• Sonuç bulunamadı

Karanlık Maddenin Keşfi Hâlâ Karanlık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karanlık Maddenin Keşfi Hâlâ Karanlık"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Evrendeki maddenin %90’ını oluş-turduğu düşünülen karanlık maddenin varlığıyla ilgili ilk kanıtların bulunduğu savı, bilim dünyasında tartışmalara yol açtı. Karanlık madde, ışıma yapmadığı için gözlenemiyor. Ancak büyük kütle-çekim etkisiyle varlığını belli ediyor. Yıldızlar ve gaz bulutları gibi gözlediği-miz ışıyan kaynakların kütlelerini topla-dığımızda, galaksimizi birarada tutmak ve yıldızların galaksi merkezi etrafında-ki dolanma hareketlerini sağlamak için gereken kütleye göre epey eksik kaldı-ğını görüyoruz. Gökadaların dış kenarla-rında çok büyük hızlarla dolanan yıldız-ların uzaya dağılmamaları için gerekli kütleçekimini, karanlık maddenin oluş-turduğu düşünülüyor. Bu madde, göka-daları büyük bir küre gibi kuşatıyor. Gökbiliminde bu küre “karanlık hâle” diye adlandırılıyor. Bazı bilim adamları, karanlık maddenin genellikle soğumuş yıldız artıkları (beyaz cüceler), dev yıl-dızların merkezlerinin çökmesiyle oluş-muş çok yoğun nötron yıldızları, ya da nükleer tepkimeler başlatıp yıldız hali-ne gelebilecek kütleye erişememiş dev gaz küreleri gibi sıradan maddeden oluştuğuna inanıyorlar. Bunlara Büyük Kütleli Küçük Hale Cisimleri (MAC-HO) adı veriliyor. Bazı gökbilimciler, uzaktaki yıldızların önünden geçerken yol açtıkları mikromercek etkisi sayesin-de bu cisimlersayesin-den birkaçını belirledikle-rini söylüyorlarsa da ölçümlerin duyarlı-lığı henüz tartışma konusu. Karanlık madde için önerilen aday türler arasında en gizemli olansa, Zayıf Etkileşimli Ağır Parçacık (WIMP) adı verilen tür.

Italya’daki Gran Sasso Ulusal Labo-ratuvarı’nda Karanlık Madde Dene-yi’nde (DAMA) görevli fizikçiler, 25 Şu-bat’ta uluslararası bir toplantıda yaptık-ları açıklamada, yeraltı detektörüne gi-ren parçacık sayısının mevsimlere göre küçük değişimler gösterdiğini, bunun da Samanyolu’nun büyük bir WIMP bu-lutu içinde dönmekte olduğunu kanıtla-dığını öne sürdüler. Ancak ABD’nin Stanford Üniversitesi’ndeki Soğuk Ka-ranlık Madde Araştırması (CDMS)

eki-binde görevli fizikçiler, aynı toplantıya sundukları raporda böyle parçacıkların izine rastlayamadıklarını belirttiler.

DAMA ekibi, yerin 1 km altında ba-kır bir kutu içinde, her biri 1 kg ağırlı-ğında 9 sodyum iyodür kristalinden olu-şan bir dizgenin ürettiği ışınımları say-mış. Bunlar, kristal içinden geçen olası WIMP’leri gösteriyor. Işınım sayıları dört yıl süreyle izlenmiş. Aranan, hazi-ran ayında doruk noktasına ulaşan bir artış, sonra da aralıkta en düşük düzeyi-ne idüzeyi-nen azalış. Nedeni, gerçekten de gökadamız hareketsiz bir WIMP bulutu

içinde dönüyorsa, Dünya’nın (gökaday-la birlikte dönüşü nedeniyle) saatte or-talama 220 km hızla esen bir WIMP rüzgârına çarpması gerektiği. Ancak Dünya’nın Güneş çevresindeki dönüşü nedeniyle mevsimlere bağlı olarak bu rüzgârın hızında küçük değişimler ol-malı. Haziran ayında Dünya rüzgâra ters yönde hareket ettiğinden, WIMP rüzgârının hızı, ortalamadan saatte 15 km daha fazla oluyor. Aralıktaysa geze-genimiz rüzgâr yönünde hareket etti-ğinden, rüzgâr hızı aynı oranda azalıyor. Bir motosiklet sürücüsünün yağmura karşı giderken daha çabuk ıslanması gi-bi, DAMA’daki detektörün, Dünya WIMP rüzgârına karşı giderken daha fazla çarpışma kaydetmesi gerekiyor. DAMA ekibi, ilk kez geçen yıl bildirdi-ği mevsimsel debildirdi-ğişimlerin, artık kuşku-ya yer bırakmakuşku-yacak kadar belirgin ol-duğunu açıkladı.

Öteki araştırmacılar daha sakınımlı davranılması gerektiğini vurguluyorlar. Chicago Üniversitesi’nden evrenbilim-ci Michael Turner, mevsimsel değişim-lere yeryüzüne daha yakın yerlerde or-taya çıkan parçacıkların, örneğin nötron gibi sıradan parçacıkların da neden ola-bileceği uyarısında bulunuyor. Araştır-macıya göre kesin bir savda bulunma-dan önce her türlü "kirlenme" olasılığı tartılıp değerlendirilmeli.

CDMS araştırmacılarıysa, kendi de-tektörlerinde saptadıkları 13 ışımanın tümünün de başıboş nötronlardan kay-naklandığından kuşku duymuyorlar. Detektör çok daha küçük ve şimdiye değin yalnızca 13 "olay" saptayabilmiş. Araç, toplam ağırlığı yarım kilogram olan, neredeyse mutlak sıfıra (-273°C) kadar soğutulmuş üç germanyum dis-kinden oluşuyor. Bir parçacık bu soğuk yarıiletkene çarptığında araştırmacılar hem parçacığın düzenekten fırlattığı elektrik yüklerini, hem de yol açtığı sı-caklık yükselimini ölçüyorlar. Elektrik yüküyle sıcaklık arasında düşük bir oran, WIMP ya da nötron gibi ağır ve yüksüz bir parçacığın germanyum çe-kirdeklerinden birine çarpıp sektiğinin göstergesi. Bu imzayı taşıyan az sayıda çarpışma da, Stanford araştırmacılarına göre nötronlarca gerçekleştirilmiş görü-nüyor.

Turner’a göre DAMA sonuçları doğ-rulansın ya da doğrulanmasın, karanlık madde avında son yakın görünüyor. Çünkü araştırmacıların çoğu, nötrino ya da oluşamamış yıldızlar gibi eskinin te-mel zanlılarının, evrende gözlenen madde eksikliğini kapatmakta yetersiz kaldığı üzerinde birleşiyorlar. Bu du-rumda açığı kapamak için temel aday WIMP’ler oluyor. Chicagolu evrenbi-limci, önümüzdeki yıllarda daha duyar-lı deneylerle aran kesinlikte sonuçlar alınabileceği konusunda güvenli konu-şuyor: "Karanlık madde, 70 yıldır süren bir polisiye öykü; artık sanığın tutuk-lanması için zaman geldi."

Cho, A., “WIMPs at Last? Or More Wimpy Sightings?”, Science, 3 Mart 2000 Çeviri: Raşit Gürdilek

Nisan 2000

Karanlık Maddenin

Keşfi Hâlâ Karanlık

Karanlık madde Kışın Dünya Yazın Dünya Güneş

W

IMP’ler

Referanslar

Benzer Belgeler

Gelecekte yapılacak daha detaylı gözlemler ve analizler, hem karan- lık madde olmadan da gökadaların nasıl oluştuğunun hem de karanlık maddenin doğasının daha iyi

Eğer metanı oluşturan Mars’taki mikroskobik yaşamsa, bu canlılar büyük olasılıkla yüzeyin çok altında, yani suyun sıvı halde var olabileceği sıcaklıktaki bir

Edvin Valentijn ve Paul van der Werf adlı iki gökbilimci, Avrupa Uzay Ajansı’nın Kızılötesi Uzay Gözlemevi’ni (ISO) kullanarak yap- tıkları gözlemlerde, NGC 891

500 tane kristal için yapılan testte, on sene kristal sentezi deneyi- mi olan bir kimyacının tahmin gücü %78 iken, yapay öğrenme modelleri %89 oranında başarılı olmuş..

Baumeister’a göre kendini be¤enme, tek bafl›na fazla olumlu bir fley olmad›¤› gibi,. baflkalar›n›n bir kiflinin zekas›, fizi¤i ya da erdemleri

Elektronik cihazların ekranları kısa dalga boyunda ışık yayacak şekilde tasarlandığı için doğal gün ışığından çok daha fazla parlak mavi ışık içeriyor, bu

One of the models that will be able to respond to the needs of teachers and students, improve the achievement in teaching, develop self-efficacy in the student and reduce anxiety is

Additionally vast and abundant energy resources in developing countries bring enormous opportunities for construction companies and encourages them to seek ways to do