Hasat
fanzin
Ocak 2018
HASAT FANZİN;
Asırlardır süre gelen ve birçok kişinin bünyesinde bulunduğu bu camia
(edebiyat dünyası) yaşadığımız yüzyılda ipin ucunu kaçırmış ve bize de bunu kabul etmek düşmüştür.
Sözümüz kapısı çalana !
Peki gayemiz nedir ?
Hasat Fanzin, artık yazarı kazandırmak değil, bu coğrafyada okuru kazandırmak isteyecektir.
Değinmek istenilen noktada şu önemlidir ki;
Edebiyat dünyasını bir tarla varsayarak ve bu tarlada çalışan ekip biçen biz oldukça, edebiyat adının geçtiği her coğrafyada ektikçe gözümüz gönlümüz açılacaktır.
Hasat Fanzin, bu tarlada ekin edip biçmekte olan bir yayındır.
Bir tarla ki, Yusuf Has Hacip’ten Yaşar Kemal’e kadar gelmiş geçmiş ne ustalar görmüştür.
Ayrım gayrım yoktur biline!
İsteriz ki bitsin raflardaki vahşet ve isteriz ki sürmesin pazardaki yazarlık.
Hasat Fanzin;
Hem Neşet Ertaş’ı sevdirecek hem de Bülent Ersoy’u. Sevgi ile, muhabbet ile.
Ekin ki hasat olsun !
Tüm imla kuralları okumayı kolaylaştırmak amacıyla kullanılmıştır.
Cevat Galip TAN Burak DEMİRBAŞ
U Y K U
Çocuksallaştığım ve Kitlendiğim
Hatta ve hatta, Kirlenip, kirlettiğim Bu dünyanın masasında, Oturup seyran ediyorum.
Sigara ardına sigara Kendi kendine yanıyor.
Olaylar beni aşmış durumda.
Nefsi hükmün kalmadı.
Muhtemelen de öyle.
Gidip uyumak lazım, Derin derin, Sızıp kalmam lazım.
Gözlerimi kapatamıyorum.
Kitleniyorum uzak uzak.
Dibimde gülistanlar, Bir yanımda kabristanlar.
Ölmek çokta uzak değil.
Ne kadar da güzel, Sonsuz bir uyku.
Çocukluk hikayelerim gibi;
Uzun ve sonsuz bir uyku ölüm.
Teneşir paklayacak artık beni.
Uyku lazım ki uyku ! Derin, Acısız , sızısız.
Alp Deniz ÖNDER
B E N Y A Ş I Y O R U M
Ruhumu kemiren bir şeyler var. Farkına bile varmadan vücudumun en karanlık noktalarında ki umut kırıntılarını silip süpürüyor. Her geçen gün biraz daha kayboluyorum hiçlikteki yaşamın köşesinde. Yükselmeye çalışıyorum biraz daha tutunabilmek için kırılıp dökülmeye yüz tutmuş dal parçasına. Nafile. Ben yükseldikçe üstünde cıvıldaşan kuşlar uçuşuveriyor. Ne anlamı var ki kuşsuz bir dalın! Korkuyorum. Çoğu insanın en korkutucu kabuslarında can bulan keskin duygular yaşamama sebebiyet verdikçe korkuyorum. Kaçmaya çalışıyorum.
Sonra durup gülüyorum. Kim kaçabilmiş ki toprağa kök salıp yitip gitmekten.
Yine de umut doluyor yıldızların arasındaki soluk ruhuma bazen. Kurtulsak diyorum toprakla bir olmuş köklerimizden, hür olsak da karar versek bu yaşamdaki nefes alma sebebimize. Seçsek güzel olmaz mıydı en son
korkularımızı. Mesela bir denizci sıkıldığı maviliklerden kaçışı olarak ateşle bir olmak isterdi belki ya da bir şehirli yeşilliklerle donatmak isterdi cansız bedenini.
Bir köle özgürce süzülmek isterdi sonsuzlukta son anlarında. Sonsuz dediğime bakmayın. Sonsuz olsa ölüm olmazdı. Peki ya bir memur? Memurun sonu bile sıkıcı olurdu herhalde. Benim şansım var. Yaşamda ki ilk ve son kararım olacak olayda. Var tabi! Benim son anlarım çoktan belirlendi. Biraz zaman, biraz hayal… Hepsi bitince her şeyde bitecek. Önce gülmem, yaşamam lazım nefesimle. Sonra... En zoru da bu. Arkamda kanıt bırakmamam lazım. Doğru zaman, doğru yerde doğru insanlarla. Tek başıma, geride bıraktığım yaşama dönerek rahatlıkla bitirmem lazım yarım bıraktığım işi. Ve belki o zaman huzurla haykırabilirim her nefesimde beni sona sürükleyen düşünceyi; BEN YAŞIYORUM!
Minik
U L T İ M A T O M
Semayı gören yerlerde gülmek yasak!
Denizin altında gözler açılmayacak.
Zira kuşlar uçmayı, Balıklar yüzmeyi unutur.
Önsöz
T E K L İ F
Beyoğlu’ndayız, Şairler Kahvesi’nde.
Ciddi bir mesele konuşacağım.
Çektim takımları da.
Ne çikolatası be yavrum ! Sanki on yedi yaşında.
Dediğim dedik Çaldığım düdük.
Kuyruklu Yıldız
M A M A F İ H
Arta kalan ne varsa Koy yüreğine.
Bir saniye sonrası içini soğutur, Çürüt kalbimi.
Gün evvelinde
Gayrı tüm bedhahlar beni bulur.
Arda ARIK
Ç O K B A Ş K A
Başıma geldi gelenler.
Vah bana ! Vahlar bana ! Benim bir derdim var ki;
Mal değil, Mülk değil.
Derdim başka, Bambaşka.
Ne varsa geçtim artık, Ölümden gayrı.
Ölümmüş Çok başka.
Cevat Galip TAN
K O R K U N Ç
Güneşin güzelliğinde, Daha biçimsiz duruyor gölgem.
Hele bastı mı karanlık,
Semtin mumbai kokan sokaklarına;
Arkama alınca her zerresinden, Pus geçen sapsarı ışıkları
Önümde beliriyor, Yıkık kaldırımlarda Hitler.
Ben Yahudi bir çocuk.
Ali ARLİN
Ö L D Ü K T E N S O N R A
Diyecekler ki arkamdan, Ben öldükten sonra;
O, yalnız şiir yazardı.
Ve yağmurlu gecelerde, Elleri cebinde gezerdi.
Yazık diyecek, Hatıra defterimi okuyan;
Ne talihsiz adammış, İmanı gevremiş parasızlıktan.
Muzeffer Tayyip USLU
Ş A İ R L E Y L A S O K A Ğ I
Payıma düşen toprak parçası Senin de payına düşer
Ayrılık gayrılık yok Ölüm nefesinde nasıl olsa
Amma henüz vakit erken Daha gün
Karşı apartmanın balkonunda Dur bakalım hele
Ben salata satayım Şair Leyla Sokağı'nda
Sen gene koş Bez fabrikasındaki Tezgahının başına
Ölüm içimde Ölüm dışımda Ölüm talihsiz aşımda
Ölüm kuru başımda Teselli benim gözyaşımda
Rüştü ONUR
Karalama alanı
hasat.ekinn@gmail.com
@ekin.hasat