• Sonuç bulunamadı

YENİ MEDYA ÇAĞINDA TÜRK SİNEMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YENİ MEDYA ÇAĞINDA TÜRK SİNEMASI"

Copied!
136
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yazarlar:

Dr.

Ferdi Sönmez

Öğr. Görevlisi

Babürhan Cörüt

YENİ MEDYA ÇAĞINDA TÜRK SİNEMASI (2010 - 2019)

Okan ORMANLI

TÜRK SİNEMASI

(2010-2019)

OKAN ORMANLI

(2)
(3)
(4)

YENİ MEDYA ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YENİ MEDYA ÇAĞINDA TÜRK SİNEMASI (2010-2019)

İmtiyaz Sahibi: Doç. Dr. Mustafa AYDIN Yayın Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Deniz YENGİN Yazar: Prof. Dr. Okan ORMANLI

Sayfa Tasarım: İstanbul Aydın Üniversitesi Görsel Tasarım Birimi Kapak Tasarımı: Tamer BAYRAK

Görsel Arşivi: Ali Can SEKMEÇ Basım Yılı: 2021

Baskı No: I

E-ISBN: 978-6257783118

Copyright © İstanbul Aydın Üniversitesi

Bu yapıtın tüm hakları saklıdır. Yazılar ve görsel malzeme izin almadan tümüyle veya kısmen yayımlanamaz.

Bu kitabın tüm hakları İstanbul Aydın Üniversitesi’ne aittir.

(5)

5

ÖNSÖZ ...5

GİRİŞ ...9

2010 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...15

2011 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...24

2012 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...34

2013 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...42

2014 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...52

2015 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...58

2016 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...70

2017 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...83

2018 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...92

2019 YILINDA TÜRK SİNEMASI ...102

SONUÇ ...116

EKLER ...119

KAYNAKÇA ...127

(6)
(7)

7

Önsöz

Yeni medya giderek her alanda etkisini arttırmaktadır. Son bir yıldır gündemde olan pandemi sürecinde de yeni medya, kültür sanat alanında da daha çok ön plana çıkmaya başlamıştır. Milyarlarca insan eve kapanınca sinema –tiyatro salonları fiziki mekandan sanal mekanlara taşınmıştır. Bu bağlamda başta Hollywood olmak üzere tüm sinema endüstrileri ve sektörleri büyük bir krize girmiştir.

Bu bağlamda dışa açılmada sıkıntılar yaşayan Türk sineması her kriz döneminde olduğu gibi bu dönemde de çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.

Doç.Dr. Okan Ormanlı’nın, Yeni Medya Araştırma Araştırma ve Uygulama Merkezi yayını olarak hazırladığı “Yeni Medya Çağında Türk Sineması (2010- 2019)” başlıklı çalışması Türk sinemasının son 10 yılını kapsamlı olarak ele alarak günümüze ışık tutmaktadır.

Yıl yıl, nicel verilerle desteklenen çalışmada Türk sinemasının değişimi ve dönüşümü titiz bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Kitapta belirlenen her dönem, bir Sinema Yıllığı mantığıyla değerlendirilirken filmleri üretenlerin, eleştirenlerin ve alandaki akademisyenlerin de görüşlerine yer verilmektedir. Söz konusu çalışmada yeni medyanın Türk sinemasına olumlu ve olumsuz etkilerine de değinilmektedir.

Bu bağlamda dijitalleşmenin; yapım öncesi, yapım aşaması ve yapım sonrasındaki payı, gücü ve görevleri çalışma kapsamında okuyuculara sade ve açıklayıcı bir şekilde aktarılmaktadır.

Ormanlı’nın bu özgün çalışması; yeni medya çağının avantajlarından faydalanarak dijital kaynaklara yer verirken, basılı kaynaklara, kitaplara, yıllıklara da yer vererek bir anlamda hibrit yaklaşımla her iki alanın da sinema arşivi olarak önemini vurgulamaktadır.

Sonuç olarak; özgün ve kalıcı kitaplara ağırlık veren Yeni Medya Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde yayınlanan “Yeni Medya Çağında Türk Sineması (2010-2019)” adlı çalışmanın alana katkı sağlayacağı ve önemli bir kaynak olacağı düşüncesindeyim. Keyifli okumalar dilerim.

Prof.Dr. Deniz YENGİN İstanbul Aydın Üniversitesi Yeni Medya Araştırma Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü

(8)
(9)

9

Önsöz

2015 yılında Doçentlik ünvanını almamın üzerinden 5 yıl geçti. Maltepe Üniversitesi’ndeki sınavdan çıktığımda neredeyse başım dönüyordu. Cep telefonumu açıp güzel haberi vermeye başladım. İlk aradığım kişi meslektaşım Deniz Yengin’di. O da yakın zamanda doçent olmuştu. Daha sonra kızım Arzu’yu aradım. Daha 5 yaşındaydı ve ona doçent olduğumu söylediğimde “Neden profesör olmadın?” demişti. Okula döndüğümde oda arkadaşım, en yakın dostum Perihan ve diğer arkadaşlarım bana güzel bir sürpriz kutlama düzenlemişlerdi.

2016 yılında arkadaşım Deniz Yengin, İstanbul Aydın Üniversitesi’ne geçti. Onun bıraktığı görevler bana geldiğinde İstanbul Kültür Üniversitesi’ndeki son 2 yılım olduğunun farkında değildim. Deniz hocamla çok sık olmasa da görüşüyorduk. Son 2 yılda zaman zaman beni jürilere çağırdı ve çalıştığı ortamı daha sık gördüm. 2019 yılında ondan, Aydın Üniversitesi’ne gelmem konusunda teklif ve telefonlar aldığımda 6 Eylül 2012’yi düşündüm. Eşim Dilek’i kaybettiğim günde yani en acılı günümde yanımda Deniz Yengin arkadaşım vardı. Elbette İbrahim Zengin ve Batu Duru arkadaşlarım da beni teselliye gelmişti. 14 yılın ardından asistan olarak işe başladığım kurumdan ayrılmak çok kolay olmadı.

Konfor alanımdan çıkıp yeni bir kariyere başlamak biraz da olsa riskliydi. 2019 yılı ortasında Kültür Üniversitesi’nden istifa etmem ufak bir şok dalgası yarattı. En başta yakın dostum Perihan Taş olmak üzere, inanamayan, üzülen ve gitmekten vazgeçmemi isteyen arkadaşlarım oldu. Aynı yıl Eylül ayında yeni bir ailem oldu.

İletişim Fakültesindeki sıcak ortam, eski dostlarım ve arkadaşlarım sayesinde kolayca yeni işime adapte oldum. Gelir gelmez akademik ve idari çalışmalara hız verdik ve ekip olarak güzel işler başardık. Bu kitap eksikliğini duyduğum bir alana katkıda bulunmak için yazıldı.

Sevgili eşim Dilek’i sevgi ve özlemle anarken, zaman zaman yanıma gelip bana editörlük yapan kızım Arzu’ya, beni her zaman destekleyen Elif anneme ve Özkan babama, sessiz kardeşim Adil’e, son 8 yıldır beni damatlıktan evlat mertebesine yükselten kol kanat geren Şener anneme ve Cemil babama sonsuz teşekkürler.

Elbette ilkokuldan üniversiteye kadar bana öğretmenlik ve hocalık yapan ve bende emeği olan herkese minnetarlığımı sunmak isterim. Prof.Dr.Şükran Kuyucak Esen hocama da ayrıca teşekkür ederim.

(10)
(11)

11

Giriş

Bu çalışmada Türk Sinemasının 2010-2019 yılları arasındaki dönemi ele alınacaktır. Nitel, nicel, sosyolojik, ekonomik ve teknolojik açıdan önemli gelişmelerin olduğu bu dönem yıllar bazında kronolojik olarak değerlendirilecektir.

Film ve yönetmen bazlı yaklaşım yerine daha kapsamlı bir bakış açısı benimsenecektir.

Türk sinemasında yaşanan bu değişim, yeni medya çağının kaçınılmaz etkilerini de taşımaktadır. Film üretimine yönelik düzenleme ve faaliyetler, gösterim, dağıtım, bilet satışı, izleyici tercihleri alışkanlıkları, değişen eleştiri ve eleştirmenlik kurumu da çalışmanın temel araştırma konularıdır.

Bu bağlamda Türk sinemasının güçlü ve zayıf yönleri, avantajları- dezavantajları, önündeki fırsatlarla bağlantılı olguların yanı sıra, dijitalleşme bağlamında da değerlendirilecektir. Türk sineması uluslararası tarafı zayıf, daha çok yerel bir sinemadır. Yani dış pazar olanakları sınırlıdır. Çoğunlukla sınırlı sayıda sinema salonunda sınırlı ve yetersiz bir seyirci potansiyeline sahiptir. Bu nedenle ülkedeki en ufak sosyo-ekonomik dalgalanma doğrudan Türk sinemasını da etkilemektedir. Bununla birlikte Netflix gibi güçlü eğlence platformlarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek daha etkin ve yaygın hale gelmesi de Türk sinemasını etkilemeye başlayan faktörler arasındadır. Kısacası Türkiye’deki ekonomik, hukuki, sosyolojik ve teknolojik değişimler de kronolojik olarak kitapta yer alacaktır.

Bu bağlamda bölümlerde:

• İlk 10 Yerli film gişe rakamları

• İlk 10 film genel gişe rakamları

• Gösterim-Dağıtım olanakları (Ticari sinema-Bağımsız sinema)

• Ulusal-Uluslararası Destekler

• Ulusal Ödüller ve Festivaller

• Yayınlar (Kitap-dergi)

• Yasalar

gibi konular ele alınacaktır.

Okan Ormanlı, Ekim 2020

(12)
(13)

13

YENİ MEDYA ÇAĞINDA TÜRK SİNEMASI (2010-2019)

2010 yılından günümüze Türk sinemasının ele alındığı çalışmada, 2010 yılına devreden bazı sorunlar ve konulara da değinmek gerekmektedir. Türk sineması üzerine yazılan akademik kitaplar incelendiğinde, genellikle onar yıllık dönemlerin ele alındığı dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, son dönemlerde 2000’lere ait değerlendirmeler artarken, 1960’lardan günümüze dönem, film ya da yönetmen bazlı çalışmalara da rastlanmaktadır. Söz konusu çalışmalarda bazı filmler ve yönetmenler bağlamında dönemin değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Türk sineması üzerine yoğunlaşan ve kapsamlı çalışmalara imza atan Prof.

Dr.Şükran Kuyucak Esen, “Türk Sinemasının Kilometre Taşları” adlı kitabında 2000’li yıllara da değinmektedir. Esen, bağımsız sinemanın daha çok kendi imkanlarıyla ayakta durmaya çalıştığına vurgu yapmaktadır. Bu bağlamda hem üretim hem de dağıtım alanında çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır (Kuyucak Esen, 2010:188).

Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Derviş Zaim, Yeşim Ustaoğlu ve Reha Erdem gibi bağımsız sinemacılar genellikle, uluslararası tekellerle ve onların ortaklığı olan dağıtımcılarla anlaşmaktadır. Bunun sonucunda filmleri çoğunlukla az sayıda ve fazla seyircinin olmadığı salonlarda gösterilmekte, bazen de festivallerde gösterildikten sonra televizyona ve dijital ortamlara yönelmektedirler (Kuyucak Esen, 2010:188).

Şükran Kuyucak Esen, 2008-2009 yılları arasında Türk sinemasının seyirci açısından yükselişe geçtiğine, sektöre dair araştırma ve raporların çoğaldığına dikkat çekmektedir. Raporlardan birinde yabancı dağıtım şirketlerinin dağıttıkları

(14)

Türk filmlerinden %7.5 - %10 arası komisyon alarak, vergisiz olarak ülkelerine aktardıkları belirtilmektedir. Böylece Türk sinemasına maddi katkısı olmayan şirketler, dağıtım tekelinin de gücüyle yerli sinemaya aktarılması gereken paraları yurt dışına aktarmaktadır. (Kuyucak Esen, 2010:188-189).

Yukarıda adı geçen kitabın son paragrafı dikkat çekicidir. Yazar, sayısal verilerden daha çok sinema severleri asıl sevindirmesi gerekenin, İTO’nun (İstanbul Ticaret Odası) sinemayla ilgilenmesi olduğuna vurgu yaparak, bunun Türk sinemasına olumlu etkileri olacağını öne sürmektedir (Kuyucak Esen, 2010:189).

Bu bağlamda Türk sinemasına yoğunlaşan ve çeşitli kitaplara imza atan Prof.

Dr.Nigar Pösteki’nin, “1990 Sonrası Türk Sineması” adlı kitabında döneme ait çeşitli saptamaları bulunmaktadır. Bunları maddeler halinde sıralamak gerekirse:

Sorunlar:

• Mali sorunlar devam etmektedir.

• Özel ve kamusal alanda yeterli destek bulunmamaktadır.

• Tanıtım-dağıtım sorunları çözülememiştir.

• Amerikan sineması tekeli devam etmektedir.

• Senaryo sıkıntısı aşılamamıştır.

• Ulusal kimlik için Kültür Bakanlığı desteği ihtiyacı bulunmaktadır.

Değişen seyirci profiline bağlı olarak genç ve dinamik içerik talebi ortaya çıkmıştır. Göreceli olarak apolitik olan seyirciye popülist anlayışla üretilen filmler sunulmuştur.

• İç pazar ve dış pazarın canlanması gerekmektedir.

• Sinema oyuncusu ihtiyacı bulunmaktadır.

• Zarar eden filmlerin sayıca fazla olması sorun teşkil etmektedir.

• Çocuk filmleri tür olarak fazla gelişememiştir.

(15)

15 Tespitler:

• Ulusal kültüre yakın, büyük bütçeli, teknoloji destekli tanıtımı iyi yapılmış filmler ilgi çekmiştir.

• Genç yönetmenlerin bireysel filmleri, “sanat filmi” formunda düşük bütçeli, bireyi ele alan minimalist yaklaşımla çekilmiştir.

• Antikahramanlar ortaya çıkmıştır. Toplumun farklı ve fazla ele alınmayan kesimleri sinemaya taşınmıştır.

• Özerk bir sinema kurumu ihtiyacı bulunmaktadır. Örgütlenme, devlet desteği ve altyapı problemlerini çözme konusunda sinema kurumu hayati önem taşımaktadır (Pösteki, 2012:182-189).

İstanbul Ticaret Odası sinema sektörünün mevcut durumunu ortaya koymak, ulusal bir sinema politikası oluşturmak, sektörün teşvik edilmesi ve uluslarası alanda rekabete girebilmek amacıyla sektörün ileri gelen temsilcilerinin görüşlerini kitaplaştırmıştır. Aşağıda, 2009 yılı sonunda yapılan söyleşilerden bazıları seçilerek, tespit ve görüşlere yer verilmiştir.

Yapımcı Mehmet Altıoklar Türkiye’deki plato sıkıntısına vurgu yapmaktadır.

Altıoklar Türkiye’de 15 kadar ışık, kamera ve ekipman kiralama şirketinin bulunduğunu belirtmektedir. Sinema alanındaki 448 tane kayıtlı şirket arasında, 2009’daki üretimler bağlamında 44 kadar aktif yapım şirketi bulunmaktadır.

Bunun yanı sıra 18 dağıtım şirketi faaliyettedir. UIP-WB-Özen Film gibi şirketler ön plana çıkarken, diğer yabancı şirketler de diğer bazı yerli şirketler üzerinden dağıtım yapmaktadır (Altıoklar, 2010:12).

Altıoklar o dönemdeki (2009) 1700 salonun yetersiz olduğunu ve 1 salona 50 bin kişi düştüğünü ifade etmektedir. Bu bağlamda salonlar yetersiz durumdadır. Türkiye’de kişisel bütçede eğlencenin payının %3 olması sinema sektörünün büyümesini de engellemektedir. Yapılan anketlerde sinemaya giden kitlenin %88’inin 18-39 yaş, %40’ının 18-24 yaşlarında ve %71’inin üniversite mezunu olduğunu belirten Altıoklar, asıl seyirci kitlesinin öğrenciler olduğuna vurgu yapmaktadır (Altıoklar, 2010:13-14).

(16)

Altıoklar’a göre, Türkiye kendi sinema pazarına hakim bir ülkedir. Türkiye bu bağlamda ABD, Hindistan ve Güney Kore’den sonra dördüncü sıradadır.

Endüstri hacmi ise 500 milyon TL civarındadır (Altıoklar, 2010:16-17).

Altıoklar, genç nesil yönetmenlerin teknolojiye ve dünya sinemasına hâkim olduğunu iddia etmektedir. Bu bağlamda sanatla profesyonellik birleşince başarı da beraberinde gelmektedir (Altıoklar, 2010:42).

Sinema yazarı Burak Göral son dönemlerdeki ticari komedi filmlerinin sayıca çokluğunun bıkkınlık yarattığını öne sürmektedir. Türk sinemasının yabancı ülkelerle ortak yapımlara girmesi gerektiğini ifade eden Göral, yabancı sinemacıların gelmesi için yasal düzenleme gerektiğini belirtmektedir. Bununla birlikte özel sektörün başarısız olma kaygıları nedeniyle sinemaya destek olmadıklarını öne sürmektedir. Göral aynı anda bir haftada 5 Türk filminin gösterime girmesinin de salon sayılarının az olması nedeniyle gişe başarısı ihtimalini azalttığını ifade etmektedir. Yazar Türkiye’de kişi başına film izleme oranının da ABD ve Avrupa ülkelerine göre düşük olduğunu belirtmektedir. (Göral, 2011: 50-54)

Başka bir araştırmada, sinema yazarı ve araştırmacısı Deniz Yavuz,

“Türkiye Sinemasının 22 Yılı: 1990-2011” adlı çalışmasında sayısal verilerden yola çıkarak Türk Sinemasını ele almaktadır. Kitapta bazı akademisyenlerin de görüşlerine yer verilmektedir. Yavuz’un çeşitli kurumların yaptığı araştırmalara da yer verilmektedir. Bu araştırmalardan biri de Gazi Üniversitesi ve Kültür Turizm Bakanlığı işbirliğiyle yapılan “Korsan Üretimlere İlişkin Toplumsal Algı Araştırması”dır. Nisan 2010’da 2500 kişiyle yapılan ankete göre; katılanların %20

’si sinemaya gitmemekte iken, %31’i ise sinemaya gitmektedir. Anket yapılanların

%49’u ise sinemaya nadiren gitmektedir. Sinemaya gitme alışkanlığının düşük olması ise video kaset, cd, dvd ve internet gibi ortamlarda da film izleme alışkanlığıyla ilişkilendirilmektedir. Aynı ankette seyircilerin eğitimlerine göre sinemaya gitmeme tercihleri de araştırılmıştır. Bu bağlamda sinemaya gitmeyelerin

%46’sı ilkokul mezunu %23’ü ortaokul mezunu, %15’i lise mezunu ve %16’sı üniversite mezunudur. Eğitim oranı arttıkça sinemaya gitme oranı da artmaktadır.

Yavuz, yukarıda bahsi geçen anket çalışmalarından yola çıkarak son dönemde yapılan birçok ankette benzer sonuçların elde edildiğini belirtmektedir. Yavuz’a göre daha bilimsel verilere ulaşabilmek adına sektörün tüm bileşenlerini kapsayan yıllık raporlar hazırlanmalıdır (Yavuz, 2012: 97-99).

(17)

17

2010 YILINDA TÜRK SİNEMASI

2010 yılında Türk sinemasının yükselişi de devam etmekteydi. Bu yılı ele alırken gelecek her yılda ele alınacağı üzere sektöre ait rakamlar ve diğer gelişmeler de ayrıntılı olarak irdelenecektir. Her yıl bazında belli başlı festivallerdeki ödüller, sinema gündemine dair araştırmalar, görüşler, yasalar çalışma kapsamında ele alınacaktır.

2000’li yıllar internet altyapısının giderek güçlendiği, dijitalleşmenin arttığı ve sosyal medyanın ön plana çıktığı bir döneme denk geliyordu. Bu dönemde

“dijitalleşme”, üretim, gösterim ve tüketim bağlamında sinema gündemini yönlendirir hale geldi.

Sinema sektöründe çeşitli görevler yapan, Sadi Çilingir, Tolga Akıncı ve Deniz Yavuz’un hazırladığı web sayfaları ve raporlar uzun zamandır Türk sinemasına bir nevi dijital arşiv hizmeti sunmaktadır. Sadi Çilingir’in 2005 yılında kurduğu

“sadibey.com” adlı site, Türk sinemasıyla ilgili her türlü haber ve gelişmeye yer veren bir sitedir ve geniş bir arşivi bulunmaktadır.

Daha önce Antrakt sinema gazetesinde ve daha sonra çeşitli film şirketlerinde çalışan Tolga Akıncı’nın “boxofficeturkiye.com” sitesi Türk sinemasındaki izleyici ve seyirci rakamlarının takip edildiği bir referans kaynağı haline gelmiştir. ABD kökenli “boxofficemojo.com” sitesine benzeyen sitede aynı zamanda sinema haberleri, görsel-işitsel içerikler dikkat çekmektedir.

Deniz Yavuz’un yönettiği “antraktsinema.com” ise 1980’lerin sonuna doğru çıkan ve uzun yıllar yayınlanan “Antrakt Sinema Gazetesi” ve neredeyse aynı ekibin 1990’ların başında yayınlandığı aylık “Antrakt Sinema” dergisinin devamı niteliğindedir. Deniz Yavuz sektörle sürekli bağlantı halinde olarak genellikle yıllık

(18)

olarak Türk sinemasına dair nicel ve nitel analizlerini web sitesinde yayınlamaktadır.

Söz konusu raporlar ulusal basında da sıkça kendine yer bulmaktadır.

Yukarıda adı geçen dijital mecralar dışındaki bazı diğer internet siteleri, elektronik kaynaklar, dergiler ve kitaplar da bu çalışmada kullanılacak kaynaklar arasında yer almaktadır.

Deniz Yavuz “anraktsinema.com” adlı internet sitesinde düzenli olarak Türk sinemasına dair sayısal verileri kamuoyuyla paylaşmaktadır. Yavuz’un raporuna göre; 2010 yılında 252 film gösterime girerken bunlardan sadece 65 tanesi Türk filmiydi. Yani oran %25 civarındaydı. Mahsun Kırmızıgül’ün “New York’ta Beş Minare” isimli filmi toplam 383 kopya olarak 700 kadar salonda gösterime girdi.

Film, 3.4 milyon seyirciyle yılın en çok bilet satılan yerli filmi oldu. Yayınlanan rapora göre 2010 yılında sadece 7 adet Türk filmi bir milyon bilet sınırını geçebilmiştir. 2010 yılında Türk filmlerinin, genel satılan bilet sayısı üzerindeki payı %52.86 olmuştur. Bu bağlamda Türkiye, Avrupa’da yerli filmlerin hâkim olduğu az sayıdaki ülkeden biridir. 2010 yılında bir önceki yıla göre bilet satışında

%11 oranında bir artış meydana gelirken, yerli filmlerde bu oran %12 olmuştur.

Bu yılda ilk sırayı bir dram filmi alırken ikinci ve üçüncü sırada komedi filmleri yer almıştır. Toplam 41 milyon seyirci sinemalara gitmiştir.

2010 yılında en çok bilet satılan film ise “New York’ta Beş Minare” olurken, bu filmin 2010 yılı içerisindeki toplam hasılatı 31.4 milyon TL oldu. “New York’ta Beş Minare” için toplam 3.4 milyon bilet satıldı. 2010 yılında ülkemizde 19 adet şirket sinemalara film dağıttı. UIP Türkiye isimli şirket en fazla bilet satışını gerçekleştirerek toplamda 114.8 milyon TL hasılat elde etti. Tiglon Film isimli şirket ise en fazla yeni filmi vizyona sokarak bu filmlere toplam 5.2 milyon bilet satışı sağladı. 2010 yılında vizyona en çok yerli film dağıtımı yapan şirket de 26 filmle Tiglon Film oldu. 2010 yılında oluşan toplam 21.7 milyon adetlik yerli film bilet satışının yüzde 28’ini ise UIP Türkiye adlı şirket sağladı. Geçen yılın hasılat lideri de UIP Türkiye oldu. Bu şirket sattığı 12 milyon biletle toplamda 114.8 milyon TL hasılata ulaştı (Yavuz, 2011).

(19)

19 Resim 1: Eyvah Eyvah (2010)

Yukarıda adı geçen şirketlerden biri olan Tiglon 1999 yılında kuruldu ve 2011 yılında Fida Film tarafından satın alındı. 2014 yılında Fida Film’le mali sıkıntıya girdi ve piyasadan çekilmek zorunda kaldı (Hakkımızda, 2014).

2010 yılında Türk sinemasının nitel ve nicel açılardan elde ettiği başarı ulusal basının da dikkatini çekmiştir. Bu bağlamda çeşitli gazete ve dergilerde yerli sinemaya dair çok sayıda haber, rapor ve söyleşi yayınlanmıştır. Milliyet gazetesindeki bir haberde Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik’in görüşlerine yer verilmektedir. Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, sinemadaki başarının artmasında film sektöründeki gelişmenin de etkili olduğunu bildirmiştir. Finlandiya, Polonya, Hollanda, Almanya, Endonezya, Tacikistan, ABD (Miami, New York), Kanada (Montreal ve

(20)

Toronto), Ukrayna, Hindistan, Katar, Cezayir, Malezya, Bosna Hersek, Kanada, Rusya, Londra, Mumbai, Bangkok, Frankfurt, Çin ve Danimarka’da bu yıl başarılı geçen “Türk Film Haftaları” düzenlendiğini anımsatan Çelik, Amerikan Film Market’e katılım sağlandığını, Cannes ve Berlin film festivallerinde Türkiye standı açıldığını ifade etmiştir.

Çelik, 2010’da uzun metraj sinema filmlerine destek sağlamak için alınan kararlar sonrası, 7’si geri ödemesiz olmak üzere toplam 39 filme toplam 9 milyon 351 bin TL destek verilmesinin kararlaştırıldığını ifade ederek, bu filmlerden 37 tanesinin Bakanlık ile sözleşme imzaladığını, ayrılan kaynaktan 9 milyon 50 bin TL destek kullanıldığını dile getirdi. Destek kullanım oranının yüzde 97 olduğunu belirten Çelik, ayrıca Finike, Mut, Soma, Erfelek, Ilgın, Aliağa, Ordu ve Kahta yerleşim merkezlerine sinema makinesi ve gerekli teçhizat alımı için toplam 215 bin TL destek sağlandığını ifade etmektedir. Hükümetin 2005 yılında çıkardığı Sinema Kanunu’nun başarıları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Çelik, “ ‘Bal’, Altın Ayı ödülünü bu yıl aldı, Nuri Bilge Ceylan, Cannes’da en iyi yönetmen ödülüne layık görüldü.” diyerek desteklerin olumlu çıktılarına vurgu yapmaktadır. Türkiye’de şu anda uzun metraj 34 film festivali olduğunu dile getiren Çelik, “Belgesel, kısa film ve diğerleri ile birlikte bu rakamın 170’e ulaştığını belirtmektedir. 2004’ten öncesine bakıldığında bu rakamın 10-12 arasında olduğunu ve bu artışın halkın kendi sinemasına sahip çıkması anlamına geldiğini sözlerine eklemektedir (Türk Sineması, 2010).

(21)

21 Tablo 1. 2010 Genel Tablo

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1.New York’ta

Beş Minare Dram Boyut Film Pinema 3.4 milyon 31.4 milyon 2.Recep İvedik

3 Komedi Aksoy Film,

Özen Film Özen 3.3 milyon 28.7 milyon 3. Eyvah

Eyvah Komedi BKM UIP 2.4 milyon 21.7 milyon

4. Yahşi Batı Komedi CMYLMZ,

Fida Film UIP 2.3 milyon 20.8 milyon 5. Av Mevsimi Dram Fida Film WB 1.8 milyon 16.9 milyon 6.Avatar Bilimkurgu,

Macera 20th Century

Fox Tiglon 1.7 milyon 19 milyon 7.Çok Film

Hareketler Bunlar

Komedi BKM MVZ 1.1 milyon 9.4 milyon

8. Başlangıç Bilimkurgu WB WB 1.1 milyon 11 milyon 9. Alacakaranlık

Efsanesi:

Tutulma

Gerilim, Aşk Summit Tiglon 1.04 milyon 8.6 milyon

10. Veda Tarihi film Kamera Film Tiglon 1.02 milyon 8.2 milyon

Kaynak: https://boxofficeturkiye.com/yillik/?yil=2010&yilop=tum

(22)

Tablo 2. 2010 Türk Filmleri

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1.New York’ta

Beş Minare Dram Boyut Film Pinema 3.4 milyon 31.4 milyon 2.Recep İvedik 3 Komedi Aksoy Film,

Özen Film Özen 3.3 milyon 28.7 milyon 3. Eyvah Eyvah Komedi BKM UIP 2.4 milyon 21.7 milyon 4. Yahşi Batı Komedi CMYLMZ,

Fida Film UIP 2.3 milyon 20.8 milyon 5. Av Mevsimi Dram Fida Film WB 1.8 milyon 16.9 milyon 6.Çok Film

Hareketler Bunlar

Komedi BKM MVZ 1.1 milyon 9.4 milyon

7. Veda Tarihi film Kamera Film Tiglon 1.02 milyon 8.2 milyon 8.Dersimiz

Atatürk Tarihi film Mint

Prodüksiyon CF 861 bin 5.3 milyon 9.Kutsal

Damacana 2:

İtmen

Komedi İyi Seyirler

Film Özen 802 bin 6.8 milyon

10.Ejder Kapanı Polisiye TMC Film UIP 666 bin 6.7 milyon

Kaynak: https://boxofficeturkiye.com/turk-filmleri/?yil=2010&yilop=tum

2010 Sinema Ödülleri

2010 yılının ele alındığı çalışmanın bu bölümünde Türkiye’nin köklü ve eski festivallerinde dağıtılan ödüllere yer verilecektir. Bu bağlamda Antalya Altın Portakal Film Festivali, Adana Altın Koza Film Festivali ve İstanbul Film Festivali’nin her yıl dağıttığı ödüllerin listesi verilecektir. Elbette son dönemlerde Türkiye’de çok sayısa ulusal-uluslararası festivaller, kısa film ve belgesel yarışmaları düzenlenmektedir. Ancak çalışmanın sınırlılığı bakımından en eski, en etkili ve gündemi belirleyen festivallere yer verilecektir. Tüm veriler festivallerin resmi web sitelerinden alınmıştır. Bunlar sırasıyla; antalyaff.com, adanafilmfestivali.org.tr ve iksv.org’tur.

(23)

23 29.İstanbul Film Festivali (3-18 Nisan 2010)

• Ulusal Yarışma / Yılın En İyi Türk Filmi Ödülü:

Vavien (Yağmur Taylan Durul Taylan)

• En İyi Yönetmen: Miraz Bezar (Min Dît - Ben Gördüm)

• En İyi Kadın Oyuncu: Şenay Orak (Min Dît - Ben Gördüm)

• En İyi Erkek Oyuncu: Tansu Biçer (Beş Şehir)

• En İyi Senaryo: Engin Günaydın (Vavien)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Barış Özbiçer (Bal)

• En İyi Müzik: Mustafa Biber (Min Dît – Ben Gördüm)

• Ulusal Yarışma / Jüri Özel Ödülü: Bal (Semih Kaplanoğlu)

Kaynak: iksv.org

Festival kapsamında Groupama sponsorluğunda dijital restorasyonu yapılan Atıf Yılmaz’ın “Selvi Boylum Al Yazmalım” (1977) adlı filminin gösterimi yapılmıştır.

47. Antalya Altın Portakal Film Festivali (9-14 Ekim 2010)

• En İyi Film: Çoğunluk (Seren Yüce)

• En İyi İlk Film:  Gişe Memuru (Tolga Karaçelik)

• En İyi Yönetmen: Seren Yüce (Çoğunluk)

• En İyi Senaryo: Mert Fırat-İlksen Başarır (Atlıkarınca)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Ercan Özkan (Saç) – (Gişe Memuru)

• En İyi Müzik: Mircan (Karbeyaz)

• En İyi Kadın Oyuncu: Claudia Cardinale (Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak)

• En İyi Erkek Oyuncu: Serkan Ercan (Gişe Memuru) / Bartu Küçükçağlayan (Çoğunluk)

Kaynak: antalyaff.com

(24)

17. Uluslararası Altın Koza Film Festivali (20-26 Eylül 2010)

• En İyi Film: Bal (Semih Kaplanoğlu)

• En İyi Yönetmen:  Selim Demirdelen (Kavşak) ve Levent Semerci (Nefes)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Emre Erkmen (Kıskanmak)

• En İyi Senaryo:  Onur Ünlü (Beş Şehir)

• En İyi Müzik:  Selim Demirdelen (Kavşak)

• En İyi Kadın Oyuncu: Nergis Öztürk (Kıskanmak)  & Sezin Akbaşoğulları (Kavşak)

Kaynak: adanafilmfestivali.org.tr

Uluslararası Başarı

Semih Kaplanoğlu’nun “Bal” adlı filmi 11-21 Şubat 2010 tarihlerinde düzenlenen Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü kazandı. Film ayrıca Türkiye’nin Oscar adayı seçildi (Türkiye’nin Oscar, 2010). Bu başarı “Susuz Yaz”

filminin 1964 yılında aldığı aynı ödülden sonra festivaldeki en büyük başarı olarak tarihe geçmiştir

Sinema Gündemi

Türk Sinemasının son 10 yılının (2010-2019) ele alındığı bu çalışmada her yıla dair gündem ve sorunlar da irdelenecektir. Bu bağlamda nicel açıdan olduğu kadar nitel açıdan da Türk sinemasının dinamikleri, sorunları, güçlü ve zayıf yanları nesnel bir biçimde değerlendirilecektir.

Sinema Yıllıkları 1960’lardan beri yayınlana gelmiştir. Genellikle kişisel çabalar ve kısıtlı vakıf veya kurum bütçeleriyle 2015’lere kadar gelen sinema yıllıkları, dijitalleşme, kâğıt maliyetlerinin artışı gibi birçok nedenle artık yayınlanmamaktadır. Bu kitap çalışmasında sinema yıllıklarına da yer verilecektir.

Bunun yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi, Sinema Kulübü,

(25)

25 Altyazı dergisinin de katkılarıyla uzun yıllar boyunca Sinema Söyleşileri kitapları yayınlanmıştır Söz konusu kitaplarda yıl boyunca çeşitli sinemacılarla yapılan söyleşilerin dökümleri yer almaktadır.

Sinema filmleri ve dizileriyle sektörde prestijli bir konuma sahip olan Taylan Kardeşler (Durul Taylan ve Yağmur Taylan) 2010 yılındaki söyleşi kitabında çeşitli saptamalar yapmaktadırlar. Taylan kardeşlere göre belli sayıda sinemaseverin ticari filmlerden hoşlanmadığını ve bu tür filmlere gitmediğini iddia etmektedir.

Dünyada böyle yaklaşımların nadir olduğunu savunan yönetmenler, Türkiye’de ana akım sinemanın kötü durumda olduğunu ifade etmektedirler. Kendi filmlerini ne arthouse ne de ticari sinema olarak nitelendirmektedirler. Sinemada önde giden ülkelerde böylesine keskin bir ayrımın ağırlıkta olmadığını ifade etmektedirler.

Dünyada ticari başarı kazanan çok sayıda iyi filme rastlanırken, Türkiye’de iş yapan filmlerin genelde kötü olduğu öne sürülmektedir. Taylan kardeşler, ana akım sinemadaki sorunların çözüldüğü takdirde daha birçok sorunun da çözüleceğini belirtmektedir. Durul Taylan ve Yağmur Taylan Türk sinemasındaki dağıtım sorununa da değinmektedirler. Bu bağlamda çok iş yapan filmler tüm salonları kaplamakta ve diğerlerine yer kalmamaktadır. Yönetmenlere göre; değersiz filmler hiç tanınmayan kadrolu filmler 100-150 kopyayla gösterime girmekte ve zarar etmektedir. Kâr etme odaklı, ticari ve ana akım sinemada yönetmen memurlaşmaktadır. Oysa filmi oluşturan yönetmendir ve daha ön planda olmalıdır.

Taylan kardeşlere göre seyirci eğitilmelidir. Seyirciler genellikle en çok iş yapan 3 filme odaklanmaktadır. Oysa kalıcı olan filmlerdir, gişe rakamları değil (Taylan, 2011: 43-51).

(26)

2011 YILINDA TÜRK SİNEMASI

Deniz Yavuz’un hazırladığı Antrakt Sinema Gazetesi raporuna göre 2011’de 52 haftada 288 film gösterime girmiştir. En çok izlenen filmler üzerinde 3 boyutlu ya da dublajlı filmlerin herhangi bir hakimiyeti olmasa da bu tür filmlere rağbetin giderek arttığı ifade edilmektedir. Özellikle dublajlı filmlerle ilgili “filmlerim.

com”un yaptığı ankete katılan 24 binin üzerinde sinemaseverin %60’dan fazlası dublajlı filmleri seçtiğini beyan etmektedir. 90’lı yıllarda sayısı çok az olan dublajlı filmler günümüzde isteğe göre artmaktadır. 3 boyutlu filmlerin sayısının artmasının yanı sıra dijital projeksiyon ile gösterime giren filmlerde de artış söz konusudur.

2011’de yalnızca dijital kopyalarla salonlara servis edilen filmler dışında bazı filmlerin hem 35 mm kopya hem de dijital kopyalarla programlandığı görüldü.

Tamamen dijital projeksiyona geçilmesinin bir beş yıl içerisinde tamamlanacağı öngörülmektedir. 2011’de 18 ayrı şirketin sinemalara film programladığı görülmektedir. İlk sırada yer alan UIP Türkiye’nin toplam bilet satış hasılatının son on beş sırada yer alan işletmeci şirketlerden fazla olduğu dikkat çekmektedir.

İlk otuzda yer alan tüm filmlerin toplam bilet satışı 27.7 milyon adettir. Bu sayı yıllık toplam bilet satışının % 60’tan fazlası anlamına gelmektedir (Yavuz, 2012).

(27)

27 Tablo 3: 2011 Genel Tablo

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1.Eyyvah

Eyvah 2 Komedi BKM UIP 3.9 milyon 36.7 milyon

2.Aşk Tesadüfleri Sever

Dram Böcek Film UIP 2.4 milyon 21.9 milyon

3. Allah’ın Sadık Kulu:

Barla

Animasyon, Dram

Ser Film Özen Film 2.1 milyon 15.4 milyon

4. Kurtlar

Vadisi: Filistin Macera Pana Film Özen Film 2.02 milyon 17.2 milyon 5. Alacakaranlık

Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1

Aşk- Fantastik

Dram Summit Tiglon 1.3 milyon 12.1 milyon

6.Anadolu

Kartalları Macera Fida Film Tiglon 1.17 milyon 10.2 milyon 7.Karayip

Korsanlar:

Gizemli Denizlerde

Macera,

Fantastik Walt Disney UIP 1.17 milyon 13.1 milyon

8.Şirinler Animasyon Sony Pictures WB 1.4 milyon 11.5 milyon 9. Dedemin

İnsanları Dram Ay Yapım,

Most Production

WB 1.09 milyon 10.2 milyon

10.Hür Adam:

Bediuzzaman Said Nursi

Dram Feza Film Özen Film 900 bin 7.3 milyon

Kaynak: https://boxofficeturkiye.com/yillik/?yil=2011&yilop=tum

(28)

Tablo 4: 2011 Türk Filmleri

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1.Eyyvah

Eyvah 2 Komedi BKM UIP 3.9 milyon 36.7 milyon

2.Aşk Tesadüfleri Sever

Dram Böcek Film UIP 2.4 milyon 21.9 milyon

3. Allah’ın Sadık Kulu:

Barla

Animasyon, Dram

Ser Film Özen Film 2.1 milyon 15.4 milyon

4. Kurtlar Vadisi:

Filistin

Macera Pana Film Özen Film 2.02 milyon 17.2 milyon

5.Anadolu

Kartalları Macera Fida Film Tiglon 1.17 milyon 10.2 milyon 6. Dedemin

İnsanları Dram Ay Yapım, Most Production

WB 1.09 milyon 10.2 milyon

7.Hür Adam:

Bediuzzaman Said Nursi

Dram Feza Film Özen Film 900 bin 7.3 milyon

8.Ya Sonra Komedi,

Aşk, Dram Demtaş Film,

DNZ Film WB 849 bin 7.5 milyon

9. Kolpaçino:

Bomba Komedi Su Film WB 736 bin 6.5 milyon

10.Sümelanın

Şifresi Temel Komedi Ü ç g e n

Yapımevi Pinema 686 bin 6.1 milyon

Kaynak: https://boxofficeturkiye.com/turk-filmleri/?yil=2011&yilop=tum

(29)

29 Resim 2: Gelecek Uzun Sürer (2011)

2011 yılı filmleri incelendiğinde genel listedeki ilk 10 filmden 7’sinin Türk filmi ve iş yapan filmlerin komedi ağırlıklı olduğu dikkat çekmektedir. Komedi filmlerinin genelde devam filmi olması bu türe olan ilgiyi göstermektedir. İş yapan filmlerde; televizyon, dizi ve stand up kökenli oyuncuların varlığı dikkat çekmektedir. Film isimleri de klasik film isimlerinden farklı olarak; günlük konuşma dili, doğal tepkiler ya da çarpıcı başlıklara sahiptir. Seyircide merak uyandırmak, dikkat çekmek ve salonlara davet anlamında yaratıcı film isimleri ve afişler Türk sinemasının tanıtım ve halkla ilişkiler anlamında gelişme gösterdiğine dair yorumlanabilir.

(30)

Bununla birlikte Türk filmlerinin dağıtımında ABD’li şirketlerin hâkimiyeti söz konusudur. En çok iş yapan Türk filmlerinden beş tanesi Hollywood kökenli şirketlerce dağıtılmaktadır. 1980’lerin sonlarında başlayan ABD sinemasının gösterim ve dağıtım tekeli ya da egemenliği günümüzde azalsa da devam etmektedir.

İnternet altyapısının güçlendiği, sosyal medyanın giderek etkin hale geldiği bu dönemde film şirketleri seyirciyle etkileşime geçmek adına çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda Fida Film, “Anadolu Kartalları” filmi için dört farklı afiş tasarlayarak bunları izleyicilerin beğenisine sunmuştur (Anadolu Kartalları, 2011).

Resim 3: Anadolu Kartalları (2011)

(31)

31 2010’lu yılların başlarında hem sinemaya hem de internete (sosyal medyaya) olan ilginin artmasıyla birlikte çeşitli kurum ve kuruluşlar araştırmalar ve ölçme- değerlendirme çalışmaları yapmışlardır. Bu bağlamda 2012 yılında yayınlanan raporda 2011 yılının en çok iş yapan 20 filmi ile haber sayılarının karşılaştırılması yapılmaktadır. Bu bağlamda 4 milyona yakın izleyiciye ulaşan “Eyvah Eyvah 2”

1373 haberle ilk sırada yer almaktadır. En çok izlenen 10 film arasında yedi adet Türk filmi yer alırken, yılın hakkında en çok haber yapılan tüm filmleri arasında ise sekiz adet Türk filmi yer almaktadır. İş yapan filmlerin sıralaması ile hakkında haber yapılan filmler paralellik göstermemektedir. Yani hakkında çok haber yapılan bazı filmler sıralamada daha da aşağıda olabilmektedir. Bununla birlikte, haber ölçümleri eskiden sadece klasik-geleneksel medya (gazete-radyo-televizyon) bağlamında ele alınırken artık internet siteleri ve sosyal medya haberleri de dikkate alınmaktadır (Prnet Basın Bülteni, 2012).

2011 yılında sinema ve yeni medya alanındaki yakınlaşma ve yöndeşme dijital okuryazarlık kavramını gündeme getirmektedir. Dijital okuryazarlık kısaca, dijital dünyayı doğru takip etmek kadar bu dünyayı kullanmak anlamına gelmektedir. Sinema okuryazarlığı; yakın çekim, kesme gibi teknik terimlerin daha bilinir ve anlaşılır hale gelmesini sağlarken, dijital okuryazarlık da dijital dünyanın içeriklerinin doğru anlaşılıp, doğru olarak paylaşılmasında büyük önem taşımaktadır (Alioğlu, 2011:136).

2011 Sinema Ödülleri

30.İstanbul Film Festivali (5-16 Nisan 2011)

• Ulusal Yarışma (Altın Lale) / Yılın En İyi Türk Filmi:

Saç (Tayfun Pirselimoğlu)

• En İyi Yönetmen: Tayfun Pirselimoğlu (Saç)

• En İyi Kadın Oyuncu: Nazan Kesal (Saç)

• En İyi Erkek Oyuncu: Ahmet Mekin (Görünmeyen)

• En İyi Senaryo: Belma Baş (Zefir)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Birgit Gudjonsdottir (Bizim Büyük Çaresizliğimiz)

• En İyi Müzik: Ahmet Kenan Bilgiç (Atlıkarınca)

• Ulusal Yarışma / Jüri Özel Ödülü: Press (Sedat Yılmaz)

(32)

Festival kapsamında Groupama sponsorluğunda dijital restorasyonu yapılan Memduh Ün’ün “Üç Arkadaş” (1958) adlı filminin “Türk Klasikleri Yeniden”

bölümünde gösterimi yapılmıştır.

48. Antalya Altın Portakal Film Festivali (8-14 Ekim 2011)

• En İyi Film: Güzel Günler Göreceğiz (Hasan Tolga Pulat)

• En İyi İlk Film: Zenne (Caner Alper-Mehmet Binay)

• En İyi Yönetmen: Çiğdem Vitrinel (Geriye Kalan)

• En İyi Senaryo: Emre Kavuk (Güzel Günler Göreceğiz)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Kenan Korkmaz (Lüks Otel) - Norayr Casper (Zenne)

• En İyi Müzik: Frank Schreiber, Hemin Derya (Yürüyüş)

• En İyi Kadın Oyuncu: Devin Özgür Çınar (Geriye Kalan)

• En İyi Erkek Oyuncu: Erdal Beşikcioğlu (Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm

• En İyi Kurgu: Kalendar Hasan (Güzel Günler Göreceğiz)

• En İyi Sanat Yönetmeni: Giyasettin Şehir (Yürüyüş)

18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali (17-25 Eylül 2011)

• En İyi Film: Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi (Onur Ünlü)

• En İyi Senaryo: Onur Ünlü (Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi)

• En İyi Yönetmen: Cemil Ağacıkoğlu (Eylül)

• En İyi Sanat Yönetmeni: Adalı Aksoy (Aşk ve Devrim ve Saklı Hayatlar)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Feza Çaldıran (Gelecek Uzun Sürer)

• En İyi Kurgu: Taner Sarf (Eylül)

• En İyi Müzik: Mustafa Biber (Gelecek Uzun Sürer)

• En İyi Kadın Oyuncu: Hatice Aslan (Vücut) ve Görkem Yeltan (Eylül)

• En İyi Erkek Oyuncu: Durukan Ordu (Gelecek Uzun Sürer)

(33)

33 Sinema Gündemi

2011 yılının önemli gündem maddelerinden biri de İstanbul Film Festivali’nin 30. yaşını kutlamasıdır. Festival Direktörü Azize Tan, kurumların sürekliliğinin pek olmadığı bir ülkede, bir film festivalinin 30 yıl yüz akıyla sürmesini önemli bir başarı olarak nitelendirmektedir. Festivalde yer alan “Film Gibi 30 Yıl” bölümünden bahseden Tan, bir kuşağın, İstanbul Film Festivali’yle büyüdüğünü, sinemayı öğrendiğini ve ardından film çekmeye başladığını ifade etmektedir. Günümüzde ise, festivalle büyüyen o kuşak festivalin en büyük itici güçlerinden biri haline gelmiştir. Azize Tan, Türk sinemasında son dönemde yaşanan başarılarda bir parça da olsa payıları varsa, festival amaçlarından birine ulaşmış olduklarını belirmektedir. Tan, festivalin amaçlarından birinin nitelikli filmlerin dağıtımının desteklenmesi olsa da, son zamanlarda sadece belli filmlerin vizyona girdiği, bazı filmlerinse festival dışında sinema salonlarında kendine yer bulamadığı günlere geri dönüldüğünü iddia etmektedir. Azize Tan, günümüzde de sıkça tartışılan arthouse filmlerin dağıtım ve gösterim sorununa yaklaşık 10 yıl önceden vurgu yaparak, festival salonlarını dolduran on binlerce seyircinin, alternatif sinemaya olan ihtiyacın açık göstergesi olduğunu ifade etmektedir (Tan, 2011:21)

30.İstanbul Film Festivali’nin kataloğu incelendiğinde 2011 yılında

“Köprüde Buluşmalar” etkinliği kapsamında, film geliştirme toplantılarının yapılarak 12 filme destek verildiği dikkat çekmektedir. Festival bünyesindeki bu organizasyon üretime destek vererek bağımsız sinemanın güçlenmesini hedeflemektedir (İKSV, 2011:329)

Uluslararası Başarı

Yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan’ın yaptığı, “Bir Zamanlar Anadolu’da”

64. Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü kazandı (Bir Zamanlar, 2011).

1982’de “Yol” filminin Altın Palmiye almasından yıllar sonra yakın bir başarı elde edilmiştir. Film daha sonra Altyazı dergisinin son 10 yılın 50 filmi anketinde ilk sırada yer almıştır.

(34)

Resim 4: Bir Zamanlar Anadolu’da (2011)

Tartışmalar-Söyleşiler

2011 yılında Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde yapılan sinema söyleşilerine yönetmen Nuri Bilge Ceylan da katılmıştır. Ceylan, bağımsız sinemanın genellikle gösteriş peşinde olduğunu ve derinlik içermediğini öne sürmektedir. Sinema yazarlarını da yetersiz bulmaktadır ve futbol yazarları gibi yazdıklarını ifade etmektedir. Ceylan, aynı zamanda sinema yazarlarının ideolojik bakış açılarına fazla prim verdiklerini ifade etmektedir. Festivallerde de baskı rekabet olduğunu belirten yönetmen, samimi ve sahici işlerin giderek azaldığını iddia etmektedir.

Uluslararası bağımsız film dağıtımcıları da ticari kaygı içinde olduklarından daha kolaycı bir yaklaşım hâkimdir. Nuri Bilge Ceylan, sinema sektörünü yaşatan ticari sinemanın hem ahlaki ve sanatsal kriterlerden yoksun olduğunu hem de samimi ve dürüst olmadıklarını ifade etmektedir. Ödünsüz kişisel film çekip izlenmesini isteyenler de samimi davranmamaktadırlar. Ceylan’a göre yeni yönetmenler salon

(35)

35 bulamamaktadırlar. Bu bağlamda sanat sineması artık devlet politikası olmalı ve bir takım kuruluşlarca desteklenmelidir Sinemada tek tipleşme yozlaşmaya yol açacağı için her ülke yaratıcı sinemasını korumalıdır. Bu bağlamda bazı filmler gösterime girmeyebilir ama iyi filmler her zaman seyircisini bulacaktır (Ceylan, 2012: 149-152).

Yönetmen Seren Yüce, sinemanın giderek daha popüler olmasıyla herkesin film çekmek istemesine dikkat çekmektedir. Oysa sinema filmi zamana yayılmalıdır ve iyi senaryoya odaklanmalıdır. Dijitalleşmeyle film yapmak kolaylaşmış ve ucuzlamıştır ve bu da kaliteyi düşürebilmektedir. Yüce, Türk sinemasında senaryo danışmanlığı ve doktorluğu eksikliğine de dikkat çekmektedir (Yüce, 2012: 358).

Genç yönetmenlerden Sedat Yılmaz, 2005 yılından sonraki filmlerdeki üretim artışına vurgu yapmaktadır. Yılmaz’a göre, pelikül çağındaki yapımcı onayının giderek yok olduğuna, bunun da film çeşitliliği ve kontrolsüzlük gibi etkileri olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda sinema sektöründe artık uzun soluklu yapımcılara pek rastlanmamaktadır. Bu durum sonucunda Yeşilçam geleneğindeki yapımcılık yerine yönetmen yapımcılar daha etkin hale gelmişlerdir.

Yılmaz’a göre o dönemdeki (2011) senaristler sinemadan değil dizilerden para kazanmaktadırlar. Bu bağlamda artık diziler ön plandadır. Düzenli olarak film senaryosu yazıp bu alanda düzenli para kazananlar olmadığı sürece sağlıklı ticari bir sinemadan söz etmek olası değildir (Yılmaz, 2012: 364-366).

(36)

2012 YILINDA TÜRK SİNEMASI

İKSV (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) internet sitesinde her yıla ait Türk sineması raporlarına yer verilmektedir. Bu bağlamda, 2012 yılında 61’i yerli olmak üzere toplam 281 film vizyon şansı bulmuştur. 2012 yılı son on yılda en fazla filmin vizyona çıktığı ikinci yıl olmuştur. Birinci sırada ise 2011 yılı yer almaktadır. 2011’de toplam 42.2 milyon bilet satılırken, 2012 yılında bu rakam 43.9 milyona yükselmiştir. 2011’de toplam bilet satışının %50’si Türkiye yapımı filmlerin olurken, 2012 yılında bu oran %47’ye gerilemiştir. 2012 son 22 yılın en fazla bilet satılan yılı olsa da, nüfusa oranla kesilen bilet sayısına bakıldığında Türkiye’nin Avrupa ülkelerine göre hâlâ geride olduğu görülmektedir. Diğer yandan 2012 yılında en fazla izlenen 10 filmin 7’si Türk filmidir. İlk 10’a giren 3 yabancı film sırasıyla: 1.8 milyon seyirciyle “Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor”, 1.4 milyon bilet satışıyla “Alacakaranlık Efsanesi Şafak Vakti Bölüm 2“ ve 1.06 milyon bilet satışıyla “Hobbit: Beklenmedik Yolculuk” adlı filmlerdir. En fazla izlenen on film içindeki bu yedi yerli filmin toplam izleyici sayısı, vizyona giren diğer 61 yerli filmin toplam izleyici sayısının %75’ine ulaşmaktadır. Ortaya çıkan rakamlar Türk Sinemasının son yıllarda yeniden popüler hale gelerek, milyonları sinema salonlarına çekmeyi başarabildiğini ancak buna rağmen ticari kulvarda yer almayan filmlerin az sayıda izleyiciye ulaştığını göstermektedir (İKSV, 2012).

Deniz Yavuz, Antrakt Sinema Gazetesi için hazırladığı 2012 yılı Türk Sineması raporunda nüfus oranı bilet satışı ilişkisine dikkat çekmektedir. Yavuz, yaklaşık 65 milyon nüfusu olan Fransa’da üç yılda 600 milyonluk bilet satış sayısı bandı geçilirken, Türkiye’de yirmi üç yılda 600 milyon satılamamasının nedenini Türk sinemasındaki sayısal verilerin çok düşük ve yetersiz olmasına bağlamaktadır.

Bu bağlamda bu yıl satılan 43.9 milyon biletin 20.4 milyonu yerli filmlere, 23.5 milyonu ise yabancı filmlere kesilmiştir. (Yavuz, 2013)

(37)

37 Tablo 5. 2012 Genel Tablo

Film adı Tür Yapımcı Seyirci say. Hasılat (TL)

1. Fetih 1453 Tarihi film Aksoy Film Tiglon 6.5 milyon 55.7 milyon 2.Evim Sensin Aşk, Dram Avşar Film,

DNZ Film UIP 2.6 Milyon 23.6 milyon TL 3. Berlin Kaplanı Komedi BKM UIP 1.98 milyon 18.2 milyon 4.Buz Devri 4:

Kıtalar Ayrılıyor Animasyon 20th Century

Fox Tiglon 1.86 milyon 18.46 milyon 5. Sen Kimsin? Komedi BKM UIP 1.59 milyon 14.21 milyon 6. Alacakaranlık

Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2

Aşk, Fantastik, Dram

Summit Tiglon 1.41 milyon 13.06 milyon

7 . S ü m e l a ’ n ı n

Şifresi Temel Komedi Üçgen

Yapımevi Pinema 1.04 milyon 9.3 milyon 8.Hobbit:

Beklenmedik Yolculuk

Bilimkurgu

macera WB WB 919 bin 10.7 milyon

9. Çanakkale

1915 Tarihi film Fida Film, Örümcek Yapım

Tiglon 890 bin 7.4 milyon

10.Moskova’nın

Şifresi Temel Komedi Üçgen

Yapımevi Pinema 828 bin 7.4 milyon

(38)

Tablo 6: 2012 Türk Filmleri

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1. Fetih 1453 Tarihi film Aksoy Film Tiglon 6.5 milyon 55.7 milyon 2.Evim Sensin Aşk, Dram Avşar Film,

DNZ Film UIP 2.6 Milyon 23.6 milyon 3. Berlin Kaplanı Komedi BKM UIP 1.98 milyon 18.2 milyon 4. Sen Kimsin? Komedi BKM UIP 1.59 milyon 14.21 milyon 5.Sümela’nın

Şifresi Temel Komedi Üçgen

Yapımevi Pinema 1.04 milyon 9.3 milyon 6. Çanakkale

1915 Tarihi film Fida Film, Örümcek Yapım

Tiglon 890 bin 7.4 milyon

7.Moskova’nın

Şifresi Temel Komedi Üçgen

Yapımevi Pinema 828 bin 7.4 milyon 8. Çakallarla

Dans 2: Hastayız Dede

Komedi SugarWorkz WB 826 bin 7.6 milyon

9.Uzun Hikaye Macera,

Dram SineGraf UIP 710 bin 6.6 milyon

10.Kurtuluş Son

Durak Dram BKM UIP 583 bin 5.3 milyon

Kaynak: https://boxofficeturkiye.com/yerli-filmler/2012/tum-filmler

2012 yılına ait gişe rakamları incelendiğinde geçmiş yıllardan farklı olarak ilk kez tarihi bir filmin zirvede olduğu ortaya çıkmaktadır. Büyük bütçesi ve özel efektleriyle dikkat çeken “Fetih 1453”; 6.5 milyon seyirci ve 55 milyon TL civarındaki gişesiyle en çok izlenen ve para kazanan filmler arasında girmeyi başarmıştır. Film gösterime girdiğinde Türkiye’de sosyal medya kanalları etkin olarak kullanılmaktaydı. Yönetmenliğini Faruk Aksoy’un yaptığı filmin fragmanı için 600 bin dolar harcanmış ve yayınlandığı gün içinde 1 milyon kişi tarafından izlenmiştir (Rekor Kıran, 2012).

(39)

39 Resim 5: Berlin Kaplanı (2012)

Sinema Gündemi

İKSV’nin (İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı) 2012 Türk sineması raporunda önemli bilgiler yer almaktadır. Raporda dağıtım ve destek konuları ön plana çıkmaktadır. Raporda, Türkiye’de film dağıtımında serbest piyasa kurallarının egemen olduğuna ve herhangi bir destek ya da kota uygulaması bulunmadığına vurgu yapılmaktadır. Bu bağlamda; 2012 yılında Türkiye’de 14 dağıtım şirketi faaliyet göstermiştir. Bunlar arasından Özen Film, UIP, WB ve Tiglon pazarın

(40)

%80’inin üzerine hâkim olan dört şirkettir. Rapora göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği destekler yerli yapımlar için ulusal düzeyde var olan tek destek mekanizmasıdır (2012 yılı özelinde). Yerli yapımların desteklenmesi dışında, yabancı yapımların Türkiye’de çekilmesini ve uluslararası ortak yapımları desteklemek üzere 2009 yılında KDV kanununda bir değişiklik yapıldı. Böylece merkezi Türkiye dışında olan yapım şirketlerine Türkiye’deki yapım masraflarındaki KDV miktarının iade edilebilmesini sağlayacak hukuki altyapı oluşturulmuş oldu.

En İyi Film Oscar’ını kazanan “Argo” ve son James Bond filmi “Skyfall”un bir kısmı geçtiğimiz yıl Türkiye’de çekildi. Bununla birlikte, yabancı filmlerin Türkiye’de çekilmesi için Sinema Genel Müdürlüğü teşvik projeleri hazırlamaktadır. (İKSV, 2013)

İstanbul Film Festivali direktörü Azize Tan, festival olarak amaçları arasında;

Türkiye’deki sinema endüstrisini, ortak yapımları ve üretimi desteklemenin de bulunduğunu vurgulayarak, mevcut olan “Köprüde Buluşmalar” platformunu daha da geliştirdiklerini ifade etmektedir. 2012 yılındaki festivale “Yapım Aşamasında” adlı yeni bir atölye eklediklerini belirtmektedir. Bu bağlamda çekimi tamamlanmış filmlere de destek verilmesini sağlamayı hedeflemektedirler (Tan, 2012: 21).

Azize Tan’ın bahsettiği “Köprüde Buluşmalar” etkinliği bağlamında 2012 yılındaki festivalde film geliştirme toplantıları yapılmış ve 12 filme destek verilmiştir. 7.kez düzenlenen etkinlikte; Film Geliştirme Atölyeleri ve Yapım Aşaması Atölyeleri düzenlenmiştir. Ayrıca, Türkiye–Hollanda Ortak Yapım Görüşmeleri ve Paneli gerçekleştirilmiş ve Türkiye–Almanya Ortak Yapım Fonu için girişimler başlatılmıştır (İKSV,2012: 308).

“Hayal Perdesi” dergisi çalışanlarınca hazırlanan 2012 Türk Sineması yıllığında, Türk sinemasına çeşitli alanlarda 25 yıl kadar hizmet etmiş olan Nizam Eren, son dönemlerdeki restorasyon çalışmalarına değinirken, sinema filminin her ne kadar yapımcıya ait olsa da esasen sinemanın toplumsal bir miras olduğunu ifade etmektedir. Eren’e göre film gösterime girdikten sonra artık topluma aittir.

Yeşilçam döneminin önde gelen film şirketlerinden Arzu Film, arşivini HD olarak Blue Ray’e aktarmaktadır. Bu sistemde önce filmler bilgisayara aktarılmakta ve çizikleri giderilmektedir. Renk düzeltme (Color correction) tekniğiyle film, yayın (Broadcast) kalitesine getirilip ve son olarak ses de elden geçtikten sonra 16:9 formatında HD-Blu Ray olarak arşivlenmektedir (Eren, 2013: 147-150).

(41)

41 Dijitalleşme ve Sinema Salonları

Akademisyen Hakan Erkılıç, mevcut sinema sistemini değerlendirirken dijitalleşmeye de değinmektedir. Türkiye’de sinema alanındaki dijitalleşme faaliyetlerini birkaç noktada özetlemek mümkündür. Yapım alanında dijital kameralar kullanılmaya başlanmış, 3 boyutlu film (Cehennem, Biray Dalkıran, 2010) üretimine de geçilmiştir. “Üç Maymun” (Nuri Bilge Ceylan, 2009) dijital kamera ile çekildikten sonra gösterimi de dijital projeksiyonla gerçekleştirilmiştir.

Arşiv alanında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi, arşivindeki filmleri dijital ortama aktarmak için 4K üzerine yatırım yapmıştır.

Dijital sinema pratiği açısından İF İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, ‘!f 2 başlığı altında festival filmlerinin bir kısmını internet üzerinden farklı şehirlere aynı anda ulaştırmaktadır. 2010 yılında 13 farklı şehirde toplamda 3.000 olan seyirci sayısı, 2011 yılında ise 26 şehirde toplamda 8.000’in üzerine çıkmıştır. (Bu gösterim merkezlerinin bazıları Türkiye sınırları dışındadır) Sinema salonlarında dijitalizasyon çalışmaları 2007 yılından itibaren başlamıştır. 2010 yılı içerisinde Türkiye’de 1874 sinema salonu içerisinde 205 salon dijital projeksiyona sahiptir.

Bu projeksiyonların çoğu da 2K (1998x1080) teknolojisindedir. Türkiye’de sinema salonlarının dijitalizasyonu yapılırken maliyet ve günün teknolojik düzeyi nedeniyle 2K kullanıldığı görülmektedir. Ülkemizde 2010 yılı içinde 4K projeksiyonlu salon sayısının 6 olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla var olan 2K projeksiyonların da değiştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de 3B filmlere olan seyirci ilgisinin dijital yatırımların önünü açtığı ve işletmecilerin bu konuda istekli olduğu görülmektedir (Kara, 2010).

Ülkemizde bir salonunun dijitalizasyon maliyetinin 2010 rakamlarıyla 120-170 bin dolar arasında değişebileceği tahmin edilmektedir (Kara, 2010).

Dolayısıyla bu maliyetin; işletmeci, dağıtımcı ve de ithalatçı tarafından tek başına üstlenilmesi mümkün değildir. Ayrıca büyük işletmecilerin yanında küçük işletmelerin, bağımsız film gösteren cep sinemalarının, bu bütçeler doğrultusunda rekabet ederek ayakta kalma şansları yoktur.

(42)

Türk Sineması ve Sosyal Medya

Türkiye’de internet erişimi ve kullanımının artmasıyla birlikte sinemayla ilgili siteler giderek yaygınlaşmıştır. Çeşitli yıllık raporlar ve gişe rakamları yayınlayan internet sitelerinin yanı sıra, sektörel anlamda daha geniş kapsamlı hem güncel bilgilerin yer aldığı ve arşiv görevi de üstlenen “sadibey.com” adlı site de bu dönemde öne çıkan dijital ortamlar arasında yer almaktadır. Türk sineması ağırlıklı sitenin ana sayfasında “sinemacılık ve filmcilik yararına bağımsız iletişim platformu” ibaresi dikkat çekmektedir. Sitede gösterime giren filmlere, söyleşilere, etkinliklere, yarışmalara ve daha birçok gelişmeye yer verilmektedir.

Siteyi benzerlerinden ayıran en önemli özellik sinema kitaplarına ve dergilerine yer vermesidir. Bu bağlamda yeni çıkan sinema kitapları ve dergileri sitede tanıtılmaktadır. Sektör tarafından dağıtılan bültenler de adı geçen sitede güncel olarak yayınlanmaktadır (Sadibey, 2020).

2012 Sinema Ödülleri

31. İstanbul Film Festivali (31 Mart -15 Nisan 2012)

• Ulusal Yarışma / Jüri Özel Ödülü: İz - Rêç (M. Tayfur Aydın)

• En İyi Yönetmen: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)

• En İyi Kadın Oyuncu: Sanem Öge (Şimdiki Zaman)

• En İyi Erkek Oyuncu: Engin Günaydın (Yeraltı)

• En İyi Senaryo: Emin Alper (Tepenin Ardı) - Orhan Eskiköy (Babamın Sesi)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Türksoy Gölebeyi (Yeraltı)

• En İyi Müzik: Mustafa Biber (İz – Rêç)

• En iyi Kurgu: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)

Festival kapsamında Groupama sponsorluğuna dijital restorasyonu yapılan Halit Refiğ’in “Gurbet Kuşları” (1964) adlı filmi “Türk Klasikleri Yeniden”

bölümünde gösterilmiştir

(43)

43 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali (6-12 Ekim 2012)

• En İyi Film: Güzelliğin On Par’ Etmez (Hüseyin Tabak)

• En İyi Film Jüri Özel Ödülü: Toprağın Çocukları (Ali Adnan Özgür)

• En İyi İlk Film: Zerre (Erdem Tepegöz)

• En İyi Yönetmen: Erdem Tepegöz (Zerre)

• En İyi Senaryo: Güzelliğin On Par’ Etmez... (Hüseyin Tabak)

• En İyi Müzik: Tamer Çıray (Elveda Katya)

• En İyi Kadın Oyuncu: Anna Andrusenko (Elveda Katya)

• En İyi Erkek Oyuncu: Abdulkadir Tuncer (Güzelliğin On Par’ Etmez...)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Florent Herry (Pazarları Hiç Sevmem)

• En İyi Kurgu Ödülü: Güzelliğin On Par’ Etmez... (Christoph Loidl)

19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali (17-23 Eylül 2012)

• En İyi Film: Babamın Sesi (Orhan Eskiköy, Zeynel Doğan)

• En İyi Senaryo: Orhan Eskiköy (Babamın Sesi)

• En İyi Yönetmen: Pelin Esmer (Gözetleme Kulesi)

• En İyi Sanat Yönetmeni: Osman Özcan (Araf)

• En İyi Görüntü Yönetmeni: Özgür Eken (Gözetleme Kulesi)

• En İyi Kurgu: İnan Temelkuran ve Kristen Stevens (Siirt’in Sırrı)

• En İyi Kadın Oyuncu: Nilay Erdönmez (Gözetleme Kulesi)

• En İyi Erkek Oyuncu: Engin Günaydın (Yeraltı) ve İlyas Salman (Lal Gece)

(44)

2013 YILINDA TÜRK SİNEMASI

2013 yılında ise 86’sı yerli olmak üzere toplam 321 film vizyona girmiştir.

Böylece 1983 yılından beri ilk kez 300 film sınırı aşılmış oldu. 2013’te ise vizyona giren 86 yerli filmi 28.9 milyon kişi izledi. 2012 ile karşılaştırıldığında 2013’te hem vizyona giren yerli film sayısında hem de seyirci sayısında %41’lik bir artış yaşandı. 2012 yılında vizyona giren yerli filmlerin pazar payı %47 iken, 2013 yılında bu oran %58 olarak gerçekleşti. 2013 yılı son 23 yılın en fazla bilet satılan yılı olarak kayıtlara geçmiştir (iKSV, 2014).

2013 Ekim ayı itibariyle Türkiye’de de sanal kopya bedeli (VPF) uygulaması başladı. Türkiye’de sektörün yapısı gereği VPF bedelini yapımcılar ödemektedir.

Ancak şu anda uygulamaya dair üzerinde uzlaşılmış bir modelden bahsetmek mümkün değildir. 2013 yılı sonu itibariyle sinemalarda dijitalleşme oranı %50’lere ulaşmış durumdadır. Hâlihazırda dağıtım hem DCP hem 35 mm kopyalarla yapılmaktadır. 2013’de vizyona giren 321 film arasında yerli film “Düğün Dernek”

4.07 milyon izleyiciye ulaşarak zirveye yerleşirken en çok izleyici toplayan ilk on filmin dokuzu yerli filmlerden oluşuyor. Gişe performansı olarak ilk on yerli film toplam yerli film izleyicisinin %76’sını elde etmiş durumdadır. Bu tablo 2012 yılı verileriyle de benzerlik göstermektedir.

Türkiye 1 Kasım 2013 tarihinde seyirciyle buluşma konusunda sıkıntı yaşayan filmler için bir alternatifle tanışmıştır. “Başka Sinema”, ulusal ve uluslararası platformlarda beğeni kazanan filmlerin, yepyeni bir seans yapısıyla sinemaseverlerin buluşması amacıyla kurulan sürekli bir sinema salonu oluşumudur. 1 Kasım 2013’ten yıl sonuna kadar 4 salonda 9 filmi dolaşıma sokan Başka Sinema, 2014 yılının ilk 6 ayında 12 salonda 38 filmi seyirciyle buluşturdu.

Bu bağlamda Türkiye’de eksikliği hissedilen arthouse sinema için önemli bir

(45)

45 girişim gerçekleştirilmiş oldu. 2013 yılında vizyona giren 86 filmden 28 tanesi T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün verdiği yapım ve yapım-sonrası desteklerden faydalandı ( İKSV:2014).

Tablo 7. 2013 Genel Tablo

Film adı Tür Yapımcı Dağıtımcı Seyirci say. Hasılat (TL) 1.Düğün Dernek Komedi BKM UIP 4.07 milyon 39.9 milyon 2.CM101MMXI

Fundamentals Komedi CMYLMZ

Fikirsanat Tiglon 3.7 miyon 36.4 milyon 3.Celal ile

Ceren Komedi Çamaşırhane

Film Tiglon 2.8 milyon 26.6 milyon 4. Kelebeğin

Rüyası Dram BKM UIP 2.1 milyon 20.8 milyon

5.Selam Dram Neyir Film WB 2.1 milyon 14.9 milyon

6.Hükümet

Kadın 2 Komedi BKM UIP 1.5 milyon 14.3 milyon

7. Romantik Komedi 2:

Bekarlığa Veda

Romantik

komedi Boyut Film Pinema 1.5 milyon 14.6 milyon 8.Hükümet

Kadın Komedi BKM UIP 1.4 milyon 12.9 milyon

9.Benim

Dünyam Dram TMC Film UIP 1.3 milyon 13.8 milyon

10.Hızlı ve

Öfkeli 6 Macera UIP UIP 1.1 milyon 11.2 milyon

Referanslar

Benzer Belgeler

Fotosentezde aktif rol oynayan klorofil a ve b’nin ışık absorpsiyonları birbirine yakın olmakla beraber maksimum ışık absorpsiyonları ışık spektrumunda mor bölgede

1) T.C. 2) Kamu haklarından yasaklanmamış ve devlet memuru olmasına engel bir suç kaydına sahip olmamak. 3) Görevini devamlı yapmasına engel olabilecek hastalığı ya da

Dilovası sakinlerinden Kayhan Polat’a “100 yılda yapılacak icraatları 3 yılda yapan belediye başkanı kim?” diye sordu ğumuzda; “Cemil Yaman olduğunu söylüyorlar ama

• İktisat, işletme, hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler fakülteleri ile bankacılık, fi nans, iktisat, işletme, muhasebe, uluslararası ticaret,

Her ay düzenli olarak yapılan yatırım gecelik repoda 660 bin TL’ye ulaşırken, İMKB-100 endeksine yapılan yatırım dönem sonunda 114 bin TL oldu. Son dönemdeki fiyat

Destekleme kurullarında görev yapan üyelere, yılda dört toplantıdan fazla olmamak üzere her toplantı günü için (5300) gösterge rakamının memur aylık katsayısı

Vali Aykut Pekmez ve eşi Yeşim Pekmez‟in yanı sıra Toptepe Köyündeki ağaçlandırma çalışmalarına, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, İl Jandarma Komutanı

Yeni İletişim Aracı Olarak Sosyal Medya ve Sosyal Ağlar Üzerine Bir Güncelleme.. Yeni İletişim Teknolojileri ve Yeni