• Sonuç bulunamadı

H Evren Gerçekten deGenişliyor S Karanlık Madde Sanılandan Fazla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "H Evren Gerçekten deGenişliyor S Karanlık Madde Sanılandan Fazla"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Haberler

Karanlık Madde

Sanılandan Fazla

S

ıradan yani çevremizde görebildiği-miz madde evrenin küçük bir bölü-münü oluşturuyor. Evrendeki karanlık madde miktarıysa sıradan maddenin ne-redeyse dört katı. Japonya’da yapılan bir araştırma sanılandan daha fazla karanlık madde olabileceğini gösteriyor.

Japonya’nın Ulusal Gözlemevi’ndeki araştırmacılar gökadamız Samanyolu’yla ilgili bazı hassas ölçümler yaptı. Bu öl-çümlere göre gökada merkezine olan uzaklığımız 26.100 ışık yılı. Gökada mer-kezi çevresindeki hızımızsa saniyede 240 kilometre. Bu ölçümler karanlık madde miktarının hesaplanmasında kullanılıyor.

Karanlık madde, gökadalara ilginç bir özellik kazandırıyor. Yıldızlar (gökada merkezine uzaklıkları ne olursa olsun) gökada merkezinin çevresinde kabaca aynı sürede dolanıyor. Eğer kütlenin bü-yük çoğunluğu merkezde olsaydı, gökada merkezine yakın olan yıldızlar uzak olan-lardan daha çabuk dolanırdı, tıpkı Güneş Sistemi’nde olduğu gibi. Güneş’e yakın gezegenlerin Güneş çevresinde dolanma süreleri uzaktakilere göre daha kısa olur. Gökadalardaki yıldızların dolanma süre-lerinin hemen hemen aynı oluşu, büyük miktarda maddenin gökadanın içinde ve çevresinde hemen hemen eşit olarak dağılmış halde olduğunu gösteriyor. Bu madde göze görünmediği için de karan-lık madde olarak adlandırılıyor. Gökbi-limciler ve parçacık fizikçileri karanlık maddenin neden oluştuğunu bulmak için çalışıyor. Şimdilik “hayal ürünü” olan par-çacıklardan oluşan karanlık maddeyi küt-leçekimi sayesinde gözlemleyebiliyoruz.

Söz konusu araştırmadaki uzaklık öl-çümü öncekilerle tutarlı olsa da gökada-nın dönme hızı önceki değer olan sani-yede 220 km’den epeyce farklı. Samanyo-lu’ndaki karanlık madde miktarının gün-cel ölçümlere göre yeniden hesaplanması gerekiyor. Araştırmacıların açıklamaları-na göre karanlık madde miktarı bu gün bilinenden en azından % 20 fazla olmalı.

Evren Gerçekten de

Genişliyor

H

ubble zaten bunu söylemişti. Üstelik yüz yıl önce. Ama gökbilimciler ge-nişleme hızını olabildiğince hassas bir şe-kilde hesaplayabilmek için hâlâ çalışıyor. Spitzer Uzay Teleskobu’yla yapılan son gözlemler sayesinde evrenin genişleme hızı çok yüksek hassasiyetle hesaplandı.

Evrenin genişlediği, özel bir yıldız türü olan Sefeid’lere bakılarak keşfedilmişti. Bu yıldızların ışığı düzenli olarak değişir. Bu değişimin süresi yani periyodu, yıldı-zın parlaklığına bağlıdır. Yıldıyıldı-zın ışığının periyodu ölçülerek gerçekte ne kadar parlak olduğu bulunabilir. Yıldızın gerçek parlaklığı ile Dünya’dan ne kadar parlak göründüğü ölçülebildiğine göre uzaklığı da hesaplanabilir.

Evrenin genişleme hızını bulabilmek için uzaklığı bilinen bir gökadanın bizden hangi hızla uzaklaştığını da bilmemiz ge-rekir. Bunun için de “kırmızıya kayma” denen bir olgudan yararlanılıyor. Bir cisim bizden ne kadar hızlı uzaklaşıyorsa ışı-ğının dalga boyu da o kadar uzar. Biz bu farkı ölçebilirsek, ki ölçebiliyoruz, cismin bizden ne kadar hızla uzaklaştığını hesap-layabiliriz.

Evrenin bize belli bir uzaklıktaki ge-nişleme hızı (v), bu uzaklığın (D) Hubble Sabiti (Ho) denen bir sayı ile çarpılmasıyla

(v=HoD) bulunuyor. İşte

evrenbilimci-lerin yaklaşık yüz yıldır uğraştığı şey, bu sabiti olabilecek en yüksek hassasiyetle bulabilmek. Bunun için de uzaklık ve hız ölçümlerinin çok hassas bir şekilde yapı-labilmesi gerekiyor.

Spitzer Teleskobu’yla yapılan gözlem-lerde Sefeid değişenlerinin yanı sıra yine gerçek parlaklıkları iyi bilinen Tip 1a sü-pernovalarından yararlanıldı. Atmosferin soğurucu etkisinden uzakta, kızılötesi dalga boylarında gözlem yapan Spitzer’in ölçümleri sonucunda, evrenin genişleme hızı megaparsek başına 74,3 kilometre/ saniye olarak hesaplandı. Yani bir mega-parsek (3,26 milyon ışık yılı) uzaklıktaki cisimler, bizden saniyede 74,3 kilometre hızla uzaklaşıyor. Mesafe iki katına çıktı-ğında hız da bir o kadar artıyor. Yani iki megaparsek uzaktaki bir gökada, bizden saniyede 148,6 km hızla uzaklaşıyor.

Bu, geçen yıl yayımlanan bir çalışma-daki değerden (73,8 km/saniye/megapar-sek) çok da farklı bir değer değil. Ama bu değerler ne kadar hassas biçimde ölçüle-bilirse evrenbilimciler evreni anlama yo-lunda o kadar ilerliyor.

8

Referanslar

Benzer Belgeler

Özetle, tarımsal Ar-Ge konusunda sayılar ziraat fakülteleri, araştırma enstitüleri, teknoparklar, araştırmacılar, araştırma projeleri ve en önemlisi Ar-Ge için

İÇ PÜSKÜRÜK Granit Siyenit Diyorit Gabro DIŞ PÜSKÜRÜK Bazalt Andezit Obsidyen Tüf KİMYASAL TORTUL Kireçtaşı Alçıtaşı Traverten Kayatuzu KIRINTILI TORTUL

Kutsal anamýz kilise, kesin olarak ve en büyük bir ýsrar ve sebatla belirtir ki, tarihe uygunluklarýnda hiçbir tereddüt olmayan Ýnciller, Tanrý'nýn oðlu Ýsa'nýn

Italya’daki Gran Sasso Ulusal Labo- ratuvarı’nda Karanlık Madde Dene- yi’nde (DAMA) görevli fizikçiler, 25 Şu- bat’ta uluslararası bir toplantıda yaptık- ları

Edvin Valentijn ve Paul van der Werf adlı iki gökbilimci, Avrupa Uzay Ajansı’nın Kızılötesi Uzay Gözlemevi’ni (ISO) kullanarak yap- tıkları gözlemlerde, NGC 891

Biliyoruz ki oksijen, ancak bir önceki nesil yıl- dızların sıcak merkezlerinde nükleer tepkimeler sonucu oluşur ve büyük kütleli yıldızların patlamasıyla uzaya saçılır,

Daha sonra öteki araş- tırmacılarla birlikte bunları, ya tek tek, ya da kök hücrelerin kültürde oluştur- dukları ve "neurosphere" diye adlandı- rılan sinir kök

Genler, hücrelerimizin çekirdek- lerinde bulunan ve özelliklerimizin kalıtım yoluyla yeni kuşaklara geç- mesini sağlayan kromozomları oluş- turan muazzam DNA