İMAM HATİPLER KURULUŞ SERÜVENİ
Türk eğitim sisteminin köklü kurumlarından olan İmam Hatip Okulları, Osmanlı
Devleti’nin son dönemlerinde 1913 yılında
“Medresetü’l-Eimme ve’l-Huteba” adıyla
başlatılan bir müessesenin devamı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan birkaç ay sonra 3
Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 4.
Maddesi ile “İmam ve Hatip Mektebi” olarak
açılmıştır.
Bir zaman yaşanan fetret döneminden sonra Merhum Celâleddin Ökten (Celal Hoca)’nın gayretleriyle
13.10.1951 tarihli 601 sayılı Müdürler Komisyonu kararanın dönemin
Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri tarafından onayı ile 17 Ekim 1951 yılında “İmam-Hatip
Okulu” adıyla yeniden açılmıştır. İmam hatip okulları 3 yıl orta kısmı ve 4 yıl da lise kısmı
olacak şekilde tasarlanarak 1973 yılında, 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile “İmam-
Hatip Lisesi” adını almıştır.
Bugün “Anadolu İmam Hatip Lisesi” adıyla devam eden İmam Hatip Okullarında
21. yüzyıl becerileri bağlamında öğrencilerin ilgi, kabiliyet ve kariyer hedeflerine göre
eğitim alabilecekleri ''Program Çeşitliliği'' sunulmaktadır. İmam hatip okullarında öğrenciler
Temel İslam Bilimleriyle birlikte, Fen ve Sosyal Bilimler, Uluslararası, Yabancı Diller,
Mûsikî, Spor, Geleneksel ve Çağdaş Görsel Sanatlar, Hafızlık, Teknoloji proje ve programlarından
yararlanabilmektedir.
Okullarda; İmam Hatip okullarımızın dünü, bugünü ve geleceği konusunda öğrencilerimizin
farkındalıklarının artırılması, eğitim gördükleri okulların kuruluşunda ve yaşatılmasında
emeği geçen şahısların anılması, okul kültürünün yaşatılması ve okula aidiyet duygusunun
kazandırılmasına katkı sağlaması amacıyla İmam Hatip Okulları kuruluş yıldönümü etkinlikleri
planlanmıştır.
İMAM HATİPLERİN KURULMASINDA
ÖNCÜ ŞAHSİYETLER
MAHMUT CELALETTİN ÖKTEN KİMDİR?
Asıl adı Mahmut Celâlettin (Ökten) olup Trabzon’da doğdu. Baba tarafından Gürcüzâdeler olarak bilinen, dinî ilimler alanında isim yapmış köklü bir aileye mensuptur. Dört yaşında iken babası
Sâlih Zihni Efendi’nin, kısa bir süre sonra da annesi Güller
Hanım’ın vefatı üzerine babaannesinin himayesinde büyüdü.
Küçük yaşta hıfzını tamamladı. Rüşdiyeyi bitirdikten sonra
Trabzon İdâdîsi’ne kaydoldu; bir yandan da medreseye devam etti. İdâdîde okuduğu yıllarda dedesi Ömer Feyzi Efendi’nin
yerine Trabzon Çarşı Camii’nin imam-hatipliğini yaptı. Mezun
olunca İstanbul’a giderek Dârülmuallimîn-i Âliyye’ye girdi (1905).
Bu okulu bitirdikten sonra Dârülfünun Edebiyat Şubesi’ne
kaydoldu.
II. Meşrutiyet’in ilânı ile İstanbul’da huzurun bozulması üzerine öğrenimini yarıda bırakarak bir arkadaşıyla
birlikte Turgutlu’ya gidip edebiyat öğretmenliğine başladıysa da (24 Haziran 1909) burada fazla
kalmayarak İstanbul’a döndü (5 Kasım 1909) ve tahsiline devam etti. Dârülfununda hocaları
Babanzâde Ahmed Naim, İzmirli İsmâil Hakkı ve
Mehmed Âkif beylerin yakın ilgi ve sevgilerine mazhar oldu. Arap edebiyatını Ali Fehmi (Câbiç) ve Şevket
efendilerden okudu. Bu arada Fatih dersiâmlarından
Mustafa Âsım ve Muğlalı Ali Rızâ efendilerden kelâm
ve usûl- i fıkıh sahasında özel dersler aldı.
Celâlettin Efendi 1911 yılında Dârülfünun Edebiyat Şubesi’den mezun olunca İstanbul Sultânîsi Arapça muallimliğine tayin edildi (29 Ocak 1912). İlmî yetişkinliği yanında başarılı öğretim metodu sayesinde kısa sürede “Celâl Hoca” olarak şöhret buldu.
Mütareke yıllarında kayınpederinin yerine Vasat Atik Ali Paşa
Camii’nde on yıl kadar imamlık görevinde de bulunmuş olan Celâl Hoca, 1925’te İstanbul İmam-Hatip Mektebi Arapça muallimliğine tayin edildi. Bir süre sonra “Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu”nun
aleyhinde konuştuğu iddiasıyla açığa alındıysada yapılan tahkikat neticesinde görevine iade edildi. Ardından da İstanbul Sultânîsi Arapça muallimliğine geçti.
Harf inkılâbından sonra Arapça derslerinin
kaldırılması üzerine okulun Türkçe hocalığını üzerine aldı. Uzun yıllar İstanbul’un çeşitli
okullarında Türkçe, edebiyat, felsefe ve mantık
dersleri okuttu. Vefa Lisesi’nde felsefe hocası
iken 1947 yılında emekliye ayrıldı.
Celâl Hoca, 1949 yılında Maarif Vekâleti’nce İstanbul’da
açılan imam-hatip kursuna müdür ve öğretmen olarak tayin edildi. Bu vesile ile sadece pratik bilgiler vermeyi hedef alan bu tip kursların yeterli olmadığını gördü ve bunların orta
dereceli okullar haline getirilmesi gerektiği kanaatine vardı.
Bu konuyla ilgili olarak daha sonra başta dönemin Maarif Vekili Tevfik İleri olmak üzere birçok yetkiliyle görüşmeler yaptı. Sonuçta imam-hatip okullarının açılması yönünde
karar alındı ve Celâl Hoca, 17 Ekim 1951 tarihinde öğretime
başlayan İstanbul İmam-Hatip Okulu’nun ilk müdürü oldu.
Türkiye’nin dinî, ilmî, kültürel ve sosyal hayatında önemli yeri olan imam hatip okullarının kurulması fikrinin ilk sahibi ve ilk program yapımcılarından biri olması dolayısıyla Celâl
Hoca’nın bu okulların tarihinde çok önemli ve unutulmaz bir yeri vardır.
1956, 1959 ve 1960 yıllarında üç defa hacca gitti. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde iki yıl ilm-i tevhid ve kelâm
derslerini okutan Celâl Hoca 21 Kasım 1961’de vefat etti, Edirnekapı (Sakızağacı) Şehitliği’ndeki aile kabristanına defnedildi. Oğlu Sadettin Ökten halen Mimar Sinan
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyesidir
.TEVFİK İLERİ KİMDİR?
Babası Hafız Celal Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. "İmamoğulları"
ismi ile bilinen bir aileye mensuptur. Ailesi, doğumdan birkaç yıl sonra İstanbul'a göçmüştü. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da
Gelenbevi Ortaokulu'nda yaptıktan sonra 1933 yılında İTÜ Yüksek Mühendislik Okulu'nu bitirdi. Aynı yıl Vasfiye Hanım ile evlendi. Çiftin Cahide, Cahit, Ayşe adlarında üç çocukları oldu.
Öğrenciliğinin son yılında Millî Türk Talebe Birliği başkanlığını yaptı.
Tevfik İleri, öğrencilik yıllarından itibaren hareketli bir hayat sürmüştü;
öğrenciliğinde Bulgar gençleri tarafından Razgrad Türk mezarlığının tahribinin protestosu, Türkçenin daha yaygın bir şekilde kullanılması, yerli malına gerekli önemin verilmesi gibi amaçlarla miting ve
gösterilerin yapılmasına öncülük etti. İstiklâl Marşı çalınırken ayağa kalkılması, 18 Mart günleri Çanakkale Şehitleri'nin anılması gibi
gelenekler onun bu dönemdeki öncülüğünde başladı
Mezuniyetten sonra 1933- 1937 yılları arasında Erzurum'da karayolları mühendisliği, 1937- 1942
yıllarında Çanakkale'de, 1942- 1950 yılları
arasında Samsun 'da bayındırlık müdürlüğü yaptı. Samsun Karayolları 7. Bölge'nin ilk müdürüdür. 1950
seçimlerinde Demokrat Parti milletvekili olarak TBMM'ye girdi.
IX., X., XI. Dönem Samsun Milletvekilliği yapan İleri, meclise girişinin hemen ardından bakan olmuş ve uzun süre
bakanlık yapmıştır. Ulaştırma (1950'de çok kısa bir süre), Millî Eğitim (1950-1953 ve 1957), Devlet Bakanlığı ve
Başbakan Yardımcılığı (1957-1958) ve Bayındırlık Bakanlığı
(1958- 1960) görevlerinde bulunmuştur;
1953-1955 yılları arasında TBMM başkanvekilliği yapmıştır.
Bakanlıkları döneminde gerçekleştirdiği icraatların bazıları şunlardır: Din derslerini ilkokul programlarına soktu; din
derslerinin okutulup okutulmama kararını velilerin seçimine bıraktı; 1930 yılında kapatılan İmam Hatip Liseleri'nin yirmi yıl sonra yeniden açılmasına öncülük etti. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nü kurdu. Köy Enstitüleri'ni yeniden düzenleyerek öğretmen okullarıyla birleştirdi. Atatürk ve Orta Doğu
Teknik üniversitelerinin açılışını gerçekleştirdi. İlk Boğaz
Köprüsü projesi onun zamanında ihale seviyesine kadar geldi, ancak 60 ihtilali nedeniyle proje 10 yıl sonra gerçekleşebildi.