• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın hayvan materyalini, Damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye bir işletmede yetiştirilen, tamamı ithal 61adet siyah alaca süt sığırlarına ait görüntüler ve bunlara ilişkin döl ve süt verim kayıtları oluşturmuştur.

Kumlu ve Akman 1999.’un bildirdiği kriterlere göre süt ve döl verim özelliklerinde kısıtlamalar yapılmıştır.

İTY>24 ve <14 (ay) İBY>40 ve <20 (ay) SP>150 ve <26 (gün) BA>650 ve <310 (gün) GBTS>4 ve <1 (adet) LS>550 ve <220 (gün) LV>15000 ve <2000 (lt) 305 Gün>15000 ve <2000 (lt) KKS>90 ve <30 (gün) 3.2. Yöntem

3.2.1. Vücut Yüzey renk dağılımı (siyah-beyaz)

Bu çalışmada, Siyah-Alaca süt sığırlarda renk dağılımının belirlenmesinde görüntü işleme metotlarından sabit referans metodu kullanılmıştır. Metot kapsamında hayvanların iki farklı(sağ ve sol) yanından görüntü alınmıştır. Her iki yönün renk dağılım oranları(%) belirlenerek, hayvanın total siyah-beyaz renk oranları(%) saptanmıştır (Şekil 1).

Şekil 1. Siyah Alaca Süt Sığırının Sağ ve Sol Yan Fotoğrafı

9 3.2.2. Görüntülerin Elde Edilmesi ve İşlenmesi

Görüntüler, hayvanların oluşturulan platformdan geçişleri (yürüme-koşma) esnasında alınmıştır. Görüntü İşleme Metotlarına ait işlem basamakları aşağıdaki şekilde şematize edilmiştir (Şekil 2).

Şekil 2. Görüntü işleme metotlarına ait işlem sırası

Hayvanların üzerinde referans oluşturmak amacı ile 5cm çapında kırmızı renkli sticker yapıştırılmıştır. (şekil3).

Şekil 3. Referans sticker’ı

3.2.3. Görüntülerin Dijital Ortama Aktarılması

Fotoğraf makinesinden elde edilen görüntüler dijital ortama aktarılarak değerlendirilmiştir.

LytroCamera kullanılarak elde edilecek görüntüler. png formatında Image Pro-plus4.5© (Media Cybernetics, Inc. MD-USA. 1995-2001)yazılımına aktarılarak ölçümleri yapılmıştır.

10 Şekil 4. Image Pro Plus programına aktarılması

3.2.4. İstatistik Analizler

3.2.4.1. Döl Verimi ve Süt Verimi

Döl verim özelliklerinden buzağılama aralığı (BA); iki doğum arasında geçen süre, servis periyodu (SP); buzağılamadan sonra yeniden döl tutana kadar geçen süre, ilk tohumlama yaşı (İTY); düvelerin ilk kez tohumlandıkları tarihlerdeki yaşları, ilkine buzağılama yaşı (İBY); düvelerin ilk kez doğurdukları yaşları, renk oranları (R);

sığırlardaki beyaz renk oranı, gebelik başına tohumlama sayısı (GBTS); gebelik için yapılan tohumlama sayısıdır.

Süt verim özelliklerinden 305 gün süt verimi (305 gün); laktasyon süresi boyunca süt verimi, laktasyon süresi (LS); süt sığırlarında buzağılamanın gerçekleşmesi ve sığırın ikinci buzağıya gebe kalması ve buzağısını doğurmasına iki ay kala kuruya alınmasına kadar geçen süre, laktasyon süt verimi (LSV); iki buzağılama arasındaki geçen sürede vermiş olduğu süt miktarı, kuruda kalma süresi (KKS); sağılan hayvanların laktasyon dönemi sonunda sağımın durdurulmasıdır. Döl verim ve süt verim özellikleri, etkili olabileceği düşünülen çevre şartlarına göre aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır.

Laktasyon sırası : 1. ve 2. Laktasyonunu tamamlamış hayvanlar kullanılmıştır.

Renk : Oranları(%) 0-25: 1., 26-50: 2., 51-75: 3. ve 76-100: 4. olarak gruplandırılmıştır.

Süt verim özellikleri (LV, 305 gün SV, LS ve KKS) ile döl verim özelliklerinden (BA, SP ve GBTS) üzerine çevre şartlarının etkileri aşağıdaki doğrusal modelde (Model 1) değerlendirilmiştir. Döl verim özelliklerinden (İTY ve İBY) ise (Model 2)’ye göre değerlendirilmiştir.

11 Model 1:

Yijk=𝜇+LSi+Rj+(LSxR)ij + eijk Modelde;

Yijk: i. Laktasyon sırasındaki, j. renk grubundaki verim LSi: Laktasyon sırasının etkisi (i=1,2),

Rk: Rengin etkisi (k=1,…,4),

(LSxR)ij: Laktasyon sırası ile Rengin interaksiyonu, eijk: Hata etkisini göstermektedir.

Model 2:

Yij=𝜇+Ri + eij Modelde;

Yij: i. renk grubundaki verim Rj: Rengin etkisi (j=1,…,4), eij: Hata etkisini göstermektedir.

Döl ve süt verim özellikleri üzerine; laktasyon sırası ve rengin etkisinin tespiti için yukarıda belirtilen istatistik modeller kullanılmıştır. Çözümler için SPSS istatistik programından yararlanılmıştır. İstatistik olarak etkisi önemli bulunan faktör ortalamaları Duncan Çoklu Karşılaştırma Testine göre değerlendirilmiştir.

3.2.4.2. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi

Araştırmada, özellikle rengin 305 günlük süt verimi üzerine etkisini belirlemek amacıyla aşağıdaki modele göre çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır.

𝑌 = 𝛽0+ 𝛽1𝑋1+ 𝛽2𝑋2+ 𝛽3𝑋3+ 𝛽4𝑋4+ 𝛽5𝑋5+ 𝛽6𝑋6 + 𝑒𝑢

Bağımlı değişken (Y) 305 günlük süt verimi, β0: Bağımlı değişkenin sabit katsayısı, bağımsız değişkenler(Xi); X1=Laktasyon süresi, X2=Toplam süt verimi, X3=Kuruda kalma süresi, X4=İlk tohumlama yaşı, X5=İlkine buzağılaması, X6=Renk(beyaz % oran) ve eu=Hata etkisi.

12 4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA

Araştırmada, Damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye bir işletmede yetiştirilen, tamamı ithal 61 adet siyah alaca süt sığırlarına ait görüntüler ve bunlara ilişkin döl ve süt verim kayıtları incelenmiştir.

Siyah Alaca süt sığırlarında süt ve döl verim özelliklerine (305 gün süt verimi, Laktasyon süt verimi, laktasyon süresi, kuruda kalma süresi, buzağılama aralığı, İlkine tohumlama yaşı, ilkine buzağılama yaşı, servis periyodu ve gebelik başına tohumlama sayısı) laktasyon sırası ve rengin etkileri araştırılmıştır.

4.1.Döl Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler

Döl verimi, süt sığırcılığı işletmelerinde verimliliği etkileyen önemli faktörlerden biridir.

Döl verim özellikleri işletmelerdeki üretimin devamlılığını, karlılığı, sürüdeki hayvanların geleceği ve buna bağlı olarak süt verimi yönünden doğrudan etkilidir.

Hayvancılık işletmelerinde karlı bir hayvancılık yapılabilmesi için yılda en az bir buzağı elde edilmesi gerekmektedir. Bu yönden döl verim özellikleri seleksiyon açısından üzerinde durulması gereken özellikleri içermektedir. Bu çalışmada döl verim özelliklerinden İlkine Tohumlama Kullanma Yaşı (İTY), İlkine Buzağılama yaşı (İBY), Buzağılama Aralığı (BA), Servis Periyodu (SP) ve Gebelik Başına Tohumlama Sayısı (GBTS) üzerinde durulmuştur.

4.1.1. İlkine Tohumlama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi

Çalışmada ele alınan döl verim özelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaşına etki eden faktörler ve tanımlayıcı istatistikler Çizelge 4.1’de verilmiştir.

Çizelge 4.1. İTY ve Renk Faktörü

Renk

Yapılan varyans analizi sonucunda, rengin etkisinin İTY üzerine önemsiz olduğu saptanmıştır (p>0,05). Grupların karşılaştırması için yaptığımız Duncan Testinde ise renk gruplarının birbirinden ayrıştığı görülmüştür. En düşük İTY’nın, (26-50) renk grubunda olduğu, bunu sırasıyla (51-75), (76-100) renk gruplarının takip ettiği görülmektedir. En yüksek İTY’nın ise (0-25) beyaz renk oranına sahip hayvanlarda olduğu saptanmıştır. Çizelgeye baktığımızda beyaz rengin artması veya azalmasının İTY’da tam bir etkisinin olmadığı görülmektedir. Çalışmamızda ele aldığımız hayvanların %62’sinin kış mevsiminde yer alması, bazı mevsimlerde sonbahar ve ilkbaharda hayvan sayısının oldukça düşmesi bu parametreyi modelimizde kullanmamızı engellemiştir. Rengin etkisinin daha büyük sürülerde yapılacak çalışmalarla daha tutarlı sonuçlar vereceğini söyleyebiliriz.

13

4.1.2. İlkine Buzağılama Yaşına Renk Dağılımının(%) Etkisi

Çalışmada ele alınan döl verim özelliklerinden ilkine buzağılama yaşına etki eden faktörler ve tanımlayıcı istatistikler Çizelge 4.2’de verilmiştir.

Çizelge 4.2. İBY ve Renk Faktörü

Renk Yapılan varyans analizi sonucunda, rengin etkisinin İBY üzerine önemsiz olduğu saptanmıştır (p>0,05). Grupların karşılaştırması için yaptığımız Duncan Testinde de renk gruplarının birbirinden ayrışmadığı görülmüştür. En düşük İBY’nın, (26-50) renk grubunda olduğu, bunu sırasıyla (51-75), (76-100) renk gruplarının takip ettiği görülmektedir. En yüksek İBY’nın ise (0-25) beyaz renk oranına sahip hayvanlarda olduğu saptanmıştır. İBY, doğrudan İTY ile ilgili olduğu için sonuçların bu şekilde çıkması son derece normaldir. İTY’da belirttiğimiz nedenleri (mevsim) İBY için de söyleyebiliriz.

4.1.3. Servis Periyodu Üzerine Etki Eden Faktörler

Çizelge 4.3. SP Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

14

SP üzerine laktasyon sırasının, renk (%) dağılımının etkisi oldukça önemli bulunmuştur (p<0,01). Birinci laktasyonda SP ortalaması (102,64±2,81) olarak bulunurken, 2.

laktasyon ortalaması (86,21±2,43) bulunmuştur. Yapılan t Testi sonucunda iki laktasyon arasındaki fark istatistiki olarak önemli çıkmıştır. SP’nu laktasyon sırasına göre değerlendirdiğimizde 2.laktasyonda ortalama olarak düşük çıktığı görülmüştür.

Bu da bize işletmede kızgınlık takibinin iyi bir şekilde yapıldığını göstermektedir.

Renk (%) dağılımın SP ile olan etkileşimine baktığımızda, hayvanlarda beyazlık oranı arttıkça SP’nun da arttığı görülmüştür (p<0,01). Renk grupları arasındaki ayrışımın iki grup şeklinde olduğu saptanmıştır (p<0,01). Özellikle (0-25) yüzde beyaz renk dağılımına sahip hayvanların en düşük SP’nun (87,48±4,29) olduğu görülmüştür. Diğer renk grupları arasında ise SP’u açısından ortalamaları (sırasıyla; 94,69±2,84, 98,28±4,22 ve 101,73±4,58) arasındaki farkın istatistiki olarak önemli olmadığı görülmüştür.

Renk (%) dağılımı ve laktasyon sırasının birlikte SP üzerinde olan etkisini incelediğimizde, laktasyon sırasında ve renk (%) dağılımındaki etkilerin birlikte ele alındığında da değişmediğini çizelgeyi incelediğimizde görmekteyiz. Her iki faktörün SP üzerine birlikte etkisinin istatistiki olarak oldukça önemli olduğu saptanmıştır (p<0,01).

Renk (%) dağılımının SP üzerindeki gruplara göre gösterdiği (beyaz renk arttıkça) SP’deki yükselme Becerill ve Ark. (1992)’nın bulduğu sonuçla benzerlik göstermektedir. Araştırmacılar yaptıkları çalışmalarında beyaz renkteki %1’lik artışın özellikle kış mevsiminde SP ile ters ilişkili olduğunu yaptıkları çoklu regresyon analizi ile saptamışlardır (p<0,11; SP’deki kış mevsimi kat sayısı=-0,152). Aynı araştırmada yaz mevsimi ile SP arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bu ilişkinin istatistiksel olarak önemli olmadığı araştırıcılar tarafından belirtilmektedir (p>0,05;

SP’deki yaz mevsimi kat sayısı=0,046).

4.1.4. Buzağılama Aralığı Üzerine Etki Eden Faktörler

Çalışmada buzağılama aralığı için yapılan varyans unsurlarında laktasyon sırası ve rengin (%) dağılımın etkisine göre değerlendirmeler yapılmıştır. (Çizelge 4.4.)

Buzağılama aralığı birbirini takip eden iki buzağılama arasında süre olarak bilinmektedir. Buzağılama aralığı hayvancılık işletmelerinde bakım, besleme ve sürü idaresiyle bağlantılı bir döl verim özelliğidir.

Çizelge 4.4.’de bakıldığında, laktasyon sırası, renk (%) dağılımın BA üzerine etkisinin istatistik olarak önemli olmadığı görülmektedir. İki faktörün birlikte BA üzerine etkisine baktığımızda yine istatistiki olarak önemsiz olduğu (p>0,05),saptanmıştır.

Buzağılama aralığının ortalama değerler arasında olması (Laktasyon sırasında ortalama sırasıyla 443,37±10,67, 423,25±10,13 renk (%) dağılımında sırasıyla;

428,21±13,76; 455,10±13,75; 430,10±16,60; 400,07±8,27) işletmede bakım, besleme, sürü yönetiminin ve kızgınlık takibinin doğru bir şekilde yapıldığını bize göstermektedir. Bu sürenin uzaması hayvancılık işletmeleri için ekonomik olarak kayıplara senede bir defa buzağı alınmamasına ve hayvanın süt verimini etkilemektedir.

15

Çizelge 4.4. BA Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon 4.1.5. Gebelik Başına Tohumlama Sayısı Üzerine Etki Eden Faktörler

Döl verim özelliklerinden GBTS’ na etki eden Laktasyon sırası, renk (%) dağılımın etkileri incelenmiş olup, GBTS üzerine Laktason sırası etkisinin istatistiki olarak önemli olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Renk (%) dağılımının ve laktasyon sırası ile renk (%) dağılımının birlikte etkisinin ise önemsiz olduğu görülmüştür (p>0,05).

Gebelik başına tohumlama sayısı hayvanların gebe kalması için yapılan tohumlama sayısının ortalaması olarak ifade edilmektedir. İşletmedeki ekonomik olarak karlılık sağlanabilmesi için gebelik başına tohumlama sayısı ortalama 1.8 payetten az olması gerekmektedir. (Nebel, 1996).

Çalışmamızda GBTS’na ilişkin ortalama çizelge 4.5.’e baktığımızda, (Laktasyon sırası ortalama sırasıyla 1,46±0,05; 2,01±0,13 renk (%) dağılımında sırasıyla; 1,67±0,13;

1,87±0,3; 1,69±0,14; 1,62±0,17)

Gebelik başına tohumlama sayısının artması hayvanlarda döl tutma sorunu olduğunun bir göstergesidir. Gebelik başına tohumlama sayısının belirli düzeyde olması için işletmelerdeki hayvanların bakım ve beslemesine dikkat edilmesi gerekmektedir. İyi bir bakım besleme yapılmadığı zaman hayvanlarda yağlanma, rahim iltihapları ve kistler oluşacağından döl tutma sorunları ortaya çıkacaktır. Döl tutma sorunlarını ortaya çıkmasıyla birlikte işletmelerde ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

16

Yapılan çalışmada işletmede, GBTS değerlerinin istenilen sınırlarda çıkması, yetiştiriciliği yapılmakta olan hayvanların bakım, besleme ve sürü takibinin istenilen düzeylerde yapıldığını göstermektedir.

Çizelge 4.5. GBTS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon

4.2. Süt Verim Özelliklerine Etki Eden Faktörler

Yapmış olduğumuz çalışmada siyah alaca süt sığırlarına ait süt verim özelliklerinden 305 günlük süt verimi, laktasyon süt verimi, laktasyon süresi ve kuruda kalma süresi gibi özelliklerin üzerinde durulmuştur.

Araştırmada süt verim özelliklerine, laktasyon sırası ve renk (%) dağılımının etkisi belirlenmeye çalışılmıştır.

4.2.1. Laktasyon Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler

Laktasyon süresi hayvanların doğumdan itibaren kuru döneme alındığı süreye kadar geçen süre olarak bilinmektedir.

17

Çizelge 4.6. LS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon olarak oldukça önemli bulunmuştur (p<0,01; p<0,05). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (382,59±10,41), ikinci laktasyonda (341,54±9,21) olarak bulunmuştur.

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (361,63±12,56; 384,44±13,7;

356,48±15,53; 321,93±10,59) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmakla birlikte renk (%) dağılımının etkisi tam olarak belirlenememiştir.

LS, genotipik olmaktan çok çevresel faktörlerin (bakım, besleme ve sürü yönetimi) etkisi altında şekillendiğinden böyle bir sonucun çıkması normal karşılanabilir. Benzer şekilde interaksiyonda da ayrışım renkten çok laktasyon sırasından kaynaklandığındı görülmektedir. Çalışmamızın ana konusunu oluşturan renk (%) dağılımının LS üzerindeki etkisinin doğrusal olmadığı gözlenmiştir.

Üzerinde çalışma yaptığımız işletmede, LS’nin genel ortalaması (362,07±7,17) olarak hesaplanmıştır. Bu süre ideal süreye yakınlık göstermektedir.

4.2.2. Kuruda Kalma Süresi Üzerine Etki Eden Faktörler

Kuruda kalma süresi hayvanın buzağılama süresine yakın süt veriminin azalması ve buna bağlı olarak sağımı yapılmayarak hayvanın buzağılamasına kadar geçen süredir.

Kuruda kalma süresi hayvancılık işletmeleri için önemli bir döl verim özelliklerinden

18

biridir. Kuruda kalma süresi hayvanın doğuma hazırlanması ve buna bağlı olarak süt verimi üzerine etkisi bulunmaktadır.

Çizelge 4.7. KKS Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon Süt verim özelliklerinden KKS’ ne etki eden laktasyon sırası, renk (%) dağılımın etkileri incelenmiş olup, KKS üzerine laktason sırası etkisinin istatistiki olarak önemli olduğu tespit edilmiştir (p<0.01). Renk (%) dağılımının KKS üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur (p>0,05).

Renk (%) dağılımının ile laktasyon sırasının birlikte etkisinin ise önemli olduğu görülmüştür (p<0,01). KKS genotipik olmaktan çok çevre faktörlerinin (özellikle sürü yönetimi) etkisi ile şekillenen bir parametre olduğu için bulduğumuz sonuç beklenen bir durum göstermiştir. KKS’nin genel ortalaması 61,08±0,50 olup, bu değer sürüde yönetimin ve takibin iyi yapıldığını bize göstermektedir.

4.2.3. Laktasyon Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler

Laktasyon verimi ineklerde buzağılamasından kuru döneme alınan zamana kadar vermiş olduğu süt verimi olarak tanımlanmaktadır.

19

Çizelge 4.8. LV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon LV’ne laktasyon sırasının etkisi önemsiz bulunmuştur (p>0,05). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (11286,58±239,03), ikinci laktasyonda (11094,95±288,31) olarak bulunmuştur. İkinci laktasyonda LV’nin birinci laktasyona göre düşük çıkması bu sonucun temel nedenini oluşturmaktadır. Normal koşullarda ikinci laktasyon veriminin birinci laktasyondan daha yüksek olması beklenir. İşletmede beslenme probleminin yaşandığını bu veriler bize göstermektedir.

Renk (%) dağılımı ile iki faktörün birlikte etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0,05; p<0,10).

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (10839,32±336,76; 11870,58±242,86;

10917,20±346,33; 10808,48±395,10) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmıştır. En yüksek LV’i ikinci (26-50;

ortalama=11870,58±242,86) grupta görülmüştür. Bununla birlikte renk (%) dağılımının etkisi diğer gruplarda görülmemektedir. LV üzerine mevsim, laktasyon sırası gibi kesikli çevre faktörlerinin etkisi oldukça önemlidir. LV üzerinde bu gibi faktörlerin etkilerinin giderilmemesi bulduğumuz sonuçların normal olduğunu göstermektedir.

İnteraksiyona baktığımızda grup karşılaştırmaların önemli çıktığı görülmektedir (p<0,10). Ayrışımın laktasyon sırasından çok, renk (%) dağılımından kaynaklandığındı görülmektedir (p<0,10).

20

4.2.4. 305 Gün Süt Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler

Çizelge 4.9. 305 GSV Üzerine Etki eden Faktörler ve Tanımlayıcı İstatistikler

Laktasyon 305 GSV’de laktasyon sırasının etkisi önemli bulunmuştur (p<0,10). Laktasyon sırası, ortalamaları birinci laktasyonda (9625,45±158,63), ikinci laktasyonda (10006,60±160,06) olarak bulunmuştur. LV’de önemsiz bulduğumuz laktasyon sırasının etkisini, 305 GSV’ne göre standardize ettiğimizde laktasyon sırasını etkisi önemli bulunmuştur.

Renk (%) dağılımı ile iki faktörün birlikte etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0,05 ; p<0,01).

Renk (%) dağılımının ortalamaları ise sırasıyla (9327,86±205,47; 10091,60±169,30;

9804,21±227,01; 10198,35±357,78) bulunmuştur. Yapılan grup karşılaştırmaları testinde, ayrışma saptanmıştır. Çalışmamızın ana çıkış noktasını oluşturan renk (%) dağılımın süt verim özellikleri üzerine etkisini, bu parametremizde belirgin bir şekilde istatistiki olarak görmekteyiz (p<0,05). Beyaz renk (%) dağılımının arttıkça süt veriminde de artış olduğunu görülmüştür. En düşük 305 GSV’nin birinci (0-25;

ortalama=9327,86±205,47) grupta olduğu görülürken, en yüksek 305 GSV’i dördüncü (76-100; ortalama=10198,35±357,78) grupta saptanmıştır. İkinci (26-50) grup ile üçüncü (51-75) grup arasındaki sıralama farkının (n) sayıları arasındaki farkın yüksek oluşundan kaynaklandığını söyleyebiliriz.

21

Özellikle laktasyon sırası ve renk (%) dağılımının birlikte 305 GSV üzerine etkisine çizelge 4.8.’de baktığımızda etkileşimin oldukça önemli olduğunu görmekteyiz (p<0,01). Grup karşılaştırmalarının sonucunda, birinci renk (0-25) gurubunda 305 GSV’de ikinci laktasyonda önemli düşüş görülürken diğer renk gruplarımızda ikinci laktasyonda önemli artışlar olduğu belirlenmiştir (p<0,01). Bu durum şekil 5.’deki interaksiyon grafiğine baktığımızda daha ayrıntılı olarak görülmektedir.

Şekil 1. : 305 GSV İnteraksiyon Grafiği

Şekil 5. İnteraksiyon grafiği

Grafiği incelediğimizde %50 ve üzeri beyaz renk dağılımına sahip hayvanların ikinci laktasyonda, verimlerimin maksimuma ulaştığı görülmektedir. Bu grafikte görülen dağılımın daha sağlıklı olması doğru verim kayıtlarına sahip çok sayıda işletmeleri de içine alacak şekilde çalışmaların yapılmasıyla gerçekleşecektir.

Hayvanlarda vücuttaki siyahlık oranının çok yüksek olması, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına bunun sonucunda da hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olmaktadır. Vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1,91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirlenmiştir(Beceril ve Ark., 1992).

Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki %1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir(Chongkasikit N. ve Ark., 2002). Bu bulgular çalışmamızla paralellik göstermektedir.

22 4.3. Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi

Çizelge 4.10. 305 GSV Üzerine; Döl Verim, Süt verim ve Beyaz Rengin(%) Regresyon Katsayıları

Özellikler Regresyon Katsayıları Standart Hata

Laktasyon süresi Laktasyon verimi Kuruda kalma süresi İlk tohumlama yaşı İlk buzağılama yaşı Beyaz renk(%)

-14,196**

0,847**

-10,361 -82,582 57,314 580,381**

0,565 0,023 7,286 100,744

94,726 135,469

**0,01 R2=0,93 DW=2,026 (2-4)

Yapılan araştırmalar, hayvanların derisindeki siyahlık oranının çok yüksek olmasının, deri yüzeyinden emilen güneş ışını miktarının artmasına ve hayvanın vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olduğunu göstermektedir. Beceril ve Ark., (1992) yaptıkları araştırmada , vücuttaki beyazlık oranında %1’lik azalışın süt veriminde 1,91 kg/gün ’lük düşüşe neden olduğu belirtmektedirler. Bir başka araştırmada ise beyaz deri rengindeki %1’lik azalmanın süt veriminde 2.01 kg/gün azalışa yol açtığı belirtilmektedir(Chongkasikit N. ve Ark., 2002). Bu bulgular çalışmamızla paralellik göstermektedir. Çizelge 4.10’a baktığımızda beyaz renkteki %1’lik bir artışın 305 GSV’de yaklaşık olarak toplam 580 litre artışa neden olduğunu göstermiştir. Bu sonucu günlük süt verimine dönüştürdüğümüzde beyaz renkte %1’lik bir artışın süt veriminde 1,90 (lt/gün) artışa sebep olduğu görülmektedir. Bu sonuç, diğer araştırmacıların belirttiği sonuçlarla yüksek düzeyde benzerlik göstermiştir.

23 5.SONUÇ VE ÖNERİLER

Çevresel stres faktörlerinden biri olan sıcaklık stresinin özellikle laktasyondaki yüksek verimli sütçü ineklerde hem süt verimini hem de döl verimini olumsuz etkilediği yapılan birçok araştırma ile kanıtlanmıştır. Sıcaklık stresinin çeşitli yollarla neden olduğu olumsuz etkilerinin modern serinletme sistemleri, bilimsel besleme stratejileri ve modern sürü idaresi (döl verimi açısından östrüs senkronizasyonu, embriyo transferi, in vitro fertilizasyon gb.) anlayışı ile hafifletilmesi yoluyla yaz aylarında fertilite oranlarındaki düşüş azaltılabilir.

Türkiye İçin İklim Değişikliği Senaryoları" TÜBİTAK KAMAG Projesi Sonuçları’na göre Türkiye ikliminde 2011-2099 yılların arasında yaz aylarında ortalama 4,5 °C’ye kadar sıcaklık artışları beklenmektedir. İlerleyen yıllarda sıcaklık stresi özellikle süt sığırcılığını daha yoğun bir şekilde etkilemeye başlayacaktır.

Bu nedenle beyaz rengin artan sıcaklıklara karşı daha dayanıklı (toleranslı) ırkların geliştirilmesi için doğrudan seleksiyon kriteri olarak hayvan ıslahı programlarında yer alacağını söyleyebiliriz. Aynı zamanda bu konuda çalışmaların daha da büyük sürülerde yapılarak konunun net sonuçlarla ortaya konması gerekmektedir. Benzer şekilde bu konuda üreticilerin bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalı araştırmalar desteklenmelidir.

24 6. KAYNAKLAR

Atasever, S., Erdem, H., Kul, E. 2004. Süt sığırlarında verim üzerine etkili bazı iklimsel stres faktörleri. 4. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi 1-3 eylül 2004 Cilt I sözlü bildiriler Süleyman Demirel Üniversitesi Isparta.

Bademkıram S, Güvenç K. Sütçü ineklerde sıcaklık stresinin dölverimine etkisi

Beceril, C M, Wilcox, C J. 1992. Determination of percentage of white coat color from registry certificates in Holstein. 1992 J. Dairy Sci. , 75:3582-3586.

Beceril, C M, Wilcox, C J., Lawlor, T. J., Wiggans, G. R., Webb, D.W. 1993. Effects of percentage of White coat color on Holstein production and reproduction in a subtropical environment. J. Dairy Sci. , 76:2286-2291.

Bianca, W. 1965. Reviews of the progress of dairy science. Section A.

Physiology. Cattle in a hot environment. J. Dairy Res. 32:291.

Chase L E, 2006. Climate change impacts on dairy cattle. Fact sheet, Climate Change and Agriculture: Promoting Practical and Profitable Responses .Online at http://climateandfarming.org/pdfs/FactSheets/III.3Cattle.pdf

Chongkasikit, N. 2002. the Impact of adaptive performance on holstein breeding in Northem Thailand. Georg-Agust-Universty, Göttingen, Germany November.

Çerçi, S. ve Koç, A. 2005; Siyah alaca sığırlarda deri rengi ve kıl özelliklerinin süt verimleri üzerine etkileri. Sayı 243 Yıl 21 Ağustos 2005, Hastad Dayvancılık Dergisi.

Demirören, E. 2002. Hayvan davranışları. Ege Üni. Ziraat Fak. Zootekni Böl. Ders

Demirören, E. 2002. Hayvan davranışları. Ege Üni. Ziraat Fak. Zootekni Böl. Ders

Benzer Belgeler