ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.

(10)

3 2.LİTERATÜR ÖZETLERİ

Doğal yaşam alanları içerisinde birçok hayvan türü ve ırkı dağılım göstermekte olup bu tür ve ırklar birbirlerinden renkleri, morfolojileri, davranışları, fizyolojileri, enzim sistemleri gibi birçok karakter bakımından ayrılmaktadırlar.

Özellikle renk canlının ortama uyumunda ve yaşamını devam ettirmede oldukça önemli bir etmendir. Bu uyumu gösteremeyenler, düşmanları tarafından ayıklandığı için, mutlak bir uyum varmış gibi görünür. Hemen tüm hayvan gruplarında belirli ölçülerde renkle ortama uyum vardır. Keza bu uyumu aktif olarak yapabilen canlılarda bulunmaktadır. Örneğin bukalemun, mürekkep balığı gibi canlılar bu aktif uyumu yapabilen canlılara örnektir. Renk uyumu pasif olan canlılarda ise özellikle memelilerde, renkler ve buna bağlı olarak desenler mutasyon gibi etmenler haricinde genellikle değişmez. Bu tip canlılar (hayvanlar) sürekli kendilerine uygun olabilecek ortamları ararlar (Demirsoy A., 1985).

Diğer bütün canlılarda olduğu gibi sığırlarda vücudun dış rengini genler belirler(Düzgüneş ve Ekingen,1972). Ilıman iklim kuşağına uyum sağlamış bir süt sığırı ırkı olan siyah alacalarda rengi kontrol eden genler aşağıdaki tabloda verilmiştir(Çizelge 2).

Çizelge 2. Siyah Alaca Süt Sığırlarında Rengi Kontrol Eden Genler (Klungland ve Ark, 1995)

Dominant Resesif

Renkler Genotipler Renkler Genotip

Siyah E- Kırmızı ee

Uniform S- Benekli ss

Beyaz Sh_ Uniform SS

Özellikle (EEss) genotipi siyah alaca sığırlara özgü genotiptir (Chongkasikit N.

ve Ark., 2002).

Siyah alaca süt sığırları yüksek hava sıcaklığı ve nemden daha fazla etkilenmekte ve verimlerinde düşüşler görülmektedir.

Ortam sıcaklığının yanı sıra havanın nem oranının da süt sığırlarında vücut sıcaklığının dengelenmesinde etkisi büyüktür. Havadaki nem oranı arttıkça solunum ve terleme yoluyla ısı kaybı zorlaşacak, buna bağlı olarak çevre sıcaklığına bağlı hayvan üzerindeki stres artacaktır. Sığırlar oransal nem oranın optimum %60-75 arasında olması gerekmektedir (Okuroğlu ve Yağanoğlu 1993). Soğuk iklimlerde bu oran %80-85’e kadar çıkabilir. 29°C’de ve %40 relatif nem oranında Holştayn, Simental ve İsviçre Esmerlerinde süt verimleri normal verimlerine oranla sırasıyla %97, %93,

%98 şeklinde olurken, relatif nem oranı %90’ a yükseldiğinde bu oranlar sırasıyla %69,

%75 ve %83 olmuştur (Bianca, 1965). Buradan anlaşılabileceği gibi çevresel sıcaklıkla beraber havadaki nem oranı da sığırlarda sıcaklık stresinin oluşmasında etkilidir.

(11)

4

Sıcaklık stresine neden olan çevre şartlarının hesaplanmasında Sıcaklık-Nem İndeksi (Thermal-Humidity Index(THI)) kullanılır. Bu indeksi hesaplanırken kuru ve yaş termometre değerleri kullanılır.

Sıcaklık-Nem İndeksi= (Kuru Termometre Değeri °C)+( 0,36*Yaş Termometre Değeri °C) + 41,2

Süt sığırlarında sıcaklık stresi THI değeri 72> olduğunda başlamaktadır.

Aşağıdaki tabloda artan THI değerine bağlı olarak sığırlarda şekillenen yaşamsal değişimler yer almaktadır.

Çizelge 3. Süt sığırlarında sıcaklık stresinin etkileri. (Chase 2006)

THI Stres Derecesi Semptomlar

<72 Yok

72-79 Hafif

Hayvanlar gölgelik yer ararlar, Solunum sayısı artar ve kan damarları genişler. Süt verimine etkisi minimaldir.

80-89 Orta

Salya miktarı ve solunum sayısı artar. Gıda alımı azalır ve su tüketimi artar. Vücut sıcaklığında artış şekillenebilir. Süt verimi ve gebelik oranları azalır.

90-98 Şiddetli

Artmış vücut sıcaklığına bağlı olarak hayvanlar depresedir. Hayvanlar sık sık soluk alıp verirler ve salya aşırı derecede artar. Süt verimi ve döl verimi ciddi derecede azalmıştır.

>98 Tehlikeli Ölüm

Sıcaklık stresi sığırlarda artan sıcaklık ve nem oranına bağlı olarak davranışsal ve fiziksel değişimlere neden olan bir durumdur. Sıcaklık stresine bağlı olarak sığırlarda solunum sayısında artış, rektal sıcaklıkta yükselme, su tüketimde artma, gıda alımında azalma, canlı ağırlık kazancında düşme, azalan aktivite ve en son olarak ta inkoordinasyon, kollaps ve ölüm görülmektedir (Epperson ve ark. 1995).

Bu değişimlere bağlı olarak ta süt verimi ve döl veriminde azalma şekillenir.Yapılan bir araştırmada şiddetli sıcak stresine maruz kalan bir sürüde ineklerde yıllık ekonomik kaybın hayvan başına 422 EU’ya ulaştığını ve bu kaybın

%80’ninin verim kayıplarından % 20’sinin ise ortaya çıkan sağlık problemlerinden kaynaklandığını bildirmişlerdir(St.Pierre ve ark. 2003).

Sığırlarda döl verim parametreleri sürü sağlığı açısında önemli veriler içermektedir. Buzağılama aralığı, buzağılama-ilk östrus aralığı, buzağılama-ilk tohumlama aralığı, buzağılama-gebelik aralığı, ilk tohumlamada gebelik oranı, gebelik başına düşen tohumlama sayısı temel döl verim parametreleridir. Döl verimi tüm verimlerin başlangıcı olması nedeniyle büyük bir öneme sahiptir.

(12)

5

Döl veriminin yüksek olması, sürüde seleksiyon ve ayıklama işlemlerinin daha etkili bir şekilde yapılabilmesi ve ekonomik bir yetiştiricilik için temel şarttır. Üretimin ekonomik olabilmesi, her ineğin yılda bir kez yavru vermesine bağlıdır. İlk tohumlama yaşının (15–18 ay) gecikmesi, doğumdan sonraki ilk tohumlama aralığı (50–85 gün) ve servis periyodunun uzaması, her ineğin yaşamı boyunca vereceği toplam buzağı sayısı ve toplam süt veriminde azalmaya yol açmaktadır. Döl verimin etkileyen faktörler çevre koşulları, beslenme, bakım ve idare, hayvana ait bireysel özelliklerdir.

-Buzağılama aralığı: 400 gün

-Buzağılama-ilk östrus aralığı: <45 gün -Buzağılama-ilk tohumlama aralığı: <60 gün -Buzağılama-gebelik aralığı: <120 gün -İlk tohumlamada gebelik oranı : >%60 -Gebelik başına düşen tohumlama: <2 ; olması istenmektedir (Diskin ve Screenan, 1980).

Yüksek çevre sıcaklığının üreme üzerine olumsuz etkileri bulunmakta olup, bu etkiler şöyle sıralanabilir:

• Erken embriyonik ölümler ve düşük canlı ağırlığa sahip buzağılar (Smith ve ark.1998, Shannon 2001).

• Döl tutmada başarısızlık, östrus döngüsünde aksamalar (Smith ve ark., 1998).

• Üreme etkenliğinde düşme (Özkütük 1990).

• Servis periyodu, buzağılama aralığı ve buzağılama ile ilk tohumlama arası sürelerde uzama

• Döl yatağının işlevinde ve hormonal fonksiyonlarda aksama (Shannon 2001, West 2001).

• Semen kalitesi ve miktarında azalma (O’connor 1998).

Çevre koşullarından ortam sıcaklığı süt sığırlarında hormonal dengedeki bozukluklara, kuru madde tüketimine bağlı olarak beslenme bozukluklarına, hayvan aktivitelerinin azalmasına bağlı olarak kızgınlık tespitlerinin aksamasına, artan ayak problemleri, mastitis ve metritis gibi hastalıklara bağlı olarak yukarıda belirtilen döl verim bozukluklarına neden olmaktadır.

Sıcaklık stresine bağlı olarak hormonal denge etkilenmekte, hipotalamo- hipofizo-ovaryal eksende hormonal mekanizma bozulmaktadır. Plazma LH ve östradiol seviyesi sıcaklık stresine maruz kalmış ineklerde düşük seyretmekte ve bu durum yılın sıcak aylarında düşük fertiliteye neden olan önemli bir faktör olarak karşımıza

(13)

6

çıkmaktadır. Düşük LH seviyesine bağlı olarak ovaryumlarda folliküler gelişim aksayacak, folliküllerdeki aksamaya bağlı olarak yeterli östradiol salınımı gerçekleşmeyeceğinden dolayı anöstrus ve suböstrus vakaları artacaktır. Gebelik şekillense bile yetersiz progesteron seviyesine nedeniyle gebeliğin devamı tehlikeye girecek ve erken embriyonik atıkların oranında artış şekillenecektir. Sıcaklık stresine maruz kalmış ineklerin uterus ortamı normal şartlardan farklı bir şekil almıştır. Artan genel vücut ısısından dolayı uterusa gelen kan akımında bir azalma ve buna bağlı olarak uterin ısıda artış şekillenmektedir. Gelişen bu değişimler tohumlamadan sonra fertilizasyon oranını düşürmekte, embriyonik gelişimi sınırlamakta ve erken embriyonik ölümleri artırarak infertiliteye neden olmaktadır (Bademkıran ve ark.).

Sıcaklık stresi nedeniyle süt sığırlarında kuru madde tüketimi azalır.Sıcaklığın yem tüketimini azaltmasında 3 etmenin rolü vardır:

a) Sıcaklığı ayarlayan merkezlerin doğrudan regülasyonu, b) Yüksek solunum sayısının yem yemeyi engellemesi,

c) Davranışta meydana gelen değişmelerle ısı üretiminin düşmesi ya da gölge arama şeklinde hayvanların yem kaynaklarından uzaklaşması (Özhan ve Ark., 2001).

Azalan yem tüketimi nedeniyle enerji ve protein dengesizlikleri, iz element ve vitamin yetersizlikleri (özellikle selenyum, çinko, vitamin A ve vitamin E noksanlıkları) ovulasyon mekanizmasında bozukluklara neden olmaktadır.

Yüksek sıcaklıklar mastitis, metritis ve ayak hastalıklarının sürü içerisindeki insidensini arttırarak indirekt olarak kızgınlığın şekillenmesini, süresini ve şiddetini etkilemektedir.

Ülkemizin güney ve batı bölgelerinde yaz aylarında etkili olan yüksek hava sıcaklığı ve nem siyah alacalarda önemli verim kayıplarının oluşmasına neden olmaktadır. Aynı etmenler hayvanların üreme performansları üzerine de olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu olumsuz etkiler; erken embriyonik ölümlerde artış, döl tutmada başarısızlık, döl yatağının işlevinde ve hormonal fonksiyonlarda aksama, gebelik oranında, doğum ağırlında düşme, kızgınlık belirtilerinde azalma, servis periyodunun uzaması şeklinde sıralanabilir. Hayvanlarda vücuttaki siyahlık oranının çok yüksek olması, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına bunun sonucunda da hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olmaktadır. Vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1,91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirlenmiştir(Beceril ve Ark., 1992). Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki

%1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir(Chongkasikit N. ve Ark., 2002).

(14)

7

Çizelge 4. Beyaz Deri Renginin %1 Değişmesine Karşılık Süt Verimi Ve Sütün Yapısında Görülen Değişim Miktarı (Beceril ve Ark., 1992).

Özellikler Regresyon Katsayısı Std. Hata

Süt verimi 1.91** 0.620

Yağ verimi 0.015 0.025

Protein verimi 0.067 0.041

Yağ oranı, % -0.00059* 0.00025

Kış mevsimi -0.00078* 0.00034

Yaz mevsimi -0.00040 0.00034

Protein oranı, % -0.00046 0.00012

*P<0,05, **P<0,01

Yüksek hava sıcaklığı ve nemin üreme performansı üzerine de olumsuz etkiler yapmaktadır. Kuzey Tayvan da yapılan bir çalışmada deri rengi beyaz olan ineklerin ilkine gebe kalma yaşının daha düşük servis periyodunun ise daha kısa olduğu belirlenmiştir (Chongkasikit N. ve Ark., 2002). Kıl örtüsü düz ve parlak olan hayvanların mat olan hayvanlara göre rektal ve deri sıcaklıklarının daha düşük olduğu, rektal sıcaklığın 40°C çıkması durumunda ineklerin gebe kalma oranlarının % 10 oranında azaldığı belirlenmiştir (Olson ve ark., 2002).

Kültür sığırlarında uygulanan yoğun seleksiyon programları sonucunda hayvanların verimleri artırılmış buna karşılık çeşitli stres faktörlerine olan dirençleri azalmıştır. Hayvanlar uygun çevre sıcaklıkları dışında, fazladan enerji harcayarak vücut sıcaklıkları dengede tutmaya çalışırlar. Sut sığırları için en uygun çevre koşulları sıcaklığın 13-18°C, oransal nemin %60-70 ve rüzgâr hızının 5-8 km/saat olduğu koşullardır (Atasever S. ve Ark., 2004).

Çevresel stres faktörlerinden biri olan sıcaklık stresinin özellikle laktasyondaki yüksek verimli sütçü ineklerde hem süt verimini hem de döl verimini olumsuz etkilediği yapılan birçok araştırma ile kanıtlanmıştır. Sıcaklık stresinin çeşitli yollarla neden olduğu olumsuz etkilerinin modern serinletme sistemleri, bilimsel besleme stratejileri ve modern sürü idaresi (döl verimi açısından östrüs senkronizasyonu, embriyo transferi, invitro fertilizasyon vb.) anlayışı ile hafifletilmesi yoluyla yaz aylarında fertilite oranlarındaki düşüş azaltılabilir.

Türkiye için iklim değişikliği senaryoları" TÜBİTAK KAMAG Projesi Sonuçları’na göre Türkiye ikliminde 2011-2099 yılların arasında yaz aylarında ortalama 4.5°C’ye kadar sıcaklık artışları beklenmektedir. İlerleyen yıllarda sıcaklık stresi özellikle süt sığırcılığını daha yoğun bir şekilde etkilemeye başlayacaktır.

(15)

8 3.MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

Araştırmanın hayvan materyalini, Damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye bir işletmede yetiştirilen, tamamı ithal 61adet siyah alaca süt sığırlarına ait görüntüler ve bunlara ilişkin döl ve süt verim kayıtları oluşturmuştur.

Kumlu ve Akman 1999.’un bildirdiği kriterlere göre süt ve döl verim özelliklerinde kısıtlamalar yapılmıştır.

İTY>24 ve <14 (ay) İBY>40 ve <20 (ay) SP>150 ve <26 (gün) BA>650 ve <310 (gün) GBTS>4 ve <1 (adet) LS>550 ve <220 (gün) LV>15000 ve <2000 (lt) 305 Gün>15000 ve <2000 (lt) KKS>90 ve <30 (gün) 3.2. Yöntem

3.2.1. Vücut Yüzey renk dağılımı (siyah-beyaz)

Bu çalışmada, Siyah-Alaca süt sığırlarda renk dağılımının belirlenmesinde görüntü işleme metotlarından sabit referans metodu kullanılmıştır. Metot kapsamında hayvanların iki farklı(sağ ve sol) yanından görüntü alınmıştır. Her iki yönün renk dağılım oranları(%) belirlenerek, hayvanın total siyah-beyaz renk oranları(%) saptanmıştır (Şekil 1).

Şekil 1. Siyah Alaca Süt Sığırının Sağ ve Sol Yan Fotoğrafı

(16)

9 3.2.2. Görüntülerin Elde Edilmesi ve İşlenmesi

Görüntüler, hayvanların oluşturulan platformdan geçişleri (yürüme-koşma) esnasında alınmıştır. Görüntü İşleme Metotlarına ait işlem basamakları aşağıdaki şekilde şematize edilmiştir (Şekil 2).

Şekil 2. Görüntü işleme metotlarına ait işlem sırası

Hayvanların üzerinde referans oluşturmak amacı ile 5cm çapında kırmızı renkli sticker yapıştırılmıştır. (şekil3).

Şekil 3. Referans sticker’ı

3.2.3. Görüntülerin Dijital Ortama Aktarılması

Fotoğraf makinesinden elde edilen görüntüler dijital ortama aktarılarak değerlendirilmiştir.

LytroCamera kullanılarak elde edilecek görüntüler. png formatında Image Pro- plus4.5© (Media Cybernetics, Inc. MD-USA. 1995-2001)yazılımına aktarılarak ölçümleri yapılmıştır.

(17)

10 Şekil 4. Image Pro Plus programına aktarılması

3.2.4. İstatistik Analizler

3.2.4.1. Döl Verimi ve Süt Verimi

Döl verim özelliklerinden buzağılama aralığı (BA); iki doğum arasında geçen süre, servis periyodu (SP); buzağılamadan sonra yeniden döl tutana kadar geçen süre, ilk tohumlama yaşı (İTY); düvelerin ilk kez tohumlandıkları tarihlerdeki yaşları, ilkine buzağılama yaşı (İBY); düvelerin ilk kez doğurdukları yaşları, renk oranları (R);

sığırlardaki beyaz renk oranı, gebelik başına tohumlama sayısı (GBTS); gebelik için yapılan tohumlama sayısıdır.

Süt verim özelliklerinden 305 gün süt verimi (305 gün); laktasyon süresi boyunca süt verimi, laktasyon süresi (LS); süt sığırlarında buzağılamanın gerçekleşmesi ve sığırın ikinci buzağıya gebe kalması ve buzağısını doğurmasına iki ay kala kuruya alınmasına kadar geçen süre, laktasyon süt verimi (LSV); iki buzağılama arasındaki geçen sürede vermiş olduğu süt miktarı, kuruda kalma süresi (KKS); sağılan hayvanların laktasyon dönemi sonunda sağımın durdurulmasıdır. Döl verim ve süt verim özellikleri, etkili olabileceği düşünülen çevre şartlarına göre aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır.

Laktasyon sırası : 1. ve 2. Laktasyonunu tamamlamış hayvanlar kullanılmıştır.

Renk : Oranları(%) 0-25: 1., 26-50: 2., 51-75: 3. ve 76-100: 4. olarak gruplandırılmıştır.

Süt verim özellikleri (LV, 305 gün SV, LS ve KKS) ile döl verim özelliklerinden (BA, SP ve GBTS) üzerine çevre şartlarının etkileri aşağıdaki doğrusal modelde (Model 1) değerlendirilmiştir. Döl verim özelliklerinden (İTY ve İBY) ise (Model 2)’ye göre değerlendirilmiştir.

(18)

11 Model 1:

Yijk=𝜇+LSi+Rj+(LSxR)ij + eijk Modelde;

Yijk: i. Laktasyon sırasındaki, j. renk grubundaki verim LSi: Laktasyon sırasının etkisi (i=1,2),

Rk: Rengin etkisi (k=1,…,4),

(LSxR)ij: Laktasyon sırası ile Rengin interaksiyonu, eijk: Hata etkisini göstermektedir.

Model 2:

Yij=𝜇+Ri + eij Modelde;

Yij: i. renk grubundaki verim Rj: Rengin etkisi (j=1,…,4), eij: Hata etkisini göstermektedir.

Döl ve süt verim özellikleri üzerine; laktasyon sırası ve rengin etkisinin tespiti için yukarıda belirtilen istatistik modeller kullanılmıştır. Çözümler için SPSS istatistik programından yararlanılmıştır. İstatistik olarak etkisi önemli bulunan faktör ortalamaları Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre değerlendirilmiştir.

3.2.4.2. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi

Araştırmada, özellikle rengin 305 günlük süt verimi üzerine etkisini belirlemek amacıyla aşağıdaki modele göre çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır.

𝑌 = 𝛽0+ 𝛽1𝑋1+ 𝛽2𝑋2+ 𝛽3𝑋3+ 𝛽4𝑋4+ 𝛽5𝑋5+ 𝛽6𝑋6 + 𝑒𝑢

Bağımlı değişken (Y) 305 günlük süt verimi, β0: Bağımlı değişkenin sabit katsayısı, bağımsız değişkenler(Xi); X1=Laktasyon süresi, X2=Toplam süt verimi, X3=Kuruda kalma süresi, X4=İlk tohumlama yaşı, X5=İlkine buzağılaması, X6=Renk(beyaz % oran) ve eu=Hata etkisi.

(19)

12 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

Araştırmada, Damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye bir işletmede yetiştirilen, tamamı ithal 61 adet siyah alaca süt sığırlarına ait görüntüler ve bunlara ilişkin döl ve süt verim kayıtları incelenmiştir.

Siyah Alaca süt sığırlarında süt ve döl verim özelliklerine (305 gün süt verimi, Laktasyon süt verimi, laktasyon süresi, kuruda kalma süresi, buzağılama aralığı, İlkine tohumlama yaşı, ilkine buzağılama yaşı, servis periyodu ve gebelik başına tohumlama sayısı) laktasyon sırası ve rengin etkileri araştırılmıştır.

4.1.Döl Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler

Döl verimi, süt sığırcılığı işletmelerinde verimliliği etkileyen önemli faktörlerden biridir.

Döl verim özellikleri işletmelerdeki üretimin devamlılığını, karlılığı, sürüdeki hayvanların geleceği ve buna bağlı olarak süt verimi yönünden doğrudan etkilidir.

Hayvancılık işletmelerinde karlı bir hayvancılık yapılabilmesi için yılda en az bir buzağı elde edilmesi gerekmektedir. Bu yönden döl verim özellikleri seleksiyon açısından üzerinde durulması gereken özellikleri içermektedir. Bu çalışmada döl verim özelliklerinden İlkine Tohumlama Kullanma Yaşı (İTY), İlkine Buzağılama yaşı (İBY), Buzağılama Aralığı (BA), Servis Periyodu (SP) ve Gebelik Başına Tohumlama Sayısı (GBTS) üzerinde durulmuştur.

4.1.1. İlkine Tohumlama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi

Çalışmada ele alınan döl verim özelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaşına etki eden faktörler ve tanımlayıcı istatistikler Çizelge 4.1’de verilmiştir.

Çizelge 4.1. İTY ve Renk Faktörü

Renk

(Beyaz%) N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

0-25 36 30,74% 16,22b 0,48 2,87 14,88 13,26 21,33 17,67

p>0,05

26-50 40 31,90% 15,15a 0,22 1,42 15,03 13,00 18,67 9,35

51-75 28 22,58% 15,32ab 0,47 2,47 14,33 13,29 22,60 16,10

76-100 18 14,79% 15,61ab 0,28 1,17 15,42 14,00 18,63 7,52

Yapılan varyans analizi sonucunda, rengin etkisinin İTY üzerine önemsiz olduğu saptanmıştır (p>0,05). Grupların karşılaştırması için yaptığımız Duncan Testinde ise renk gruplarının birbirinden ayrıştığı görülmüştür. En düşük İTY’nın, (26-50) renk grubunda olduğu, bunu sırasıyla (51-75), (76-100) renk gruplarının takip ettiği görülmektedir. En yüksek İTY’nın ise (0-25) beyaz renk oranına sahip hayvanlarda olduğu saptanmıştır. Çizelgeye baktığımızda beyaz rengin artması veya azalmasının İTY’da tam bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Çalışmamızda ele aldığımız hayvanların %62’sinin kış mevsiminde yer alması, bazı mevsimlerde sonbahar ve ilkbaharda hayvan sayısının oldukça düşmesi bu parametreyi modelimizde kullanmamızı engellemiştir. Rengin etkisinin daha büyük sürülerde yapılacak çalışmalarla daha tutarlı sonuçlar vereceğini söyleyebiliriz.

(20)

13

4.1.2. İlkine Buzağılama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi

Çalışmada ele alınan döl verim özelliklerinden ilkine buzağılama yaşına etki eden faktörler ve tanımlayıcı istatistikler Çizelge 4.2’de verilmiştir.

Çizelge 4.2. İBY ve Renk Faktörü

Renk

(Beyaz%) N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

0-25 36 30,26% 25,17 0,50 3,03 23,98 21,10 30,43 12,03

p>0,05

26-50 40 32,17% 24,08 0,26 1,65 24,13 21,13 27,77 6,86 51-75 28 22,74% 24,32 0,48 2,53 23,43 22,23 31,70 10,42 76-100 18 14,83% 24,67 0,29 1,23 24,52 22,50 27,73 4,98 Yapılan varyans analizi sonucunda, rengin etkisinin İBY üzerine önemsiz olduğu saptanmıştır (p>0,05). Grupların karşılaştırması için yaptığımız Duncan Testinde de renk gruplarının birbirinden ayrışmadığı görülmüştür. En düşük İBY’nın, (26-50) renk grubunda olduğu, bunu sırasıyla (51-75), (76-100) renk gruplarının takip ettiği görülmektedir. En yüksek İBY’nın ise (0-25) beyaz renk oranına sahip hayvanlarda olduğu saptanmıştır. İBY, doğrudan İTY ile ilgili olduğu için sonuçların bu şekilde çıkması son derece normaldir. İTY’da belirttiğimiz nedenleri (mevsim) İBY için de söyleyebiliriz.

4.1.3. Servis Periyodu Üzerine Etki Eden Faktörler

Çizelge 4.3. SP Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 54,35% 102,64 2,81 21,94 102,00 44,00 150,00 21,38

p<0,01

2 61 45,65% 86,21 2,43 18,98 87,10 50,00 136,19 22,02

Renk (Beyaz)

0-25 36 27,34% 87,48a 4,29 25,73 82,56 44,00 141,00 29,41

p<0,01

26-50 40 32,88% 94,69ab 2,84 17,97 97,07 56,00 128,00 18,98 51-75 28 23,89% 98,28b 4,22 22,31 95,50 50,00 150,00 22,70 76-100 18 15,90% 101,73b 4,58 19,44 98,87 58,00 136,85 19,11

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 14,72% 94,22abc 6,90 29,28 90,92 44,00 141,00 31,08

p<0,01

2 18 12,62% 80,74a 4,77 20,24 75,88 56,00 136,19 25,07 26-50 1 20 18,01% 103,77bc 3,60 16,08 107,38 66,00 128,00 15,50 2 20 14,86% 85,61ab 3,40 15,20 85,52 56,00 119,00 17,75 51-75 1 14 13,13% 108,05bc 5,12 19,17 103,50 80,39 150,00 17,74 2 14 10,76% 88,51abc 5,74 21,47 88,25 50,00 132,00 24,25 76-

100

1 9 8,48% 108,59c 6,00 17,99 110,88 76,92 136,85 16,56 2 9 7,41% 94,87abc 6,44 19,32 95,25 58,00 128,00 20,37

(21)

14

SP üzerine laktasyon sırasının, renk (%) dağılımının etkisi oldukça önemli bulunmuştur (p<0,01). Birinci laktasyonda SP ortalaması (102,64±2,81) olarak bulunurken, 2.

laktasyon ortalaması (86,21±2,43) bulunmuştur. Yapılan t Testi sonucunda iki laktasyon arasındaki fark istatistiki olarak önemli çıkmıştır. SP’nu laktasyon sırasına göre değerlendirdiğimizde 2.laktasyonda ortalama olarak düşük çıktığı görülmüştür.

Bu da bize işletmede kızgınlık takibinin iyi bir şekilde yapıldığını göstermektedir.

Renk (%) dağılımın SP ile olan etkileşimine baktığımızda, hayvanlarda beyazlık oranı arttıkça SP’nun da arttığı görülmüştür (p<0,01). Renk grupları arasındaki ayrışımın iki grup şeklinde olduğu saptanmıştır (p<0,01). Özellikle (0-25) yüzde beyaz renk dağılımına sahip hayvanların en düşük SP’nun (87,48±4,29) olduğu görülmüştür. Diğer renk grupları arasında ise SP’u açısından ortalamaları (sırasıyla; 94,69±2,84, 98,28±4,22 ve 101,73±4,58) arasındaki farkın istatistiki olarak önemli olmadığı görülmüştür.

Renk (%) dağılımı ve laktasyon sırasının birlikte SP üzerinde olan etkisini incelediğimizde, laktasyon sırasında ve renk (%) dağılımındaki etkilerin birlikte ele alındığında da değişmediğini çizelgeyi incelediğimizde görmekteyiz. Her iki faktörün SP üzerine birlikte etkisinin istatistiki olarak oldukça önemli olduğu saptanmıştır (p<0,01).

Renk (%) dağılımının SP üzerindeki gruplara göre gösterdiği (beyaz renk arttıkça) SP’deki yükselme Becerill ve Ark. (1992)’nın bulduğu sonuçla benzerlik göstermektedir. Araştırmacılar yaptıkları çalışmalarında beyaz renkteki %1’lik artışın özellikle kış mevsiminde SP ile ters ilişkili olduğunu yaptıkları çoklu regresyon analizi ile saptamışlardır (p<0,11; SP’deki kış mevsimi kat sayısı=-0,152). Aynı araştırmada yaz mevsimi ile SP arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bu ilişkinin istatistiksel olarak önemli olmadığı araştırıcılar tarafından belirtilmektedir (p>0,05;

SP’deki yaz mevsimi kat sayısı=0,046).

4.1.4. Buzağılama Aralığı Üzerine Etki Eden Faktörler

Çalışmada buzağılama aralığı için yapılan varyans unsurlarında laktasyon sırası ve rengin (%) dağılımın etkisine göre değerlendirmeler yapılmıştır. (Çizelge 4.4.)

Buzağılama aralığı birbirini takip eden iki buzağılama arasında süre olarak bilinmektedir. Buzağılama aralığı hayvancılık işletmelerinde bakım, besleme ve sürü idaresiyle bağlantılı bir döl verim özelliğidir.

Çizelge 4.4.’de bakıldığında, laktasyon sırası, renk (%) dağılımın BA üzerine etkisinin istatistik olarak önemli olmadığı görülmektedir. İki faktörün birlikte BA üzerine etkisine baktığımızda yine istatistiki olarak önemsiz olduğu (p>0,05),saptanmıştır.

Buzağılama aralığının ortalama değerler arasında olması (Laktasyon sırasında ortalama sırasıyla 443,37±10,67, 423,25±10,13 renk (%) dağılımında sırasıyla;

428,21±13,76; 455,10±13,75; 430,10±16,60; 400,07±8,27) işletmede bakım, besleme, sürü yönetiminin ve kızgınlık takibinin doğru bir şekilde yapıldığını bize göstermektedir. Bu sürenin uzaması hayvancılık işletmeleri için ekonomik olarak kayıplara senede bir defa buzağı alınmamasına ve hayvanın süt verimini etkilemektedir.

(22)

15

Çizelge 4.4. BA Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 51,16% 443,37 10,67 83,36 416,00 320,00 635,00 18,80

p>0,05

2 61 48,84% 423,25 10,13 79,10 412,00 310,00 630,00 18,69

Renk (Beyaz)

0-25 36 29,16% 428,21 13,76 82,56 414,79 315,00 584,00 19,28

p>0,05

26-50 40 34,44% 455,10 13,79 87,21 438,59 310,00 635,00 19,16 51-75 28 22,78% 430,10 16,60 87,86 400,00 316,00 619,15 20,43 76-100 18 13,62% 400,07 8,27 35,09 399,85 338,00 495,00 8,77

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 14,58% 428,23 18,34 77,81 412,50 321,00 579,00 18,17

p>0,05

2 18 14,58% 428,19 21,05 89,32 414,79 315,00 584,00 20,86 26-50 1 20 18,24% 482,07 21,18 94,70 466,50 343,00 635,00 19,64 2 20 16,20% 428,13 15,99 71,49 431,51 310,00 630,00 16,70 51-75 1 14 11,24% 424,36 21,84 81,71 387,00 320,00 581,00 19,26 2 14 11,54% 435,85 25,75 96,35 412,64 316,00 619,15 22,11 76-

100

1 9 7,10% 417,22 12,63 37,88 419,62 374,00 495,00 9,08 2 9 6,52% 382,92 7,60 22,79 382,54 338,00 407,21 5,95 4.1.5. Gebelik Başına Tohumlama Sayısı Üzerine Etki Eden Faktörler

Döl verim özelliklerinden GBTS’ na etki eden Laktasyon sırası, renk (%) dağılımın etkileri incelenmiş olup, GBTS üzerine Laktason sırası etkisinin istatistiki olarak önemli olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Renk (%) dağılımının ve laktasyon sırası ile renk (%) dağılımının birlikte etkisinin ise önemsiz olduğu görülmüştür (p>0,05).

Gebelik başına tohumlama sayısı hayvanların gebe kalması için yapılan tohumlama sayısının ortalaması olarak ifade edilmektedir. İşletmedeki ekonomik olarak karlılık sağlanabilmesi için gebelik başına tohumlama sayısı ortalama 1.8 payetten az olması gerekmektedir. (Nebel, 1996).

Çalışmamızda GBTS’na ilişkin ortalama çizelge 4.5.’e baktığımızda, (Laktasyon sırası ortalama sırasıyla 1,46±0,05; 2,01±0,13 renk (%) dağılımında sırasıyla; 1,67±0,13;

1,87±0,3; 1,69±0,14; 1,62±0,17)

Gebelik başına tohumlama sayısının artması hayvanlarda döl tutma sorunu olduğunun bir göstergesidir. Gebelik başına tohumlama sayısının belirli düzeyde olması için işletmelerdeki hayvanların bakım ve beslemesine dikkat edilmesi gerekmektedir. İyi bir bakım besleme yapılmadığı zaman hayvanlarda yağlanma, rahim iltihapları ve kistler oluşacağından döl tutma sorunları ortaya çıkacaktır. Döl tutma sorunlarını ortaya çıkmasıyla birlikte işletmelerde ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

(23)

16

Yapılan çalışmada işletmede, GBTS değerlerinin istenilen sınırlarda çıkması, yetiştiriciliği yapılmakta olan hayvanların bakım, besleme ve sürü takibinin istenilen düzeylerde yapıldığını göstermektedir.

Çizelge 4.5. GBTS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 41,96% 1,46 0,05 0,36 1,48 1,00 3,00 24,97

p<0,01

2 61 58,04% 2,01 0,13 0,98 2,00 1,00 4,00 48,52

Renk (Beyaz)

0-25 36 28,41% 1,67 0,13 0,80 1,61 1,00 4,00 47,72

p>0,05

26-50 40 35,42% 1,87 0,13 0,83 1,59 1,00 4,00 44,21 51-75 28 22,42% 1,69 0,14 0,76 1,49 1,00 4,00 44,97 76-100 18 13,75% 1,62 0,17 0,72 1,44 1,00 4,00 44,47

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 12,87% 1,51 0,13 0,54 1,59 0,67 3,00 35,37

p>0,05

2 18 15,55% 1,83 0,23 0,98 1,95 1,00 4,00 53,87 26-50 1 20 14,45% 1,53 0,05 0,21 1,50 1,15 2,01 13,66 2 20 20,97% 2,22 0,24 1,06 2,00 1,00 4,00 47,60 51-75 1 14 9,32% 1,41 0,08 0,32 1,41 1,00 2,00 22,45 2 14 13,10% 1,98 0,26 0,96 2,00 1,00 4,00 48,74 76-

100

1 9 5,32% 1,25 0,07 0,21 1,31 1,00 1,53 16,87 2 9 8,43% 1,98 0,29 0,87 2,00 1,00 4,00 43,77

4.2. Süt Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler

Yapmış olduğumuz çalışmada siyah alaca süt sığırlarına ait süt verim özelliklerinden 305 günlük süt verimi, laktasyon süt verimi, laktasyon süresi ve kuruda kalma süresi gibi özelliklerin üzerinde durulmuştur.

Araştırmada süt verim özelliklerine, laktasyon sırası ve renk (%) dağılımının etkisi belirlenmeye çalışılmıştır.

4.2.1. Laktasyon Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler

Laktasyon süresi hayvanların doğumdan itibaren kuru döneme alındığı süreye kadar geçen süre olarak bilinmektedir.

(24)

17

Çizelge 4.6. LS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 52,83% 382,59 10,41 81,30 355,00 259,00 550,00 21,25

p<0,01

2 61 47,17% 341,54 9,21 71,90 332,90 220,00 540,00 21,05

Renk (Beyaz)

0-25 36 29,47% 361,63ab 12,56 75,38 352,88 237,74 517,00 20,84

p<0,05

26-50 40 34,81% 384,44b 13,70 86,67 350,52 220,00 550,00 22,54

51-75 28 22,60% 356,48ab 15,53 82,15 324,41 259,00 540,00 23,05

76-100 18 13,12% 321,93a 10,59 44,91 314,00 254,00 440,00 13,95

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 15,28% 375,02ab 17,40 73,81 360,00 260,00 517,00 19,68

p<0,01

2 18 14,19% 348,24ab 18,06 76,61 343,35 237,74 505,00 22,00 26-50 1 20 18,99% 419,45b 20,48 91,60 407,50 282,00 550,00 21,84 2 20 15,82% 349,42ab 14,91 66,68 350,03 220,00 538,00 19,08 51-75 1 14 11,39% 359,29ab 21,63 80,92 317,50 259,00 520,00 22,52 2 14 11,21% 353,67ab 23,07 86,32 332,54 262,00 540,00 24,41 76-

100

1 9 7,17% 352,09ab 14,57 43,71 347,13 313,00 440,00 12,42 2 9 5,94% 291,77a 6,04 18,11 292,14 254,00 317,22 6,21 LS’ne laktasyon sırası ve renk (%) dağılımı ile iki faktörün birlikte etkisi istatistiksel olarak oldukça önemli bulunmuştur (p<0,01; p<0,05). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (382,59±10,41), ikinci laktasyonda (341,54±9,21) olarak bulunmuştur.

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (361,63±12,56; 384,44±13,7;

356,48±15,53; 321,93±10,59) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmakla birlikte renk (%) dağılımının etkisi tam olarak belirlenememiştir.

LS, genotipik olmaktan çok çevresel faktörlerin (bakım, besleme ve sürü yönetimi) etkisi altında şekillendiğinden böyle bir sonucun çıkması normal karşılanabilir. Benzer şekilde interaksiyonda da ayrışım renkten çok laktasyon sırasından kaynaklandığındı görülmektedir. Çalışmamızın ana konusunu oluşturan renk (%) dağılımının LS üzerindeki etkisinin doğrusal olmadığı gözlenmiştir.

Üzerinde çalışma yaptığımız işletmede, LS’nin genel ortalaması (362,07±7,17) olarak hesaplanmıştır. Bu süre ideal süreye yakınlık göstermektedir.

4.2.2. Kuruda Kalma Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler

Kuruda kalma süresi hayvanın buzağılama süresine yakın süt veriminin azalması ve buna bağlı olarak sağımı yapılmayarak hayvanın buzağılamasına kadar geçen süredir.

Kuruda kalma süresi hayvancılık işletmeleri için önemli bir döl verim özelliklerinden

(25)

18

biridir. Kuruda kalma süresi hayvanın doğuma hazırlanması ve buna bağlı olarak süt verimi üzerine etkisi bulunmaktadır.

Çizelge 4.7. KKS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 48,63% 59,41 0,22 1,68 59,52 55,96 63,67 2,83

p<0,01

2 61 51,37% 62,76 0,77 6,01 61,00 58,42 90,00 9,57

Renk (Beyaz)

0-25 36 29,55% 61,17 0,68 4,09 60,86 56,75 77,00 6,69

p>0,05

26-50 40 32,34% 60,24 0,64 4,04 60,14 56,20 83,00 6,70

51-75 28 23,31% 62,03 1,27 6,70 60,63 55,96 90,00 10,80

76-100 18 14,81% 61,30 0,78 3,31 60,67 59,00 73,00 5,40

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 14,41% 59,68ab 0,41 1,72 59,59 56,75 62,89 2,89

p<0,01

2 18 15,14% 62,67ab 1,22 5,18 61,00 59,00 77,00 8,26 26-50 1 20 15,76% 58,71a 0,37 1,68 58,99 56,20 62,14 2,85 2 20 16,58% 61,77ab 1,13 5,07 61,00 58,42 83,00 8,21 51-75 1 14 11,19% 59,54a 0,41 1,55 60,34 55,96 61,66 2,61 2 14 12,12% 64,52b 2,35 8,80 61,00 59,00 90,00 13,64 76-

100

1 9 7,27% 60,21ab 0,49 1,47 59,94 59,00 63,67 2,43 2 9 7,53% 62,38ab 1,43 4,30 61,00 59,00 73,00 6,89 Süt verim özelliklerinden KKS’ ne etki eden laktasyon sırası, renk (%) dağılımın etkileri incelenmiş olup, KKS üzerine laktason sırası etkisinin istatistiki olarak önemli olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Renk (%) dağılımının KKS üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur (p>0,05).

Renk (%) dağılımının ile laktasyon sırasının birlikte etkisinin ise önemli olduğu görülmüştür (p<0,01). KKS genotipik olmaktan çok çevre faktörlerinin (özellikle sürü yönetimi) etkisi ile şekillenen bir parametre olduğu için bulduğumuz sonuç beklenen bir durum göstermiştir. KKS’nin genel ortalaması 61,08±0,50 olup, bu değer sürüde yönetimin ve takibin iyi yapıldığını bize göstermektedir.

4.2.3. Laktasyon Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler

Laktasyon verimi ineklerde buzağılamasından kuru döneme alınan zamana kadar vermiş olduğu süt verimi olarak tanımlanmaktadır.

(26)

19

Çizelge 4.8. LV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 50,43% 11286,58 239,03 1866,85 11185,46 7744,00 15000,00 16,54

p>0,05

2 61 49,57% 11094,95 228,31 1783,18 11108,23 7201,00 14931,00 16,07

Renk (Beyaz)

0-25 36 28,58% 10839,32a 336,76 2020,58 10862,17 7318,00 14770,00 18,64

p<0,05

26-50 40 34,78% 11870,58b 242,86 1535,99 11497,93 7853,15 14931,00 12,94 51-75 28 22,39% 10917,20a 346,33 1832,63 10806,71 7744,00 15000,00 16,79 76-100 18 14,25% 10808,48a 395,10 1676,25 10866,66 7201,00 13277,92 15,51

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 15,03% 11403,51ab 484,52 2055,65 11020,19 7840,00 14770,00 18,03

p<0,10

2 18 13,55% 10275,13a 441,33 1872,39 10790,96 7318,00 14202,00 18,22 26-

50

1 20 17,44% 11907,59b 352,16 1574,91 11413,00 8953,00 14865,24 13,23 2 20 17,34% 11833,57b 343,47 1536,06 11569,35 7853,15 14931,00 12,98 51-

75

1 14 10,77% 10498,57a 492,56 1842,99 10049,12 7744,00 15000,00 17,55 2 14 11,62% 11335,83ab 478,19 1789,22 11125,56 8219,00 14773,13 15,78 76-

100

1 9 7,18% 10898,45ab 623,40 1870,19 10818,00 8086,90 13168,00 17,16 2 9 7,07% 10718,50ab 522,29 1566,86 10915,32 7201,00 13277,92 14,62 LV’ne laktasyon sırasının etkisi önemsiz bulunmuştur (p>0,05). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (11286,58±239,03), ikinci laktasyonda (11094,95±288,31) olarak bulunmuştur. İkinci laktasyonda LV’nin birinci laktasyona göre düşük çıkması bu sonucun temel nedenini oluşturmaktadır. Normal koşullarda ikinci laktasyon veriminin birinci laktasyondan daha yüksek olması beklenir. İşletmede beslenme probleminin yaşandığını bu veriler bize göstermektedir.

Renk (%) dağılımı ile iki faktörün birlikte etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0,05; p<0,10).

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (10839,32±336,76; 11870,58±242,86;

10917,20±346,33; 10808,48±395,10) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmıştır. En yüksek LV’i ikinci (26-50;

ortalama=11870,58±242,86) grupta görülmüştür. Bununla birlikte renk (%) dağılımının etkisi diğer gruplarda görülmemektedir. LV üzerine mevsim, laktasyon sırası gibi kesikli çevre faktörlerinin etkisi oldukça önemlidir. LV üzerinde bu gibi faktörlerin etkilerinin giderilmemesi bulduğumuz sonuçların normal olduğunu göstermektedir.

İnteraksiyona baktığımızda grup karşılaştırmaların önemli çıktığı görülmektedir (p<0,10). Ayrışımın laktasyon sırasından çok, renk (%) dağılımından kaynaklandığındı görülmektedir (p<0,10).

(27)

20

4.2.4. 305 Gün Süt Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler

Çizelge 4.9. 305 GSV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

no N N(%) Ortalama Standart Hata

Standart

Sapma Median Minimum Maximum VK(%) P

1 61 49,03% 9625,45 158,63 1238,92 9676,00 6791,00 13398,00 12,87

p<0,10

2 61 50,97% 10006,60 160,06 1250,09 10170,31 7201,00 13294,00 12,49

Renk (Beyaz)

0-25 36 28,04% 9327,86a 205,47 1232,81 9686,59 7318,00 12014,00 13,22

p<0,05

26-50 40 33,71% 10091,60b 169,30 1070,75 10033,38 7064,00 13294,00 10,61 51-75 28 22,92% 9804,21ab 227,01 1201,24 9875,00 6791,00 13398,00 12,25 76-100 18 15,33% 10198,35b 357,78 1517,92 10455,73 7185,00 12609,00 14,88

İnteraksiyon(Renk X Laktasyon Sırası)

0-25 1 18 14,58% 9700,11ab 295,30 1252,87 9841,50 7744,00 12014,00 12,92

p<0,01

2 18 13,46% 8955,61a 265,19 1125,12 9177,73 7318,00 10750,00 12,56 26-

50

1 20 16,00% 9578,68ab 220,15 984,54 9678,50 7064,00 10903,00 10,28 2 20 17,71% 10604,52b 203,74 911,14 10314,07 9637,41 13294,00 8,59 51-

75

1 14 11,10% 9496,13ab 398,30 1490,30 9495,50 6791,00 13398,00 15,69 2 14 11,82% 10112,28ab 202,05 756,00 10222,78 8219,00 11274,00 7,48 76-

100

1 9 7,35% 9781,20ab 493,34 1480,02 9981,83 7185,00 11512,00 15,13 2 9 7,98% 10615,50b 507,08 1521,24 10524,56 7201,00 12609,00 14,33 305 GSV’de laktasyon sırasının etkisi önemli bulunmuştur (p<0,10). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (9625,45±158,63), ikinci laktasyonda (10006,60±160,06) olarak bulunmuştur. LV’de önemsiz bulduğumuz laktasyon sırasının etkisini, 305 GSV’ne göre standardize ettiğimizde laktasyon sırasını etkisi önemli bulunmuştur.

Renk (%) dağılımı ile iki faktörün birlikte etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0,05 ; p<0,01).

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (9327,86±205,47; 10091,60±169,30;

9804,21±227,01; 10198,35±357,78) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmıştır. Çalışmamızın ana çıkış noktasını oluşturan renk (%) dağılımın süt verim özellikleri üzerine etkisini, bu parametremizde belirgin bir şekilde istatistiki olarak görmekteyiz (p<0,05). Beyaz renk (%) dağılımının arttıkça süt veriminde de artış olduğunu görülmüştür. En düşük 305 GSV’nin birinci (0-25;

ortalama=9327,86±205,47) grupta olduğu görülürken, en yüksek 305 GSV’i dördüncü (76-100; ortalama=10198,35±357,78) grupta saptanmıştır. İkinci (26-50) grup ile üçüncü (51-75) grup arasındaki sıralama farkının (n) sayıları arasındaki farkın yüksek oluşundan kaynaklandığını söyleyebiliriz.

(28)

21

Özellikle laktasyon sırası ve renk (%) dağılımının birlikte 305 GSV üzerine etkisine çizelge 4.8.’de baktığımızda etkileşimin oldukça önemli olduğunu görmekteyiz (p<0,01). Grup karşılaştırmalarının sonucunda, birinci renk (0-25) gurubunda 305 GSV’de ikinci laktasyonda önemli düşüş görülürken diğer renk gruplarımızda ikinci laktasyonda önemli artışlar olduğu belirlenmiştir (p<0,01). Bu durum şekil 5.’deki interaksiyon grafiğine baktığımızda daha ayrıntılı olarak görülmektedir.

Şekil 1. : 305 GSV İnteraksiyon Grafiği

Şekil 5. İnteraksiyon grafiği

Grafiği incelediğimizde %50 ve üzeri beyaz renk dağılımına sahip hayvanların ikinci laktasyonda, verimlerimin maksimuma ulaştığı görülmektedir. Bu grafikte görülen dağılımın daha sağlıklı olması doğru verim kayıtlarına sahip çok sayıda işletmeleri de içine alacak şekilde çalışmaların yapılmasıyla gerçekleşecektir.

Hayvanlarda vücuttaki siyahlık oranının çok yüksek olması, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına bunun sonucunda da hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olmaktadır. Vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1,91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirlenmiştir(Beceril ve Ark., 1992).

Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki %1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir(Chongkasikit N. ve Ark., 2002). Bu bulgular çalışmamızla paralellik göstermektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha Kiev’de öğrenci iken vatanına hizmet için gece-gündüz demeden çalışan Yusuf Vezir, Azerbaycan’ın Sovyet işgaline maruz kalmasıyla İstanbul’da

Yukarıda verılen bılgİlerden de anlaşılacağı gibı Bchışti'nin ''Leyla vü Mecnün&#34; mesnevısınde mektup başlığı taşıyan bır bölüm bulunmaktadır Bu

“Türkçe’nin Öğretim Tarihi, Türkçe’nin Eğitimi-Öğretiminde Metodoloji, Hızlı Okuma Teknikleri, Kitle İletişim Dili Olarak Türkçe, Diksiyon,

Anadolu’da Neolitik Dönem, Kalkolitik Dönem, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı ve Hitit Çağı’na tarihlenen merkezlerde yırtıcı kuş

Son olarak “hem” sözcüğünün “h-” sesinin düşmesi sonucu ortaya çıkan ve tipik kullanım özellikleri taşıyan “-am/-em” biçiminin Türkmen Türkçesi

aplotype fre uencies in different populations is a a or point for t e proper interpretation of t e genetic profile atc es in paternity and forensic case or and infor ation on

Adam oldiiren kadlOlar ile ilgil i olarak 1993 Ylhnda ABD'de yapIlan bir ara§tlrma sonur,:lanna gore kadlOlar taraflOdan i§lenmi§ adam Oldiirme sur,:lanOln r,:ogunda

Kronik solunum sistemi hastal›klar›n›n, dünyada ve özellikle geliflmekte olan ülkelerde toplumun yafl yap›s›ndaki de¤iflim ve sigara içme oranlar›ndaki art›fla