• Sonuç bulunamadı

Yapı işlerimizin bu günkü durumu Y Mimar Zeki Sâyar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yapı işlerimizin bu günkü durumu Y Mimar Zeki Sâyar"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A H Î î m

SAYI : 139-140 V A P I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L İ K v e S Ü S L E Y i C i S A N A T L A R D E R G İ S İ S A H İ P L E R İ : Y. M İ M A R A B İ D İ N M O R T A Ş v a Y. M İ M A R Z E K İ S A Y A R İ D A R E Y E R İ : A N A D O L U H A N N o . 3 2 İ S T A N B U L . T E L E F O N : 21307

Y a p ı i ş l e r i m i z i n b u g ü n k ü d u r u m u

Y M i m a r Zeki Sâyar (Arkitekt) in geçen sayısında yapı

politikamız-dan bahsetmiştik. Şimdi de bu mevzuun mühim bir kısmını teşkil eden bugünkü yapı durumumuzu ince-lemek istiyoruz.

Dünya buhranının başladığı 1939 eylülünden beri Türkiyede yapı faaliyeti mütemadi bir şekilde azalmakta devam etli. Mübrem bazı devlet inşaatın-dan başka bugün diğer bütün yapı faaliyetimiz dur-muş bir vaziyettedir.

Umumî bayat pahalılığı ile beraber yapı işleri-nin maliyeti de artmıştır. Bu artış yerli malzemede yüzde beş yüz, bazı ithalât malzemesinde ise yüzd'e bine kadar varmaktadır.

Bu anormal artışın sebeplerini araştırırken mü-him âmil olarak şunları tesbit etmek kabil oluyor.

a) Malzemede nakliyat, zorluklan.

b ) Yapı endüstrisinin zamanında yurdda İyi tevzi ve tanzim edilmemiş olması.

c) Taahhüt işlerindeki müşkülât.

d) Diğeı' işlerimizde olduğu gibi malzeme pi-yasasına hâkim olmamak.

Yapı ekonimisinde malzeme nakliyatı ınühirri bir mevzu teşkil eder. En küçük bir yapıdan büyük işlere kadar maliyet üzerinde malzemenin nakil mas-rafları büyük bir yüzdeye tekabül eder. normal yıllar-da bile memleketimizde yapı malzemesinin teyıllar-darik ve nakliyata iyi tanzim, edilmemiş olduğundan bugün bu mevzu üzerinde ciddiyetle durulması icap etmek-tedir. İnşa faaliyeti yapılan vilâyetlerimiz bugü-ne kadar malzeme bakımından esaslı bir tetkike tâbi tutulmamış olduğu içiıı inşaata lüzumlu taş, tuğ-la, kiremit, kum gibi en ağır malzemeleri bile bazan çok uzak kilometrelerden taşımak mecburiyetinde kalıyoruz.

Yakın senelere kadar meselâ Ankaranın tuğla ihtiyacını İstanbuldan, Sivasın kiremidini

Kütahya-dan, Erzurumlun çimentosunu İstanbuldan nakletmek mecburiyetinde bulunuyorduk. Halbuki yapı ekono-misinde binanın ağır kütlesini teşkil eden malzemeyi mümkün olduğu kadar mahallinden, olamadığı tak-dirde en yakın yerlerden temin etmek icap «der.

Bu meselede normal kilometre mesafelerini aş-mamak yapının iktisadî bir iş olması için elzemdir.

Mesele haddi zatında böyle İken memle-kette yapı endüstrisi tesis edilmiş birkaç bölge-bulunmadığı için malzemeyi her nereden olursa olsun tedarik mecburiyetindeyiz. Bu uzun ve gayri iktisadî nakliyat mecburiyetine, bugünkü dünya buh-ranının nakliyat işlerinde doğurduğu zorlukları ve imkânsızlıkları da ilâve edersek, malzeme

fiyatları-nın niçin bu kadar yükseldiğini hesap etmek zor ol-maz.

Bugün inşaat malzemesi nakliyatında devletten himayeli tarifeler istemeden evvel, yurdda malzeme istihsal bölgelerinin yerlerini tayin, tevzi etmek İcap ediyor. Son zamanlara kadar bütün şark hatlarımızın, yollarımızın çimentosunu İstanbuldan nakil mecburi-yetinde bulunuyorduk. Halbuki bu malzemenin nakil

masrafları ile bu bölgelerin ihtiyacını karşılayacak çi-mento sanayii kurmak kabildi. Tuğla, kireç ve diğer mamul malzemeyi de uzak mesafelere nakil mecburiyetinden, kurtaracak küçük endüstri bölgeleri kurmak, veya kuranları himaye e'tmek her halde memleket menfaatleri için lüzumludur.

Bir plân dahilinde memleket vapı işleri hacmine uygun bir endüstri kurulur en mantıkî bölgelere tev-zi edilmiş olur ve nakliyat işlerinde de himayeli tarifeler tatbik edilirse yapı işlerimizin süratle inkişafı kabil olur.

O

İnşaata malzeme tedarik ve intihabında mimarî ve teknik büroların rollerini de unutmamak lâzımdır. Memleket mimar ve mühendisleri projelerini ve ke-şiflerini tanzim ederken hangi yurd bölgesi için ça-lıştıklarım düşünmelidirler. Evvelce tatbik edilmiş birçok yapı işlerinde mahallî malzeme tedarikinde büyük hatalara düşülmüş olduğu1 muhakkaktır. İyi etüd edilmeyen inşaatta malzemenin çok uzak bölge-lerden taşınması iktisadî bir hata olduğu kadar, bina-ları da mahallî renkten mahrum eder.

(2)

yü-zîinden İstanbulda 1939 yılındanberi belli, başlı bazı malzemenin artış nisbetlerini şu şekilde tesbit etmek kabildir.

Bazı inşaat malzemesinin 1939 - 1943 yıllan arasında fiyat farkları

Malzemenin 1939 1943 artış nisbeti cinsi Krş. Krş. Tuğla 1500 6000 % 400 Kereste 4000 20000 % 500 Kireç 35 300 % 85 7 Kiremit 4 24 % 600 Çimento (yerli) 90 225 % 250 » (Avrupa) 500 1250 yb 250 Çinko 25 150 % 600 Demir 7 70 % 1000 Kum 80 375 % 470 Taş 175 900 §> 5 15

Diğer vilâyetlerde de malzeme artışı aşağı 3'u-karı bu nisbetlerdedir. Bu fiyatlara nazaran halen in-şa edilmek istenen bir binanın maliyeti «skisine nazaran bleş misli hattâ altı misli fazladır. Bu yüzden fertlerin inşa at teşebbüsleri tamamen durmuş, devlete ait birçok projelerin tatbiki geriye bırakılmıştır. An-cak çok mü'brem ve hayatî ola.n resmî inşaatı yap-mak kabil olyap-maktadır.

Geçen dört yıllık dünya buhranı yüzünden fi-yatları;* baş döndürücü bir şskilde artmakta devamı inşaat yapmak mecburiyetinde olan devlet bürolarını birçok güçlüklere maruz bırakmıştır. Pîesmî inşaat iş-lerinde kabul edilmiş münakaşa sistemi normal zaman-lar için en iyi ve tecrübe edilmiş bir usul olduğu "halde malzeme ve işçilik fiyatlarının her gün, değişmesi yüzünden tatbiki kabil olmıyan bir hal almış,

müte-ahhitler iş taahhüt etmemek mecburiyetinde kalmış-lardır.

Müteaddit defalar, hattâ keşif cetvellerinde fi-yat arttırmaları da yapıldığı halde işleri taahhüt ede-cek müteahhit bulmak kabil olmamıştır. Bu yüzden ihaleler geri kalmış, ve geri kaldıkça da keşifleri her defasında birkaç misline çıkarmak mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu vaziyet üzerine resmî bürolar ve di|ğer müesseseler inşaatı başarabilmek için normal münakaşa usulünden ayrılmak mecburiyetini hissetmiş-ler ve «emanet» usuliyle ihalehissetmiş-ler yapmağa başlamış-lardır.

«Emanet» usuliyle her ne kadar işler ihale edil-mekte ve ikmâl olunmakta ise de evlete müthiş pahalıya mal olmaktadır. Bu usıulde müteahhide işin maliyeti üzerinden muayyen bir kâr veya hak veril-mektedir. Müteahhit İçin normal münakaşalarda ol-duğu gibi risk ihtimali yoktur. Faturalara dayanan malzeme sarfiyatı, bordrolarla ödenen işçilik

üzerin-den müteahhit muayyen hakkını almaktadır. Bu şe-kilde müteahhidin rolü malûm münakaşa usulünde-kinin aksine olmaktadır. Normal taahhüt işlerinde işin iyj idare edilmesi, süratle meydana getirilmesi, mal-zeme ve işçilik fiyatlarında elde edilecek ekonomi gibi birçik faktörlerin mteydana getireceği menfaat tamamen müteahhide ait olduğu halde, «emanet» usulünde bütün bu kibi hususlar müteahhidi fazla il-gilendirmektedir. Bilâkis işin uzaması yüzünden vâki olacak fiyat tereffüü yapının maliyetini çoğalttığından müteahhidin de muayyen yüzdesi artmakta bu hal orıu memnun etmektledir. Bu suretle işlerin süratle ikma-li için müteahhitten fazla bir gayret beklememek icap ediyor. Bu ise yapı faaliyetinin İyi yürümemesini intaç eder. Netıekim birçok devlet yapıları aylarca, hattâ senelerce sürüncemede kalmakta yeni yeni fiyat tesbitleri yüzünden müzmin bir hal almaktadır. Fakat işleri başarmak için halen daha iyi bir usul bulmak da müşküldür.

O

Diğer mühim bir âmil de malzeme piyasasına hâ-kim olmamak demiştik, inşaat işlerinde sn büyük alıcı bugün devlettir. Çünkü ferdî teşebbüsler tamamen yapıcılık sahasından çekilmiş bulunuyor. Yerli mal-zeme maliyetindeki artışı yüzde beş yüz olarak tes-bit ediyoruz. Fakat bir de ithal ettiğimiz birçok inşa-at malzemesinin eski fiyinşa-atlara nazaran artışm.:• göz atalım. Bu miktar yerli malzemeye nazaran birkaç misli daha yüksektir. Krsa bir tetkik bunun, demirde bire on, çimentoda bire yedi, çivide bire sekiz, cam

da bire on iki olduğunu gösterir. Bilhassa mamul de-mir eşyada hırdavatta mantığın kabul edemiyeceği bir yükseliş vardır.

Kara borsa haricinde bu gibi malzemenin yeni fiyaltlarını Ticaret Ofisi, ve birlikler yapmaktadır. Ithalâtdaki zorluklar, tahsis edilen sermaye için za-man kaybı gibi faktörler yüzünden bütün ithalât

malzemesine birlikler tarafından % 25 kâr had-di kabul ehad-dilmiştir. Bu had birinci el içinhad-dir. İkinci ele yâni küçük tüccara da % 10 ayrıca bir kâr haddi verilmektedir ki hakikatte % 35 nisbetinde bir kâra tekabül eder. Bu miktar normal senelere nazaran müthiş bir yekûndur,

1939 a kadar demir, toprak mamulâtı gibi ağjr İnşaat malzemesinde ithalât tüccarlarının kârı hiç bir zaman yüzde ( 5 ) i geçmezdi. Hatitâ yüzde bir, iki ile çalışanların miktarı çoktu. Şurası muhakkaktır ki iyi niyetlerle kurulan birliklere Ticaret Vekâleti mües-sir olmamakta, tüccar kendi kârını istediği gibi ken-di ıtay'n etmekteken-dir. Ara sıra vaki olan bazı müdaha-lelere, sermayeyi uzun zaman bağlamak, tehlikeye

(3)

kullanılacaktır. Bu salonun artist odalarile irtibatı

vardır. 1 1 : ı

Balkonlara çıkan iki meşe merdiven arasına kon-muş olan bar salona ayrıca, bir güzellik vermektedir.

Balkon katında hususî küçük salonlar vardır. Hususî toplantılar bu salonlarda yapılır.

Boğaziçine nazır olan deniz tarafında yemek sa-lonu yapılmıştır. Projesinde bu salona ayrıca bir giriş düşünülmüş ise de inşaat esnasında tasarruf bakımın-dan hasf edilmiştir.

Yemek odasının üzerindeki tarasada, yaz gün-leri için bir bar yapılmış olup burası sıcak yaz gece-lerinde çok rağbet görmektedir.

Yazın halk rüzgârdan mahfuz olan gazinonun bahçesinde oturmakta ve eğlenmektedir.

Binanın altında güzel bir bar (Pavyon)

yapıl-mıştır. 1

Pavyonun dekorasyonu Prof. L. Süe tarafından yapılmıştır, bu salonla gazinonun mutfak ve ofislerile kolay irtibatı temin edilmiştir.

Geniş ofis kısmında; soğuk hava odaları, pasta hazırlama kahve çay kısımları, bulaşıkhane, depolar, hademe yemekhane, soyunma odaları, vs duşları ay-rı ayay-rı düşünülmüştür.

Isıtma kaloriferle olup, radiyatörler gizlenmiş-tir.

Yalnız bar kısmında sıcak hava tesisatı yapıl-mıştır.

Salonların tenviratı lendirekt ve sömidirekt ol-duğundan gündüz ziyasına yakın güzel bir tenvirat elde edilmiştir.

Binanın işgal ettiği saha 2250 m2 olup inşaat hacmi 30000 m 3 bı bulmaktadır.

İnşaat beton arme karkas ve tuğladır. Sıvası murçlu suni taş sıvadır.

Büyük salondaki dört büyük sütunla giriş mer-diveninin yan duvarları sun'î mermıerdir. Antre ze-min döşemeleri mermer salon döşemeleri meşe par-ke, ytemek salonu, mutfak, ofis, balkonlar mozaiktir.

Büyük salon duvarlarında meşe kaplama ve se-lotets kullanılmıştır.

Bu suretle Akustik bakımından yi netice elde edilmiştir.

Avrupadaki birçok (emsaline üstün olan bu bina Türk mimarı Türk mühendisi, Türk İşçisi tarafından meydana getirilmiş olmasından sevinç duymaktayız.

Belediyeye, İstanbul hakına kazandığı bu binadan dolayı teşekkür ederken, bu güzel eseri ya-pan Mimar Rüknettin Güneyi tebrik ederiz.

H E H H H E H E H H H H B H B H H E S H E H H H

cn t a cn m en ta ED

(Baş yazıdan devam)

mak gibi sebepler göstermekte ve nihayet mal ithal etmemek gibi tehditlerle cevap verilmektedir.

Bu yüksek fiyatlar, inşaat maliyetini yukarıda söylediğimiz gibi yükselttiğinden bundan mütevellit zararı da en büyük yapıcı olan devlet görmektedir.

Binaenaleyh, gerek yerli yapı malzemesi ve ge-rekse ithal edilen yapı, malzemeleri piyasalarına

hâ-kim olmak, fiyatları makul hadlerde tutarak inşaat yapmak imkânlarını daima temin etmek icap eder.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Temel duvarlardan sonra başlayan ve seranın Temel duvarlardan sonra başlayan ve seranın ağırlığını, yükünü sera temeline ileten yapı.. ağırlığını, yükünü sera

cı, Plânlama uygulanmasında, de- ney çalışmalar programı içinde açılan proje yarışmaların neticesi, 1973 Yılında 5 turda kazanan 34 proje ve mansiyon alan 20

Evler, beş tip üzerine (üç tipi bireı- katlı, ve iki tip ikişer katlı olarak) tertip ve inşa olunmuştur.. Tipler ortakların arzularına göre hazırlanan 22 tip ev-

İkisi ortası halka gelince, onun da bugünkün- den daha rahat ve daha ferah yaşamasını temin için memlekette yapı sanayiini ilerleterek çok daha ucuz ve daha iyi kalitede

Edebiyat, toplumu doğrudan değiştir­ mez ama, etki-tepki yoluyla toplumun değişmeside katkıda bulunur,

[r]

Diğer kısımlar için b u şeklin tat- bik

Korelasyonu bir ortalama olarak yorumlamak için başka bir yol onu standartlaştırılmış değişkenlerin ortalama çapraz çarpımı olarak ifade etmektir.. (2.5)