• Sonuç bulunamadı

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU ve İŞLETMELERE ETKİLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU ve İŞLETMELERE ETKİLERİ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU ve İŞLETMELERE ETKİLERİ

15 MART 2006 İstanbul

Osman ARIOĞLU

Gelir İdaresi Başkanı

(2)

Giriş

Adnan Nas: Fazla dakik davranıyoruz, çünkü maalesef Ankara’nın gündemini İstanbul’dan tayin etmek çok zor.

15 gün önce planladığımızda en uygun gün bugündü sayın bakan için de, Gelir İdaresi başkanı için de. Fakat ikisi de bugün meclisten çıkamıyor. Bu nedenle sayın bakanı yormak istemedik ama Gelir İdaresi başkanımız video konferans sistemiyle bizimle bağlantı halinde. Şu anda hazırmış, onun için bir an önce başlayalım istiyorum. Çünkü biz aslında şunu söyleyeyim, ilk planladığımızda bu tarih itibariyle Kurumlar Vergisi kanununun kesinleşmiş olacağını tahmin ettik ve beyan dönemi başlamadan hemen bütün işletmelere yeterli bilgileri verelim diye, hatta geç mi kalıyoruz, 15 Mart geç mi diye düşündük ama 15 Mart bile erken kaldı gördüğünüz gibi. Maalesef kanunun görüşmeleri henüz bütçe planda ve alt komisyonda devam ediyor.

Bu sebeple, bir defa kanun çıkmadı, ikincisi de gündem belli değil. Bütçe kanununun bazı hükümleri maalesef bugüne kalmış. Onlar da maliye memurlarının ücretlerini ilgilendiriyormuş, o nedenle Gelir İdaresi başkanı da mecburen Ankara’da kaldı. Dolayısıyla sayın bakanımızın bir mesajı var, kısaca okuyayım. Kendisi çok yoğun gündemi nedeniyle, bugün yurtdışına da çıkacaktı, bilmiyorum ona çıkabilecek mi ama akşam yurtdışına çıkmadan buraya uğrayacaktı. Şu anda meclisteler kendileri. Fakat bütün davetlilere çok iyi dileklerini iletiyor.

Toplantının sonuçlarını almak istediğini, başarılı geçmesini diliyor ve herkese selam ve sevgilerini iletiyor.

Bundan sonra ben konuşmama ara verip Sayın Arıoğlu’nu, Gelir idaresi başkanını salona bağlamak istiyorum.

Bu arada bir uyarım var. Herkesin özellikle çok detaylı olmayan temel stratejik konulardaki sorularını Osman Arıoğlu’na yönlendirmesini tercih ediyorum. Çünkü burada teknik düzeyde son derece kompetan bir arkadaşımız var, panelde yer alacak. Mürsel bey. İlgili teknik hükümleri açıklarken. Fakat çok stratejik, vergi sisteminin çatısı ile ilgili konuları muhtemelen Gelir İdaresi başkanına sormak daha doğru olacak. Onun için biz hemen Osman beye bağlanalım. Benim söyleyeceklerim de önemliydi ama onu bekletmeyelim. Ondan sonra ben devam edeceğim konuşmaya. Evet bağlanabilir miyiz?

Sayın Başkan, biraz arkanızdan konuştuk, “geleceğim” demişti, “gelmedi” dedik ama niye gelmediğinizi de söyledik sayın başkan. Sizi yine de aramızda görmek çok güzel. Biz kurumlar vergisi kanununun bu tarihe kadar yasalaşacağını tahmin ediyorduk, tahminlerimiz tutmadı bildiğiniz gibi. Onun için en azından sizin salondaki değerli konuklarımızla bu tasarı üzerine ve belki onun da ötesinde genel olarak vergi sistemi üzerinde yapılan

(3)

ve yapılması tasarlanan genel değişikliklerle ilgili görüşlerinizi paylaşmanızı ve bir miktar da gelebilecek bazı sorulara zaman ayırmanızı rica ediyorum.

Osman Arıoğlu: Memnuniyetle. Zaten yeterli zamanımız olacak meclise geçmezden önce. Ben öncelikle herkese merhaba diyorum. Toplantı hem katılımcılar açısından, hem de Gelir İdaremiz açısından önemli bir toplantı ve biz bu toplantıdan çıkacak sonuçları da dikkatle değerlendireceğiz ve tasarının uygulama aşamasında, yani meclisteki yasalaşma aşamasında bununla ilgili gerekli hususları dikkate alacağız. Oradaki çok değerli katılımcılarla yüz yüze olmak ve kendilerine oradan hitap etmek istiyordum ama şartlar sizin de ifade ettiğiniz gibi orada olmamızı engelledi bugün. Onun için herkese katılımlarından dolayı ben de

teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, Ankara’dan teknolojinin verdiği imkanla sizlere bir takım hususları duyurmayı arzu ediyorum.

İşin temel felsefesi, ne yapmaya çalışıyoruz, nereye gitmeye çalışıyoruz?

Şimdi, tabi ki kurumlar vergisi kanunu konusu çok değerli katılımcılarca bugün orada enine boyuna irdelenecek.

Ben onun için işin temel felsefesi, ne yapmaya çalışıyoruz, nereye gitmeye çalışıyoruz konusunda bir miktar bilgi sunmaya çalışacağım. Öncelikle bizim aslında üç yıl önceden başlayan bir stratejimiz vardı. Hemen diyorduk ki, vergi kanunlarında acil yapılması gereken değişiklikleri bir an önce yapalım, bunun arkasından da kalıcı ve köklü değişikliklere geçelim. Aslında bu anlamda kurumlar vergisi kanunu, gerçekten kısa sürede, büyük bir özveriyle, sayın başkan sizin de aranızda bulunduğunuz çok değerli katılımcılarla ve bu konseyimizin bünyesinde çok değerli katılımcılarla belli bir olgunluğa eriştirildi.

O aşamada, zaten baştan itibaren bu konuya dahil olmuştu, son rötuşları yapılıp bugün mecliste alt komisyon aşamasına geldik. Alt komisyonda şu anda görüşmeler başladı. Alt komisyonda konuya ilişkin kurul görüşleri dinleniyor bugün. Yine orada da sonuçlar alınacak. Tabi gerekli değerlendirmeler yapılıp, ümit ediyorum, önümüzdeki hafta içerisinde alt komisyon aşamasını tamamlarız. Alt komisyon aşamasını tamamladıktan sonra, zaten mevcut konu teknik anlamda. Zaten biliyorsunuz meclisteki alt komisyonda çalışma sistemi; teknik hususları ayrıntılı bir şekilde ilgili kurumlarla tartışmak, üst komisyonun önüne çok daha olgun bir metin getirmek.

2006 yılı için sorunlar olmasını engellememiz için tasarının biran önce yasalaşması gerekiyor

Esasen biz çok değerli katılımcılarla, çok geniş sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla yapılan bu kurumlar vergisi yasa tasarısında ne alt komisyon aşamasında, ne de üst komisyon aşamasında çok fazla değişiklik getirmiyoruz. Sadece planladığımız birkaç ufak rötuş olacak, onları alt komisyon aşamasında zaten değerlendirip, onla birlikte, yani kayda değer bir değişiklik tasarıda zaten söz konusu olmasını beklemiyoruz.

Meclisimiz de böyle bir kanun tasarısını bir an önce yasalaştırmak suretiyle, sizin de ifade ettiğiniz gibi, bir defa

(4)

2006 yılı için sorunlar olmasını engellememiz lazım. Bu anlamda, bir an önce yasalaşması önemli. Çünkü her geçen gün bizim aleyhimize işler hale geliyor. Programlar anlamında öyle, uygulama anlamında, bu şekilde.

Onun için bizim hem alt komisyondan, hem de plan bütçe komisyonundan özellikle ricamız oldu, bunun bir an önce önümüzdeki hafta içinde alt komisyon aşamasını bitirmek, hızlı bir şekilde Mart ayı olmasa bile, Nisan ayının ilk yarısında yasalaşmasını sağlamak. Kurumlar vergisiyle ilgili meclis safahatı kısaca böyle.

Tasarıyla yapmaya çalıştığımız nedir?

Aslında kurumlar vergisiyle getirilen en önemli husus bir defa çok radikal bir oran indirimidir. Bu oran indirimi, herhalde oradaki değerli iş adamalarının da teklif ettiği gibi, hakikaten herkes için sürpriz ciddi bir indirim sağlandı. Peki bu oran indirimini nasıl bir cesaretle yaptık ve hesabımız neydi. Şimdi belki anahtarı burada.

Burada bizim baştan beri yürüttüğümüz stratejimiz devreye giriyor. Biz şu kanaatte hiçbir zaman olmadık Gelir İdaresi olarak. Sadece programın yürürlüğü ile verginin kaçağını önlemek mümkün değildir. Yani bu savunma modeli tartışılır, ama hiçbir dönemde Gelir İdaresi, “evet biz bu oranı indirirsek vergi kayıp kaçağı azaltılır” gibi bir savunma içerisinde olmamış. Ama “bugün niye indirdiniz o zaman” diyeceksiniz. Yeni bir tekstilde KDV indirimi yaptınız. O zaman bu söylediğinizle çelişmiyor mu derseniz, burada da kısaca şu: Biz bir yandan da mevzuat çalışmalarını yaparken önemli bir şey daha öğrendik. Orada da idareyle çalıştık, artı, idarenin teknolojik altyapısıyla ilgili çok önemli yatırımlar yaptık. 2006 yılı için, 2006 Haziran için özellikle, bilgisayarla işlemin yapılmadığı bir uç noktamız kalmadı. 2005 de bütün büyük mükelleflerin ve zaten oradaki işadamlarının ilgilendiği bölüm itibariyle, 2005 sonu itibariyle de olay tamamlanmış durumdaydı. Bunun bize sağladığı ciddi anlamda bir veri altyapısı oluştu.

(5)

Veri ambarı dediğimiz ve aslında sadece Gelir İdaresinin değil, Türkiye Cumhuriyetinin bir anlamda mali hafızasını oluşturuyoruz. E-beyanname ile aldığımız mesafeyle de aynı zamanda vergi ödemesini vergi dairesinin dışarısına çıkarmak suretiyle de idarenin takip ve aksiyon kapasitesini yükseltiyoruz. Şimdi tüm bunları yaptığımızda biz artık kayıt dışı ekonomi dediğimiz Türkiye’deki en büyük sorunla daha etkin ve daha aktif mücadele edebilecek bir noktaya geliyoruz. Bir örnek verecek olursam, tekstil sektöründe biz bir yandan oran indirimi yaptık, ama aynı anda bütün büyük şehirlerimizde çok sıcak bir denetime geçtik. Bu sıcak denetim sonucunda ben size sadece İstanbul’un sonucunu bugün için söylersem, 5 bin 389 işyerine gitmişiz, yaklaşık 1,5 dakikalık bir sürede ve 3 bin 700 civarında usulsüz işlem tespit edip ayrıca 329 kayıtsız işyeri tespit etmişiz ve 6 bin 150 de kayıtsız işçi. Artık şunu söylüyoruz. Diyoruz ki, bir mükellefimiz, oranlar içinde yaşanılabilir bir noktaya geldi, enflasyon Türkiye’de artık şikayet konusu olmaktan çıktı. Bu şartlar altında eski alışkanlıklarla devam ederseniz siz üzülürsünüz diyoruz.

Gelir İdaresinin önemli bir misyonu mükellefe odaklı olmaktır

Elbetteki bizim amacımız, Gelir İdaresinin önemli bir misyonu mükellefe odaklıdır. Gelir İdaresinin mükellef odaklı bir misyonu varken, mükelleflerimizi üzmek değil ama bütün mükelleflerimizin de ortak kanaati, kayıt dışı mükelleflerin haksız rekabet unsuru olmasıdır. O zaman bu mücadelede bizim yaptığımız, bu denetimlerde, zaten sektörün önemli bir desteği söz konusu olacak. Bu her sektör bakımından, örneğin bugün turizmle ilgili konuştuğumuzda, turizm sektörü bakımından, diğer herhangi bir sektör,hangi sektör aklınıza geliyorsa, imalat sanayinde olsun, serbest meslek dalında olsun, bu konularda çok daha aktif bir denetim ve kavrama faaliyeti içine girmiş bulunuyoruz. İşte bütün bunları bir araya getirdiğimizde biz diyoruz ki, artık kurumlar vergisi oranı çok radikal bir şekilde indirilebilirse, biz hem mazeretin ortadan kalktığı, hem de kayıt dışı ile mücadelede idarenin kapasitesiyle birlikte ülkemizi özellikle de yabancı yatırımcılar açısından hem rekabet edilebilir, hem de katlanılabilir bir vergi yükünün olduğu bir yatırım arenası olan, yatırım zemini olan bir ülke haline getirmektir.

Esas hedefimiz ve kurumlar vergisi oranındaki bu radikal indirimin temelindeki espri bu. Ve zaten bu indirimle beraber biz OECD ülkeleri içerisindeki yerimiz bakımından 10 küsurlardan 5. sıraya kadar inmiş bulunuyoruz.

Artık özellikle yabancı yatırımcılar açısından bir mesajımız daha, kar dağıtımı durumunda dahi yüzde 34 e çıksa da geçmiyor toplam vergi yükü. Bu şu ana kadar hakikaten tahayyül edilmesi pek kısa sürede mümkün olmayan bir nokta. Bu noktayla beraber artık Türkiye’de hem yabancı yatırımların, hem de yerli yatırımcılarımızın rahatlıkla imkanlarını yatırıma dönüştürmeleri mümkün olacak, bu yatırımları da haksız rekabet olmaksızın, yani kayıt dışının yarattığı haksız rekabeti asgari ölçüde tutacak şekilde devam ettirebilmeleri, yaşayabilmeleri mümkün olacak.

Yatırım indirimi konusu

Burada benim yine üzerinde durmak istediğim önemli bir konu da yatırım indirimi meselesidir. Kurumlar vergisi oranında bu önemli radikal indirimle beraber tabi biliyorsunuz, artık yatırım indirimi uygulaması da kalkmış oldu.

Peki yatırım indirimi uygulaması özellikle müteşebbisler bakımından önemli bir uygulama değil miydi, bunu niye kaldırmayı tercih ettiniz derseniz, burada da mevcut uygulama aslında gerçek anlamda müteşebbislerin teşvikinden ziyade, sanki vergiden kaçırma aracı olarak kullanılabilir bir noktaya da gelmişti. Artı, yabancı

(6)

yatırımcılarla konuştuğumuzda, onların da öncelikle baktığı konu, yatırım indiriminin veya geçici teşviklerin olduğu bir ülke mi, yoksa vergi oranlarının önceden daha düşük olarak ilan edildiği ve herkesin ileriye dönük hesabını daha net biçimde yapabileceği bir ülke mi tercih konusu olur dediğimizde, elbette tercihi vergi oranlarının düşük olduğu ve öngörülebilir bir sistemin, kalıcı bir sistemin uygulandığı bir ülkeyi tercih edeceklerini, bunun dışındaki yatırım modellerinin uygulandığı ülkelerde, yani bizim açımızdan birinci derece öncelikli unsur ekonomik istikrar bulunması ülkede, siyasi istikrar bulunması ve öngörülebilirliğin olması ve düşük oranlı olmak. Geçici teşvikler bu anlamda birinci öncelik değildir görüşünü aldık.

Bu çerçevede de artık yatırım indiriminin yerine düşük oranlı kurumlar vergisi uygulamasıyla devam edilmesi Türkiye açısından, gelinen nokta açısından daha uygun, daha açık, daha şeffaf bir uygulamadır diye düşünüyoruz. Elbette yatırım indirimi bakımından bir geçiş dönemi mutlaka gerekiyordu mevcut yatırımcılar bakımından. Bu da yarın yine muhtemelen genel kurulda, belki de bu akşamın geç saatlerinde genel kurulda gündeme alınacak. Gelir vergisi tarifelerinde ve yatırım indirimine ilişkin değişikliklerin yer aldığı bir tasarı ile meclisten de geçirme imkanımız olacak.

Buradaki geçiş döneminin temel esprisi şu: Üç yıllık bir süre içinde hem yatırımın tamamlanması, hem de indirim uygulamasının devam ettirilmesi ama 2006 yılında yatırımlar bakımından yatırım indiriminin öngörülmediği sadece orada düşük oranlı sistemin öngörüldüğü bir yapı söz konusu olacak. Kanunla yapılacak düzenlemede gelir vergisi tarifesindeki üst dilimin müteşebbisler bakımından yüzde 40’dan yüzde 35’e çekilmesi. Konuya ilişkin özellikle yabancı yatırımcıların ülkede öngörülebilirlik ve yatırım yaparken tereddüt duymamalarını sağlayacak bir diğer örneğimizi de dün resmi gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı oluşturdu. Bu kararda da daha önce bizim vergi usul kanunumuzda yer alan bir hükme istinaden, yabancı yatırımcı Türkiye’de bir özelleştirmeye ya da bir kuruma iştirak etmek üzere bir şirket oluşturmuşsa, oraya getirdiği sermayenin döviz cinsinden tarifini sağlamak üzere, tabi 100 milyon dolar üzerinde bir sermaye olması kaydıyla, Bakanlar Kurulunun karar alabilmesinin bir örneği, dün resmi gazetede yayımlanan bir kararla da realize etmiş olduk.

Yani biz sözün özü, artık Türkiye’de yatırım yapmak isteyen bir müteşebbis bakımından hem belki oran bakımından içinde yaşanılabilir bir sistem, hem mevzuat bakımından açık, şeffaf ve süratle sorunlarının cevaplanabildiği bir yapının oluştuğu bir idari yapı. Bunun yanında da geçici teşviklerin de asgari düzeyde olduğu, sistemin istikrar içinde olduğu bir yapı.

Ceza sistemine ilişkin düzenlemeler

Elbette bunları sağlarken bir diğer konumuz da ceza sistemine ilişkin düzenlemeler. Bizlerin burada, sizlerin orada görüşeceğiniz kurumlar vergisi kanunu dışında, acil gündemimiz içinde vergi ceza sistemindeki değişiklikleri de bir an önce gündeme getirip onları da realize etmek, artık içerisinde bulunulan şartlar itibarıyla vergi kayıp kaçağının müeyyidesinin daha ciddi anlamda uygulanabilir bir hale geldiği bir noktaya ulaşmak. Tabi ki bunun devamında kurumlar vergisi yasa tasarısı nasıl ki son derece modern, gelişmiş ülke uygulamaları paralelinde, hatta bir çok noktada bir çok ülkenin ilerisine geçmiş bir model oluşturma noktasına gelmişse, gelir vergisi kanunuyla ilgili çalışmamız da yine vergi konseyi bünyesinde başlamış bulunuyor.

(7)

Burada da özellikle vergi güvenlik müesseseleriyle ilgili gelir vergisi kanununda yapılacak düzenlemeler son derece önem arz ediyor. Tabi ki bu yılın ilk yarısı içerisinde büyük ölçüde gelir vergisi kanunu tasarısının ilk hazırlıklarını da tamamlamayı hedefliyoruz. Böylece de bizim mevzuat anlamında yaptığımız temel düzenlemelere bir yenisini de 2006 yılını tamamlamadan realize edip ulaşmak istiyoruz. Çünkü artık 2007 yılı başına sarktırmadan gelir vergisi tasarısının bu yıl içinde yasalaşmasını sağlayıp 2007 başından itibaren de bu yeni yasanın, sıfır kilometre yasanın, uygulanmasına imkan sağlamayı hedefliyoruz. Bu konuda da hakikaten hem sivil toplum kuruluşlarımıza, hem de değerli konseyimizin tüm katılımcılarından, üyelerinden hep şükranla bahsediyoruz, kendilerine teşekkür ediyoruz, çok ciddi katkı ve katılımları oluyor.

Zaten bizim inancımız da bu ülke hepimizin, neticede bu ülkede yatırım yapan için de yatırımcının katılmadığı, uygulamacının katılmadığı, sadece idarecilerin kapalı kapılar arkasında hazırladığı kanunlarla değil, tam aksine bütün kesimlerin katıldığı açık, şeffaf, herkes tarafından tartışılarak olgunlaştırılan kanun tasarılarıyla belli bir noktaya geleceğimiz inancındayız. Zaten bu nedenle kendi taslaklarını biz kesinleştirmeden, resmi gazeteye göndermeden mükellef sitemizde ilan ediyoruz, görüşleri alıyoruz, ona göre değerlendirip son haliyle yayınlıyoruz. Bu nedenle süratli bir şekilde soruları cevaplayan sirküler uygulamamızı internet sitemizde en hızlı şekilde tüm mükelleflerimize, tüm müşterilerimize götürüyoruz.

Bu anlayışın bir gereği olarak da zaten geçenlerde, vergi haftası münasebetiyle sayın bakanımızın ilan ettiği mükellef hakları bildirgesini yayınlamış bulunuyoruz. Yani bunların hiç biri sözde kalmayacak, bu idare en iyi kanunları da yapsanız nasıl ki onun uygulaması en milli meseledir, uygulama iyi olmadığı sürece o iyi kanunlarla verimli sonucu alamazsınız anlayışı içerisinde, mükellef hakları bildirgesi ile buna uygun mükellef duyarlılığı yüksek bir idare olarak çalışmalarına devam edecek, hem de kendisini yenileyecektir. Ben kısaca bu açıklamaları yapıyorum. Tekrar oradaki tüm katılımcılara selamlar, saygılar sunuyorum. Panelin herkes için yararlı olmasını diyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile stokların düzeltmede esas alınacak tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama düzeltme katsayısı ile

213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma

- Ortak veya - Ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı bulunduğu veya oy veya kar payı hakkına ya da hisselerine sahip olduğu bir kurum

Yurt dışı iştirak kazancının elde edildiği kurumun bulunduğu ülkede en az % 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşıması.. İştirak edilen

Ortakla ilişkili kişi nasıl tanımlanmış, ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az yüzde 10 oranında ortağı bulunduğu ya da kar ya da oy hakkına sahip olduğu kurumlar ile

İşte nedir bunlar, zararlı vergi rekabetinden tutunuz da, diğer şeylere varıncaya kadar, vergi güvenlik müesseseleri, istisna ve muafiyetlerin daraltılması konusu, beyan

Bu itibarla çok kısa zamanda da olsa sisteme çok önemli katkılar yapmaya başladığı için Gelir İdaresi başkanı da demin vergi konseyinin çalışmalarını zikretti ve

Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç